BSL Güç Sıralaması: Bölüm 2

08/Kas/17 12:57 Kasım 8, 2017

Utkan Sahin

08/Kas/17 12:57

Eurohoops.net

Tahincioğlu Süper Ligi’nin ilk bir ayı geride kaldı. Peki takımlar sezona nasıl bir başlangıç yaptı? Hangi takımlar bekleneni verdi, hangi takımlar beklenti altında kaldı? İşte merak edilen soruların cevapları!

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Lig başlamadan önce takımların potansiyelleri ve hazırlık döneminde gösterdikleri performanslara göre serinin ilk yazısını yazmıştık.

Fakat beklentilerle ile gerçek arasında her zaman olduğu gibi yine fark oldu.

Lig geçen seneye göre daha heyecanlı ancak oyun kalitesi olarak daha aşağıda başladı. Ligin ilk haftaları olduğu için bu belki normal fakat bu kadar büyük paralar harcayan bazı takımların transferde bu kadar hata yapması da biraz düşündürücü.

Bunun etkisiyle de dengeler ilk beş haftada büyük değişiklikler gösterdi ve beklenenden çok aşağıda kalan ya da çok yukarıda olan takımlar oldu.

Daha fazla uzatmadan işte karşınızda bütün sezon her ay yenileyeceğimiz “Güçler Sıralaması” yazısı dizisinin ikinci bölümü!


16- Muratbey Uşak (↓ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 15. sıra
Lig derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi

Yaz döneminde kadroyu en erken kuran takımların en başında gelen Muratbey Uşak sezonun üçte biri geride kalmadan üç oyuncusunu değiştirdi.

Hatalarından hemen döndükleri için övmek yada bu kadar erken takım kurup hatalar yaptıkları için eleştirmek mi lazım bilmiyorum fakat tek bir gerçek net; o da Uşak’ın ilk beş haftada oynadığı kötü basketbol.

Sezon başında sorunun savunmada çıkması beklense de tam tersi oldu ve Uşak, hücumda ligin en verimsiz takımı oldu. Maç başına 72.0 sayı ortalamasıyla oynayan Uşak ligin en kötü üçüncü hücum takımı olurken aynı zamanda  %41.9 saha içi yüzdesiyle ligin en kötü şut atan takımı oldu.

Darrin Dorsey’i takıma adapte edememeleri ve skoru dağıtacak çok fazla el bulamamaları kötü sonuçların en önemli nedenleri.

Fakat şu an ligin en kötü oynayan takımı onlar olsa da gelecek onlar için o kadar da karanlık değil. Savunmada 12. sıradalar ve özellikle üç sayılık savunmasında oldukça iyiler. Earl Calloway’in katılımıyla birlikte hücumlarını da toparlarlarsa onları gelecek ay daha yukarıda olabilirler.

Gelecek beş maçları: İstanbul BBSK (D), Banvit (E), Anadolu Efes (D), Gaziantep (E), Galatasaray Odeabank (D)

15- Yeşilgiresun Belediye (↑ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 16. sıra
Lig derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi

Yeşilgiresun, ligin ilk iki haftasında geçen seneye benzer bir başlangıç yaparak herkesi bir kez daha şaşırttı ancak Karadeniz ekibi daha sonra normale döndü.

İlk iki haftada Muratbey Uşak’ı kendi evinde, Beşiktaş‘ı ise deplasmanda deviren Yeşilgiresun, sükseli bir başlangıç yapsa da son üç haftada ikisi kendi evinde olmak üzere üç yenilgi aldı.

Yine de onların bu sırada olmasının nedeni oynadıkları basketboldan daha çok, kadro kalitelerinin hala çok zayıf olmasıyla alakalı.

İlk beş haftada gördük ki Quinton Hosley eski günlerinden çok uzakta ve hücumda Kenny Boynton ve RaShad James’tan başka opsiyonları yok. Buna bir de Ivan Marinkovic’in sezona yavaş girmesini ekleyince görüntü daha da karanlık bir noktaya gidiyor.

Koç Mihailo Uvalin, hücumdaki opsiyon azlığın mümkün olduğunca tempoyu artırarak çözmeye çalışıyor fakat ligde kenardan en az katkı alan takımın Yeşilgiresun olduğunu düşünürsek maç içerisinde bu plan onlar için geri tepiyor.

