By Nikos Varlas/ varlas@eurohoops.net
Son günlerde Giannis Yunanistan’daydı ve Milwaukee’de bulamadığı üç seyin tadını çıkartıyordu. Güneş, eski ve ebedi arkadaşları ve bolca boş zaman!
Bu yaz Eurohoops sizlere okumanız için Giannis’in Resmi Blog’unda eşsiz yazılar sunacak ama Milwaukee’nin Yunanlı oyuncusu kendi kişisel bloguna yazmadan önce, sizi onla yaptığımız özel röportajla ısındıralım. Döndüğünden beri herhangi bir ortamda ilk kez konuşuyor ve doğup büyüdüğü yer hakkındaki düşüncelerini anlatıyor.
– Giannis hava hakkında ne düşünüyorsun? Yunanistan’daki tatil günlerini nasıl geçiriyorsun?
“Mükemmel bir hava var. Milwaukee çok soğuk! Tadını çıkartıyorum. Şöyle diyebiliriz… Yunanistan soğuk değil, hiçbir zaman soğuk olmadı (gülüşmeler)!”
– Dışarıya çıktığında, sokakta yürürken geçtiğimiz yaza göre insanların sana davranışlarında nasıl bir değişiklik oldu?
“Evet, Thanasis’le, ailemle ya da arkadaşlarımla gittiğim her yerde insanlar bizi tanıyor. Daha fazla insan bizi biliyor. Genelde selam veriyorlar ve iyi şeyler söylüyorlar. İnsanlarla böyle temas halinde olmak çok iyi.”
– Tatilin için planların var mı?
“Yunanistan’a geri döndüm, böylece uzanıp kendimi şarj edebilirim. ABD’ye dönüp antrenmanlara başlamadan ve kişisel gelişimime odaklanmadan önce kısa bir zamanım var. Kardeşlerim Kostas ve Thanasis’le de çalışacağım.”
– Gelecek sezon Thanasis ve Kostas’ın başlarına basketbol açısından neler gelmesini bekliyorsun?
“Bildiğim tek bir şey var ve onların daha iyi olacakları konusunda pozitif düşünüyorum. Bunu kanıtlamak onlara kalmış. Kostas yavaş yavaş vücudunun NBA’de oynamak için yaratılmış olduğunun farkına varıyor. Yeteneklerinin farkına varıyor ve vücudunu geliştirmeye başladı. Thanasis her zaman çok çalışıyor. Hedeflerine varıncaya kadar da buna devam edecek!”
– Biliyorsun, Thanasis kısa zaman önce, Kostas profesyonel olarak basketbol oynamaya başladığında insanların ikinizi unutacağını söyledi!
“Keşke! Onun için en iyisini istiyorum. Açıkçası benim hayalim en gencin en iyi olacağı. Kostas benden daha iyi ve en genci, Alexis de Kostas’tan iyi!”
– Gelecek sezon senin için çok önemli. Önceliklerin neler, oyununun hangi kısımlarını geliştirmeyi düşünüyorsun?
“Sezon biterken çalıştığım şeyler ve daha fazlası. Sahada her şeyi yapabileceğime inanıyorum. Vücudumu geliştirmeyi düşünüyorum, daha çok güçlenmeliyim. Ayrıca şutumu da geliştirmek için çok çalışacağım. Planladığım bir başka şey ise bireysel idmanlar yapıp alçak posttaki hareketlerimi geliştirmek istiyorum. Eğer rakibiniz alçak posttaki hareketinizi öğrenirse sizi durdurmak için hazır olacak. Çalışarak yeni bir tane geliştirmelisiniz ve onu şaşırtmalısınız.”
-Birçok insan seni bu sene takip etmeye başladı ve bu yüzden şut atmaya yeteneğin yokmuş gibi bir algı oluştu. Basketbola başladığın ilk yıllardan beri seni tanıyanlar olarak uzak mesafelerden şut atabildiğini biliyorduk. Bu yıl neden çok az üçlük kullandın?
