Ergin Ataman: “Hırvatistan, Shane Larkin’e Çok Ciddi Bir Teklif Yaptı”

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Anadolu Efes başantrenörü Ergin Ataman, DHA’ya yaptığı açıklamada A Milli Basketbol Takımı’nda oynayacağını duyuran Shane Larkin’e sezon başında Hırvatistan Basketbol Federasyonu’nun da teklif yaptığını ancak Larkin’in Türkiye forması giymek istediğini söylerken Galatasaray başkanlığına aday olduğunu da açıkladı.

Ergin Ataman, EuroLeague’de oynayan takımların genel menajerlerinin yaptığı oylamada, “Sezonun en iyi koçu” sıralamasında ilk 3’te yer almamasına ilişkin, “Yok. Sonuçta o anketi yanıtlayan EuroLeague yönetimi değil. EuroLeague’deki genel menajerler, kendi düşüncelerini ortaya koymuşlar. Ben de o bana sorulduğunda esprili yanıt verdim, ‘Mayıslar bizim’ demiştim. Bunu herkes Galatasaray’a çekti ama değil, Final Four mayıs ayında oynanacak, onu işaret etmiştim. Hala seni o noktada görmüyorlarsa, ona da yapacak bir şey yok. Tabii ki tuhaf bir çelişki vardı. Sezonun yarısı geldiğinde en keyif veren takım lider Anadolu Efes, onun antrenörü ilk 3 antrenörü içerisinde yok. Tuhaf bir şey, bu herkese tuhaf geldi. Ama sonuçta ben bundan hırslandım, ben bunu kafaya taktım, böyle bir şey yok, olmaz da. Çünkü bu tarz laftaki olayların hiçbir önemi yok. Biz geçen sene, EuroLeague’de final oynadık mı, bu takım 10 senelik aranın ardından Türkiye şampiyonu oldu mu, şu an lider mi, şampiyonluk adaylarından birisi mi? Benim için önemli olan o. Gerisi fasa fiso. Gerisi hikaye. EuroLeague yönetimiyle alakalı bir şeyim olamaz. Ben teknik adamım. Zaman zaman dünyanın her sporunda olduğu gibi teknik adamların hakemlerle, organizasyonla sıkıntıları olabilir. Ben de bunu zaman zaman yaşıyorum. Ama bu yönetime karşı olan bir tavrımdan değil, maçın adrenali içerisinde. Futbolda bunun örneği çok fazla. Jose Mourinho. Basketbolda Pesic bu şeylerde. Zaman zaman Obradovic de, belki ceza almıyor ama onu da agresif görüyoruz, diğer hocalar da. EuroLeague başarılı bir organizasyon, teknik anlamda bugün bakıldığında, futboldaki Şampiyonlar Ligi’nden sonra Avrupa’nın en önemli spor organizasyonu. Ben hep şunu söylüyorum; Ben sadece bir spor adamı değilim. Ben aynı zamanda dünya gündemini takip eden, ekonomi okumuş, birçok çevresi olan, spor dışında iş adamlığı rolü de olan bir insanım. Teknik anlamda ne kadar başarılıysa, ekonomi yaratma anlamında çok başarılı bulmuyorum EuroLeague’yi. Futbolla kıyaslandığında çok ciddi bir sıkıntı olduğunu görüyorum. Ama zaman içerisinde bunun düzelmesini bekliyorum. Ben bunu çok üst düzey iş adamlarıyla görüşüyorum. Herkesin sorduğu soru bu: ‘Tamam EuroLeague çok güzel de, ne kadar para kazandırıyor’ dendiği zaman ciddi bir uçurum var. Ben bunu dile getiriyorum. Bu yüzden EuroLeague yönetiminin bir sıkıntısı varsa onu bilemem, bu benim şahsi fikrim. Hepimiz bunun düzelmesini istiyoruz. Kulüplerin kalıcı olabilmesi için, sahadaki teknik kapasite kadar, ekonomik düzeyin de düzelmesi gerekiyor.” sözlerini söyledi.