Bir an önce hem çember savunmalarını düzeltecek hem de hücumda onlara bir opsiyon yaratacak bir oyuncu transfer etmek zorundalar.

Gelecek beş maçları: Anadolu Efes (D), Gaziantep (E), Galatasaray Odeabank (D), Pınar Karşıyaka (E), Fenerbahçe (D)

14- Gaziantep Basketbol (↓ 7)

Geçen yazıdaki sırası: 7. sıra
Lig derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi

Korkulan oldu!

Ligin en renkli takımlarından Gaziantep Basketbol, geçen seneden daha kaliteli kadro kursa da takım içi sorunlar ve isteksizlikler yüzünden sezona felaket bir başlangıç yaptı.

Zorlu bir fikstürle sezona başlayan Gaziantep ekibi erken kırılırken bir anda arka arkaya ağır yenilgiler aldı.

Maç başına 93.6 sayıyı potasında gören Güneydoğu temsilcisi, ligin açık ara en çok sayı yiyen takımı oldu. Maç başına rakiplerinin 10 üçlük isabetiyle oynamasına izin vermeleri ne kadar kötü savunma yaptıklarının açık ara göstergesi oldu.

Gaziantep slında bu kadar kötü bir takım değil. Koç Stefanos Dedas’ın kendisinin de söylediği gibi bir an önce takım içindeki sorunlara çözüm bulup, Sean Armand etrafında tekrardan yapılanmaları gerekiyor.

Güneydoğu ekibi bu toparlanmayı yapıp, tekrardan playoff için savaşabilir. Unutmayalım geçen sezona da 0-5 ile başlamışlardı.

Gelecek beş maçları: Trabzonspor (E), Yeşilgiresun (D), TOFAŞ (E), Muratbey Uşak (D), Beşiktaş Sompo Japan (E)

13- Demir İnşaat Büyükçekmece (↑ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 14. sıra
Lig derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi

Koç Özhan Çıvgın beklendiği gibi iki yıl önceki planına geri döndü.

Erving Walker’ın etrafına takımı kuran Çıvgın, liderliği onla birlikte Bracey Wright’a paylaştırdı. Sonuç olarak da lige önemli galibiyetler alarak başladılar ve doğrudan rakipleri Sakarya ve Gaziantep’i yenmeyi başardılar.

Fakat daha fazlası için bazı sorunları var. Diamon Simpson dışında atletizmi ile öne çıkan bir oyuncuları yok. Buna bir de kanatlarının savunma eksikliği eklenince savunma onlar için başa bela olabiliyor.

Deplasmanda potalarında maç başına 88 sayı görmelerinin en büyük sebepleri bunlar.

Yine de Walker’ın sezona yaptığı harika başlangıçla birlikte şu ana kadar her şeyi yolunda tutmayı başardılar. Evlerinde kazanmaya devam ettikleri sürece de bir sorun olacakmış gibi gözükmüyor.

Küçük bir parantez de Merthan Mutlu için açmak istiyorum. 1994 doğumlu guard, ligin en zayıf benchlerinden birine sahip olan Büyükçekmece’de kenardan gelerek çok kritik ve elzem katkılar veriyor. Dikkatlerden kaçmasın.

Gelecek beş maçları: Galatasaray Odeabank (D), Pınar Karşıyaka (E), Fenerbahçe Doğuş (D), Eskişehir Basket (E), Darüşşafaka (D)

12- Trabzonspor (↓ 2)

Geçen yazıdaki sırası: 10. sıra
Lig derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi

Son iki sezonda yaşanan kötü sonuçlardan sonra Trabzonspor bu seneye daha iddialı bir şekilde girdi fakat ilk beş hafta itibariyle bunu bizlere sonuç olarak değil de oyun olarak gösterebildiler.

Karadeniz ekibi beş maçın sonunda sadece İstanbul Büyükşehir Belediye’yi mağlup edebilse de kaybettiği dört maçı da yakın farklarla ya da uzatmada kaybetti.

85.0 sayı ortalamasıyla ligin en iyi beşinci hücum takımı olan Trabzonspor, bunu daha çok hücum sayısını artırarak başardı. Takım olarak çok yüzdeli oynamasalar da tempoyu yukarı çekerek kendi oyununu oynayan Trabzonspor savunma konusunda ise aynı direnci ortaya koyamadı.

