Galatasaray, Banvit’e Dur Diyebilecek Mi?

2017-02-18T11:35:43+00:00 2017-02-18T11:40:55+00:00.

Utkan Sahin

18/Şub/17 11:35

Eurohoops.net

Galatasaray, son yıllarda mağlup etmekte çok zorlandığı Banvit ile Türkiye Kupası yarı finalinde karşı karşıya gelecek.

by Mustafa Kocatürk / info@eurohoops.net

Türkiye Kupası’nda çeyrek finaller geride kalırken yarı finale çıkan 4 takım da belli oldu. Eşleşme ağacının diğer tarafında, denk mücadelelerden galip çıkan Anadolu Efes ve Pınar Karşıyaka final için karşı karşıya gelecekken bugün Ankara Arena’da yarı final perdesini açacak eşleşme Banvit ve Galatasaray Odeabank arasında olacak.

Galatasaray ile Banvit, geçtiğimiz sezon da Türkiye Kupası’nda karşı karşıya gelmişti. Bursa’da oynanan sekizli finallerin, çeyrek final ayağında karşı karşıya gelen bu iki takımın mücadelesi oldukça rekabetçi geçmiş ve kazananı ise AJ Slaughter’ın buzzer-beater üçlüğü belirlemişti. Banvit’in, Galatasaray’a karşı üstünlüğü ise sadece bu maçla sınırlı değil. Bu iki takımın son iki sezonda oynadığı toplam 5 maçın 4’ünü kazanan taraf Bandırma temsilcisi Banvit oldu. Galatasaray bu iki sezonda rakibine karşı parkeden galibiyetle ayrıldığı tek maç ise geçtiğimiz sezon Abdi İpekçi’de oynanan ve uzatmalar sonucunda 96-86 biten mücadele. İçinde bulunduğumuz sezonda rakibini hem Bandırma’da hem İstanbul’da yenmeyi başaran Banvit bu mücadele öncesinde ne kadar ciddi bir rakip olduğunu kanıtladı ancak Galatasaray koçu Ergin Ataman da bu mücadelenin bir normal sezon maçından farklı olacağını söylüyor.

İşlerin nasıl gideceğini hep beraber göreceğiz ancak takımlar parkeye çıktığında sahada neler izleyeceğimize dair tahminlerimiz şu yönde:

Öncelikle Galatasaray Odeabank, eğer kaderinin bu sezonki ilk iki maçtan farklı olmasını diliyorsa şüphesiz ilk iki maçta yaptığı bazı hataları düzeltmeli. Bunların başında ise Sarı-Kırmızılıların Jordan Theodore’u savunma stili geliyor. Bu sezon oynanan iki maçta Amerikalı guard Galatasaray’a toplam 53 sayı attı. Bunun yanında toplam 14 asist yaptı ve 14 kez çizgiye geldi. Buna sebep tabii ki sadece Theodore’un Galatasaray’ı görünce çıldırması değil, Galatasaray savunmasının onunla bir eşleşememesi de Galatasaray adına büyük bir sorun. Şimdiye kadar oynanan iki maçta Theodore’u Sinan Güler ve Göksenin Köksal’la savunmaya çalışan Galatasaray, savunmada onun skorunu durdurmayı hedeflemişti. Ancak Jordan Theodore sahadayken sadece bir takım lideri değil, bir takım planı. Theodore’u saf dışı bırakmak istiyorsanız Banvit düzenini bozmalısınız.

Bunun için Galatasaray iki maçtır denemediği bir şey yapıp Banvit’i alan savunmasına karşı hücum etmeye zorlayabilir. Jordan Theodore’un bire bir meziyetlerini 3. kez sınayıp onun kötü gününde olmasını dilemek yerine, onu topu elinden çıkarmaya mecbur bırakmak daha akıllıca bir yöntem gibi.

Galatasaray’ın Banvit’e karşı alması gereken ikinci önlem de bu noktada başlıyor. Evet iki maçta da Jordan Theodore çok etkili olmuş olsa da ona her başı sıkıştığında yardım eden Gediminas Orelik de Galatasaray adına maç planı yaparken mutlaka atlanmaması gereken bir isim. Ona karşı yapılacak savunma da Banvit’in oyun planına çomak sokmaktan geçiyor. Çünkü Orelik hem zor şutları bile yüzdeyle sokan bir isim hem de guard’ı bu kadar dominant olan bir takıma karşı forvetlere baskı uygulama riskini almak akıllıca olmaz. Onun için Galatasaray, Banvit’i yanlış şut tercihlerine zorlamalı. Bunun da yolu, Banvit’in iç-dış dengesini bozmaktan geçiyor. Galatasaray, eğer rakibinin en tehlikeli şutörünü durdurmak istiyorsa bunu içeriyi kapatarak yapmayı denemeli. Böylelikle hem zaten dışarıdan oynamaya teşne olan rakibinin oyun çeşitliliğini kendiliğinden daraltabilir, hem de yay çevresine yaptığı baskıyı arttırabilir.
Ancak bu hususta da kritik noktalardan biri Damian Kulig’in beş numara olarak oynadığı dakikalar olacaktır. Pleiss ve Tyus’ın gerek boy gerek atletizm avantajını Kulig’e karşı agresifçe kullanarak onu sahanın dışına itmesi de Galatasaray’ın elini rahatlatacaktır.

