Stephane Lasme: “Galatasaray Yönetimi İsmimi Lekelemeye Calıştı”

2017-11-10T18:53:16+00:00 2017-11-10T18:53:16+00:00.

Aris Barkas

10/Kas/17 18:53

Eurohoops.net

Galatasaray Odeabank forması giydiği dönemde kazanılan EuroCup şampiyonluğunda ciddi katkıları olan Stephane Lasme, beIN Sports’un VIP programına çok önemli açıklamalarda bulundu.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

2015-2016 sezonu sonunda aldığı ceza ile basketboldan 1 yıl uzak kalan Stephane Lasme, bu sezon başında Avrupa’ya Unics Kazan forması ile döndü.

Stephane Lasme, beIN Sports’a verdiği röportajda Galatasaray Odeabank günlerinden Sinan Güler’in Fenerbahçe‘ye olan transferine, Galatasaray yönetiminin kendisine yaşattığı hayal kırıklıklarından aldığı ceza sonrası yaşadıklarına kadar birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu.

İşte Stephane Lasme’nin uzun süre konuşulacak açıklamaları:

Geçtiğimiz sezon verdiğin uzun süreli aranın ardından bu yıl sahalara geri döndün. Nasıl hissediyordun?

“Çok iyi hissediyorum. Uzun zaman olmuştu. Neredeyse bir yıl boyunca evimdeydim ve dinleniyordum. Basketbolu özledim ve rekabete girmeyi özledim.”

Basketbola verdiğin ara nasıl geçti?

“Eğlenceliydi. Profesyonel kariyerimde sezon içerisinde ailemle fazla zaman geçiremiyordum. Sürekli seyahat ediyorduk. Basketbol oynadığımdan beri ilk defa Amerika’daki evimizde oturup ailemle zaman geçirdim. Çok güzeldi, aynı zamanda basketbolumda eksik olan yanları geliştirdim. Bacaklarımı dinlendirdim, çok koştum çok zıpladım. Benim için iyi oldu.”

Geçtiğimiz sezon Yaz Ligi’ndeydin, NBA’in kapısını çaldın.

“Daha doğrusu Gelişim Ligi’ndeydim. Ligdeki başantrenörüm benim çok yakın bir arkadaşımdı. Aramızda bir bağ ve kimya vardı. Bana gelip takımı için oynamamı isteyince hayır diyemezdim. Birbirimize çok yakınız. Aynı zamanda bu yaşımda 19-20 yaşındaki oyunculara karşı nasıl oynayacağımı görmek istedim. Hiç de fena değildim. Sonuçtan memnunum.

Unics Kazan’a gelme sürecin nasıl oldu? İnanıyorum ki Avrupa’dan birçok teklif aldın, neden Unics’i seçtin?

“Gelişim Ligi’ndeki sezon sona erdikten sonra Avrupa’daki takımlarla görüşmeye başladım. Gelecek sezonu planlamaya başladım, birkaç takımla görüşmelerim oldu. Hatta Türkiye’den de bazı takımlarla görüştüm ancak Unics Kazan koçu Dimitris Priftis ile iyi bir tecrübem vardı. Yunanistan’da onunla beraber Panathinaikos ile şampiyonluk kazanmıştık. Benim içinde olduğum bir takım kurup takım lideri olmamı isteyince bu bana oldukça ilginç geldi. Beraber şampiyonluk yaşadığımız için aramızda duygusal bir bağ var. Birbirimizi iyi anlıyoruz, kararımda bunu göz önüne aldım. Aynı zamanda eşimin Rus olması da etkiliydi. Çocuklarımızın Rus kültürünü deneyimlemesini istedik. Bu da önemli bir faktördü.”

Türkiye’den teklifler aldığını söyledin, isim verebilir misin?

“Türkiye’den teklifler aldım ama isimlerini veremem ancak iyi tekliflerdi ve bu teklifler için onlara teşekkür ederim. Bana yaklaşımları için onlara saygı duyuyorum. Kendime iyi bir fırsat tanıdım.”

Türkiye günlerini nasıl hatırlıyorsun?