“Şut atmıyordum çünkü koç Kidd şut atmamı istemiyordu! Eninde sonunda, bunun bana büyük yardımı oldu! O anda sahadaki hücum hareketlerim konusunda daha çok çalışmam gerektiğini anladım. NBA’deki ilk sezonumda en çok üçlük ve turnike atıyordum.
Şimdi ise alçak post oyunu ekledim bile ve içeriye drivelarda da daha iyi bir seviyedeyim. Sezon içerisinde kısa mesafe şutları da ekledim. Gelecek sezon üç sayılık atışları da ekleyeceğim. Çok fazla üçlük atmaya başlamama gerek yok. Şimdiden, boş kaldıkça, çalışacağım. Oyunuma bir öge eklemeye karar verdiğim zaman hedefimi ne olursa olsun onu başarmak olarak belirlerim”.
– Yani bu da yakın gelecekte senin basketbol içgüdülerini içeren çevresel ögelerden daha çok keyif alacağımız anlamına geliyor?
“Bu yıl olan şey tam olarak buydu. Koç Kidd bana güvendi ve ben de ona güvendim. İlk başlarda bana şut atmamamı söyledi ve ben bunu beğenmedim. Şut atmak istiyordum! Ama haklıydı. Her şey doğru zamanda olmalıydı. Sezonun bitimine yakın bir noktada bana dedi ki; Giannis, artık şut atabilirsin. Hazırsın. Ben de artık ben istemiyorum dedim (gülüşmeler!). Koçuma dedim ki; merak etme. Gelecek sezon sahada spontane bir şekilde kendi şutlarımı yaratacağım. Bu oyunumdan ve her gün yaptığım çalışmalardan kaynaklanacak.”
– Giannis basın senin peşinde… Yunanistan’daki birçok insan senin Yunan medyası tarafından abartıldığını düşünüyor. Medyanın çok daha büyük etkisinin olduğu ABD’nin de aynı şeyi yaptığını, seni sürekli öne çıkardıklarını (pozitif anlamda) görmüyorlar. Bu süreci nasıl yönetiyorsun? Birinin kaybolması için çok fazla zaman gerekmiyor.
“Kesinlikle. Koca kafalı olmak için çok şey yapmaya gerek yok. Kendimi bu kadar germemeye çalışıyorum. Bundan kaçınmaya çalışıyorum ama kolay değil. Dikkatli olmalıyım ve sadece basketbola konsantre olmam gerektiğini biliyorum.”
– Önümüzdeki yıllarda ve muhtemel gelişimini de göz önüne alırsak senin sınıfınla arandaki rekabet gittikçe artacak. Basketbola, çalışma etiğine ve Tanrı vergisi basketbol yeteneklerine sadık kalmaya devam etmeye hazır mısın?
“Elimden geldiği kadar çabalayacağım. Her başarıya, her aldatmacaya, Antetokounmpo’ya yaklaşan -Giannis’e değil- her insana rağmen basketbola sadık kalacağım. Daha fazla çalışma daha fazla konsantrasyon ekleyeceğim. Sendelediğimde hep yanımda olan ailem için ve benim hakkımda çok az şey bilmesine rağmen beni destekleyen insanlar için bunu sürdürmeliyim.”
– Euroleague’i takip etmek için zaman bulabiliyor musun? Önümüzdeki hafta Final Four var.
“Genellikle skorlara ve özetlere bakıyorum. Zaman farkı ve peş peşe oynanan maçlardan dolayı çok fazla zamanım olmuyor. Madrid’de bir Yunan takımı olduğunu biliyorum. Desteğim Olympiakos’la. Açıkçası başardıkları şey gerçekten çok zor. Onlar için en iyisini diliyorum. Birçok kez AEK ve Kamperidis’i izlediğimi de bilmelisiniz!”
– Yunan takımlarının ve Yunan oyuncuların sürekli olarak Euroleague’in üst seviyesinde yer almaları hakkında ne düşünüyorsun?