Rakiplerinin %40 ile üçlük atmasına engel olamayan Karadeniz ekibi, potasında ortalama 86.6 sayı görerek ligin en kötü üçüncü savunması oldu. Bir diğer sıkıntısı ise 10.6 ortalamayla ligin en çok hücum ribaundu veren takımı olmaları.

Trabzonspor’un artıları da eksileri de çok açık ve eksilerini düzeltme şansları var. Ellerinde yetenekli bir kadro var fakat Koç Zare Markovski’nin şu ana kadar iyi bir performans gösterememiş olması onları playoff yarışında geride tutuyor.

Markovski şu ana kadar oyun içi ve dışı seçimleriyle sınıfta kaldı. Trabzonspor ayağa kalkmak istiyorsa Markovski’nin de bir an önce kendi içinde doğruları bulması gerekiyor. Çünkü önlerinde zorlu bir fikstür bekliyor.

Gelecek beş maçları:  Gaziantep Basketbol (D)Galatasaray Odeabank (E), Pınar Karşıyaka (D), Fenerbahçe Doğuş (E), Eskişehir Basket (D)

11- İstanbul Büyükşehir Belediye (↑ 2)

Geçen yazıdaki sırası: 13. sıra
Lig derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi

İstanbul Büyükşehir Belediye de tıpkı ligdeki birkaç başka takım gibi geçen sezonki haline benzer bir başlangıçla sezona girdi.

Geçen sezon deplasmanda sadece iki galibiyet alabilen Koç Ertuğrul Erdoğan’ın takımı, bu sezona da benzer derecede kötü bir başlangıç yaptı. TOFAŞ dışında büyük takımlarla oynamasa da dışarıda oynadığı üç maçı da kaybeden İstanbul Büyükşehir Belediye, bunun yanında evinde oynadığı maçlarda ise bambaşka bir görüntü çizdi.

Geçen sezon da içeride oynadığı maçların dokuzunu kazanarak ligden düşme korkusu hiç yaşamayan İstanbul Büyükşehir Belediye, bu sezon da içeride ilk iki maçını kazanmayı başardı.

Ertuğrul Erdoğan’ın takımının geçen seneye göre en büyük farkı ise hücum ve savunmadaki ters düşüşleri. Geçen sezon ligin en kötü ikinci hücum takımı olan İstanbul Büyükşehir Belediye, bu sezon ise 87.0 sayı ortalamasıyla ikinci sırada yer alıyor. Savunmada ise tam tersi görüntü çizen ekip, Koç Erdoğan’ın takımından beklenmedik derecede kötü savunma yapıyor ve bu konuda da 87.4 ile lig ikincisi durumunda yer alıyor.

Jaka Klobucar’ın organizatörlüğünde ligin en etkili pota altlarından birine sahip olan İstanbul Büyükşehir Belediye, şu anda oyunun her iki tarafında da uçları yaşasa da ilk beş maçta bize düşme hattından uzak duracağını gösterdi.

Gelecek beş maçları:  Muratbey Uşak (E), Beşiktaş Sompo Japan (D), Sakarya BŞB (E), Darüşşafaka (E), Banvit (D)

10- Pınar Karşıyaka (↓ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 9. sıra
Lig derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi

Arka arkaya dört yenilgi alsa da ve toplamda sezona çok kötü bir giriş yapsa da Karşıyaka’yı buraya koymak istedim çünkü inanılmaz zor bir fikstürle başladılar.

İçeride Efes ve Galatasaray‘a karşı oynayan Karşıyaka, dışarıda ise Darüşşafaka, Fenerbahçe ve Gaziantep karşısındaydı. Aynı zamanda Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmeye çalıştılar. Bütün bunlara bir de dar rotasyonlarını ekleyince bir galibiyet onların gerçek durumunu anlatmadığını söyleyebiliriz.

Trifunovic geçen sezon Yeşilgiresun’da başardığı gibi İzmir ekibinde de tüm oyuncularından verim alabilecek bir sistem yaratırken Karşıyaka şu ana kadar elindeki oyuncuları parlatmayı başardı. Çok az insanın tanıdığı Jarrod Jones sezona damga vuran bir başlangıç yaparken DJ Kennedy ise kendisinden beklenen liderliği gösterdi. Bütün bunların yanında genç yerli rotasyonu da beklenen gelişimi gösteren kıvılcımlar ortaya koydu.

