by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Darüşşafaka Tekfen’in deneyimli oyuncusu Sinan Güler, en az 1 sene daha basketbol oynamak istediğini söyledi.
Sinan Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Artık 36 yaşındayım, bacaklar gittiği sürece oynarım modunda düşünüyorum ve keyif alıyorum. Ne zaman bırakırım? Havada bir konu. Ama en azından önümüzdeki sene oynamak istiyorum. Ondan sonrasını da göreceğiz.” dedi.
“Geçen yaz sportif anlamda bir şeyleri bırakmaya çok hazırdım. Belki de zihinsel yorgunluğun da çok olduğu bir dönem geçirmiştim.” diye konuşan Sinan, “Ardından da özellikle transfer dönemi boyunca beklenti ve havada kalmak süreci biraz yormuştu beni. Hayatın geri kalan tarafında neler yapabileceğimi düşünmeye daha da odaklandığım bir dönem oldu. Şu an baktığımda fiziksel ve zihinsel olarak gayet zinde hissediyorum. Oynamaya hem hazırım hem de keyif alıyorum. Bu sezon bunu net bir şekilde gördüm.” şeklinde görüş belirtti.
Basketbolda liglerin iptal edilmesinin profesyonel oyuncuları kötü etkilediğini ancak bunun doğru bir karar olduğunu aktaran Sinan şöyle konuştu:
“15 Mart’ta bizim için her şey durdu. Bu süreç boyunca federasyon ve kulüplerle çok sıkı iletişim halinde olduk. Basketbol Federasyonu hem sporculara söz sahibi olabilecekleri bir ortam oluşturdu hem de sporcuların ve bu endüstri içindeki insanların sağlığını düşünerek hareket etti. Bu nedenle her zaman teşekkür ediyoruz. Geri kalanı ise zordu. 15 senedir profesyonelim, ABD eğitimimi düşünürsek 20 senedir mütemadiyen bir şekilde yolculuk içerisindeyim. Evimde bu kadar kaldığım ve vakit geçirdiğim bir zaman yaşamadım. Ailemle geçirdiğim vakitten dolayı hem çok güzel hem de alışması zor bir süreç. Sabah uyandığında yapacak şey düşünüyorsun. Normalde antrenman saati var, arabaya binip gidiyorsun. Fiziksel olarak aynı şeyleri yapmayınca, basketbol topuyla haşır neşir olmayınca kolay olmuyor ama değer oluşturmak ve yeni fikirler ortaya çıkarmak için hepimiz için fırsat oldu.”
Basketbola dönüşün fiziksel ve zihinsel olarak zor olacağının altını çizen deneyimli oyuncu şu ifadeleri kullandı:
“Dürüst olmak gerekirse evde hem ufak bir bebek hem de aynı ufaklıkta bir köpek olduğu zaman evde spor çok kolay olmuyor. Olabildiğince bir şeyler yapmaya çalıştım ama ilk iki ay boyunca hiç bir şey yapmadım demek daha doğru olur. En azından fiziksel olarak kendimi korudum. 15 Mayıs’ta Darüşşafaka salonda bir sporcunun bulunabileceği şekilde organizasyonlar yapmaya başladı ve o günden beri bireysel antrenmanlarla önümüzdeki sezona hazırlanıyorum. Basketbola dönüş çok kolay olmayacak. Fiziksel olarak aynı seviyeye gelmek kolay değil ve müsabakanın olmadığı bir süreçte fiziksel olarak ne kadar hazır olsak da oyun için bir kas hafızasının hamlığı olacaktır. Umarım geçiş kolay olur. Çünkü endüstrinin devam edebilmesi için oyuna geri dönmemiz gerekiyor.”
Anadolu Efes’in çok başarılı bir sezon geçirirken THY Avrupa Ligi’nin iptal edilmesinin şanssızlık olduğunu vurgulayan Sinan Güler şöyle konuştu:
“Efes son 10 yılda THY Avrupa Lig’in tepesine oynayan takımların yanına adını yazdırdı. Türkiye’deki basketbolu yakın seviyede takip ettiğimi ve büyük takımların hepsinde oynadığımı düşünürsek Fenerbahçe’nin 5-6 sene önce yapmaya çalıştığı ve ortaya koyduğu planı Efes şu an çok güzel bir şekilde yaşatıyor. Sürdürülebilir ve birbiriyle oynamayı seven bir kadro var. Bunu destekleyen de bir yönetim var. Türkiye’de herkesin seveceği basketbol ortamını oluşturan Efes’in başarısız olması için hiçbir sebep yok. Bu sezon da altın sezonlarından birini yaşıyordu. Fenerbahçe de belki sezonun başında istediği momentumu yakalayamamış olsa da sezon sonunda dörtlü finali zorlayacaklarına inanıyordum. Ama baktığında olağan şüpheliler belli, Real Madrid, CSKA her zaman tepeye oynayan takımlar. Yunan takımlarından birinin orada olma ihtimali çok fazla gibi gözüküyordu. Dörtü finale aday verecek olsam, Real Madrid, CSKA, Efes olurdu. Dördüncü kim olurdu bilmiyorum ama o üçünün rekabet içinde olacağı bir ortam olacağını düşünüyordum.”