Türkiye Basketbol Federasyonu  yönetimi ile arasındaki ilişkiyi değerlendiren Ataman, “TBF ile hiçbir sorunum yok. Benim onlarla tek problemim, milli takımda sözleşmem bittikten sonra gelişen bazı olaylar oldu. Sonuçta hayatta her şeyin hayırlısı diyelim. Belki o günkü şartlar farklı gelişseydi, ben bu noktada olmayabilirdim. Ben şu anda Avrupa’da final oynamış, şampiyonluk adayı bir takımın antrenörü olmayabilirdim. Bana bazı prensipler ters gelmişti. Verilen sözlerin arkasında durulmaması, dik durulmaması… Ben hep dik duran, verdiğim sözün arkasında duran bir insanım. Her konuda doğru veya yanlış. Orada bir kırılganlığım olmuştu. Şu anda TBF başkanlığını yapan Hidayet Türkoğlu, benim eski oyuncum, çok değer verdiğim ve sevdiğim de bir oyuncum. Şu anda gayet iyi ilişkilerimiz var. Tabii ki antrenör, yönetim kademesinde zaman zaman birtakım uyuşmazlıklar olabiliyor ama insan olarak ben Hidayet, çok değer verdiğim bir kardeşim.” yorumunu yaptı.

Ergin Ataman, Larkin’in A Milli Takım’ı seçme süreciyle ilgiliyse, “Milli takımımız, Dünya Şampiyonası’na giderken, Larkin mayıs ayında Final Four oynandı ve sayı kralı oldu. Müthiş bir performans gösterdi. Son 2-3 ay da müthiş oynamıştı. Bu konuştuğumuz mayısın ortalarındaydı, Dünya Şampiyonası ise eylülde oynandı. O dönemde Larkin’de böyle bir istek vardı. Tabii ki bir oyuncu kendi başına ben gideyim milli takımda oynayayım diyemez. Biz bunu federasyona ilettik, Larkin’de böyle bir istek var diye, oynama ihtimali çok yüksek diye. Onlar ilgi göstermediler. Kendi kararları. Her takımın bir antrenörü var, federasyon var. Onlar Wilbekin ile devam etme kararı verdiler. Ama daha sonra Larkin’in her geçen gün büyüyen performansı, EuroLeague’nin rekorunu kırması, Efes takımının EuroLeague’deki performansı, Larkin’in sürekli üst üste en değerli oyuncu seçilmesi bunu yeniden gündeme getirdi.

Türkiye’de oynayan bir yabancı oyuncu var. Bu arada teklifler geliyor. Hırvatistan çok ciddi bir teklif yaptı. Hırvatistan’da hazırlık turnuvasına gittiğimizde, Hırvatistan Basketbol Federasyonu, Larkin’e ciddi bir teklif yaptı. Şimdi biz kendi elimizde olan bir oyuncuyu neden kaçıracağız? Biz bunu yeniden gündeme getirmeye başladık. Oralarda ilgisiz gördüm ben federasyon tarafını. Sağ olsun, Cumhurbaşkanımız birçok olayda olduğu gibi duyarsız kalmadı buna. Eminim ki, vakti olduğu zaman -iyi bir basketbol sever olduğunu biliyorum- o da takip ediyor maçları. O da böyle bir oyuncunun Türkiye ile alakalı böyle bir isteğini hissettiği zaman, O bunu dile getirdi. Tabii ki O bunu dile getirdiği zaman herkes Larkin’i Türk yapmak için faaliyete geçti. Şu anda Avrupa’nın en iyi Amerikalı oyuncusundan bahsediyoruz. Tabii ki her anlamda, organizasyon ve teknik anlamda da onu ikna etmek gerekiyor. ‘Tamam oynamak istiyordu, gelsin oynasın’ değil. Larkin’i kazanmak için çaba sarf etmesi gerekiyor TBF’nin.

Türk Milli Takımı’nın elinde tecrübe kazanmış, iyi bir kadrosu var. Larkin sıra dışı, winner bir oyuncu katıldığı zaman, Türk Milli Takımı’nın olimpiyat elemelerinde, Avrupa ve dünya şampiyonalarında geçmişteki başarılarını yakalayabileceğine inanıyorum. Herkes şunu düşünüyor: Larkin’in Türk olması Efes’e avantaj getirecek. Evet, bir avantaj getirecek tabii ki ama biz Larkin yabancı oyuncuyken de Türkiye şampiyonu olduk. Larkin’i Türkiye maçlarında oynatmıyoruz zaten. Artı yazın oynayacağı bir turnuva olacak, sakatlık riski olacak, daha çok yorulacak. Buna rağmen biz Türkiye kazansın diye bunu gündeme getirdik. Ben bunu gündeme getirdim. Benim takımım değil, Türk Milli Takımı, ben geçmiş hocasıydım artık beni ilgilendirmez diye bir şey olamaz. Türk Basketbol Milli Takımı, Türk basketbolu ve halkı için çok önemli. O zaman böyle bir oyuncu varsa, bu orada oynasın. Buna öncelik ettiği için gerek Spor Bakanlığımıza, gerekse en tepedeki Cumhurbaşkanımıza da teşekkür ediyorum.” açıklamalarını yaptı.

