By Eurohoops team/ info@eurohoops.net
Avrupa’nın en iyi ikinci ligi olduğumuz söyleniyor. Böyle bir ligi yönetiyorsunuz. İş tanımından ve işleyişten biraz bahseder misiniz?
Avrupa’nın en iyi ikinci ligi olduğumuz konusunda hemen herkes hemfikir; Euroleague’i hesaba katmaksızın, ulusal ligler ekseninde düşünecek olursak en iyi lig olduğumuza dair çok güçlü bir argüman var. Bunun en belirgin örneği olarak dünyanın en önemli spor medyası markası ESPN dahi, ana sayfasında yer verdiği bir makalede BSL’yi Euroleague ve İspanya Ligi ile birlikte ‘NBA Dışındaki En İyi 3 Lig’ arasında gösterdi. Bugün dört kulüple temsil edildiğimiz Euroleague’de üç takımımız Final-Four mücadelesi verdi; diğer tarafta bir kulübümüz de Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde finale kalma başarısı sergiledi. Lig hiç almadığı kadar rekabetçi bir yapıya büründü, son yıllarda gerek lig dahilinde, gerek de Avrupa kupalarında hızla büyüyen bir yapıya sahibiz. Bu durum oyuncusundan yöneticisine, federasyonundan hakemine, seyircisinden sponsoruna dek herkesi son derece memnun ediyor.
Basketbol Süper Ligi Direktörlüğü, Kasım 2014’te TBF bünyesinde ayrı bir direktörlük olarak kuruldu. Ligimizi ayrı bir marka olarak ele alıp topyekün bir markalaşma sürecine girmek adına, ‘Efsaneler Yükseliyor’ sloganıyla bu büyüme sürecine start verdik, 5 yıllık bir stratejik plan oluşturduk ve yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Geride kalan 3 sezon göz önünde bulundurulduğunda işlerin yolunda gittiğini söylemek mümkün. Ligin büyüme süreci, seyirci sayısından izlenme oranlarına, toplam gelirden rekabet seviyesine kadar birçok alana da rakamsal olarak yansıyor.
BSL çalışanları, kulüpler, oyuncular, sponsorlar ve yayıncılar başarıya ulaşabilmek için birbirlerine bağlı hareket ediyoruz. Paydaşlardan birinin güçsüz ya da diğerleriyle uyumlu olmaması bütün ligi etkileyeceğinden, yönetim anlayışımızı bu şekilde yönlendiriyoruz.
Ligde bu sezon 10 kulüp birden Avrupa Kupaları’nda boy gösterdi. Önceleri, hemen hemen her hafta gün ve saat konusunda kavga gürültü kopuyordu. Şimdi fikstür yoğunlaşmasına rağmen, bu sorunlar yaşanmıyor. Bu problemi nasıl çözdünüz?
Evet, sizin de bahsettiğiniz gibi, 2016-2017 sezonunda dört takımımız Turkish Airlines Euroleague’de, dört takımımız Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde, iki takımımız da FIBA Europe Cup’ta mücadele etti. Bu atmosferde en çok zorlandığımız konuların başında fikstür planlaması yapmak geliyordu. Ancak biz, paydaşlarımızla birlikte sezonun ilk yarısında 13 haftalık program yayınlayarak çok önemli bir iş başardık. Burada yalnızca sadece ilgili liglerin takvimi değil, aynı zamanda futbol ligi maçlarını ve yayıncı kuruluşlarımızın da yayın saatlerini göz önünde bulundurmamız gerekiyordu. İyi ve kuvvetli bir iletişim ve planlama stratejisiyle bu durumun üstesinden geldik. Uzun süreli müsabaka takvimi yayınlamak, hem kulüplerimizin işini kolaylaştırdı, hem de kulüp ve organizasyonların planlama süreçlerine kolaylık sağlayarak müsabakalara daha iyi hazırlanmalarını sağladı. Tüm paydaşlarımız uzun soluklu fikstür yayınlanmasından çok mutlular.
