Galatasaray Odeabank: Yeni Dönem Yeni Oyun

28/Eyl/17 13:55 Eylül 28, 2017

Semih Tuna

28/Eyl/17 13:55

Eurohoops.net

Yeni sezona yenilenmiş kadrosu ve teknik ekibiyle girmeye hazırlanan Galatasaray Odeabank’ı Eurohoops Fırın analiz etti!

By Mustafa Kocatürk / info@eurohoops.net

Günler günleri takip etti ve artık yeni sezonun başlamasına sadece birkaç gün kaldı. Eurohoops olarak okuyucularımızı yazılarımızda sezona hazırlamaya çalışırken bugün karşınızda Basketbol Süper Ligi ve EuroCup’ta zafer için mücadele edecek olan Galatasaray Odeabank var.

Şüphesiz ligimizin ve ülke basketbolunun en köklü takımlarından biri olan Galatasaray Odeabank, önümüzdeki sezon Ergin Ataman döneminin ardından bir geçiş dönemi yaşayacak. Geçtiğimiz 5 sezonu Ergin Ataman yönetiminde geçiren sarı-kırmızılılar şüphesiz şube tarihinin en başarılı dönemlerinden birini yaşamış ancak bu süreçte çalkantılar da yakalarından eksik olmamıştı.

Galatasaray’ın Ergin Ataman dönemindeki başarının dökümünü çıkartmak gerekirse; 1 EuroCup,  1 Süper Lig şampiyonluğu. EuroCup gelene kadar kulüp tarihinin Avrupa’daki en büyük başarısı olan EuroLeague çeyrek finali. 7. maçındayken koç ve oyuncuların isteğinin dışında çıkılmamış bir final maçı ve belki de Ataman’ın en büyük başarısı olan kupalar için mücadele eden bir Galatasaray inşa edilmiş olması.

Galatasaray, bunları artık arkasında bırakması gerektiğine karar verdi ve geçiş döneminde takımın eski koçlarından Erman Kunter‘i takımın başına getirdi. Daha mütevazi bütçe, daha mütevazi beklentiler ancak sahanın içinde iki sene önceyi yakalayabilirler mi? Yazı boyunca da bunun cevabını aramaya çalışacağım.

Transfer

Eee Ergin Ataman gibi bir koçla 5 yılın ardından ayrıldıktan sonra takım da haliyle baştan aşağı değişmiş oluyor. Tek tek kimlerin gittiğini saymaya gerek yok. Galatasaray Odeabank’ta geçtiğimiz sezondan kalan 3 oyuncu var: Göksenin, Preldzic ve Ege Arar. En büyük kayıpları saymak gerekirse takımın son iki sezondaki iyi ve kötü olduğu konuları neredeyse özetleyen Blake Schilb – Vlad Micov ikilisi sadece taraftarın değil takımın da özleyeceği bir ikili olacak. Bu iki oyuncudan Micov, Olimpia Milano ile anlaşırken Blake Schilb yazının yazıldığı gün herhangi bir takımdan kontrat alamamıştı.

Takımın bir diğer büyük kaybı ise geçtiğimiz sezon tüm EuroLeague’in en isabetli dış atıcısı olan Jon Diebler olacak. Beşiktaş‘la anlaşan şutör oyuncu, Galatasaray‘ın bu kadrosunda olmayan bir oyuncu profilini temsil ediyordu. Eksikler listesinde yazacağımız bir diğer yabancı isim de kuşkusuz Tibor Pleiss. Geçtiğimiz sezon takıma Eylül ayında katılıp sezon boyunca takıma en istikrarlı katkıyı veren Pleiss, Galatasaray’daki tek sezonunu istenen başarıya ulaşmayan kadronun içinde geçirmiş olmasıyla taraftarların içinde kalan bir ukde olacak.

