By Nikos Varlas/ varlas@eurohoops.net
Jonas Maciulis 30 yaşında ve halen Avrupa basketbolunda hem en yetenekli hem de en sert oyuncularından biri. O her zaman iyi bir takım oyuncusu ve sahada her alana katkı verebilen bir oyuncu oldu. Gerektiğinde de takımı için kendini feda etmekten çekinmeyecek bir yapıya sahipti ve bu tutumunu devam ettiriyor.
Bu yaz Real Madrid‘in onu tercih etmesinin en önemli nedenleri de bunlar zaten. Litvanyalı oyuncu Panathinaikos‘da geçirdiği 2 başarılı sezonun ardından ki 4 yerel kupa kazanmışlardı, kariyerine Avrupa’nın bir başka dev takımında devam ediyor.
Eurohoops’a verdiği özel röportajda Litvanyalı forvet gülerek her soruyu cevaplamaya hazır olduğunu söyledi – sizin de görebileceğiniz üzere – ve Rudy Fernandez’in yıldız olduğu, kadroda kaliteli forvetlerin olduğu bir takımda sahada kaldığı her dakika için savaşması gerektiğini, bunu bilerek Real’e geldiğini anlatarak başladı.
“Beni ne zaman sahaya süreceği, beni nasıl kullanacağı koçun kararıdır ve koç benim için bir oyun hazırladığında ya da beni sahaya sürdüğünde ben de bu fırsatı kullanmaya çalışıyorum. Görevimi biliyorum ve sahada ne tarz basketbol oynamam gerektiğini biliyorum. Her iki pota altında da ribaundları zorluyorum ve savunma yapabiliyorum. İşte bunlar benim kullandığım silahlar ve bu sayede takımıma faydalı olabiliyorum.”
Real’in elindeki kaliteli ve yetenekli kadroya baktığımızda sezon başından bu yana daha etkili olması gerektiği konusunda bize katılıyor mu?
“Bence hem savunmada hem de hücumda çok kaliteli bir takıma sahibiz. Ancak asıl konu bunu nasıl kullanacağımız ve zorlu anlarda bir “takım” gibi oynayabilmemiz. Bence final four’a gidebileceğiz, finalde olacağız ve umuyorum bu sefer kupa bizim olacak çünkü iki sezondur kupayı rakiplerimize kaptırıyoruz. Umuyorum 3.kez böyle olmayacak. Şuanda değil ama sezonun başında problemimiz takımın yarısının yeni oyunculardan kurulu olmasıydı. Birbirimizi çok iyi tanımamız gerekiyordu ki takıma nasıl en iyi şekilde katkı yapabileceğimizi bulabilelim ve bence son zamanlarda çok iyi bir galibiyet serisi yakaladık. Eurolig’de üst üste galibiyetler elde ettik ve İspanya liginde de 5 maçtır kazanıyoruz. Doğru yoldayız, artık birbirimizi daha iyi tanıyoruz ve bence bu problem artık sezonun ilk günlerinde kaldı. Yeni gelen oyuncular takımdaki yerlerini bulmalıydı, yeni oyuncular da geçen sezondan takımda kalan oyuncuları tanımalıydı ve bunlar kolay değildi. Onlar bizim nasıl oynadığımızı bilmiyordu, bizi nasıl kullanacaklarını ve bizden ne beklemeleri gerektiğini bilmiyorlardı. Bence şuanda 4 aydan sonra artık birbirimizi daha iyi tanıyoruz ve her maç daha da iyi oynuyoruz.”
Panathinaikos‘a geldiğinde özel görevleri olan bir rol oyuncusuydu ama sonrasında takımın anahtar oyuncularından biri oldu ve takımının aldığı bir çok galibiyette de önemli rol oynadı. Bu nasıl oldu peki?
“Geçirdiğim ciddi sakatlık sonrası, ön çapraz bağlarımdan geçirdiğim ameliyat sonrası Panathinaikos ile anlaşmıştım ve ben bir rol oyuncusuydum, kimse benden çok şey beklemiyordu ama koç Pedoulakis bana alçak postta bir görev verdi. Takım arkadaşlarım bana yardımcı oldu, özellikle Diamantidis. Nasıl pas vermesi gerektiğini bilen ve takımdaki her arkadaşını en iyi şekilde kullanabilen bir oyuncu o. Bu sadece benim çabamla olmadı, takım olarak ve koç Pedoulakis’in sistemi ile bunu yaptık.”
3D’ye mesajı var mı?
“DD seni özledim! Onu DD olarak çağırıyorum, çünkü biliyorsunuz o Dimitris Diamantidis!”
Litvanya milli takımı neden her Litvanyalı oyuncu için bir “gizli” görev adeta?
“Milli takım önemlidir! Bizim için ve özellikle genç oyuncular için milli takım, dünyadaki diğer tüm yıldız oyunculara karşı oynama firsatı demektir. Eurobasket 2007 kadrosunda ben daha 22 yaşındaydım ve Zalgris’de bir rol oyuncusuydum sadece ama koç bana bir şans verdi ve ben de o zamanki superstarlarımız Saras, Siskauskas ve Songalia ile beraber Avrupa’daki en iyi oyunculara karşı oynayabileceğimi kanıtlamış oldum. Tabiki milli takım aynı zamanda milli gururdur bizim için, ülkemizi temsil etme şansımız olur. Bu Litvanya için bir fırsat, en azından bir kulvarda güçlü olduğumuzu gösterebiliyoruz herkese!”
En iyi takım arkadaşı kimdi?
“Bir çok iyi takım arkadaşım oldu ve en az 10 tane isim sayabilirim size! Diamantidis, Jasikevicius, Siskaukas, Bramos, Gist ve Lasme de mükemmel arkadaşlardı benim için. Milano‘da Viggiano ve Petravicius’u sayabilirim. Her takımda iyi arkadaşlar bulabiliyorsunuz hem sahada hem de saha dışında. Birinin smini vermek doğru olmaz!”
Eurolig’de bu sezon onu en çok hangi oyuncu etkiledi?
“CSKA Moskova’nın guardı De Colo’nun performansından etkilendiğimi söyleyebilirim, şuanda kariyerinin zirvesinde.”
Final Four’da yer alacak 4 takım hangileri olur?
“Dört tane aday söylemem zor. 6 ya da 7 aday sayabilirim Final Four için. Top 8 maçlarında kimin daha güçlü olduğuna karar verebileceğiz.”