Galatasaray’ın olası taktik tahtasından Banvit’in olası taktik tahtasına geçtiğimiz zaman ise Filipovski’nin elinin daha rahat olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle elinde rakibine karşı kazanmanın yollarını bilen bir takım var. Bu böyle tek maçlı eliminasyon maçları için çok büyük bir avantaj. Sonrasında ise sezon başından beri rotasyonu ve oyun planını çok az değiştiren Banvit’in, en azından sezonun şu aşamasında Galatasaray’a nazaran daha stabil performanslar alabilen bir takım olması da ciddi bir avantaj. Ancak Galatasaray karşısına favori olarak çıktığınız için kendinizi rahat hissetmemiz gereken bir takım. Filipovski Galatasaray’a karşı bazı önlemleri almak zorunda.

Alacağı bu önlemlerden en önemlisi, takımını rakibinin yaratıcılık mekanizmasına karşı nasıl hazırlayacağı. Galatasaray oyun kurucu pozisyonunda Sinan ve Fitipaldo ile dar bir rotasyona sahip olabilir ancak Ergin Ataman’ın ekibi Carlos Arroyo’nun takımdan ayrıldığı günden veri yaratıcılık merkezini guardlardan forvetlere kaydırmış vaziyette. Emir Preldzic – Vladimir Micov ve Blake Schilb üçlüsünün aynı anda iyi oynadığı bir günde Galatasaray’ı durdurmak, Avrupa’nın en iyi savunma takımları için bile zor bir görev. Bunun için Filipovski ana savunma planını bu üçlüye saldırarak kurmalı. Bu üçlüde de yılanın başı son 1-1.5 aydır iyice formunun zirvesini gören Blake Schilb, Darüşşafaka karşısında da 14 sayı – 6 ribaund – 4 asistle oynayarak takımını yarı finale taşıyan isimlerden oldu. Onun savunmasında geçtiğimiz hafta sonu Bandırma’da Tolga Geçim’in atletizmini ve enerjisini kullanan Banvit oldukça başarılı olmuştu. Sahada olduğu zamanlarda oyunu Tolga üzerinden oynamaya ısrarcı olan ve bunun meyvesini de yıpranmış bir Schilb’le toplayan Filipovski’nin aynı taktiği Ankara’da da denemesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Bunun ötesinde Galatasaray bazı kronik sorunları olan bir takım. Bunlardan belki de en ayan beyan olanı ise dış savunmasındaki zaaflar. Rakibini bire bir karşılamaya karar verdiği zaman ayakları yavaş bir ön alana sahip olduğu için çoğu zaman tek driblingde delinen, adam değişmeye karar verdiği zaman da perimetre savunmasında açıklar veren Galatasaray’ın bu açıklarına oynayan her rakibi sezon başından beri Galatasaray’a karşı başarılı. Rakibini 2 kez yenmeyi başarmış bir koç olarak Filipovski’nin bu açıkları atlayacağını sanmıyorum, ancak bunun yöntemlerini de irdelemekte fayda var. Öncelikle kanatlardan delinen Galatasaray’a karşı sürekli potaya hücum etmek, edenin ismine bakmaksızın mantıklı bir yöntem. Pozisyonuna ve eşleşmelerine göre iyi ball-handler’lar olan Orelik, Furkan Korkmaz ve Tolga Geçim’in potaya gitmeye teşvik edilmesi Banvit’in işini kolaylaştıracaktır. Böylelikle Banvit hem kolay sayılar bulabilir hem de iç-dış dengesini hücumda aksayan pota altı rotasyonu yerine forvet rotasyonu ile sağlayabilir.

Galatasaray’ın kronik sorunlarından bir diğeri de yine kolay delinmeye bağlı olan ribaund sıkıntısı. Banvit’in de elinde bu göreve çok uygun bir isim var: Gasper Vidmar. Banvit eğer hücumlarında aceleci olmaz, iç-dış dengesini sağlamayı başarır ve özenli şut tercihlerine yönelirse, şutları yüzdesiz olsa bile dengesi dağılmış Galatasaray savunmasına karşı bolca ribaund toplayan bir Gasper Vidmar performansı yaratabilir. Bu da Galatasaray’dan daha fazla hücum etmenin yanında, rakiplerinin alacağı temiz ribaund sayısını azaltarak onları düşük tempolu bir hücuma sürükleyerek Banvit’e yardımcı olabilir.

Yarı finaldeki bu merakla beklenen mücadele öncesindeki koçların akıllarından geçtiğini düşündüğümüz fikirler bu yönde. Herkese iyi ve basketbol dolu hafta sonları diliyoruz.