by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
5 yıldır Türkiye’de basketbol oynayan TOFAŞ’ın Dominik Cumhuriyeti asıllı Amerikalı oyuncusu Sammy Mejia, basketbolun dışındaki yaşantısı hakkında açıklamalar yaparak gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Anadolu Ajansı’na röportaj veren Mejia, 2012 yılında Banvit’e transferi nedeniyle geldiği Türkiye’de üst üste beşinci sezonunu geçirdiğini hatırlattı.
Dominik Cumhuriyeti asıllı bir ailenin çocuğu olarak ABD’de dünyaya geldiğini ve küçük yaştan beri basketbolun içinde olduğunu anlatan Mejia, “5 çocuklu bir ailenin en küçüğüydüm. Küçüklüğümden beri dünyaca ünlü basketbolcu Michael Jordan‘ı izliyordum. Onun sayesinde basketbola aşık oldum. Ayrıca ağabeylerimle basketbol oynarken en küçük ben olduğum için de sertlik kazandım. Benim basketbolla ilgili hatıralarım o günlerde başlıyor.” diye konuştu.
Mejia, Türkiye’ye gelmeden önce Avrupa’da çeşitli takımlarda forma giydiğini o dönemde Türkiye hakkında çok fazla bir bilgisinin olmadığını dile getirdi.
TOFAŞ’ın başantrenörü olan Orhun Ene‘nin Banvit’i çalıştırdığı dönemde kendisinin Türkiye’ye transferinin gerçekleştiğini anımsatan Mejia, şunları kaydetti:
“İlk yılımda Türkiye’ye aşık oldum. Basketbol sevgisi çok yüksek. En önemlisi özellikle kültüre ve insanlara aşık oldum. Uzun zamandır buradayım. Türkiye’yi çok seviyorum. İnsanları ve buradaki basketbol seviyesini çok seviyorum. İnsanların yaşam şekli, çok fazla arkadaş canlısı olmaları gittiğim her yerde kendimi evimde hissetmemi sağlıyor. Ayrıca Türkiye’deki insanların yaşam şekillerinden çok etkilendim. İnsanların çoğu çok rahat ve sakin insanlar. Bu ülke için çok sıkı çalışıyorlar ve çalışkan insanlar. Özellikle bu ülkeye ve buradaki yaşayan insanlara çok saygı duyuyorum.”
Mejia, ABD’ye gittiğinde çevresindeki insanların Türkiye ile ilgili en çok kendisine “Nasıl bir ülke? Neye benziyor?” gibi sorular yönelttiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Buna karşılık ben genelde oraya gittiğimde yemeklerle ilgili konuşuyorum. Özelikle çay ile ilgili çok konuşuyorlar, soru soruyorlar. Ben de özellikle söylüyorum, buradaki çok iyi. Çayı ABD’de de yapıyorum ama aynısı olmuyor. Bu ülkenin tarihini gerçekten seviyorum. Bence Türkiye dünyadaki en önemli tarihi ülkelerden biri. Takımla nereye gidersek gidelim, kamplarda gittiğimiz yerlerde herkes o bölgeyle ilgili bize tarihi hikaye anlatıyor. Bence çok güzel bir şey bu. Gittiğimiz her yerin tarihi bir hikayesi var.”
Mejia, kendisi gibi eşi ve iki çocuğunun da Türkiye’de bulunmaktan son derece mutlu olduklarını ifade ederek, hem eşinin hem de çocuklarının Türkçe’yi öğrenme çabası içinde bulunduklarını anlattı.
ABD’li oyuncu, Türkiye’deki terör olaylarının burada yaşayan herkes kadar kendisini de üzdüğünü vurguladı.
Terör olaylarının sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde olduğuna işaret eden Mejia, “Burada insanların bu yönde verdikleri reaksiyonlar çok hoşuma gidiyor. Türkiye’de insanlar teröre karşı teslim olmadan mücadele verip, korkusuz yaşamaya devam ediyorlar. Buna saygı duyuyorum. Bu zor zamanlarla ilgili herkes tabii ki tedirginlik duyuyor. Özellikle eşim ve iki çocuğumdan dolayı bana da biraz karışık duygular yaşatıyor. Ancak eninde sonunda bu iyilik kötülüğü yenecek ve dünyaya tekrar dengeyi getirecek.” diye konuştu.