by Eurohoops team / info@eurohoops.net
Basketbola başlangıç hikayesinden Fenerbahçe‘deki ilk günlerine, Koç Obradovic‘le ilişkisinden bu sezonki hedeflerine birçok konuya değinen Guduric‘in beyanatları şu şekilde:
Basketbola nasıl başladın?
“Basketbola aslında kazara başladım. Çünkü ailemde sporcu yoktu. Herkes futbol odaklıydı. Ben de spora futbol oynayarak başladım. Ama sakatlık geçirdim. Çok ciddi bir sakatlık değildi. 9 yaşında basketbola başladım. Birkaç arkadaşım tarafından basketbola teşvik edildim.”
Son Euroleague şampiyonu Fenerbahçe’de oynamak nasıl bir duygu bize anlatır mısın?
“Benim için çok büyük bir onur, kötü söyleyebileceğim hiçbir şey yok. Benim için böyle bir koçla, personelle, organizasyonlu bir kulüple, büyük taraftarla çalışmak onlar için bu forma altında oynamak çok büyük bir gurur. Kendimizi biraz toparlayıp galibiyetlerimizi arttırmamız gerekiyor.”
Koç Obradovic hakkında neler söylemek istersin?
“Bence birçok antrenörden çok farklı. En büyük farklılıklarını da şöyle sıralayabilirim. İnanılmaz dürüst, aklından geçen olumlu ya da olumsuz her şeyi direk olarak söylüyor. Herkese eşit davranıyor. Basketbol bilgisi inanılmaz. Buna hiçbirimiz bir şey söyleyemeyiz. Basketbola olan bağlılığı ve onun olduğu bir ortamda da sakin bir şekilde olmanız mümkün değil. Mutlaka size teşvik eder daha çok çalışmak için.”
Avrupa basketboluna baktığımızda çok ateşli salonlar var. Fenerbahçe taraftarı için salondaki atmosfer için neler söylersin?
“Fenerbahçe taraftarı gerçekten muhteşem. Türk insanlarının tutkulu hali sahaya da çok güzel yansıyor. İlk sahaya çıktığım maçta taraftarlar bana karşı adımın geçtiği bir şarkı söylediler. Çok hoşuma gitti. Umarım bütün maçlarımıza gelirler. Bize destek olurlar. Taraftarımıza ve destelerine çok ihtiyacımız var.”
Türkiye Basketbol Ligi, Kulüp ve Milli takım bazında zorluk ve kalite anlamında basketbolun Dünya’daki durumunu nasıl değerlendiriyorsun?
“Genel anlamda büyük gelişmelerin olduğunu söyleyebilirim. Her yıl bir adım daha ilerliyor. İnanılmaz kaliteli oyuncular var. Avrupa’da ve NBA’de farklı rekorlar kırılıyor. Çok genç ve yetenekli oyuncular var. Sınırlar yavaş yavaş açılıyor ve genişliyor.”
Kariyerinde unutamadığın maçlar var mı ve deplasmanlarda seni en çok zorlayan taraftar hangisiydi?
“En unutulmaz maçım geçen sezon Sırbistan’daki final maçıydı. Partizan’a karşı oynanan karşılaşma. Son saniyede attığım 3’lük ile kazandık. Partizan sahasındaydı. İnanılmaz bir atmosfer vardı. Çok zor bir taraftar önünde oynadık. En zor atmosferler arasında gördüklerim ise Panathinaikos, Olympiakos ve Fenerbahçe diyebilirim. Kızılyıldız takımında oynarken Fenerbahçe taraftarı karşısında maçı kazanamadık.”
Basketbol oynamasaydın hangi spor alanını seçerdin?
“Büyük bir olasılıkla futbolu seçerdim.”
Hedeflerin nelerdir?
“Hedeflerime adım adım ilerliyorum. Daha iyi bir oyuncu olmak için çok çalışıyorum ve oyunuma daha güzel şeyler katmaya özen gösteriyorum. Türkiye Kupası’nı, Türkiye Ligi’ni kazanmak ve tabii ki de Euroleague Kupası’nıkazanmak istiyorum. Başarılı olmak için adım adım ilerlemek gerekiyor.”
Maçlara nasıl motive oluyorsun ve özel bir uğurun var mı?
“Batıl inancım, totemim o tarz inançlarım yok. Dua etmeyi seviyorum. Allah’a inancım sonsuz bu yüzden hep dua ediyorum. Özel ayakkabım, çorabım bunun gibi şeylere inancım yok.”
Son maç topunu sen kullanmak ister misin? Senin kullanacağın o top ile takım galip gelecek?
“Kesinlikle isterim. Bunun için her gün deli gibi şut çalışıyorum.”