Peki yeniler? Evet Galatasaray Odeabank bu yaz kadrosunu baştan aşağı yeniledi desek yanlış olmaz. Birbirinden çok farklı oyuncu profilleri bünyesinde barından Galatasaray Odeabank’ın transfer listesine baktığımız zaman gözümüze en çok çarpan ikili Alex Renfroe ve Richard Hendrix. Kariyerleri ve tecrübeleriyle takımın geriye kalan kısmının oldukça önünde gözüken bu ikili geçtiğimiz sezonu da Avrupa’nın elit takımlarından ikisi olan Gran Canaria ve Barcelona’da geçirmişti.

Bu ikilinin yanında takımın kanat rotasyonunu oluşturan DaJuan Summers – Scotty HopsonDwight Hardy üçlüsü bir süredir Avrupa’da iki seviye arasında sıkışıp kalmış oyuncular. Galatasaray Odeabank ve onların performansı oyuncuların bu döngüyü kırıp kıramayacağı konusunda belirleyici olacak.

Takım bunların yanında iki tane Avrupa çaylağı barındırıyor. Bunlardan ilki TJ Cline ilk profesyonel sezonunu yaşayacak. Özel yeteneklere sahip olan Cline, Galatasaray’da uygun ortamı bulduğu takdirde sezonun Galatasaray adına sürprizi olabilir. İkilinin daha tecrübeli olanı Rakeem Christmas ise arkasında iki sezonluk bir NBA macerasını arkasında bırakarak Galatasaray Odeabank’a geldi. Avrupa’da fark yaratabilecek özelliklere sahip olan Rakeem Christmas’ın kariyerinin geri kalanı da Galatasaray’ın bu sezonuyla birlikte şekillenecek.

Transferlerden bahsetmişken adını anmamak olmaz. Galatasaray’ın bu yaz yaptığı tek yerli eklemesi, Darüşşafaka‘dan Mehmet Yağmur. Kariyeri boyunca oldukça iyi oynadığı sezonlarda bile süre ve takım olarak hak ettiğini bulamayan Mehmet Yağmur, bu sefer ana rollerden birini alacağı bir kadronun içinde olacak. Onun üst seviyede alacağı bu rol de izlemeye değer bir basketbol olayı.

Kadro Dizilişi: 

PG: Alex Renfroe – Mehmet Yağmur – Serkan Aydın

SG: Dwight HardyGöksenin Köksal

SF: Scotty Hopson – Emir Preldzic

PF: DaJuan Summers – TJ Cline

C: Rakeem Christmas – Richard Hendrix – Ege Arar

Genel Görünüm

Galatasaray Odeabank’ın kadrosuna kağıt üzerinde baktığımız zaman ortaya çok çeşitli bir oyun planı çıkmıyor. Galatasaray, bu sezon oyunu ne kadar az yarı sahaya mahkum ederse o kadar başarılı olacak. Bunu dememin sebebi de takımın yapabileceklerinden ziyade yapamayacakları.

Galatasaray Odeabank neleri yapamaz? İyi bir ikili oyun takımı olamaz. İyi bir ikili oyun silahı olabilecek Renfroe ve Hardy‘e sahip olmasına karşın bu ikilinin uzunlarından Hendrix eski çabukluğunda değil ve Christmas da sıfırdan bu oyunu öğrenmeli. Ana parçaların dışında Galatasaray Odeabank bu ikili oyuna ihtiyaç duyduğu alan paylaşımını da yaratamaz çünkü takımın DaJuan Summers hariç istikrarlı bir dış atıcısı yok.

Peki, Galatasaray Odeabank temelde neyi yapabilir? Galatasaray, savunmada Renfroe – Christmas/Hendrix ikilisini kullanarak savunmanın ortasını kapatabilirse ve HardyHopson ikilisiyle istikrarlı bir savunma katkısı alabilirse rakibinin kullanacağı verimsiz hücumları kendi geçiş hücumlarına çevirerek bunun üzerine verimli bir basketbol inşa edebilir. Bu Galatasaray’ın temeldeki hücum planı olmalı.