Fakat inanılmaz zorlu fikstür, uzun rotasyonunun darlığı ve maç içerisinde yaşanan büyük düşüşler şu anda Karşıyaka’yı beklemediği bir noktaya itti.

Karşıyaka, ekonomik sorunları en azından Türk kulüpleri için normal seviyeye getirebilir ve bu arka arkaya gelen yenilgilerin özgüven olarak sorun yaratmasına izin vermezse gelecek yazıda çok daha yukarıda olabilir.

Gelecek beş maçları: Eskişehir Basket (E), Demir İnşaat Büyükçekmece (D), Trabzonspor (E), Yeşilgiresun (D), TOFAŞ (E)

9- Galatasaray Odeabank (↓ 3)

Geçen yazıdaki sırası: 9. sıra
Lig derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi

Ergin Ataman sonrası Erman Kunter ile yeni bir döneme başlayan Galatasaray Odeabank ise şuana kadar taraftarlarına umutsuzluk ve hayal kırıklığından başka bir şey vermedi.

7DAYS EuroCup’a felaket bir başlangıç yapan ve dört maçını da kaybeden Sarı-kırmızılı ekip, ligde ise son on iki sezonun en kötü başlangıcını yaptı.

Peki bu kadar kötü ve ağır sonuç niye arka arkaya geldi?

Galatasaray sezon başında herkesin konuştuğu gibi kötü ve uyumsuz bir kadro kurdu fakat alınan sonuçlar ve oynanan oyun bu kadro için bile çok aşağıda.

Bu takımın nasıl oynaması gerektiğini, Gaziantep ve kısmen Karşıyaka maçında gördük. Galatasaray agresif bir oyun ortaya koymak zorunda. Evet, bu kadronun konsantrasyon ve devamlılık problemlerini düşündüğümüz zaman bunu tüm sezon sürdürmek çok zor fakat en azından içerideki maçlarda bunu başarmak zorunda.

Ancak Galatasaraylı oyuncular,  tersine daha isteksiz ve arzusuz oynadı. Sonuçlar da buna göre geldi.

Şu anda ise bütün problemleri yeni transferlerle çözebileceklerini düşünüyorlar. Evet, Galatasaray’ın kadro planlamasında birçok problem var ve uzun vadede bunları transfersiz çözmek çok zor. Galatasaray’ın öncelikle coaching olarak harekete geçmesi gerekiyor. Bunu yapmadan iki değil, beş transferde yapsalar çözüm bulmaları çok zor.

Başka bir kulüp olsa listenin daha aşağı kısımlarına koyardım fakat Galatasaray, bu ülkenin en büyük camialarından biri ve bu gidişata tepki vereceklerdir.

En azından vermek zorundalar.

Gelecek beş maçları: Demir İnşaat Büyükçekmece (E), Trabzonspor (D), Yeşilgiresun (E), TOFAŞ (D), Muratbey Uşak (E)

8- Sakarya Büyükşehir Belediye (↑ 3)

Geçen yazıdaki sırası: 11. sıra
Lig derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi

Sezon başında playoff yarışında olması beklenen Sakarya Büyükşehir Belediye, taraftarının da etkisiyle sezona iyi bir başlangıç yaptı.

Bunun en büyük sebebi ise, Sakarya, ligin en yavaş temposunda oynayan takımlardan biri olmasının yanına, Moustapha Fall’ın çemberi koruması da ekleyince, ilk beş maçta ligin en az sayı dördüncü takımı olmayı başardı.

Savunmada işler yolunda gözükse de hücumda yolunda değil. Sezon başında beklendiği gibi kısa rotasyonundaki yetersizlik Sakarya’nın ilk beş maçta da zaman zaman başını yaktı. Özellikle kaybedilen Büyükçekmece maçında Sakarya guardlarının kötü performansı sonucu direk tetikledi. Sakarya toplamda da ligin en az asist yapan üçüncü takımı oldu.

Yine de zengin pota altı silahları karşısında rakip savunmaların içeriye gömülmesini iyi kullanan Sakarya, şu ana kadar üç sayılık atışlarda %45.9 gibi çok yüksek bir yüzdeyle oynayarak ayakta kalmayı başardı.

