By Bugra Uzar/ info@eurohoops.net
Anadolu Efes, Spor Toto Basketbol Ligi’nde Fenerbahçe‘ye karşı alınan mağlubiyetin ardından şok bir karar aldı ve koç Dusan Ivkovic’le yollarını ayırdı. Tecrübeli antrenör, son basın toplantısında zehir zemberek açıklamalarda bulundu. Peki neden böyle oldu? Lacivert beyazlılarla Duda’nın yolları neden ayrıldı? Eurohoops olarak bu kararın teknik sebeplerini analiz ediyoruz.
72 yaşındaki tecrübeli koç, kariyerinde ilk kez bir takımdan sezon ortasında gönderildi. Geçtiğimiz sezon başında lacivert beyazlıların benchine geçen Ivkovic, bugüne kadar sadece bir Türkiye Kupası kazanma başarısı göstermişti. Ivkovic’in gönderilmesinin en büyük sebeplerinden biri ise Avrupa’da aldığı kötü sonuçlardı. İki sezondur turnuvanın en yüksek bütçelerinden birine sahip bir takımla çalışan Ivkovic, bu süreçte Final Four’a kalmayı başaramadı. Efes, Ivkovic’in ilk yılında özellikle Heurtel takıma katılana kadar oldukça etkili bir görüntü çizse de, tecrübeli koç, Fransız yıldızı bir türlü takıma adapte edemedi. Anadolu Efes, playofflarda daha sonra şampiyon olacak Real Madrid‘e karşı mücadelesiyle takdirleri toplasa da 3-1’le elenmekten kurtulamadı.
Ivkovic, bu sezon da yine Avrupa’nın en yüksek bütçelerinden birine sahipti ve “alışma senesi” olarak görülen ilk yılının ardından kendisinden beklentiler daha da fazlaydı. Duda, geçtiğimiz yıl yaşanan sorunların ışığında Dunston, Brown ve Tyus gibi daha atletik oyuncuları tercih etmişti. Kağıt üzerinde Final Four’un en büyük adaylarından biri olan Efes, beklenen oyunu bir türlü sahaya yansıtamadı. Özellikle iç sahada alınan sürpriz mağlubiyetler, geleceğe dair soru işaretlerini arttırdı. Top16’daki başarısız performans ise belki de tecrübeli koçun “ipinin çekilmesine” neden oldu. Anadolu Efes, “ölüm grubuna” kıyasla daha kolay bir grupta yer alıyordu ancak sonuç tam bir hayal kırıklığı oldu. 14 maçta 7 galibiyet ve 7 mağlubiyet alan Efes, playofflara bile kalamadan turnuvaya veda etti.
Anadolu Efes, sezon başından bu yana bir türlü beklenen performansı sergileyemiyor. Takımda birçok yıldız oyuncu olsa da Heurtel’e fazlasıyla bağımlı bir görüntü çizilmesi, Anadolu Efes’i rakipleri açısından daha tahmin edilebilir bir takım haline getiriyor. Diğer oyuncular maça ne kadar iyi başlarsa başlasın, bir süre sonra ipler tamamen Heurtel’in eline geçiyor ve bu da Efes’in ritminin bozulmasına, başta Saric olmak üzere diğer oyuncuların maçtan kopmalarına sebep oluyor. Nitekim lacivert beyazlıların saha içerisinde bir “takım” görüntüsü verdiği maç sayısı oldukça az. Oyuncuların vücut dilleri, birbirleriyle oynamaktan keyif almadıklarını gösteriyor ve takımın yaşadığı bu kimya problemleri sahaya yansıyan oyundan da belli oluyor.
Ivkovic, bu sezon yaptığı ve yapmadığı hamlelerle de oldukça konuşuldu. Duda’nın Dunston ve Tyus gibi Avrupa’nın en etkili pivotlarına sahipken iki dört numarayla oynaması da sezon boyunca sıkça eleştirildi. Keza Jon Diebler, Derrick Brown, Dario Saric gibi oyunculardan maksimum verimin alınamaması gibi belli başlı problemler de sezon boyunca çözülemedi. Birçok maçta oyuna müdahale etme konusunda oldukça geç kaldı ve rakiplerinin seriler yakalamalarına izin verdi. Nitekim lacivert beyazlılar, bu sezon son çeyreğe önde girdiği birçok maçtan mağlubiyetle ayrıldı. Efes gibi oldukça kaliteyi bir kadroya sahip olan takım, çoğu zaman kendi temposunu oynamak yerine rakiplerinin temposuna ayak uydurdu ve bu da Ivkovic’in hanesine eksi olarak yazılan bir başka madde oldu.
Ivkovic’in oyuncularıyla ilişkisi de beklenen seviyede olmadı. Tecrübeli koç, başta Doğuş Balbay olmak üzere Alex Tyus, Dario Saric ve Thomas Heurtel gibi oyuncularıyla kameralara da yansıyan ciddi tartışmalar yaşadı. Hiç şüphesiz Anadolu Efes’in yaşadığı kimya problemlerinde bunun da bir faktör olduğunu söyleyebiliriz.
Keza Ivkovic’in Efes’teki en büyük planlarından biri de genç oyuncuları geliştirmekti. Nitekim ilk yılında da bunu başardığını söyleyebiliriz. Cedi Osman ve Furkan Korkmaz’a genç yaşlarına rağmen ciddi sorumluluklar verdi ve bu iki oyuncu da bu sorumlulukların altından başarıyla kalktı. Herkes bu iki oyuncuyla birlikte Emircan Koşut ve takıma sonradan katılan Ahmet Düverioğlu’nun da oyunlarını daha da geliştireceklerini düşünürken şu ana kadar beklenen olmadı ve tüm bu oyuncular yerlerinde saydılar. Sezon başında yaşadığı sakatlıklar nedeniyle ritmini geç yakalayan Cedi’yi bir kenara koyarsak, diğer oyuncuların performansları da Ivkovic’in “gençler projesinin” başarısız olduğunu gösteriyor.
Geçtiğimiz sezon ligde ortalama 14.7 dakika, Euroleague’te ortalama 10.6 dakika sahada kalan Furkan Korkmaz, bu sezon ligde ortalama 10.6 dakika, Euroleague’te ise ortalama 9.2 dakika sahada kalabildi. Özellikle Jon Diebler‘ın sakatlandığı dönemde Furkan Korkmaz’ın daha fazla süre bulması bekleniyordu ancak hiç de öyle olmadı. Ivkovic, Furkan’ın yerine Efes’in pilot takımı Pertevniyal’den Elijah Johnson’ı tercih etti ki bu da onun geniş vadeli projelerinden vazgeçip anlık başarıları hedeflediğinin bir göstergesiydi.
Sonuç olarak yıllardır Avrupa’da başarı hedefleyen ve bu uğurda büyük yatırımlar yapan Efes, peş peşe gelen hayal kırıklıklarının ardından tecrübeli baş antrenörle yollarını ayırma kararı aldı. Ivkovic’in açıklamalarından yola çıkarak bu kararın uygulanış biçimini yanlış olarak nitelendirebiliriz ancak kararın alınma sebepleri konusunda lacivert beyazlılar oldukça haklı.