By Stathis Trapezanlidis/ info@eurohoops.net
Muhtemelen Sasa Obradovic’in bile Alex Renfroe’nin Alba Berlin adına oyununu bu kadar geliştirmesini ve bu kadar katkı yapmasını beklemiyordu. Buna rağmen Alman takımı onunla Eylül ayında 4 aylık bir kontrat yaptı. Bu süreç, Euroleague normal sezonunu da kaçıran Jonathan Tabu’nun ciddi sakatlığı nedeniyle forma giyemediği süreçti.
Renfroe onun yerine geçti ve 9.5 sayı (2 sayılık atışlarda %46,8, 3 sayılık atışlarda %46,7, serbest atışlarda %90) 5 asist, 4,8 ribaunt, 1,5 top çalma, 2.8 top kaybı ve 26 dakikada 14.2 ranking ile Alman takımının Top 16’daki lideri oldu.
Amerikalı oyun kurucu Eurohoops’a Panathinaikos’a karşı oynadığı oyunun önemini kabul etti, şimdiye kadar Alba Berlin’in yaşadığı müthiş sezon hakkında konuştu, ayrıca EWE Baskets maçında Sasa Obradovic’le yaşadığı olay ve bu olayın takıma etkisi hakkında da konuşmakta bir sakınca görmedi.
Bununla birlikte, insanların gençken onu hevesini nasıl kırdıklarını ve sahada en zor zamanlarda neden gülümsediğini de açıkladı.
Renfore ile basketbol ve hayatı hakkında
– Alex, twitter profilinde durumun şöyle. “Bana her zaman çok kısa olduğumu ve yeterince iyi olmadığımı söylediler”.
“Bu basketbol ve bu hayat. Basketbolu biliyorsunuz, benim de onun hakkında uzun bir hikayem var. Ben gençken – profesyonel olmadan önce- her zaman basketbolda yeterince iyi olmayan, yeterince uzun olmayan, yeterince iyi şut atmayan kişiydim. Lisede duyduğum şey buydu. Hatta şimdi bile duyduğum şey bu! İnsanların iyi olmadığınızı söylemek için her zaman sebepleri vardır. Bazı sebeplerden dolayı iyi değilsinizdir. Bu her zaman benim sebebimdi. Ben çok kısayım. İnsanlar her zaman bir şeyler bulmaya çalışıyorlar “.
– Euroleague’de bu sezon bunu Alba Berlin için de söyleyebilir miyiz?
“Evet. Gerçek bu. Bazen diğer takımlar ve oyuncular kadar yetenekli olmadığımız, tecrübeli olmadığımız ve maaş almadığımız oluyor ama bu basketbolda başa çıkmanız gereken bir durum. Bizden daha iyi takımlar olduğunu biliyoruz, daha deneyimlilerin de olduğunu biliyoruz ama şikayet edemezsiniz. Her maçı oynamak zorundasınız ve günün sonunda ne olacağını göreceksiniz”.
– Durumun devamı “Şimdi yapmayı sevdiğim işin karşılığını alıyorum”. Bu nasıl bir his?
“Müthiş bir his. Hayatımı daha kolaylaştırdığı kesin. Basketbola olan tutkum beni her gün sürükleyen şey. Yaptığım şeyi yapmamı sağlayan ve her gün spor salonuna gelmemi sağlayan şey bu”.
– Sahada zor zamanlarda bile sürekli gülümsemeni sağlayan sebep bu mu?
“Sadece daha rahatım. Mutlu olduğum bir yerdeyim ve bu benim için daha verimli. Bazı insanlar daha ciddidir. Ben sakin kalmayı severim. Böylece agresiflik ve sakinlik arasında güzel bir denge kuruyorum. Tabi ki herkes için durum farklıdır. Ben sadece kendimim, rahat hissediyorum. Eğer çok güldüğümü görürseniz, muhtemelen benim en iyi maçımdır. Gülmüyorsam, bunu bir sebepten dolayı seviyorum. Bu da işlerin benim için iyi gitmediğini ve kendime olan güvenimi kaybettiğimi gösterir. Sevdiğim şeyi yapmaktan dolayı mutluyum”.
– Demek kendine güvenmediğin zamanlar vardı.
“Evet, Evet. Benim için bazen maçtan maçadır. Belki bu hafta gülerim belki sonraki hafta gülmem. Nasıl hissettiğime bağlı”.
Renfroe ile kontratı ve oyunu hakkında
– İlk aylarda kendini kanıtlamak ve sezon sonuna kadar kalmayı hak ettiğini göstermek için baskı altında mıydın?
“Gerçekten bunun hakkında düşünmedim. Bence oyunum iyi. Demek istediğim basketbol oyunum iyi. Bu yüzden eğer beni beğenmezlerse başka bir yerde oynarım diye düşündüm. Her yerde çok değişik fırsatlar var”.
– Bunu Euroleage’in en üst seviyesinde yer almak için son şansın olarak görmedin?
“Hayır, kesinlikle hayır. Benim için en iyi olmasa da Euroleague’de olma fırsatlarım vardı. Çok ciddiye almadım. Kendimi en iyi noktaya getirmeye çalıştım. Tüm yumurtalarımı bir sepete koydum”.