“Kanımızda basketbol var! Spanoulis’in turnuvanın en iyi beşine seçildiğini ve 7.kez en iyi 10 oyuncu arasında yer aldığını okudum. Spor dünyasında böyle uzun süre başarılı olmak çok zor. Tomic, Bjelica ve Printezis’i de beğeniyorum. Bana göre Giorgos, Avrupa’daki en iyi 3 power forvetten birisi. Keza, Saric. Onun yaşındaki bir çocuğa göre oldukça yetenekli ve tecrübeli.”
– Kendini hiç Avrupa’da oynarken görüyor musun?
“Belki, ben 40 yaşındayken… Cidden, bunu düşündüm! Bir takımı A2’den A1’e yükseltmeyi. 40’ımdan sonra Yunanistan’a gelip oynamak istiyorum. 20 dakika idare ederim. Alçak postta takılıp 10 sayı üretir, 10 ribaunt alır ve de 5-6 asist yaparım.
Takım başkanı bile olabilirim (kahkahalara boğuluyor)! Ama bir takımın dengelerini bozmak istemediğimi bilmeni isterim. Adil olacağım. Thanasis’le beraber başkan olacağız! Aslında, sahip olduğu vücuda bakarsak 45’ine kadar oynayabilir. İyi olan bir şey var ki ben takımın başındayken kimse beni oyundan çıkartamaz! Ama merak etme, berbat oynamayacağım. Sahip olduğum zihniyet ve tecrübe sayesinde katkı vereceğim. Tabii ki eğer insanlar benim üzerime gelmeye başlarsa oynamayı bırakıp başkan olabilirim. O zamana kadar takımdaki yerim için savaşacağım!”
– Milli takım hakkında neler düşünüyorsun? Takım bir çok geri adımdan sonra geliyor ve eğer Eurobasket’te ilerleyemezse 2016 Rio Olimpiyatlarında yer alamayacak. Bu da Spanoulis ve Zisis gibi önemli oyuncuların ayrılması anlamına geliyor.
“Şu anda milli takım zamanının gelmesini bekliyorum. Umarım diğer yaşlı oyuncular da orada olur, eğer mümkünse. 20 yaşındayım. Şu anda NBA’de başardığım şeyleri, Spanoulis ve Zisis gibi oyuncuları izleyerek yaptım. Bu yaz Zisis’le aynı odada olmak bana çok yardımcı oldu.
Sırbistan’a kaybettiğimiz zaman Nikos’un (Zisis) ağladığını gördüm, tıpkı küçük bir çocuk gibi. O anda mili formayı giymenin baskısını anladım. Hem fiziksel hem de mental olarak. O an bana milli takım virüsünün bulaştığını hissettim. Orada olmalısınız ve her seferinde elinizden geleni vermelisiniz. Eğer insanları mutlu etmek istiyorsanız…
Birçok oyuncu, yıllardır birkaç gün hariç ailesiyle tatile gitmiyor. Milli takım için fedakarlıkta bulunmanız lazım. Umarım iyi bir iş çıkartırız. Olimpiyat Oyunlarına kalırız ve böylece yaşlı oyuncular eğer isterlerse bir kez daha Olimpiyatlarda mücadele etme şansı bulurlar..”
– Bazı insanlar, NBA’de uzun süre geçirdikten sonra artık milli takıma gelmeyeceğin konusunda endişeliler.
“Şu anda milli takımda oynamak istiyorum. Belki bir noktadan sonra ayaklarım tutmayacak. Belki birçok kez ter dökeceğim, sakatlık problemlerim olacak. Yıllar geçtikçe nasıl bir durumda olacağınızı bilemezsiniz. Dayanabildiğim sürece, milli formayı giyeceğim. Bir gün milli takımın önemli bir parçası olacağıma ve takımın bana ihtiyacı olacağına inanıyorum. Beklentileri karşılamalıyım ve tıpkı bu formayı giyip onu onurlandıran diğer oyuncular gibi davranmalıyım”.