Sakarya ilk beş maçta kolay bir fikstürden geçti. Oynadıkları beş rakipten sadece TOFAŞ playoff içerisinde yer alıyor. Bu yüzden şu ana kadar ki oyun onlara yetse de sezon devamı için kısa rotasyonunda gelecek katkının daha istikrarlı olması gerekiyor. Özellikle gelecek beş maçlarını düşünürsek…

Takımını harika destekleyen taraftarları ve rakiplerinin aksine haftada bir maç oynamalarının getirdiği avantajla Sakarya, playoff yarışında kalmaya devam edecektir.

Gelecek beş maçları: Beşiktaş Sompo Japan (E), Darüşşafaka (E), İstanbul BŞB (D), Banvit (E), Anadolu Efes (D)

7- Banvit  (↓ 2)

Geçen yazıdaki sırası: 5. sıra
Lig derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi

Sezona arka arkaya iki Fenerbahçe Doğuş maçıyla başlayan Banvit, zorlu başlangıcın etkisini fazlasıyla hissetti. Halihazırda zaten uyumsuz olan oyun planın yanına bir de özgüven sorunu eklenince Banvit için ilk haftalar zorlu geçti.

Fakat Koç Filipovski’nin Andy Rautins transferi ve Tony Taylor’ın daha fazla sorumluluk alması sayesinde oyun içi bazı problemlerini çözülmesiyle Banvit son dönemde toparlandı. Bandırma ekibi hala oyun olarak beklentileri ortaya koyamıyor fakat en azından Avrupa’da ve ligde arka arkaya maçlar kazanarak özgüven olarak toparlandı.

Bandırma ekibinin artı ve eksilerine baktığımız zaman ise artı olarak savunmayı söyleyebiliriz. Yavaş tempoyla oynamanın da etkisiyle hücum sayılarını düşüren Banvit, pota altı savunmasını ligde en iyi yapan takımlardan biri. Banvit’e karşı rakipleri ikilik atışlarda %44.0 gibi oldukça düşük bir yüzdeyle oynuyor. Bunda pota altı savunmasının çok sert olmasının çok büyük bir yardımı var.

Eksilerde ise açık bir şekilde hücumu söyleyebiliriz. Jake Odum ile işler beklendiği gibi gitmedi ve Banvit’in Theodore’un rolünü bölme planı da hayliyle gerçek olmadı. Böyle olunca da kısa rotasyonun verimi şu ana kadar düşük oldu. Maç başına 71.6 sayı ortalamasıyla oynayan Banvit, ligde en az sayı atan ikinci takım oldu. 13.4 asist ortalamalarıyla ise ligin en kötü takımı oldular.

Şu an için Vidmar’lı pota altı onları ayakta tutuyor fakat daha fazlasını istiyorlarsa kısa rotasyonundaki problemleri çözmeleri gerekiyor.

Gelecek beş maçları: TOFAŞ (E), Muratbey Uşak (D), Beşiktaş Sompo Japan (E), Sakarya BŞB (D), İstanbul BŞB (E)

6- Nesine.com Eskişehir Basket (↑ 6)

Geçen yazıdaki sırası: 6. sıra
Lig derecesi: 4 galibiyet, 1 yenilgi

Lige yeni yükselmesine rağmen Eskişehir Basket ligin ilk beş haftasında en büyük sürprizlerden birine imza attı.

Koç Josep Maria Berrocal kadro kurulduğu zaman kimsenin beklemediği bir sistemde takımı kurgulasa da takım içi rolleri ayrıntısına kadar oturtarak Eskişehir’de şu ana kadar iyi bir takım yarattı.

İki eski NBA patentli pivotu Viacheslav Kravtsov ve Jeff Ayres’i yana yana kullanan Berrocal, günümüz basketboluna uymayan bir sistem olarak gözükse de bu ikilinin etrafına kurduğu şutörler sayesinde takımın beş maçta dört galibiyet almasını sağladı.

Eskişehir, %38.1 üçlük yüzdesiyle ligin en yüzdeli üçlük atan altıncı takımı olurken 41.1 ribaund ortalamasıyla da lig lideri oldu. Ribaundların onların için en büyük önemi EJ Rowland’ın oyun içinde istediği tempoyu yaratmalarında en büyük kaynak olması.