– Kontratını neden sene sonuna kadar uzattın? Bu senin kararın mıydı yoksa Berlin’in mi?
“Her ikisi de olduğuna inanıyorum. Geleceğe bakmayı sevmem. Adım adım gitmeyi severim. Bu işleri benim için daha kolaylaştırıyor. Herkes için daha kolaylaştırdığına inanıyorum. Ortak bir karardı”.
– Tabu döndü. Buna rağmen sahadaki dakikaların azalmadı, daha fazla baskı hissediyor musun?
“Hayır, Tabu döndü ve bu iyi bir şey! Kadro genişledi. Bu seviyede bu çok önemli. Buradaki yoğunluk da artıyor. İyi takım arkadaşlara sahip olmak her zaman iyi bir şeydir. Bu yüzden benim mücadelem de artacaktır. Eğer yorgunsam koç beni değiştirebilir çünkü artık işini iyi yapan biri daha var. Takım olarak tam kapasite olmak çok iyi”.
– Takımın en ribauntçu 2. ismisin… Cidden, pivot olarak oynayabilir misin?
“Hayır. Hayır sanırım çok kısayım (gülüşmeler) . Doğru zamanda doğru yerde olmakla alakalı. Bence bu bir yetenek”.
– Bu bir yetenek mi ya da bir oyuncu olarak çok fazla takım çalışmasını önemsediğinin bir göstergesi mi?
“Sanırım ikisi de, ama yetenek kısmı daha fazla. Gençken de bu yeteneğe sahiptim. Oyunu okumanız gerekli ve her zaman hazır olmalısınız”.
Renfroe ile Obradovic’le arasında geçen olay hakkında
– Oldenburg maçında Sasa Obradovic ile aranızda geçenler hakkında bir yorum yorumda bulunmak isterim. Bunun takım üzerindeki etkisi nasıl oldu? Bazen bunun gibi bir şey işleri daha iyileştirebiliyor…
“Bilmiyorum. İyiye de gidebilir kötüye de. Açıkça. Bilemezsiniz. Her durum farklıdır. Bir saniyeliğine takım olarak düşmüştük. Bu basketbol. İleriye gitmek için bir yol bulmak zorundasınız. Şartlar ne olursa olsun, işler ne kadar yanlış giderse gitsin. Yine de şartlar iyi değildi ama biz birbirimizle daha yakınlaştık”.
– BEKO BBL’den gelen cezayı (1 maç ceza) beğenmediğini düşünüyorum.
“Ben kişisel olarak bunun hakkında bir fikrim var ama bunu devam ettirmek istemiyorum. Bitti. Kesinlikle bir fikrim var ama bunu bu şekilde bırakacağım. Beni bilen insanlar bunun hakkında neler hissettiğimi bilir. Artık çok önemli değil”.
– Yine de Alba Berlin taraftarları seni ve Sasa Obradovic’i destekledi.
“Evet desteklediler. Gerçekten desteklediler. Buna cidden saygı duyuyorum. Bu ihtiyacım olan bir şeydi. Bana az da olsa yardımcı oldu”.
Renfroe ile Brose Baskets ve “sezonun maçı” hakkında
– Geçmişte Brose Baskets için de oynadın. İki takım arasında farklar var mı?
“Ben oradayken üst üste 4-5 şampiyonluk kazandılar. İşte fark buydu, şampiyonluk tecrübesi. Ve sanırım bu aradaki tek farktı. Berlin için de gelecekte aynısı olabilir ama önce 2008’den beri ilk şampiyonluğumuzu kazanmamız lazım”.
– Bir çok insan kariyerlerinin en üst noktalarındaki Sarunas, Diamantis, Papaloukas ve 1-2 durum hariç Teodosic, Heurtel vb dışında Avrupa’da artık “saf” oyun kurucu olmadığını söylüyor.
“Çünkü basketbol biraz değişti ama ben “saf” oyun kurucuların yavaş yavaş geri döneceğine inanıyorum. Benim fikrim artık daha çok skor üreten oyun kurucular olduğu yönünde. Bence tüm takımlar “saf” oyun kurucu arıyorlar”.
– En çok neyi seviyorsun? Skor üretmeyi mi asist yapmayı mı?
“Her zaman önce pasördüm. Çocukken bile böyleydim. Ne yapmam gerekiyorsa onu yapabilirim. Bazı maçlarda skor üretmem gerekiyor bazılarında pas vermem. Bazen sadece organize etmeye ihtiyacım var. Bazı sezonlarda da takımımın savunmacı adamıydım”.
– Takımı geçtiğimiz haftalarda izlerken, Atina’da oynanacak Panathinaikos maçını kafanda işaretlediğin hissine kapıldım. Bu maç sezonun maçı mı?
“Elbette her maç çok önemlidir ama bu maçın bizim için Euroleauge’de bu sezon ya tamam ya devam maçı olduğunu söyleyebilirim. Eğer orada kaybedersek hiç şansımız kalmayacağından neredeyse eminim ama eğer kazanırsak şansımız çok yükselecek. Atina’dan alınacak bir galibiyetin bize bir sonraki tura geçiş biletini vereceğini düşünüyorum ama yine de Berlin’de oynayacağımız Maccabi maçını da kazanmalıyız”.