Ham Ama Özel Bir Yetenek: T.J. Cline

27/Tem/17 15:51 Temmuz 27, 2017

Semih Tuna

27/Tem/17 15:51

Eurohoops.net

Galatasaray Odeabank, NCAA’in en kendine has yeteneklerinden birini kadrosuna kattı. T.J. Cline neler iyi yapıyor, nelerde daha iyi olabilir ve hangi konularda kötü? Eurohoops, Amerikalı yeteneği mercek altına aldı.

by Mustafa Kocatürk / info@eurohoops.net

Galatasaray Odeabank önümüzdeki sezon 7DAYS EuroCup’a geri dönecek kadrosunu oluşturmaya devam ederken dün sürpriz bir transfere imza attı. Richmond Üniversitesi’nden mezun olan TJ Cline’ı kadrosuna katan Galatasaray bu transferle tüm basketbol kamuoyunu şaşırtırken taraftarının kafasına da bir soru işaretini eklemiş oldu. Ayrıca Galatasaray için Cline transferi, kulübün uzun zamandır bulunmadığı çaylak pazarına da girişi anlamına geliyor.

TJ Cline için ise bu transferin ne kadar önemli olduğunu irdelemeye gerek yok. 23 yaşında bir çaylaksınız, seçilemediğiniz drafttan sonra profesyonel basketbola atılıyorsunuz ve kariyere başladığınız yer Galatasaray. Çok potansiyelli çaylaklar bile İtalya ya da Fransa’nın alt seviye liglerinde profesyonelliğe geçiş yapıyorken Cline için doğrudan hedef kovalayan bir takımda profesyonel olmak hem şans hem de risk olacak.

Ancak biz bugün Türkiyeli ve hatta Avrupalı çoğu basketbol sever için kapalı kutu olan TJ Cline’nin içinden çıkabilecekleri tartışacağız. Cline -gördüğümüz kadarıyla- neyi iyi yapar, neyi kötü yapar, neyi daha iyi yapabilir?

Neyi İyi Yapar?

Tj Cline’ın oyununda göze çarpan en büyük özellik, bir uzun göz kamaştırıcı seviyede olan pas özelliği. Richmond Spiders’da etrafındaki atletik oyuncuların adeta oyun kuruculuğunu yapan Cline, geçtiğimiz sezon NCAA’de açık ara farkla en çok asist yapan uzun oyuncuydu. 68 takımın yer aldığı NCAA’de bir pivot/forvet olarak asist sıralamasında ilk 25’e girmesi de bu özelliğini istatistiksel olarak destekleyen bir veri.

Peki Cline bu asistleri nasıl üretiyor? Öncelikle Cline’nin top elinde seti  yönlendiren bir uzun olmadığını söylememiz gerekiyor. Cline, post’ta ve tepede cut yapan kısaları besleyerek asist üreten bir oyuncu. Ancak pasör meziyetlerinin çok özel seviyede olduğunu söylememiz şart. Doğru zamanda, doğru yere pas verme konusunda alışkanlık sahibi bir oyuncu.

Ayrıca Cline pasörlüğünü topu fazla elinde tutarak yapan bir oyuncu da değil, bir pas merkezi olmaktan ziyade bir pas istasyonu. Hücumda oyunun temposuna ekstra bir ağırlık katmıyor. Tam aksine pasörlüğü ile zayıf köşeyi bulmada ya da ekstra paslarla rakip savunmayı dağıtmada oldukça faydalı olabiliyor.

TJ Cline için bir diğer artı nokta da oyunu bilerek oynayan bir oyuncu olması. Maç başına 13.4 top kullanıp 5.6 asist yaparken asist/top kaybı oranı bir kısa için bile çok iyi bir seviyede: 1.91.

Ayrıca hem potaya yaklaşma konusunda hem de şut tercihleri konusunda sakin kalabilen ve doğru kararlar verebilen bir isim. Pasörlüğünün kendisine yarattığı lükslerle potaya olduğu zamanlar her zaman potaya yaklaşmaktan başka ikinci bir tehdide sahip olan Cline, doğru anda şut kullanmayı bilen bir oyuncu.

Neleri Daha İyi Yapabilir?

TJ Cline, pasörlüğüyle kendisine hücum temelli bir oyun karakteri yaratan bir basketbolcu. Gel gör ki hücumunda pasörlük haricinde özellikle sivrilen başka özelliği bulunmuyor. Ne şutu, ne post-up oyunu, ne de pick&roll hücumu “tamam” denilebilecek seviyede değil.