EuroLeague’de oynayan kulüplerin şampiyonluk hedeflediğini ve ilk hedeflerinin bu olduğunu belirten Ataman, “Türk basketbolcu havuzunun, milli takım için yeterli olup olmadığını değerlendiren deneyimli başantrenör, oyuncuların oynayacağı birçok kulvar olduğunu kaydetti. Euroleague’de oynayan kulüplerin şampiyonluk hedeflediğini ve ilk hedeflerinin bu olduğunu belirten Ataman, “Bir tanesi en üst düzeyde kulüplerin mücadele ettiği EuroLeague. Diğeri de lokal liglerde başarılı olan EuroLeague dışındaki takımların oynadığı ligler ve milli takım. Tabii ki EuroLeague oynayan kulüpler orada şampiyonluğa oynamak istiyor. Bu hem kulüp için hem de ülke sporu için çok önemli bir olay. Avrupa’nın en büyük spor organizasyonlarından birinde 3 sene önce Fenerbahçe şampiyon oldu. EuroCup’ta Galatasaray şampiyon oldu daha sonra da Darüşşafaka kupayı kaldırdı. Bunlar, ülke için çok önemli. Bunlar oynanırken o takımda belki 12 kişilik kadroda 8-9 yabancı olabilir ama futbolda da bu böyle. Manchester United, Juventus, Milan da böyleydi bakıldığı zaman. Onun için orası ayrı bir olay. Milli takım olayına bakılınca ben şu anda oyuncuların gelişim gösterdiğini düşünüyorum. Bunlardan birisi de Sertaç Şanlı. Şans buldu ve bunu iyi değerlendirdi.

Geçen yıl Dünya Şampiyonası oynayan Sertaç’tan daha da ön planda. Bunu, EuroLeague’de kendini kabul ettirerek başardı. Türk oyuncuların sınırları aşması gerekiyor. Geçmişte bu sınırları aşan Hidayet Türkoğlu, Mirsad Türkcan, İbrahim Kutluay vardı şimdi ise Cedi ve Furkan. Bizim bu seviyelerde oyuncular yetiştirmemiz gerekiyor ki olimpiyatlara gittiğin zaman senin karşında Rubio, Gasol, Gallinari, Teodosic oluyor ve onlarla rekabete giriyorsun. Başarı böyle geliyor. Türk Milli Takımı’nın hedefi, çeyrek final oynamak veya ilk 16 olamaz, olmamalı. Bizim vizyonumuzu hep yukarı çıkarmamız lazım. Türkiye’de basketbola bu kadar yatırım yapılıyorsa, Türk devleti basketbola bu kadar destek veriyorsa o zaman milli takımlar düzeyinde de oralarda olmamız lazım. Bunun için yeterince oyuncu havuzu bence var. Neden var? Bu 10 aylık bir maraton olsa yetmez ama bunlar bir turnuva. Türkiye olimpiyat elemesinde 5 ya da 6 maç oynayacak. Türkiye’nin elinde şu anda 7-8 kişilik çekirdek bir kadro var.

Bu kadronun vizyonunu yukarıda tutup her takımla oynayabilmesi gerekiyor. Bugün Cedi Osman ve Furkan Korkmaz’dan bahsediyoruz. İkisi de NBA’in çok değerli oyuncuları haline geldi. Ersan İlyasova aynı şekilde. Sertaç, EuroLeague’in önemli bir uzunu haline geldi. Larkin ya da Wilbekin, ikisi de EuroLeague’in en önemli oyun kurucularından bir tanesi. Doğuş gibi çok önemli bir savunmacı var. Buğrahan ve Tolga belki biraz geri planda kalıyorlar ama 7-8 kişilik bir ana kadroyla ben Türk milli takımının başarılı olacağını düşünüyorum. Bunun dışında ülke çapında oyuncu havuzunun genişletilmesi basketbol federasyonunun en önemli görevlerinden bir tanesi. Bu Ergin Ataman ya da Zeljko Obradovic’in görevi değil. Birtakım kurallarla bu havuzu genişletecek çözümler bulmak gerekiyor. Ben beş yabancıya dönüldüğü zaman bunun bir adım olduğunu ve yeterli olmayacağını ısrarla belirttim. Radikal bir değişim olmadığını ifade ettim. O havuz genişlemedi nitekim ama kadrodaki oyuncuların tecrübesi çok arttı. O yüzden ben açıkçası ümitliyim” yorumunu yaptı.

