By Eurohoops Team / info@eurohoops.net
ING Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Beşiktaş Icrypex’in başantrenörü Ahmet Kandemir, kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu.
Deneyimli antrenör, bu sezon oluşturdukları projeden uzun uzadıya bahsetti:
“Öncelikle bizim yapmış olduğumuz iş Türk sporunda çok rağbet gören bir iş değil. Sürekli transfer yapılan, takımları değiştiren modellerle yapılan takımlar vardı. Beşiktaş tarihine baktığınızda da benzer özellikleri olan bir sistem var. Biz daha önce de buna benzer bir organizasyonu 2000 yılında da yapmıştık. Sadece yerli oyuncularla oynamıştık ve buna benzer bir başarı elde etmiştik. Ligi 7. bitirmiş ve playoffa kalmıştık. Bu süreci ele aldığımızda yüksek bütçeli bir takımımız vardı. Zaten ekonomik olarak böyle bir gelirimiz olmadığı için ödeme sıkıntılarımız vardı. Biz artık hem bu borçları kapatabilecek hem de uzun vadeli bir takım yapmak istedik. Beşiktaş taraftarı her sezon başında hep farklı oyuncular izliyorlardı. Biz bunu değiştirmek istedik. Öncelikle bir model ortaya koyduk. Dedik ki, biz öyle bir takım kuralım ki yaşları genç olsun, uzun süreli kontratlar yapalım ve bir anda değil de uzun vadeli bir iş yapalım. Beşiktaş taraftarı da aynı kadroyu birkaç seneye izleyebilsin istedik. Banvit Kulübü’nün Türk Basketboluna çok büyük katkıları var, altyapıya büyük yatırımları vardı. Düşünün öyle bir şirket takımı bile yaşayamaz hale gelirken bizim bu işleri yürütmemiz daha zordu. Bizim düşüncemizle onların kapanma zamanlamasının beraber olması daha çabuk harekete geçmemizi sağladı. Yani bu olmasa da bile yine aynı modeli yapacaktık. Bu düşünceyle yola çıktık.
Burada ana fikir 90’lı yıllarda tek yabancı ile oynanan bir lig vardı zaman içerisinde 2’ye 3’e çıktı. Anadolu Efes ve Fenerbahçe‘nin Avrupa’da büyük hedefleri olduğu için sürekli Federasyon üzerinde baskı kurarak yabancı sayısını arttıra arttıra 5 tane oynayabilir yabancı haline geldi takımlar. Bunun yanında Milli Takım kullanılarak Türk yapılan oyuncular vardı. 10 tane yabancı bulunduran takımlar vardı. Fenerbahçe ve birçok takım da böyleydi. Türk halkı artık zaman içerisinde Türk oyuncuların zaman alamadığını gördü. Böyle bir boşluk da vardı insanlarda. Bizim burada aldığımız en büyük karar bence gençlerle oynamak, uzun vadeli takım yaratmak dışında en anahtar nokta az yabancıya şans vermekti. Elimizde 3 yabancı var ve biz bunları aynı anda oynatmıyoruz. Genellikle tek yabancı başlıyoruz, üçünü birlikte oynatmıyoruz. Bu da demektir ki oynanan bütün maç süresinin %70-80’ini Türk oyuncular oynuyor. Zaten istatistiklere, skorlara baktığımızda bizim Türk oyuncularımızın katkısı var. Bunlar başka takımlarda olsalar da bu rolde oynamayacaklardı. Bence bu rol de onları biraz daha takdir edilir hale getirdi.
Bu projeyi uzun süreli olsun diye başladık. Bu, kulübün bir felsefesi. Yönetimler değişebiliyor ve yönetimler değişince başka fikirler ortaya çıkabiliyor ancak şu anki yönetim burada olduğu sürece bu projenin devamı sağlanacaktır. Sadece A Takım’da değil, altyapıya da çok yatırım yaptık. Beşiktaş’ta bir yurt kiraladık, 22 tane sporcu getirdik. Kendi içimizdeki oyuncularla harmanlayarak büyük bir oyuncu havuzu oluşturduk. A Takım’daki oyuncular ayrılacağı zaman onların yerini dolduracak sistemi kurduk. Biz bunun Beşiktaş’ın modeli olmasını istiyoruz çünkü Beşiktaş’ın bu ciddi borç açığında basketbolun da ciddi payı olduğunu gördük. Son 4-5 senede harcanan para 30 milyon dolara yakındı. Böyle bir gelir yok. Sürekli Divan’da yöneticiler de amatör branşların para götüren branşlar olduğunu söylediler. Ama artık adı amatör basketbol, voleybol, hentbol bunların adı sadece amatör olarak kaldı. Onların da futbolculardan farkı yok. Onlar da günde çift antrenman yapıyorlar, hayatlarını bu işten kazanıyorlar. Bunlara amatör diyerek basitleştirmemek gerekiyor, bunlar da profesyonel spor. Profesyonel kulüp nasıl yönetiliyorsa bunların da gelir ve giderleri dengeleyerek yönetilmesi gerekiyor.”