NBA Batı Konferansı: 15 Takımın Tarih Boyunca Yaptığı En Büyük 15 Hata

25/Haz/18 22:25 Haziran 26, 2018

Mehmet Bahadır Akgün

25/Haz/18 22:25

Eurohoops.net
CHICAGO - JUNE 14: Michael Jordan #23 of the Chicago Bulls celebrates following Game Six of the 1992 NBA Finals on June 14, 1992 at Chicago Stadium in Chicago, Illinois. The Chicago Bulls defeated the Portland Trailblazers in six games to win the 1992 NBA Championship. NOTE TO USER: User expressly acknowledges and agrees that, by downloading and or using this photograph, User is consenting to the terms and conditions of the Getty Images License Agreement. Mandatory Copyright Notice: Copyright 1992 NBAE (Photo by Nathaniel S. Butler/NBAE via Getty Images)

Herkes hata yapar, bazıları çok daha fazla can yakar. NBA tarihinde organizasyonların en büyük hatalarını inceliyoruz.

by Griffin Leyden / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 14 Nisan 2018 tarihinde The Sportster’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA’deki her organizasyonun yaptığı için pişman olduğu bir şey vardır. Kimi zaman tek taraflı bir takas, kimi zaman kötü bir draft seçimi, yönetim kademesinde alınan kötü bir karar takımın başarısını yıllarca olumsuz etkileyebilir. Yani, 1984 Draftı’nda Michael Jordan’ı es geçip Sam Bowie’yi seçme kararı aldığınızı bilseniz nasıl hissederdiniz? Muhtemelen baya berbat olurdu herhalde.

Bu yazıda NBA’deki her organizasyonun en kötü hatasını, nihayetinde uzun vadede şampiyonluklara mâl olan yanlışları inceleyeceğiz. Draft seçimlerinden takaslara, yaz kontratlarından çok daha fazlasına kadar her NBA takımının geçmişe tamamen pişmanlık ile baktığı, farklı bir karar alınsa şampiyonluk kupasını kaldırabileceklerini bildiği bir dönem var.

Her zaman olduğu gibi bizlere NBA’deki organizasyonların yaptığı diğer büyük hataları hatırlatmaktan çekinmeyin lütfen.

Huzurlarınızda NBA’de Batı Konferansı’ndaki organizasyonların şampiyonluklara mâl olan hataları…

1. Dallas Mavericks: 2011 Draftı’nda Kaçanlar

2011 NBA Draftı, ligdeki birçok takımı daha iyi hâle getirebilirdi ve bu takımlara Dallas Mavericks de dahil. Mavericks‘in elinde 26. ve 57. sıra draft hakları vardı. Onlar Jordan Hamilton ve Tanguy Ngombo’yu seçtiler. Her iki oyuncu da ligde isimlerini duyuramadı, özellikle de Mavericks formasıyla. Hamilton’dan dört sıra sonra Bulls, Jimmy Butler’ı seçti.

Ngombo’dan üç sıra sonra ise Kings draftın son sıra hakkıyla Isaiah Thomas’ı seçti. Mavericks bu oyuncuları almış olsa çok daha farklı yarınlara bakıyordu şimdi.

2. Denver Nuggets: Draftta Nikoloz Tskitishvili’yi Seçmek

Gürcü Nikoloz Tskitishvili, NBA’de asla bir etki bırakmayı başaramadı. 2005 Draftı’nda Denver Nuggets tarafından beşinci sıradan seçilmişti ve 2.9 sayı, 1.8 ribaund ortalamaları ile altı sezon geçirdi. Nuggets formasıyla hiçbir etki yaratamayan Nikoloz’u seçmemiş olsa Denver, Amar’e Stoudemire’ı seçebilirdi. Amar’e ise sakatlıklarına rağmen dominant bir kariyer geçirdi.

