by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
2015-2016 sezonunda, geçen sene bugün EuroCup’ı müzesine götürmeyi başaran Galatasaray Odeabank’ın başantrenörü Ergin Ataman, GSTV’de katıldığı programda açıklamalarda bulundu.
Programın başında EuroCup zaferiyle ilgili genel düşüncelerini aktaran Ataman şunları söyledi:
“Çok büyük emekler sarfedilerek kazanılmış bir kupaydı. Kupa kazanmak zor iştir. Bazıları ‘bu kupa en büyük kupa değil’ diye küçümserler. En büyük kupayı kazandığında ya da bu kupadan birkaç defa kazandığında bu söylenebilir belki. Yıllarca bu kupayı kazandık, bize yeter demeyiz. Hiçbir zaman bununla yetinmeyiz. Bu kupayı kazanan ekibimle, taraftarlarla ve yönetimle gurur duyuyorum.”
“Sezon öncesinde başkan ile bir toplantı yapıp, belirlediğimiz bütçeyle EuroCup’ı kazanacak bir takım oluşturacağımızı konuşmuştuk. Ne mutlu ki her şey yolunda gitti. Sezon devam ederken her türlü aksilikler olabiliyor. Çok inandık ve bir sinerji yakaladık. Sonunda da bu büyük başarı geldi.”
Takım kaptanı Sinan Güler hakkında da kısaca görüşlerini açıklayan Ergin Ataman şu değerlendirmeleri yaptı:
“Biz bir Türk takımıyız. Geçtiğimiz yıl bu kupayı kazanırken iki Türk oyuncunun çok büyük katkısı oldu. Birisi yaptığı savunma ve kritik anlarda verdiği enerjiyle Göksenin Köksal. Sinan Güler için ayrı bir parantez açmak lazım. Türk sporunda tüm branşlar dahil gençlerimizin örnek alabileceği o kadar az sayıda oyuncu kaldı ki bu yabancılar yüzünden. Sinan Güler, takım kaptanlığı ve sahada vermiş olduğu emekle uzak ara yılın sporcusudur. Türk gençliğinin kendilerine örnek alabileceği bir sporcudur.”
Sezon başında kadro tutulamayan Erick McCollum ile ilgili de konuşan Ataman şu ifadeleri kullandı:
“Bu sezon başında da McCollum ile devam etmek istiyorduk. Devam edebilseydik en az beş altı galibiyet daha fazla alırdık. Bu sezon yaşandığımız sıkıntılar içerisinde oyun kurucu transferinde yaptığımız hata, bir türlü oyun kurucuyu takıma adapte edememize karşın biz EuroLeague’de 11 galibiyet aldık. Bugün McCollum’un da takıma geldikten sonraki katkısını görünce onu sezon başında kaybetmesek beş altı galibiyet daha alabileceğimizi görüyorum. Ama bu profesyonel yaşantı. Sezon başında kendisiyle anlaşılamadı. Çin’den büyük bir teklif alınca biz müdahale edemedik. McCollum ciddi bir bütçesi olan pahalı bir oyuncu. Gelecek sezon Galatasaray‘da kalır kalmaz mı, ben bu konuda bir şey söyleyebilecek durumda değilim.”
Stephane Lasme’nin de EuroCup şampiyonluğunda payı olduğunu belirten Ataman, oyuncunun profesyonelliğin dışına çıktığını belirtti:
“Lasme geçen yılki şampiyonlukta inanılmaz pay sahibiydi. Takım içindeki sinerjinin önemli parçalarından bir tanesiydi. Maalesef şampiyonluk kutlamalarının olduğu bir iki haftada profesyonelliğin dışına çıkıp keyif verici madde kullanmış ve bu yüzden de ceza aldı. Önümüzdeki sezon Lasme oynar ama nerede oynar? Bunu söylemek çok zor. Biz Lasme’yi transfer ederken de çok ciddi bir çaba sarfetmiştik. Galatasaray‘ın önümüzdeki sezonla ilgili henüz planlaması yapılmadı.”
