By Utkan Şahin / info@eurohoops.net Tahincioğlu Süper Ligi'nde beş haftalık bir süreci daha geride bıraktık. Takımlar artık sezon başındaki hallerinden çok uzaktalar. Hem oyun olarak hem de oyuncular olarak. Bazı takımlar kadrolarında yeni oyuncular kattı hatta ilk koç değişikliği yaşandı bile. Peki biz bu ay 16 takımdan neler gördük? Güç dengeleri nasıl değişti? İşte sezonun üçüncü "Güç Sıralaması" karşınızda! Birinci Bölüm İkinci Bölüm 16- Muratbey Uşak (-) Geçen yazıdaki sırası: 16. sıra Son beş maçtaki derecesi: 0 galibiyet, 5 yenilgi Henüz Haziran ayındayken bütün kadrosunu oluşturan Muratbey Uşak, ne kadar gariptir ki şu ana kadar kadrosunda en çok değişiklik yapan takım oldu. Oyun kurucu ve pivot pozisyonunda yapılan değişiklerden sonra Ege ekibi, bu ayda Damir Markota ve Mutlu Demir ile yollarını ayırdı. Yine de yapılan bütün değişikliklere rağmen Uşak'ta bütün sorunlar kaldığı yerden devam ederken iyi giden şeylerde bozulmaya başladı. Ozan Bulkaz'ın takımı maç başına 73.3 sayı ortalamasıyla hala ligin en kötü ikinci hücum takımı. Bunun sebebi de tempoyu düşük tutmalarıyla alakalı değil. Uşak ligin en çok birebir üzerinden hücum eden takımlarından biri ve şu ana kadar şut yüzdeleri çok düşük. (%43.1) Earl Calloway'ın gelişine rağmen bu sorunlarını çözemediler. Bir de üstüne savunmaları daha kötüye gitti. Geçen ay savunmada 12. sıradaydılar. Şimdi ise maç başına yedikleri 80.7 sayıyla yedinci sıradalar. Onlar için sevindirici tek şey, takımın hala rekabetçi olarak devam etmesi. Hala sonuna kadar zorluyorlar fakat ne yetenek seviyeleri ne de oyun planları yeterli olmuyor. Önümüzdeki ay direk rakipleriyle üç maç oynayacaklar ve bu maçların ikisi içeride. Eğer reaksiyon göstermezlerse çok erken havlu atabilirler. Gelecek beş maçları: Pınar Karşıyaka (E), Fenerbahçe Doğuş (D), Eskişehir Basket (E), Büyükçekmece (D), Trabzonspor (E) 15- Gaziantep Basketbol (↓ 1) Geçen yazıdaki sırası: 14. sıra Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi Gaziantep'te uzun süredir süren Stefanos Dedas dönemi geçen ay sona erdi. Takımdaki bazı oyuncularla koç arasında problemler vardı ve yönetim oyuncuları göndermektense koç ile yolları ayırmaya karar verdi. Dedas'ın yerine gelen Nenad Markovic ise ilginçtir gelir gelmez ilk iş takımın pivot ve oyun kurucu rotasyonlarına takviye istedi. Takım olarak bakarsak ise Gaziantep, savunmadaki problemlerini çözmek için oyun temposunu aşağıya çekmeye karar verdi. Bunun savunmadaki karşılığı beklendiği gibi olumlu oldu. Geçen ay maç başına 93 sayı yiyen Güneydoğu ekibi, bu ortalamayı 87.7 düşürdü ve artık ligin en kötü ikinci savunma takımı. Ancak bu tercihin hücumdan götürdükleri de oldu. Gaziantep takımı, genel olarak tempoyla hücumdaki verimlilikleri artan oyunculardan kurulu ve tempo düşünce takımın şut yüzdesi de düştü. %45.9 ile ligin en düşük yüzdeyle şut atan üçüncü takımı onlar. Sorunlar hala devam etse de Gaziantep, hala kadro kalitesi olarak üstlerinde yer alan birçok takımdan daha kaliteli oyunculara sahip. Önümüzdeki beş maçın üçüncü içeride oynayacaklar ve eğer birkaç maç kazanıp özgüven problemlerini çözebilirlerse yukarıya doğru çıkabilirler. Gelecek beş maçları: Sakarya BŞB (D), İstanbul BŞB (E), Banvit (D), Anadolu Efes (E), Darüşşafaka (E) 14- Demir İnşaat Büyükçekmece (↓ 1) Geçen yazıdaki sırası: 13. sıra Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi Demir İnşaat sezona içeride iyi bir başlangıç yapsa da yoğun fikstür onları son dönemde aşağıya çekmeye başladı. Koç Özhan Çıvgın, büyük ihtimal bunu daha önceden öngördüğü için FIBA Europe Cup maçlarında bol rotasyonla oynamaya çalıştı fakat yine de kurtaramadı. Daha önceki yıllarda bu tarz kupalara katılıp sezon içerisinde büyük düşüşler yaşayan takımlar görmüştük. Anlamsız bir kupa olan FIBA Europe Cup'ta mücadele eden Büyükçekmece için de aynı problem ortaya çıktı. Şu