Küçük bir parantezde Billy Baron için açarsak, şutör oyuncu şu ana kadar gösterdiği performansla ligde en çok öne çıkan oyuncu oldu. Maç içerisinde Eskişehir, ne zaman ihtiyaç duysa sahne alan Baron, kritik anlarda da yüzdeli oynamayı başardı. Böyle devam ederse buradan sonraki macerası EuroLeague olabilir.

Eskişehir için şu ana kadar her şey çok yolunda gidiyor. Aldıkları tek yenilgiyi son saniye basketiyle Efes karşısında aldılar ve muhtemelen listede onların yukarısında yer alan takımların birçoğundan daha iyi oynuyorlar fakat ellerindeki kadro kalitesi buradan sonrası ve daha yukarısı için soru işareti.

Josh Duncan’dan biraz daha fazla yararlanmak o soru işaretinin bir kısmını silebilir.

Gelecek beş maçları: Pınar Karşıyaka (D), Fenerbahçe Doğuş (E), Darüşşafaka (D), Demir İnşaat Büyükçekmece (D), Trabzonspor (E)

5- Darüşşafaka (↓ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 4. sıra
Lig derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi

Zorlu bir fikstürle sezona başlayan Darüşşafaka  ligde bu bölüme kadar EuroCup’taki kadar etkileyici sonuçlar alamadı ama oynadıkları oyun gelecek için ümit veriyor.

Ligin en atlet takımı olan Darüşşafaka, özellikle tempo yaptıkları ve top dağıtımında Howard-Saint Ross’un olduğu bölümlerde oyun seviyesi olarak korkutucu bir seviyeye çıkabiliyor.

Fakat henüz sezonun başı olması, Cummings’in ligde beklendiği kadar katkı verememesi ve oyun içi konsantrasyon problemleri Daçka’nın bu oyunu daha uzun sürelere yaymasına engel oluyor.

David Blatt bu sorunların birçoğunu çözebilir ancak pota altı sorunları pek çözülür seviyede gözükmüyor. Ligin en çok top çalan takımlarından biri olsa da en az ribaund alan dördüncü takımı olan Daçka, istediği tempoyu yaratmakta zorlanıyor. Bunun en büyük sebebi ise Michael Eric’in istikrarsız performansı. İşin kötüsü de Eric sezon içerisinde birkaç gömlek  daha iyi olmzsa Daçka için bu problemin çözülmesinin pek mümkün gözükmemesi.

Daçka ligde daha fazla galibiyet alacaktır ancak EuroCup’ta %38.3 üçlük yüzdesiyle oynarken ligde bu yüzdenin %31’e düşmesi ise oyuncuların odak noktasını bizlere gösteriyor.

Gelecek beş maçları: Fenerbahçe Doğuş (E), Sakarya BŞB (D), Eskişehir Basket (E), İstanbul BŞB (D), Demir İnşaat Büyükçekmece (E)

4- Beşiktaş Sompo Japan (↓ 2)

Geçen yazıdaki sırası: 2. sıra
Lig derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi

Geçen sezonun finalisti Beşiktaş Sompo Japan ise lige zorlu bir başlangıç yaptı.

Earl Clark‘ın sezon başlamadan sakatlanması, Ryan Boatright‘ın da düzenli olarak forma giyememesi sebebiyle hücumda iki önemli silahından yoksun kalan Siyah-beyazlı ekip, DJ StrawberryJon DieblerSertaç Şanlı üçlüsünün performansıyla ayakta kalmaya çalıştı fakat bu plan her zaman tutmadı.

Roll’un ayrılışı sonrası Beşiktaş, hücumda bütün yaratıcılık rolünü Strawberry verdi. Strawberry kendi standartlarına göre istikrarlı bir performans sergilese de Boatright‘in ona hiç yardımcı olamaması Beşiktaş hücumlarını sınırlandırdı. Bu yüzden Augusto Lima‘dan da hücumda katkı alamayan Beşiktaş hücumda yapabilecekleri sınırlı bir takıma dönüştü.

Bu sınırlı bir hücum takım olma durumu, Beşiktaş’ın dalgalı bir performans sergilemesine neden olurken Siyah-beyazlı ekip, kaybetmesi beklenmeyen maçlar kaybetti.