Taraftar sorularını da yanıtlayan Ataman, EuroLeague’de hüsran yaşandığı şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:
“EuroLeague’de bir hüsran yaşadığımızı düşünmüyorum. Kadro ve yapılan yatırım belli. Bir yıllık bir aradan sonra EuroLeague’e gelmiş bir takım. Son üç sezondur Final Four oynayan CSKA Moskova, Olympiakos, Panathinakos, Fenerbahçe gibi takımların olduğu bir lig. Böylesine bir ligde bir de bazı sıkıntılarla 0-5 başlamışsın. Ondan sonra 11 maç kazanıp 12. sıraya çıkmak ve altında senden çok daha fazla yatırım yapan takımları bırakmak, Barcelona’nın bir puan gerisinde bu ligi bitirmek bence hüsran değil ancak bir başarı da değil. Başarı nedir, Final Four’a kalmaktır. Final oynayıp şampiyon olmaktır.”
EuroCup’taki Pınar Karşıyaka eşleşmesini de değerlendiren Ataman, “Pınar Karşıyaka bir sezon öncenin Türkiye şampiyonuydu. EuroLeague oynadıktan sonra EuroCup’a geldiler. Oldukça iddialılardı. Özellikle İzmir’deki maç çok kritikti. Maçı kazanamasak bile oyunu kontrol edip telafi edebileceğimiz bir skorla İstanbul’a gelmek durumundaydık. Maçın içinde Karşıyaka çok ciddi farklar da yakaladı ancak biz oyun disiplininden kopmadan farkı indirerek üç sayıyla kaybettik. İstanbul’da bu ciddi bir avantaj oldu bizim için. İstanbul’da çok net bir galibiyetle Karşıyaka’yı eledik” şeklinde konuştu.
Errick McCollum‘un takımından ayrılışı sonrasında yaşanan sıkıntılarla ilgili de konuşan Ataman şunları söyledi:
“Geçen sezon yönetime vermiş olduğum raporda da bahsetmiştim. Bu takımın temelini koruyup iki üç tane takviye yapmayı düşünüyorduk. McCollum’un elimizden kaçması, Lasme’nin ceza alması ve Chuck Davis’in basketbolu bırakmasıyla bizim takımın temeli sarsıldı. McCollum’un yerine daha iyisini bulabilir miyiz diye çok çaba sarfettik. Çok önemli oyuncularla anlaşma noktasına geldik ancak özellikle ülkemizde talihsiz 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu o dönemde birçok oyuncudan ret cevabı aldık. Bizim ilk hedefimiz Darius Adams’dı, hatta anlaşmıştık. Kontratı imzalayıp göndermiştik. O akşam tabii ki imzalamadı. Mike James’in üzerine gittik. Türkiye’de o anda dışarıdan bakıldığında bir belirsizlik vardı. O da tercihini Panathinaikos‘tan yana kullandı. Erick Green de tercihini Olympiakos’tan yana kullandı. Bu durum bizi çok zora soktu. Avrupa’da bugün iyi oyun kurucu beş veya altı tane var. Ağustos ayının ortalarına geldiğimizde bir kumar oynadık. Russ Smith NBDL performansını Avrupa’ya yansıtırsa bir star olabileceğini düşünüyorduk ama olmadı. Avrupa basketboluna adapte olamadı. Justin Dentmon da kaliteli bir oyuncuydu ancak o da tam bir oyun kurucu olmadığı için ondan da yararlanamadık. Biz o dönemde sıkıntı çektik. Neyse ki Sinan Güler bu rolü çok iyi üstlendi. O olmasa biz bırakın 11 galibiyeti, ancak 3 galibiyet alabilirdik.”
