by Can Bedel / info@eurohoops.net
A Milli Basketbol Takımımızın formasını giyen Ömer Faruk Yurtseven, beIN Sports’ta Uygar Karaca’ya açıklamalarda bulundu.
Ömer Faruk Yurtseven, FIBA Ön Eleme Turnuvası’ndaki maçlarla ilgili sözlerine başlarken şu açıklamaları yaptı:
“Ukrayna da maça 2’de 2 ile gelmişti ki bizim isteğimiz sahaya çıkıp savaşmaktı. Maç maç devam ediyoruz. Ukrayna maçının da daha zor olacağını farkındaydık. Diğer maçlar 30-40 sayıyla bitmişti. Bir noktadan sonra da maçlar kopuyordu zaten. Bir noktadan sonra herkes rakibin bizim seviyemizde olmadığını farkındaydı. Ukrayna karşısında da favoriydik ama bunu gerçekleştirmemiz lazım. Onlarda da herkes şut sokmaya başladı. Onları zor tercihlere sokmamız gerekiyor. Yine de güçlü bitrdik, daha güçlü de bitirebileceğimizi düşünüyordum fakat savaştığımız için de yarı final ve final öncesinde bence çok iyi bir test oldu.
Yarı finalde rakibimiz İsveç olacak. Çetin bir maç olur ama Ukrayna’dan daha iyi olduklarını düşünmüyorum. Karşı tarafta en iyi takım Hırvatistan gözüküyor ama maç maç devam etmek en sağlıklısı çünkü çok ileriye giderseniz anın içinde kalmak imkansızlaşıyor ve onun sizin performansına faydası yok. Anın içinde kalıp İsveç maçıyla başlayıp onu da finale hazırlık olarak görmek ve emin adımlarla devam etmemiz gerekiyor çünkü hata payımız sıfır”
Alperen Şengün ile uyumları için de konuşan Ömer Faruk Yurtseven, “Alperen Şengün ile uyumumuz organik gelişti. En eğlenceli tarafı da bunu milli takım formasıyla yapabilmek. İlk başlarda biraz daha birlikte maçımız olsa daha fazla uyum da sağlayabilirdik ama bence asıl kritik maçlarda bir arada oynamamız, bu baskının altında beraber oynamamız çok yardımcı oldu. Baskı olduğu için bu ilişkiler çok daha ayrı bir şekilde, çok daha hızlı ve güçlü bir şekilde büyüyebiliyor. O kaçırsa ribaundu ben alıyorum. Çembere giderken de başka bir uzunun da olması herkes tek bir kişiye fokuslanamıyor. Onun yanında da Alperen Şengün pas vermeyi de seven birisi ve bunun da faydası oluyor. Şu ana kadar birlikte 4-5 maç oynadık ama beraber oynadıkça uyumumuz daha da iyiye gideceğini düşünüyorum. Zamanla da apayrı bir boyuta çıkabilir. İkiz kuleler tanımı da bence gerçek bir şey. Burada işimiz pota altında o dominasyonla kaçan şutlar olsun, içerideki bitirişlerimiz olsun bunları üst üste koyarak finallere gitmek ve sonra da olimpiyatlara gidebilmek” dedi.
Hücumda daha fazla şey yapabilecek bir isim olduğunu da belirten tecrübeli oyuncu, “Hücumda daha fazla şey yapabilirim. Şu anda biraz daha ekmeğini taştan çıkarma yolundayım. Şu anda bir anlamda ne bulabilirsem onu sıkabildiğim kadar sıkıp suyunu çıkarmaya çalışıyorum. Üç sayılık atışlar da sürekli çalıştığım ve repertuvarımda olan bir özellik. Geçtiğimiz gün de milli takımdaki ilk üçlüğümü de attım” ifadelerini kullandı.
Geçen sene EuroBasket’te milli takım forması giymeyen Ömer Faruk Yurtseven, konu hakkında konuşurken şu açıklamaları yaptı:
“Geçen sene Miami Heat milli takıma gelmemi izin vermişti ama EuroBasket’te gelmememin en önemli sebebi sakatlığımdı. Milli takımla İngiltere maçında da sakatlıkla oynamıştım sonrasında bu ilerledi ki hatta Yaz Ligi’nde de oynayamamıştım. Bunların hepsi de geçen sene gelmeme kararımı ortaya çıkardı. Tedavi sürecimi orada geçirmek benim için çok daha iyi olacaktı. Düzgün bir şekilde iyileşip, yeni sezona hazırlanmak iyi olacaktı. Gelmeme sürecimdeki neden buydu. O sakatlık olayını çok ortaya atmadım, hala da çok atmak istemiyorum ama anlaşıldığımı da çok düşünmüyorum. Ben de çok iyi anlatamadım. Öyle bir durumdu.
Orada tek isteğim dikkati üzerime çekmemekti. Ki bu da yapılabilirdi yani bedava reklam olurdu ama polemikleri hiç sevmeyen biriyim. Hedefim orada konuşmayarak milli takımın maçlarına herkesin konsantre olmasıydı ve bir derece de öyle olduğunu düşünüyorum. Herkesin o maçları büyük bir dikkatle izleyerek EuroBasket’teki savaşı desteklemesine yardımcı olduğumu düşünüyorum.
Her oyuncu 40 dakika oynamak ister. Bir yandan da koçun o anki tercihidir sonuçta bunlar. Bir oyuncu olarak içinizde hırs oluyor, daha fazla oynamak istersiniz ama o dönemde sakatlıklarla uğraştığım için dakikalarımdan rahatsız olduğum için milli takıma gelmemek gibi bir düşüncem olmadı.
EuroBasket’i izlerken aşırı bir hırs olmuştu keşke orada olsaydım diye düşünmüştüm. O dönem bir yandan da toparlanma sürecindeydim. EuroBasket’te olsaydım Rudy Gobert’i durdurabileceğimi, İspanya maçını kazanabileceğimizi biliyordum. Aldığım ribaundlar olsun, attığım şutlar olsun bunların hepsinin yardımı olabilirdi. Ekstra bir vites katardım diye düşünüyorum ama bundan sonrası önemli. Artık burada dediklerimi realiteye çevirmeliyim”