“Eğlenceliydi. Anadolu Efes‘le ilk yık çok iyiydi. Efes gibi büyük bir organizasyon içerisinde çok iyi insanlarla tanıştım. Bana göre Efes, Avrupa’daki en iyi organizasyonlardan. Tepeden tırnağa… Yönetim bölümündeki insanlar çok iyilerdi. Ligde şampiyon olamadık ama kupayı kazanabilirdik. Elbette herkes benim Galatasaray’daki yılımı hatırlıyor. Koç Ergin Ataman ile EuroCup’ı kazanmayı başardık. Benim için, onun adına oynamak çok iyi bir karardı. Tüm yıl boyunca harikaydı. Ne yazık ki sezon sonunda olan doping testi ile işler tersine döndü ama benim için çok iyi bir tecrübeydi. Çok mutluyum.”

Burada çok önemli koçlarla çalıştın. İlk yıl Dusan Ivkovic ile beraberdin, ikinci yıl ise Ergin Ataman. Onlar için neler söylersin?

Efes‘te Ivkovic ile çalıştım. Ivkovic daha çok geleneksel bir koçtu. Büyük bir tecrübesi vardı. Çok saygı duyulan bir isim. Oyunda küçük detayları onunla öğrendim. Tecrübesiyle, Avrupa’da maç kazanılması için gereken birçok küçük detayı bize gösterdi. Ergin Ataman ile daha fazla özgürlük vardı. Oyununu ifade edebilmen ve onunla ilgili en çok sevdiğim, en çok saygı duyduğum şey olan; oyuncunun kendisi olmasına izin vermesi çok önemliydi. Bir birey olarak kendisi gibi, olduğu gibi davranıyor. Koç Ataman’ı değiştiremezsiniz. Güçlü bir karakter. Ben de güçlü bir karakter olduğum için çok iyi anlaştık. Bana saygı duydu ve sahada özgürlük verdi. Ben de kendisi için aynı şeyleri hissediyorum.”

EuroCup’ı kazandığınız yıl, şampiyon olduğunuz günden neler hatırlıyorsun?

“Sezon başından beri hayalini kurduğumuz bir şeydi. Hatta öncesinde Galatasaray ile görüştüğümüzde Ergin Atama ile telefonda konuşuyorduk. Bu sezon neleri başarmak istediğimizden bahsediyorduk. Ataman’a ‘Hedefimiz EuroCup’ı kazanmak öyle değil mi?’ diye sorduğumu hatırlıyorum. O da ‘Elbette, ana hedefimiz bu’ demişti. Şampiyonluğu kazandığımız maçtan sonra Ataman ile göz göze geldik, sezon başında konuştuğumuz şeyin bu olduğunu gözlerimizin içinde gördük. Müthiş bir histi. Sarıldık. Taraftarlar inanılmazdı. Sezon boyunca taraftarlar harikaydı. Galatasaray müthiş bir taraftara sahip. Kupayı onlara götürdük. Galatasaray’da olan onca şeyden sonra bu şampiyonluğu onlara vermek müthiş bir histi. Bence hak ettiler çünkü ne yaparsan yap, kazan ya da kaybet taraftarlar her zaman arkamızdaydı. Bu nedenle şampiyonluk yaşamayı hak ettiler.

Sezon sonunda senin açından şanssız bir durum oldu ve ceza aldın. Kötü haberi ilk aldığında neler hissettin?

“Açıkçası çok şaşırmadım. Ne yaptığımı biliyordum. Bir şeyi yapıp ne olacağını bilmiyor değilim. Çok şaşırmadım. Hatta testi yaparken sonucunun ne olacağını biliyordum. En büyük hayal kırıklığım aldığım bir yıllık cezaydı. Bir yıl cezayı beklemiyordum. Bu herhangi bir şeyi etkileyen bir durum değildi. Sezon bitmişti, takım hiç maç kaybetmedi. Şampiyon olmuştuk. Bu, oyuna etki eden bir şey değildi. Eğer etkilemeyecekse daha kötü oynamama yol açabilirdi. Cezaya dair bir hayal kırıklığım var. Aynı zamanda Galatasaray yönetimi ile ilgili bir hayal kırıklığım var. Bir iki gün sonra, Galatasaray yönetimi medyayı kullanarak ismimi lekelemeye çalıştı. Takım için utanç kaynağı olduğumu söylediler. Bence değildim. Eğer bir şey yaptıysam o da Galatasaray bayrağını daha yukarı taşımaktı. Ceza ile ilgili hayal kırıklığı yaşadığım iki konu buydu. Bununla birlikte ailemin yanımda olduğunu biliyordum. Yakın çevrem, takım arkadaşlarım, rakiplerim benim nasıl bir oyuncu olduğumu biliyorlar. Biliyorlar ki bu beni değiştirmeyecek, geri dönecektim. Geçen yıldan daha güçlü olacağım. Tek hedefim bu.”