Sinan Güler, Fenerbahçe ile devam etmeme kararı alan Zeljko Obradovic ile ilgili olarak ise, “Obradovic’in Türkiye’de olması basketbol rekabetini yukarıya çekmek adına da çok önemliydi. Avrupa’da bizi her zaman birden fazla takımın temsil etmesi, alttaki takımların da gelişimi adına önemliydi.” sözlerini kullandı.
Yaklaşık 10 senedir basketbol kariyerinden sonra yapmak istedikleri için kendini hazırladığını belirten Sinan, “Aile kurumumuz, Güler Legacy üzerinden çocuklarla sporun güzelliğini paylaşacak, kurumlarla sporun ve takım olmanın özel taraflarını paylaştıracak ortamlar oluşturuyoruz. Spordan sonrası için düşüncem işin yönetici tarafında olmak. Bununla ilgili kendimi eğitmeye ve yeni şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Aynı zamanda melek yatırımcılık yaptığım ve finansal araç oluşturduğum ortamda spor girişimleriyle kurduğum iletişimi daha da kuvvetlendirmek ve büyütmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Çok farklı girişimlere yatırımlar yaptığını anlatan Sinan Güler, şöyle konuştu:
“Son 1 senedir spor girişimlerine odaklı çalışmalar yapıyorum. Hedefim bu ülkenin spor endüstrisi için girişimlerin bir şekilde büyüyecek ortamlar bulmasını sağlayacak bir platform oluşturmak. Bu platforma aynı zamanda kendi yatırımlarımdan çıkacak başarı hikayelerini, doğru anlatarak farklı sporcu ve yönetici yatırımcıları buraya çekmek istiyorum. Kendi adımla bir spor girişimine odaklı hızlandırılmış program yapıyoruz. Avrupa’daki pazarda Türkiye girişimler adına yalnızca yüzde 1’lik bir payı kapsıyor. İngiltere’nin yüzde 30 olduğu pazarı, önümüzdeki 5 sene içerisinde yüzde 1 bile büyütebilsek bizim için başarı olur. Bir sporcunun finansal yatırım yapması çok kolay olmayabilir, çünkü geleneksel yatırım araçlarına daha sıcak bakan bir küme. Birikimimin yüzde 80’i geleneksel yatırım noktaları, yüzde 20’ye yakın bir kısmını buraya ayırdım. Burada oluşturulabilecek fikirlerle, büyüyecek işlerin bana inanılmaz gelir imkanları sağlayacağını da düşünüyorum. Kendi hikayemden doğru büyümeler ortaya çıkarsa, farklı sporcuların da girebileceği belki de bana güvenebilecekleri bir ortam olabilir diye düşünüyorum. Bunun gerçekten bir fırsat olacağına inanıyorum. Spor endüstrinin boyutunun 10 trilyon dolarlarla konuşulduğu ortamda imkanlar da sınırsız. Telefonlarımızın teknolojisinin artmasının yanında, farklı tecrübe oluşturacak gözlük ve benzeri teknolojilerin ortaya çıkması, taraftarın maçı salonda veya evde izlerken tecrübesini farklı şekilde geliştirecek. Biz de farklı partnerler ve yatırımcılarla Türkiye’de inovasyon anlamında neler yapabileceğimizi görme çabasındayız.”
Sosyal medya ile farklı iletişim ve etkileşim kanallarının da ortaya çıktığını aktaran Sinan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu etkileşim sadece sporculara değil kulüplere de gelir kaynağı oluşturacak ortamlar çıkarıyor. Socios ve Chiliz şirketleri esasında bunun öncüsü. Şu anda Türkiye’de dahil Avrupa’nın köklü kulüpleriyle bir yol çizmiş durumdalar. Biraz da finansal araç olarak kullanılabilecek tokenlarla taraftara söz sahibi olabileceği, kulübüne ve sevdiği sporcuya destek olabileceği ortamlar sağlıyor. Basketbolda bu etkileşimi fırsat olarak görebilecek çok kulüp ve milli takım var. Diğer taraftan Socios ile birlikte belki de ilk kez bir sporcunun dahil olduğu bir işbirliği olacak. Sporcunun nasıl bir etkileşim oluşturduğunu görüyor olacağız. Bugün baktığımda sosyal medya rakamlarıyla orta seviye etkileşim oluşturan bir sporcu olabilirim ama ortaya koyacağımız değer ve sosyal sorumluluk projeleriyle beraber burada oluşturacağımız etkileşim çok daha farklı imkanlar sağlayacaktır”
KAYNAK: AA
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!