Son maçlarda bu problemi savunmasını bir adım daha geliştirerek çözen Beşiktaş, alınan galibiyetlerle doğması muhtemel bir yangını söndürmüş oldu.

Earl Clark ile Ryan Boatright’ın dönmesiyle birlikte Ufuk Sarıca‘nın elinde derin bir kadro oluşacak ve hücumda bir adım ileri atmak zorunda olacaklar. Bunun için de sadece oyuncuların sahada olması yetmeyecek elbette, yeni planlar uygulayıp sonuç almaları gerek.

Bitirmeden küçük bir parantez de Sertaç için açalım: Milli pivot gösterdiği gelişimi bu sezon bambaşka bir seviyeye çıkardı ve ligde çok önemli katkılar verdi. Beşiktaş sezon başındaki yangını söndürdüyse ona çok şey borçlu..

Gelecek beş maçları: Sakarya BŞB (D), İstanbul BŞB (E), Banvit (D), Anadolu Efes (E), Gaziantep Basketbol (D)

3- Anadolu Efes (-)

Geçen yazıdaki sırası: 3. sıra
Lig derecesi: 4 galibiyet, 1 yenilgi

EuroLeague’de tarihinin en kötü başlangıcını yapan Anadolu Efes, ligde ise şu ana kadar her şeyi yolunda tutmayı başardı.

Takım uyumlu olmaktan çok uzak olsa da her maçta oyuncuların ortaya koyduğu bireysel beceri sayesinde Efes, ligde son dört maçını kazandı. Teker teker galibiyetlere bakarsak bunu daha açık görebiliyoruz.

EuroLeague’de bu kadar kötü bir dönem geçirirken bireysel yetenekler sayesinde de olsa Efes‘in ligde kazanmayı başarması önemli fakat daha fazlası ve daha ilerisi için bu yeterli olmayacaktır.

Hücum istatistiklerine baktığımız zaman Efes’in en çok sayı atan ikinci takım olduğunu görüyoruz fakat savunmada işler hiç parlak değil. Playoff’un içerisinde yer alan takımlar arasında Efes, 84.0 sayı ortalamasıyla en çok sayı yiyen takım konumunda yer alıyor.

Çok yüksek bir tempoda oynamayı tercih ediyorlar, bu yüzden belki savunma ortalamaları biraz “hormunlu” gözüküyor olabilir fakat ikilik atışlarda rakiplerini %51’de tutması kabul edilemez.

Efes’in kadro uyumunu transferle ya da transfersiz bir an önce çözmesi gerekiyor. Öbür türlü sadece birkaç parlak galibiyet alıp sezon sonunda hedeflere ulaşamadıkları bir yıl daha yaşayacaklar.

2- TOFAŞ (↑ 6)

Geçen yazıdaki sırası: 8. sıra
Lig derecesi: 5 galibiyet, 0 yenilgi

Ligin yenilgisiz tek takımı TOFAŞ şu ana kadar bizlere en iyi basketbolu izleten takım oldu.

Beşiktaş ve Darüşşafaka gibi rakiplere karşı oynamalarına rağmen oyun felsefesini henüz daha ilk haftadan oturtmayı başaran TOFAŞ bunun karşılığını da aldı.

Transfer döneminde eleştirilse de uzun rotasyonun çeşitliliği ve TOFAŞ’ın bunu doğru kullanması şu ana kadar bütün olumsuz tespitleri unutturdu. 88.2 sayı ortalamasıyla ligin en çok sayı atan ikinci takımı olan TOFAŞ, bunu başardıysa pota altına çok şey borçlu.

Bütün maçlarda Morgan-Kadji-Owens üçlüsüyle pota altında rakiplerine büyük bir üstünlük kuran TOFAŞ, takım olarak  %59.8 gibi inanılmaz bir ikilik atış yüzdesiyle oynadı. Saha içi paylaşımını öyle doğru yaptılar ki bunun yanına üç sayı çizgisinin gerisinden %44.4 gibi rüya misali bir yüzde eklediler.

TOFAŞ’ta şu anda herkes rolünü çok iyi biliyor ve bu rolü severek, katkı vererek oynuyor. Bu listede birinci sırada olamamalarının tek sebebi öndeki takımla aralarındaki yetenek ve kalite farkı.