2014-15 sezonunda %38, 2015-16 sezonunda %35 ile üçlük atan TJ Cline, geçtiğimiz sezon kolej kariyerinin en düşük şut yüzdesine düştü ve %31 ile üçlük attı. Tabii hatırlatmakta fayda var NCAA’deki üçlük çizgisi profesyonel basketbola kıyasla biraz daha potaya yakın. Ancak bunun bir numaralı müsebbibi TJ Cline’nin şut ritmini kaybetmesi değil.

Takımı içinde rolü arttıkça rakipler için daha odaklanılması gereken bir hücumcuya dönüşen TJ Cline, geçtiğimiz sezon şut stilinin biraz ceremesini çekti. Şut atarken neredeyse hiç zıplamayan, üzerine ağır bir şekilde topu tamamen bileğinden çıkarmaya çalışan oyuncu şutu rakiplerin savunmasıyla karşılaştığı zaman sıkıntı yaşıyor. Ancak TJ Cline’nin şutu “geliştirebilir” bir noktada ve Avrupa’daki kariyeri de çok büyük ihtimalle ne kadar yüzdeli şut atacağına göre şekillenecek. Cline şutu daha yukarıdan ve çabuk çıkarmaya alışmalı.

Cline’nin oyununun gelişebilir bir diğer noktası ise ribauntlar. Geçtiğimiz sezon Richmond’da maç başına 7.8 ile oldukça doyurucu bir ribaunt sayısına ulaşsa da Cline’nin ribaund yüzdesi bu sayıyı yansıtmıyor. Geçtiğimiz sezon TJ Cline, sahada olduğu sürede oluşan tüm ribauntların yalnızca %14’üne sahip olabildi. Savunma ribauntlarında bu rakam iyi pozisyon bilgisiyle beraber %25’e kadar çıkıyor ancak hücum ribauntlarında neredeyse etkisiz eleman (%3).

Pozisyon bilgisiyle iyi bir ribauntçı olabilecek yetenek zeminine sahip olabilecek Cline hücumda potaya daha yakın oynamaya alışır ve boyundan kısa kollarının handikabını kapatmayı öğrenirse iyi seviyede bir çift taraflı ribauntçı olabilir.

Neyi Kötü Yapar?

TJ Cline’nin oyunun tamamen handikaplı olan kısımları da yok değil, var. Bunlardan en büyüğü de ayak yavaşlığının getirdiği savunma sorunları. Aslında bunun sıkıntılarını hücumda da yaşıyor ancak Avrupa’da 2.06 boyu ve 2.01 kol uzunluğuyla 4 numara oynayacak olan Cline’nin ayak çabukluğu savunmada daha büyük bir handikap.

Daha çok pivot olarak oynadığı Richmond’da ikili oyunlarda zaaf yaşayan Cline, 4 olarak oynadığı zaman da penetrelere karşı sorunlar yaşıyor. Austin Daye’de olduğu gibi ayak yavaşlığını ara ara kapatacak bir kol ve kanat genişliğine de sahip olmayan oyuncunun arkasında mutlaka ondan daha iyi savunmacı olan -mümkünse- bir süpürücüye ihtiyaç olacak.

Cline, ayak yavaşlığına karşın Tanrı tarafından kalın ya da atlet olarak da yaratılmış bir basketbolcu değil ki uzaktan baktığınız zaman bir basketbolcu fiziğine çok da sahip olmadığını tespit etmeniz fazla zaman almıyor. Peki bu kalınlık ve atletizm eksikliği ona hangi handikabı yaşatır? Oyun içi istikrar!

Hücumda ve savunmada çoğu şeyi temel basketbol bilgisiyle halleden Cline, karşısına ondan daha hırçın, atlet ve yırtıcı oyuncular geldiği zaman oyundan kopmaya teşne ve meyyal bir profilde. Eğer Avrupa’da iyi bir kariyer çizmek istiyorsa bu sorunu kesinlikle çözmesi gerekiyor.
Sonuca bağlayacak olursak; Galatasaray Odeabank, NCAA’in neredeyse en kendine has oyun stiline sahip oyuncularından birini kadrosuna kattı. Galatasaray’da alacağı rol ve süre tamamıyla soru işareti olsa da iyi rol tanımı ve doğru organizasyonla kendisini hem taraftara hem Avrupa basketboluna sevdirebilecek bir oyuncu. Ancak kariyerinin ilerleyen zamanı için son kısımda bahsettiğim eksilerine kesinlikle bir çeki düzen vermesi gerekiyor yoksa Galatasaray Odeabank kendisinin kariyeri boyunca oynadığı en üst seviye takım olabilir.