Tabii ki Cline‘ın ne kadar çok yönlü olacağı, Ege’nin ne kadar takımın içine girebileceği, Summers’ın ne kadar verimli bir parça olabileceği ya da pivot rotasyonunda kimin daha öne çıkacağı gibi sorular Galatasaray oyun planını tamamen ortaya çıktığı zaman tartışmamız gereken sorular. Ancak bu sorulardan özellikle TJ’in takıma olumlu cevap vermesi Galatasaray adına sezonu değiştiren işlerden biri olabilir.,

Beklenti

Beklentinin ne olacağı sorusu aslında Galatasaray Odeabank’ın 2017-18 sezonunda başarılı mı başarısız mı olacağının direkt belirleyicisi olacak. Eğer Ergin Ataman sezonlarında olduğu gibi Galatasaray bu sezona da “3 kulvarda da kupa hedefimiz” diye çıkarsa muhtemelen yarattığı beklentinin altında kalacaktır. Galatasaray Odeabank adına bu sezon gerçekçi beklenti “3 kulvarda da yapabileceğinin en iyisi” gibi duruyor. Farazi bir tanım koyduğumun farkındayım ancak bunun sebebi de takımın yetenek tavanıyla oluşturacakları takımın tavanı arasındaki uyumsuzluk.

Galatasaray, bu sezonu bir geçiş dönemi olarak görüp bu sezon ne kadar başarılı olabilirse onu kabul etmeli. Bunu ben değil, bu sezon verdikleri ve gelecek sezon vereceklerini açıkladıkları bütçe ile Galatasaray yönetimi söylüyor. Tabii ki Galatasaray adına bu sezon bazı başarısızlık noktaları koymak mümkün. Bunlar da ligde play-off dışı kalmak ve EuroCup’ta da eleme gruplarına kalamamak olarak gösterilebilir.

Öne Çıkması Beklenen Oyuncu

Burada kağıt üzerinde birçok aday vardı ancak sezon öncesi kampındaki performansı Scotty Hopson‘ı takım arkadaşlarının bir adım önünde görmeme neden oldu. Peki bunun sebebi ne? İyi basketbol oynayan bir Galatasaray‘ın bunu, bu kadroda “kötü bir Hopson” ile başaramayacak olması.

Bunun sebebi ne? Hopson öncelikle bu takımın en doğal skoreri. Kanatlardan oynadığı isolation oyunlarından rakibi tarafından kontrol altına alınması kolay olmayan bir isim. Aynı zamanda Hopson takımın açık ara en atlet dış oyuncusu. Takımın kağıt üzerinde vaat ettiği “iyi geçiş” hücumu da Hopson’ın oyunun iki tarafındaki istikrarına bağlı olacak. Bunları alt alta yazdığımız zaman Hopson’ın takımda en parlayacak oyuncu olacağını sonucuna varabiliyorum.

İstatistiksiz olmaz. Biraz da göz testimizi kanıtlayan rakamlardan bahsedelim. Scotty Hopson geçtiğimiz sezon İsrail ve Hırvatistan’da çıktığı toplam 38 maçta, maç başına 11.7 top kullanmış. Bunların yüzde %80’inden fazlası yayın içinden. Bu da Hopson’ın bir şutörden ziyade bir kanattaki hücum silahı olduğunu bize anlatabilecek bir veri. Ancak bu oranın düşmesi Galatasaray‘ın şu sorunlu gözüken alan paylaşımına yardımcı olabilir.

Elimizdeki bir diğer veri Hopson’ın maç başına 2 faulden az yaparak 1’den fazla top çalması. Bu olumlu gibi gözükebilir ancak bu bize Hopson’ın temastan kaçarak savunmada pas arası kumarı oynadığını işaret ediyor. Hopson bundan da vazgeçmeli ve atletizminin bir kısmını da savunmaya vakfetmeli.

Peki olumlu istatistikler… Kısa süre yer aldığı iki takımda da maç başına +15 sayı ortalaması bunlara iyi ve Hopson’ın karakterini yansıtan bir örnek. Verimsiz bir hücum stili olmasına rağmen saha içinde bulduğu %49 saha isabeti de onun ne kadar yetenekli bir skorer olduğunu bizlere gösteriyor.