Ertesi yıl Nuggets, Carmelo Anthony’yi seçti draftta. Yani hem Anthony hem de Stoudemire genç yaşta aynı takımda oynayabilirdi ve bu durumda da Nuggets, 2000’lerde ligin en iyi takımlarından biri olurdu. O ikili ile Lakers ve Spurs‘e karşı zirve yarışı verebilirlerdi.

3. Golden State Warriors: Kevin McHale ve Robert Parish’i Takaslamak

Golden State Warriors, bu dönemde NBA’in en iyi takımı ve bu sürecin sonunda çok sayıda şampiyonluk kazanacak olabilirler ancak 1980 Draftı’na gidilirken bazı parçaları ellerinde tutsalar çok daha fazla şampiyonluğa sahip olabilirlerdi. Warriors neticede Robert Parish ve üçüncü sıra draft hakkını Celtics‘e verip karşılığında ilk sıra ve 13. sıra draft haklarını aldı.

Bu takasın kazananı Celtics oldu tabii. Üçüncü sıradan Kevin McHale’ı seçtiler ve o da draftın en iyi oyuncusu oldu. Robert Parish ise ligin en büyük oyuncularından biri.

Öte yandan Warriors ise Joe Carroll ve Rickey Brown’ı seçti. Bu isimleri McHale ve Parish ile kıyaslamak bile mümkün değil…

4. Houston Rockets: Dwight Howard’ı Kadroya Katmak

Rockets, Dwight Howard’a 2013 yazında verdiği 88 milyon dolarlık maksimum kontrattan kesinlikle pişmanlık duyuyor çünkü bu kontratın Houston’a hiçbir faydası olmadığı gibi zararı oldu. Howard, birçoklarının düşündüğünün aksine Rockets‘ta olmadı ve kariyerinin en kötü sezonlarından birini geçirdi. Rockets’ın o dönemde Batı’nın en dominant takımlarından biri olması bekleniyordu ancak playoff mücadelesi verdiler.

Rockets’ın bu dönemdeki başarısı da onların iyi bir takım olmak için Howard’a asla ihtiyaç duymadıklarını gösteriyor. Zira artık D12 olmadan da ligin en iyi takımlarından biriler. O yaz Dwight yerine bir başkasına gitseler belki de şimdi şampiyonlukları vardı.

5. Los Angeles Clippers: 2011 İlk Tur Draft Hakkını Takaslamak

Clippers 2011 yılında çok ama çok korkunç bir takas gerçekleştirdi Cavaliers ile. Baron Davis ve korumasız bir ilk tur draft hakkını Mo Williams ve Jamario Moon karşılığında Cavaliers‘a verdiler. Clippers, ligin en kötü takımı olmadı ve ilk sıradan seçim yapmak için yalnızca %2.8’lik şansa sahipti. Ama kaderin cilvesi, neticede Clippers’ın hakkı ilk sıraya düştü. Yani 2011 Draftı’nın ilk sıra hakkını takaslamışlardı. Cavaliers o hakla Kyrie Irving’i seçti, o da ligin en iyi guardlarından biri oldu.

Clippers o dönemden bu yana farklı şeyler denedi ancak Lob City ekibi asla istediği, kovaladığı başarıya ulaşamadı.

6. Los Angeles Lakers: Draftta Bernard King Yerine Kenny Carr’ı Seçmek

Lakers, gelmiş geçmiş en güzel hikayelerden birine sahip ve en başarılı organizasyonlardan biri. Boston Celtics‘in ardından NBA’in en çok şampiyonluk kazanan takımı olan Lakers, 1977 NBA Draftı’nda altıncı sıra hakkına sahipti ve Kenny Carr’ı seçti. Carr ligdeki birkaç takımda iyi bir rol oyuncusu oldu ancak bu seçimi asıl kötü yapan şey Bernard King’in bir sıra sonra New York tarafından seçilmiş olması. King, NBA tarihinin en iyi skorerlerinden biri oldu zira.