Gelecek yıl takımda kalıp kalmayacağı konusunda gelen soruyu da yanıtlayan Ataman, “Bunu ben de bilmiyorum. Bu soruyu bana daha geçen gece oğlum Sarp sordu. Benim verebileceğim bir cevap değil. Bu tamamen yönetimin tasarrufunda olan bir konu. Ben iyi bir Galatasaraylıyım, çocukluğumdan beri. Bu benim işim. Şu anda Türkiye’de futbol ve voleybol dahil beş yıl aynı takımda çalışan başka bir hoca da yok. Bu yönetimin tasarrufunda olan bir şey. Galatasaray Kulübü benle çalışmak istediği sürece benim Türkiye’de herhangi bir kulübe gitmem söz konusu değildir. X kulüp bana burada kazandığımın iki mislini de verse ben her zaman için buradayım. Ama kafalarda soru işareti varsa, taraftarda, camiada yönetimde benle ve basketbolla ilgili sıkıntı varsa o zaman benim olmamın bir manası yok. Beni hep yaralayan bir şey var. Sürekli olarak basketbolda harcanan paralar konuşuluyor. Sonuçta oynadığımız kulvar belli. Türkiye’deki rakiplerimizin özellikle Fenerbahçe‘nin yatırımları belli. Siz EuroCup kazanmışsınız, EuroLeague’de oynuyorsunuz. Avrupa’nın en büyük 12 takımından bir tanesi olmuşsunuz. Bütün bunlar için yatırım gerekiyor. Sürekli olarak bunların konuşulması beni manevi anlamda rahatsız ediyor. Düşünce anlamında geri adım atacak olan bir yapı içerisinde olmak istemem. Ben başkanımızın da basketbolda geri adım atacağını sanmıyorum. O zaman 15 bin kişilik bir salon yapmazsınız. Sporda hiçbir zaman dün yoktur. Bugün için Ergin Ataman başarısızdır diyebilirler. El sıkışır, ayrılırız. Son zamanlarda sıkıntı duymadım mı, duydum. Ama büyük Galatasaray camiasının da bana vermiş olduğu bir destek var. Memnun olmayan bir grup da var belki. Ama destek olan o kadar büyük de bir kesim var ki bunlar yüzünden Galatasaray benle devam etmek istediği müddetçe Türkiye’de başka takımla çalışmam. Umarım 10 yıl sonra başkan ben olurum ve bu kararı verebilirim.” şeklinde konuştu.
Taraftarlarla arasında sorun olup olmadığı sorulan Ataman şu açıklamaları yaptı:
“Benim bir grup taraftarla hiçbir sorunum yok. Benim sorunum saygısızca tavırlar içerisinde olan ve hakarete, küfüre getiren bazı kişilerle. Hiçbir taraftar grubuyla sorunum yok ve hepsine de saygım var. Bizden memnun olmamaları da en doğal haklarıdır. Ancak sportif konuların dışında bu saygısızlığa ve küfüre geliyorsa ben onların karşısındayım. Bu kişilere karşı da dik duruşumu sergiliyorum. Bazı gruplarla sadece ben değil, başkan ve yönetimin de sıkıntıları var. Bana yapılanların kat ve kat fazlası onlara yapılıyor. Onların da mı bazı taraftar gruplarıyla sorunları var. Hayır. Tekrar söylüyorum o tavrı sergileyen kişilere karşı da duruşum budur. Bu konudaki düşüncem bu şekilde.”
Tibor Pleiss’ın sakatlık durumuyla ilgili de bilgi veren Ataman, “Tibor Pleiss’ın iki hafta daha tedavisi devam edecek. Çok şükür bir ameliyat gerekliliği olmadı. Dizinde bir kıkırdak sorunu var. İki hafta sonra takımla antrenmanlara başlayacak. Playoff’ta takımdaki yerini alacak” dedi.