Profesyonelliğin yanı sıra ikili ilişkiler de çok önem taşıyor mu kulüplerle olan işleyişte?
Eski bir BSL oyuncusu olarak bu lige ve bu ligin tüm değerlerine karşı kişisel bir bağım var. Ligin tarihine tanıklık etmiş, birçok efsane sporcuyla yan yana oynayıp büyümüş olduğum için, bugünkü direktör konumunda bu lige hizmet etmek benim için büyük bir onur ve gurur. 12 sene ligde oyuncu olarak yer almam, uzun süredir TBF’de çalışıyor olmam ve TBF olarak basketbol adına yapılabilecek tüm uluslararası organizasyonların bir parçası olmanın kazandırdığı tecrübe işimdeki başarımın önemli noktaları olsa gerek. Bununla birlikte kulüplerle sürekli iletişim halinde olmak, bir karar sürecinde onlarla ortak bir paydada buluşma gayretinde olmak, aynı gemide birlikte ileriye doğru yol olmak, haliyle kişisel ilişkilerimizi de geliştiriyor. Bu pekişme hali de doğal olarak işleyişe de yansıyor. Karşılıklı güven müessesesinin hızla gelişmesi, büyüme sürecimizi hızlandırıyor. Başarılı lig yönetimi, ligin paydaşlarıyla yakın çalışarak mümkün oluyor.
İşinizin en zor yanları ne. Ve güzel tarafları?
İşin en zor tarafı tabi ki de Avrupa’nın ve dünyanın en önemli basketbol organizasyonlarından birini yönetiyor olmak. BSL zaten kendi içinde dinamik bir yapıya sahip, işin içine takımlarımızın Avrupa kupalarına katılımı ve gösterdikleri başarıyla bu katılımı tüm sezona yayabilmeleri, son derece titiz ve takipçi bir tavrın gerekliliğini de beraberinde getiriyor. Ligimizde çok değerli kulüpler, antrenörler ve oyuncular var. Herkesin memnun olabileceği bir yönetim yapısını ortaya koymak, önemli bir efor. Ancak işin güzel tarafları penceresinden bakarsanız, her şeyden önce bu lig bir spor sever için son derece keyifli.. İşin her kademesinde çok profesyonel kimseler var, günün sonunda hep birlikte bir şeyleri için çaba sarf edip hep birlikte başardığınızda, parke içinde veya dışındaki herkesten takdir görmek de bence işin en keyifli yanı. Basketbolu ve ligi çok seviyoruz; en büyük motivasyon kaynağımız bu.
Eski milli basketbolcu olmanız, yaptığınız işte size avantaj sağlıyor mu?
Yukarıda da bahsettiğim gibi; bu noktada avantajlı ve şanslı olduğumu söyleyebilirim. Spor yöneticiliği, enformatik değerlerin ön plana çıktığı bir platform. Bu apayrı bir uzmanlık alanı. Ancak bu uzmanlık, aynı zamanda empatik düşünebilme gerekliliğini de beraberinde getiriyor. Eski bir oyuncu olmak bu anlamda bana çok avantaj sağladı diyebilirim. Bir zamanlar aynı ligde, aynı atmosferde maçlara çıkmış bir basketbolcu olmak, parkedeki oyuncular, antrenörler ve yöneticiler gibi düşünüp olup bitenlere onların açısından bakabilmek anlamında hem benim için, hem de ligdeki tüm muhataplarım için son derece önemli.
Lig için hedefleriniz nelerdir?
Biz yönümüzü ileriye doğru çevirdik. Geçmişe takılmadan ancak geçmişten ders alarak Yönümüz hep ileriye doğru…
Hedeflerimizin başında Avrupa’nın tartışmasız en iyi ligi olmak geliyor. Şu gün geldiğimiz nokta itibarı ile bu hedefi gerçekleştirmek üzere çok yol kat ettiğimizi düşünüyorum.