King’i Lakers formasıyla görmek muazzam olurdu. Lakers da tabii böyle bir yeteneğin bulunduğu kadro ile Celtics‘in önünde en çok şampiyonluk kazanan takım olabilirdi.

7. Memphis Grizzlies: Draftta Hasheem Thabeet’i Seçmek

2009 NBA Draftı, NBA tarihinin en iyi draft sınıflarından biri olarak göze çarpıyor. Ligin en büyük yıldızlarından bazıları o dönemde NBA’e giriş yaptı. Ancak maalesef Hasheem Thabeet o isimlerden biri değil. Bu da Grizzlies‘in ikinci sıradan onu seçme hamlesini epey aptalca yapılmış bir hamle olarak gözler önüne seriyor. Thabeet, gözlemcileri blok yeteneği ve dev fiziği ile etkilemişti ancak asla ligde istediği ritmi bulamadı ve diğer uzunlar onu domine etti. Daha sonra da D-League’in yolunu tuttu.

O draftta Thabeet’in arkasından seçilen isimler arasında James Harden, Stephen Curry, DeMar DeRozan, Jrue Holiday ve Jeff Teague gibi oyuncular yer aldı. Hepsi de Thabeet’le kıyaslanmayacak derecede iyi işler yaptılar. Grizzlies, bu kadar kötü bir hata yapmamış olsa şimdi ligdeki en iyi takımlardan biri olabilirdi.

8. Minnesota Timberwolves: 2009 NBA Draftı Seçimleri

2009 NBA Draftı, Timberwolves‘u bugün NBA’in en iyi takımlarından biri yapabilirdi. Ligdeki en iyi oyunculardan bazılarını ihtiva eden bu draft sınıfı, tarihin de en iyilerinden biri.

Timbberwolves maalesef seçilebilecek hiçbir yeteneğe yatırım yapmadı neredeyse. Hem beş, hem de altıncı sıra haklarına sahip olan Timberwolves, Ricky Rubio ve Jonny Flynn’i seçti. Daha da kötüsü onlardan hemen sonra Stephen Curry’nin seçilmiş olması. Wolves ayrıca DeMar DeRozan’ı da seçebilirdi. Curry – DeRozan ikilisini düşününce Minny çok iyi bir takım olabilirdi.

9. New Orleans Pelicans: Chris Paul’u Takaslamak

Chris Paul, yıllar boyu New Orleans organizasyonunun yüzüydü. Pelicans‘ı kadroda bulunduğu her yıl verimli bir takım hâline getirdi. Ancak takım Paul’un etrafına gerekli yetenekleri dizmek konusunda iyi değildi ve üst üste playoff deneyimi konusunda da başarılı olamadılar. Bu da Paul’un takas istemesine yol açtı. En iyi oyuncunuz mutlu olmayıp da takas istediğinde “hayır” demek zor. Ancak Paul’u New Orleans’tan koparan takas da ligdeki en iyi oyunculardan biri için yeterli değildi. Clippers, New Orleans’a Eric Gordon, Chris Kaman, Al-Farouq Aminu ve Minnesota’nın korumasız 2012 ilk tur draft hakkını verdi. Bu da Paul gibi bir oyuncu için yeterli değil.

10. Oklahoma City Thunder: James Harden’ı Takaslamak

NBA tarihinin en büyük “ya aksi olsaydı” sorularından biridir bu. Zira Oklahoma City Thunder, henüz birkaç yıl önce bir hanedan kurma fırsatına sahipti. Takımın elinde Kevin Durant, James Harden ve Russell Westbrook vardı. Üç oyuncu da ligin en iyi oyuncuları arasında artık. Bu isimlerin aynı takımda neler yapacaklarını hayal etmek bile güç. Harden daha sonra Kevin Martin, Jeremy Lamb, iki adet ilk tur draft hakkı (Steven Adams ve Archie Goodwin) ile bir adet ikinci tur draft hakkı (Alex Abrines) karşılığında takaslandı.