Spor Toto Basketbol Süper Ligi’nde yaklaşan playoff’lar ile ilgili de değerlendirmeler yapan Ataman şöyle konuştu:
“Playoff sıralamasında daha yukarılarda da olabilirdik ancak EuroLeague’in ilk dönemindeki yoğun tempo, gönderdiğimiz oyuncular, yorgunluk sebebiyle birkaç tane ekstra mağlubiyet aldık. Ligin ilk üçü arasında bitiremeyeceğimiz belli oldu. Bitime üç hafta kala altıncılıktan aşağıya inmeyeceğimiz netleşti. Şu anda üçüncü Beşiktaş gibi gözüküyor ama çok az puan farkları var. Ligin son haftalarında hep derbi maçları var. Ligin zirvesindeki takımlar hep birbirleriyle oynuyor. Rakibimizi bekleyeceğiz. Playoff’ta saha dezavantajı ile başlayacağız ama ligin ikinci yarısındaki basketbolumuz bana ümit veriyor. Çok ciddi rakiplerimiz var ama biz de o klasmana girdik. İyi bir basketbol oynuyoruz.”
“Milli Takım hocalığım açıklandıktan iki ay sonra bile Fenerbahçe Kulübü Başkanı Sayın Aziz Yıldırım basın toplantısında ‘Biz Ergin Ataman’ı milli takımda yaşatmayacağız’ dedi. Fenerbahçe Kulübü Başkanı bunu söylüyorsa bu önemli bir şeydi. Bütün Milli Takım süreci içerisinde sürekli spekülasyonlar yaratıldı. Buna rağmen dünya şampiyonasında ilk sekize kaldı. Avrupa şampiyonasında İtalya’yı, Almanya’yı yendik. Çeyrek finalde Fransa’ya kaybettik ve elendik. Şu üç yıl boyunca Türkiye’de yeniden 12 Dev Adam ruhunu, hiçbir oyuncuya kulüp takımı töleransı göstermeden yarattık. Ben bir geçiş jenerasyonunda görev aldım. Benim devraldığım dönemde kendi takımlarında oynayamayan genç oyuncular vardı. Sürekli olarak bir yıpratılma kampanyasıyla karşı karşıya kaldım. O dönemin başkanı Harun Erdenay da bunlardan çok sıkıldı ve Milli Takım antrenörü başka takım çalıştıramaz şeklinde bir açıklama yaptı. Benim sadece milli takımı çalıştırmamı istediler. Sözleşmem devam ederken Galatasaray‘a ihanet edemeyeceğimi kendilerine belirttim ve milli takımı bırakmak durumunda kaldım. O dönemde benim hep içimde saklayacağım enteresan olaylar oldu. Bir basın toplantısıyla bunları açıklamayı düşündüm. Basketbolun dışında bir kaos vardı ve ben de yeniden bir kaos yaratmak istemedim. Bir takım büyüklerimin, kıramayacağım insanların tavsiyelerini dinleyerek, Türk Milli Takımı’nı da düşünerek böyle bir karar aldım. Ben Ufuk Sarıca‘nın başarılı olacağına inanıyorum. Beşiktaş bizim ezeli rakibimiz. Beşiktaş belki de şampiyonluk yolunda en önemli rakibimiz olacak. Ancak Galatasaray Kulübü hiçbir zaman hocalar üzerinden spekülasyon yapmayacaktır. Biz gönül rahatlığı içerisinde oyuncularımızı milli takıma göndereceğiz.”
“Muhteşem bir salon yapan, beş yıldır ciddi bir sponsoru arkasına alan ve ciddi yatırımlar yapıp hem maddi hem de manevi olarak basketbol takımını yukarıya çeken bir anlayış var Fenerbahçe’de. Avrupa’nın en kariyerleri koçunu da takımın başına getirdiler. Üç sezondur da istikrarlı bir şekilde Final Four’a giden Fenerbahçe var. Bu kolay değil. Bu sezon da 30 maç sonunda 3 tane de Panathinaikos‘a karşı muhteşem maç kazandı. Bunu yaparken bir bütün olmak önemli. O açıdan Fenerbahçe’yi takdir ediyorum. Fenerbahçe’nin basketbola bakış açısını takdir ediyorum. Kıskanıyor muyum? Evet, çünkü ben Galatasaray’ın başındayım, bırak onu Galatasaray taraftarıyım. Orayı gördüğüm zaman tabii ki kıskanıyorum.”