Türk basketbolu hakkında neler söylemek istersin? Türk basketbolundaki gelişimi nasıl görüyorsun?

“Türk basketbolu şu ana kadar çok iyi gidiyor. Her yıl daha da iyiye gidiyor. Euroleague’de geçen yıl olduğu kadar takım olmaması çok kötü. Ancak günün sonunda bu bir iş. Umarım böyle devam eder çünkü Avrupa’da Türkiye gibi ülkelere ihtiyaç var. Böylesine ekonomik bir dönemde basketbolu destekleyen ülkeler bulmak çok zor. Çünkü kulüpler bir şey kazanmıyor. Sadece şampiyonluk kazanmanın mutluluğunu yaşıyorlar. NBA’deki gibi forma veya diğer alanlardan fazla gelirleri yok. Türkiye gibi basketbolu yeniden yükseltmek isteyen ülkeleri takdir etmemiz gerekiyor.”

Errick McCollum, eksi takım arkadaşın Anadolu Efes’te. Ne zaman ne yapacağı hiç belli olmayan bir oyuncu. Onu durdurmanın bir yolu var mı?

“Errick’i durdurmayı bir tek ben bilirim. Zor, gerçekten zor bir oyuncu. Birçok şeyi yapabilen bir oyuncu. Oyunu öğrendi, artık sadece bir skorer değil. Nasıl pas vermesi gerektiğini, oyunu nasıl doğru yönlendirebileceğini biliyor. Takım o an neye ihtiyacı varsa onu yapıyor. Onu durdurmanın tek yolu takım olarak savunma yapmak. Bire birde onu durdurabilecek bir oyuncu bence yok. Ben olsam topu elinden uzak tutmaya çalışırdım çünkü top onun elindeyse savunması gerçekten zor.”

Bir diğer eski takım arkadaşın Sinan Güler, Fenerbahçe‘ye giderek büyük bir karar aldı. Onun hakkında neler söylemek istersin?

“Şaşırdım, yalan söylemeyeceğim. Hatta ona mesaj atarak ‘Emin misin?’ diye sordum. Günün sonunda biz basketbol oyuncuları olarak kendimiz için en doğru kararı vermeliyiz. Kariyerinin bu noktasında bence iyi bir karar verdi ve bu sahnede yer almayı hak ediyor. Sinan, bir Euroleague oyuncusu. Bundan hiç şüphe yok. Bana göre en iyilerinden biri, çok akıllı. Hücumda ve özellikle savunmada müthiş bir efor ortaya koyuyor. Bence Fenerbahçe için çok iyi bir kazanç olacak.”

Fenerbahçe geçen sezon Euroleague’i kazandı. Fenerbahçe’yi nasıl görüyorsun, başarılarını tekrar edebileceklerini düşünüyor musun?

“Euroleague’de bu başarıyı tekrarlamak çok zor. Yanlış bilmiyorsam bir tek Olympiacos bunu başardı. Ancak bunun için gerekli koça sahipler. Obradovic, çok saygı duyulan bir isim. Büyük tecrübe, büyük bilgi birikimi. Avrupa’nın en iyilerinden belki de en iyisi. Onunla hiç çalışmadım ama herkes bunu söylüyor. Aynı zamanda çok iyi oyunculara sahipler. Jan Vesely ile beraber oynadım. Onu 16 yaşından beri tanıyorum. Onun gelişimini seyretmek güzel. Euroleague’de fazlaca tecrübesi var. Oyunu nasıl oynaması gerektiğini biliyor. Sert bir oyuncu. Çevresindeki tüm isimler de işi başarabilecek oyuncular. Onlar için en iyisini diliyorum ancak Euroleague’de şampiyonluğu tekrarlamak çok zor.”