Türkiye’de sosyal medya, ilk açıldığı zaman ben oraya büyük bir hevesle gençlerimize sportif anlamda tavsiyelerde bulunmak anlamında girmiştim ama daha sonra sosyal medyanın git gide negatiflikten beslenen bir oluşum haline geldiğini gördüm. Son zamanlarda artan rekabet ortamında direkt olarak oradan taciz edildiğimi ve bundan etkilendiğimi hissettim. Onun için de kapattım, son derece rahatım. Ben iyi bir niyetle sosyal medyaya girmiştim ama bunun böyle olmadığını gördüm ve çekildim. Başka bir hesabımda takip edilecek bir şey yok çünkü ben orada bir şey paylaşmıyorum. O hesaptan dünya gündemini takip ediyorum. Sosyal medya ile herhangi bir işim yok. Bir açıklama yapmak istediğim zaman da kulübümün resmi organlarıyla o açıklamayı yapıyorum.

İyi bir Galatasaraylı olduğunun altını çizen tecrübeli çalıştırıcı, gelecekte Galatasaray Basketbol Takımı’nda görev yapıp yapmayacağı ile ilgili olarak gelen soruya, “Birtakım olasılıklar üzerine benim görüş bildirmem çok zor. Bugün herkesin tuttuğu bir takım var. Cumhurbaşkanımızın da tuttuğu bir takım var. Benim tuttuğum takım Galatasaray ve ben Galatasaraylı olmaktan gurur duyan bir insanım. Şu anda Avrupa Şampiyonluğu’na soyunan, geçen yıl EuroLeague’de final oynayan Anadolu Efes’in başantrenörüyüm. Anadolu Efes benim yuvam, ben burada yetiştim. 20-30 yaş arası basketbol dönemimde ben buradaydım. Anadolu Efes’te yıllarca Aydın Hoca’nın yardımcılığını yaptım. Bütün altyapı takımlarını çalıştırdım. Onun için benim, bugünden gelecekteki olasılıklarla ilgili bir şey söylemem çok zor. Benim şu anda gündemimde Galatasaray başkanlığı olamaz. Ben şu anda Avrupa’nın önemli basketbol antrenörlerinden biri haline geldim ve önemli de bir misyonum var.

Ben, daha uzun bir süre teknik adam misyonumu devam ettirmek istiyorum. Bir Türk antrenör isminin Avrupa’nın tepesinde olmasını istiyorum. Tabii ki oyuncular da çok önemli. Avrupa’da oynayan oyuncularımızla da gurur duyuyoruz ama teknik adam olmak başka bir olay. Bir Türk teknik adamın Avrupa’nın o seviyelerinde olması, Türk halkına büyük bir zevk veriyor. Ben bunu hissediyorum. Yapabildiğim sürece oralarda kalmaya çalışacağım. Teknik adamlık kariyerim bittiğinde de yöneticilik vasfının olabileceğini düşündüğüm ve iyi bir Galatasaraylı olduğum için o zaman şartlar uygun olursa ve talep olursa buna soyunabilirim ama bugünden bunu söylemek çok zor. Galatasaray kongre üyeliğinde 3’üncü yılım dolacak. Başkan olabilmem için tüzüğümüz gereği 10 yılı doldurmam gerekiyor. 7 yıl sonra Galatasaray başkanlığına adayım diyorum. Bu 7 yıl içerisinde birkaç EuroLeague şampiyonluğu, belki milli takımla başarı olabilir.

Basketbol gibi popüler bir sporda dünya ve Avrupa şampiyonu olmak, olimpiyatlarda madalya kazanmak gerçekten çok büyük olaylar. Bireysel sporlar da çok önemli. Takım sporlarında oralarda olabilmek çok önemli. Bu aşamada ben kadın voleybol takımımızı da kutluyorum. Gerçekten tüm Türk halkı, olimpiyatlarda voleybol maçlarını seyredecek. İnşallah bir gün, bizim milli takımımız da orada olur. Ben olurum ya da olmam, inşallah bu sene oluruz. O ayrı bir heyecan. Takımının madalya almasını görmek ayrı bir heyecan. Hayallerimden birisi de o. Teknik adamlıktan yorulursam da teklif olursa ve şartlar oluşursa Galatasaray başkanlığına aday olabilirim” yanıtını verdi ve sözlerini noktaladı.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

Related Post