Basketbol Süper Liginin değerini arttırmak da önemli hedeflerimizden bir tanesi. Bunun için çok çalışıyoruz. TBF tarafından yönetilen BSL Avrupa’da ulusal basketbol federasyonu ile tamamen entegre olan tek ligdir.
Ligin değerinin arttırılması, lig ortaklarının hep beraber gösterecekleri çabayla mümkündür. Her bir ortağın yapacağı faaliyetler, ligin toplam değerini ve marka algısını etkilemektedir. Bu yüzden stratejimiz sadece BSL sponsorluklarından veya yayın anlaşmalarından gelecek reklam gelirlerini arttırmaya değil aynı zamanda kulüp ve oyunculara kendi değerlerini arttırmaları için yardımcı olmaya odaklanmıştır.
Daha güçlü ticari ortaklıkların dikkatin çekebilmenin temelinde yatan faktörlerden biri olan marka değerinin arttırılması yönetim stratejimizin en önemli noktasını oluşturmaktadır.
BSL marka değerinin arttırılmasının kulüpler, oyuncular ve onların gelirleri üzerinde olumlu etkiye sahip olacağına yürekten inanıyoruz.
Bir başka hedefimizde taraftarlara unutamayacakları spor tecrübesi ve gelecek nesil basketbol efsanelerinin gözlerinin önünde yükselmelerine tanıklık etme imkanı sunabilmektir.
Ligimize değer katan unsurlar nelerdir?
Biz basketbol Süper Ligimizin Avrupa Basketbolunda uzun zamandır lider bir konumda ve baştan aşağıya kıtadaki en çekişmeli lig olduğuna inanıyoruz. BSL oyuncuları arasında NBA, FIBA Dünya ve Avrupa Şampiyonalarının bulunduğu uluslararası müsabakalarda çok başarılı olmuş oyuncular yer almakta. Dünya Basketbol camiasındaki büyük isimler, oynamak yada koçluk yapmak için dünyanın en saygın liglerinden biri olması sebebi ile BSL’yi seçmeleri ligimize değer katan en önemli unsurlardan biri olarak göze çarpıyor.
Ligimizde mücadele eden 16 kulüp, ligin en önemli paydaşlarıdır. Kulüpler alt yapıya ve kendi destekçilerine yaptıkları yatırıma ek olarak BSL’nin değerini oluşturacak saha üstü ürünü oluşturmaktan sorumludurlar. Kulüplerin başarısı BSL’nin tüm paydaşlarına değer yaratacaktır. BSL Direktörlüğü her bir kulübümüzün gelirlerinin arttırılması ve kulüplerin Avrupa’daki kulüp mücadelelerini domine edebilmeleri için gerekli adımları atmaya hazırdır.
Her şeyin üstünde ligimize değer katan en önemli unsurlardan bir iletişimdir. Bizler basketbolun iletişimini sağlıyoruz. Basketbol her zaman iletişimimizin odağında yer alıyor. BSL Direktörlüğünün kulüpleriyle kurduğu ilişkinin temeli güçlü ve sürekli ietişimdir. BSL ancak kulüpleri ile tutarlı ve şeffaf ilişki kurarak büyümeye devam edip uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşabilir.
Ligimizi bir cümle ile özetleseniz ne derdiniz?
Ligimizin uluslararası sportif rekabette, altyapı gelişiminde ,üst düzey organizasyonların düzenlenmesinde ve basketbolun yönetiminde en başarılısı olarak öne çıkan çok çekişmeli, ilham verici, eğlenceli ve yeteneklilerden oluşan Avrupa’nın en önemli liglerinden biridir.
Bana rahat ve profesyonelce bir çalışma ortamı hazırladıkları,bana güvendikleri için Sayın Başkanımız Hidayet Türkoğlu, CEO’muz Ömer Onan ve yönetim kurulu üyelerimize çok teşekkür ediyorum.
Son olarak da paydaşlarımız olan, kulüplerimize, sponsorlarımıza, yayıncı kuruluşlarımıza ve basketbol medyasına iş birliklerinden ve katkılarından ötürü teşekkür ederim.