by Utkan Şahin&Buğra Uzar / info@eurohoops.net
Sezona çok kötü başlayan Gaziantep Basketbol, şu aralar ligin en formda takımlarından biri.
İlk beş haftada bütün maçlarını kaybeden Güneydoğu ekibi, daha sonra bir takviye ile bir anda playoff seviyesine geldi. “O” takıma katıldığından beri Gaziantep, 14 maçta 9 galibiyet alarak 8. sıraya çıktı. “O” geldikten sonra kaybedilen beş maçta ise Gaziantep; Efes, Fenerbahçe ve Darüşşafaka gibi Euroleague takımlarına karşı başa baş oynadı ve son bölümdeki basit hatalarla maçı verdi. Bütün bunlar olurken, ligin pota altında en dominant performanslarından birini sergileyen o oyuncu bütün bir takımın karakterini değiştirdi. İşte karşınızda o isim: Davon Jefferson.
Lise dönemindeyken Davon Jefferson’ın NBA yapmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Lynwood’daki son yılında 26.0 sayı, 12.9 ribaund ve 5.0 asist ortalamalarıyla oynadı. Yapılan listelerde 2006 sınıfının en iyi 15. oyuncusu olarak gösterildi, ki listede NBA kariyeri olan Mike Conley, Taj Gibson, Ryan Anderson ve Darrell Arthur gibi isimlerin önünde yer aldı. Üniversite için USC’in yolunu tutan Jefferson, ilk yılında oynayamadı. İkinci yılında OJ Mayo ile birlikte takımın en önemli isimlerinden biri olan atlet oyuncu, takım rekorunu kırsa da drafta erken girince beklediğini bulamadı ve 30 takım tarafından tercih edilmedi.
Konu hakkında konuştuğumuz zaman Jefferson, hayal kırıklığını gizlemese de yine de hayatından memnun olduğunu söylüyor: “O zamanlar daha farklı kararlar alabilirdim. Sonuçları da benim için daha farklı olabilirdi ama yine de bu benim için problem değil, hala basketbol oynuyorum. 30 yaşımdayım ve hayatımın sonuna kadar basketbol oynayamayacağım. Fırsatım varken tadını çıkarıyorum. İyi para kazandığım bir işim var ve yaptığım şeyden keyif alıyorum“.
Eski kıtaya adımını Maccabi Haifa ile atan Jefferson, daha sonra tam bir basketbol gezgini oldu. Haifa sonrası Asvel, Triumph, Enisey ve Krasny’de de forma giyen Amerikalı, bu takımların dışında Kore, Porto Riko ve Çin Ligi takımlarında da boy gösterdi. Gittiği her yere çabuk adapte olan Jefferson’a bunu nasıl başardığını sordum: “Sonuçta bu basketbol. Basketbolun evrensel bir dili var. İnsanlarla basketbol oynayarak iletişime geçebilirsiniz. Ben içinde olduğum durumu kabulleniyorum. Kendime güveniyorum, basketbol yeteneklerime güveniyorum. Gittiğim her yerde de elimden geleni yapmaya çalışıyorum“.
Gezdiği bu takımlardan sonra Jefferson’ın Türk basketboluyla yolu Gaziantep ile beraber kesişti. İlk maçta Balıkesir karşısında çok etkileyici değildi belki ama ayağı uğurlu geldi ve Gaziantep, ligde ilk zaferini o hafta kazandı. Amerikalı oyuncu, Balıkesir maçında sonrasında tüm hünerlerini basketbol camiasına göstermeye başladı. Pota altında Dedas’ın aradığı enerjiyi getiren Jefferson, dominant performansıyla Gaziantep şutörleri için gerekli olan alanı açmayı başardı. Ligin verimlilik puanında birinci sırayı hemen kapan 30 yaşındaki oyuncu, o kadar iyi bir performans gösterdi ki, ligin ilk yarısında 5 maç kaçırmasına rağmen All-Star seçilmeyi başardı.
Performansı hakkında konuştuğumuz Jefferson: “Buraya gelirken ilk hedefim her şeyimi sahaya koymaktı. Her zaman felsefem; Takımım için çok şey yapmalıyım şeklinde. Takımımızda çok önemli şutörler var ve bu da benim işimi daha kolay hale getiriyor. Ben de onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Takımımdaki birçok oyuncuya yardımcı olduğumu düşünüyorum. Takımdaki felsefemiz topu paylaşmak üzerine. Takım arkadaşlarım bana büyük boşluklar yaratıyorlar ve ben de kendi oyunumu oynama fırsatı buluyorum. Bu da bana çok yardımcı oluyor”.
Gaziantep, Jefferson’ın katılımıyla birlikte oyun olarak büyük bir gelişim gösterdi. İşin hücum kısmında Jefferson’un da söylediği gibi gerekli alan paylaşımı daha iyi otururken, işin savunma kısmında elinde atletizm olarak sıkıntılı uzunlar olan Gaziantep’e çeşitlilik kattı. Jefferson’a göre de her şeyin başlangıcı savunma oldu: “Bence en büyük değişim savunmada yaşandı. Savunmada biraz daha iyi oynamaya başladık. Artık çok daha sertiz. Ben buraya gelmeden önce dahi takım çok ufak farklarla mağlup oluyordu. Ben geldim ve takıma biraz daha fazla enerji vermeye başladım. Belki de en önemli değişiklik buydu“.
Sezon başında kapanmanın eşiğinden dönen Gaziantep, gösterdiği harika çıkışla bir anda 8. sıraya kadar yükseldi. Bu hafta sonu deplasmanda Galatasaray‘ı mağlup ettiler ve 7. sıradaki Karşıyaka ile aralarındaki farkı bir maça kadar düşürdüler. Peki sezonun devamında kendilerinden ne bekliyorlar: “Öncelikle iyi oynamaya devam etmek zorundayız. Ligi en iyi yerde bitirmek için her maçı sanki bir playoff maçıymışçasına oynayacağız. Her maç birbirinden zor olacak. Çok zorlu rakiplerimiz var ancak biz bu şekilde oynamaya devam edersek, eminim ki sezonu iyi bir yerde bitireceğiz”
2.03 boyundaki oyuncu, gösterdiği performansla herkesin dikkatini çekti. Basketbol izleyicileri, onun daha üst seviyede oynayabileceğini düşünüyor. Atletik uzuna bu konu hakkındaki fikrini sorduğumuz zaman ise kendisi için en önemli şeyin sağlıklı kalmak olduğunu söylüyor: “Artık genç bir oyuncu değilim. Benim için en önemlisi sağlıklı kalmak ve formumu aynı seviyede korumayı başarmak. Şu anda Gaziantep ile zaten ciddi bir seviyede oynuyorum. Eğer sağlıklı kalmayı başarırsam geri kalan her şey kendiliğinden hallolacak“.
Bazen hayatınızda işler istediğiniz gibi gitmeyebilir ama günün sonunda en önemli şey, sevdiğiniz şey için mücadele etmeye devam etmek. Gaziantep’in bu sezonki kurtarıcısı Davon Jefferson’ın yaptığı gibi. Amerikalı oyuncu, idolü olan Muhammed Ali gibi şu aralar rakip pota altında kelebek gibi uçup, arı gibi sokuyor. Daha fazlası için ise geleceği beklemek zorundayız.