İşlerin Oklahoma City’de yürümemiş olması çok yazık… Bu süreçte birçok şampiyonluk kazanabilirlerdi ancak o çekirdekten artık yalnızca tek yıldız takımda kaldı.

11. Phoenix Suns: Isaiah Thomas’ı Takaslamak

Isaiah Thomas, sakatlığı öncesi ligin en iyi oyuncularından biriydi. Her maç inanılmaz istatistikler üretiyordu ve draft sınıfının son sırasından seçildiğine inanmak bile fazlasıyla güçtü. Thomas, Boston Celtics formasıyla yaptıkları sayesinde ligde rüşdünü ispat etti ve en iyi oyunculardan biri olduğunu gösterdi.

Suns ise Marcus Thornton ve ilk 10 sıra korumalı draft hakkı karşılığında onu takasladığında bu yeteneklerin farkında değildi. Isaiah, Suns organizasyonuna büyük yardımlar yapabilirdi ancak Phoenix taraftarları artık böyle bir fırsatı kaçırdıkları için öfkeli olmalılar.

12. Portland Trail Blazers: Draftta Sam Bowie’yi Seçmek

1984 NBA Draftı, lig tarihinin en iyi draftlarından biriydi. Hem tarihin en büyük draft fiyaskolarından biri de bu drafta dahildi. Trail Blazers, Sam Bowie’yi Michael Jordan’ın üzerinden seçmeyi tercih etti. Hepimizin bildiği gibi Jordan, Bulls ile altı şampiyonluk kazandı ama bunu Trail Blazers‘ta yapabilir miydi? Muhtemelen. Unutmayın, MJ’i draftta seçmek muhtemelen Jordan – Clyde Drexler ikilisine sahip olmak anlamına gelecekti.

Trail Blazers’ın “G.O.A.T.”u es geçtiği için pişman olduğu kesin. Portland’ı en çok da 1992 Finalinde Jordan’ın Bulls‘una kaybetmek üzmüş olmalı. Kim bilir Trail Blazers Jordan’ı seçmiş olsa kaç şampiyonluğu olurdu…

13. Sacramento Kings: DeMarcus Cousins’ı Hiç Uğruna Takaslamak

Aslında Sacramento’nun Cousins’ı takaslamasının doğru hamle olduğunu düşünüyorum çünkü işler o takımdayken pek iyi gitmiyordu. Ancak DeMarcus karşılığında aldıkları yeterli değildi ve televizyonlardaki NBA yorumcuları da Cousins gibi bir süperyıldızın Buddy Hield, Tyreke Evans, Langston Galloway, 2017’den ilk tur ve ikinci tur draft hakları karşılığında takaslandığını görünce çıldırdılar.

DeMarcus gibi bir oyuncu için çok daha iyi bir şey alabilirlerdi. Ligdeki her takım onu kadrosunda görmek ister. Belki de Celtics, Nets‘in ilk tur draft hakkından vazgeçebilirdi onun için. Uzun vadede bu hamlenin Kings‘i nasıl etkileyeceğini bilmiyoruz ama geçmiş düşünülünce yine işleri batırdılar.

14. San Antonio Spurs: Dennis Rodman’ı Takaslamak

Spurs, spor tarihinin en başarılı organizasyonlarından biri ve aslında tarih boyunca da ellerine geçen fırsatları pek tepmediler. Muhtemelen en büyük pişmanlıkları da Dennis Rodman konusundaki tutumları oldu. Ligin en iyi oyuncularından biri olan Rodman, gerçek bir ribaund makinesi ve 1990’lardaki Bulls zaferlerinin kilit parçalarından biriydi.

Bulls‘a gitmeden önce ise Spurs forması giydi. Spurs onu Will Perdue karşılığında takasladı ve bu onlar için berbat bir takas oldu. Perdue, San Antonio kariyerinde maç başına 5 sayı civarında bir ortalama yakaladı. Rodman ise Chicago’da harika bir kariyere sahip oldu.