anda ligin en düşük sayı ortalamasına sahip takımı onlar. Maç başına 14 asistle sadece 73.2 sayı atabiliyorlar çünkü takımda ana görevi sadece sayı atmak olan iki oyuncu var; Bracey Wright ve Erving Walker. Bu iki oyuncu dışında yaratabilen oyuncu olmayınca Büyükçekmece, hücumda tıkanıyor. Rotasyonu genişletmek için bu hafta Deniz Kılıçlı hamlesi yaptılar. Deniz'i en azından bazı maçlarda skor tehdidi olarak kullanabilirler fakat asıl problemlerini çözmek için Stojanovski ve Moldoveanu'dan daha fazla sayı katkısı almaları gerekiyor. Gelecek beş maçları: Trabzonspor (D), Yeşilgiresun (E), TOFAŞ (D), Muratbey Uşak (E), Beşiktaş (D) 13- Trabzonspor (↓ 1) Geçen yazıdaki sırası: 12. sıra Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi Trabzonspor'un oyununu mu değerlendirmek lazım yoksa saha dışında yaşadığı sorunları mı değerlendirmek lazım bilmiyorum. Karadeniz ekibi, son yıllardaki en kaliteli kadrosunu kurdu. Hücumda birçok opsiyonları var ve koç Markovski, Sarunas Vasilauskas'ı kenarda unutmadığı sürece bu opsiyonlar işliyor. Maç başına 86.3 sayıyla ligin en çok sayı atan ikinci takımı onlar. Bunun yanında savunmada önemli sorunları var. Chris Obekpa, ne kadar bloklarıyla seyircileri etkilese de Trabzonspor, pota altını savunamıyor. Rakipleri pota altından %59.9 gibi inanılmaz bir yüzdeyle oynuyor ve bu yüzden de Karadeniz ekibi, ligin en çok sayı yiyen takımı. Fakat bu sorun çözülebilir. Karadeniz ekibi bir takviye yaparak yada oyun içerisinde savunmayı daha fazla içeriye gömerek bu sorunu aşmaya deneyebilir. Karadeniz ekibinin playoff yarışında değil de listenin burasında olmasının nedeni daha büyük bir sorun. Ekonomik sorunlar yaşıyorlar. Şehirden destek göremiyorlar ve şu aralar kulübün kapatılabileceğine dair söylentiler var. Bu tarz problemleriniz olduğu zaman ne oynadığınız oyunun ne de saha içi problemlerinizin önemi kalıyor. Trabzonspor için sezonun nasıl ilerleyeceği maddi problemleri çözüp çözemeyecekleriyle bağlantılı olacak. Eğer çözerlerse playoff potasına yaklaşırlar. Bu kaliteye sahipler. Fakat eğer başarmazlarsa ve oyuncular takımdan ayrılırsa Karadeniz ekibi, ligden düşmenin en önemli adaylarından biri olur. Gelecek beş maçları: Büyükçekmece (E), Darüşşafaka (D), Yeşilgiresun (D), TOFAŞ (E), Muratbey Uşak (D) 12- Pınar Karşıyaka (↓ 2) Geçen yazıdaki sırası: 10. sıra Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi Şu ana kadar maddi problemlerle mücadele eden bir başka takımda Pınar Karşıyaka oldu. Karşıyaka'nın da Trabzonspor'a benzer bir hikayesi var. Eldeki kadro dört yabancılı olsa da Karşıyaka'nın oyun kültürüne uyan oyuncular. Hızlı basketbol oynamayı seven, Karşıyaka taraftarının desteğini arkasına alabilecek oyuncular. Bu oyuncuların yanına genç ve heyecanlı yerliler katılınca ortaya oldukça sempatik bir takım çıkıyor. Fakat sempatik olmak kazanmak için yeterli olmuyor. Dar rotasyon ve FIBA Şampiyonlar Ligi'yle birlikte ligde mücadele etmek Karşıyaka'yı zor durumda bırakıyor. Bunu çözmek içinde özellikle uzun rotasyonuna takviye yapmak zorundalar. Trabzon'dan ayrılan noktaları ise gelen haberlerin olumlu olması. Yaşar Holding verdiği destekle transfer yasağını kaldırdı ve Karşıyaka'nın yakın zamanda kadrosuna takviye yapması bekleniyor. Oynadıkları basketbol zaten olmaları gereken sırayı yansıtmıyordu eğer bir de takviye gelirlerse gelecek yazı da çok daha yukarıda olabilirler. Gelecek beş maçları: Muratbey Uşak (D), Beşiktaş (E), Sakarya BŞB (D), İstanbul BŞB (E), Banvit (D) 11- Yeşilgiresun Belediye (↑ 4) Geçen yazıdaki sırası: 15. sıra Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi Sezon başında ligden düşmenin en büyük adayı olarak gösterilen Karadeniz ekibi, geçen sezondan sonra bu sezon da herkesi şaşırtmayı başardı. Kadro kaliteleri hala rakiplerine göre daha düşük durumda fakat bu onların sahaya iyi bir basketbol planıyla çıkmalarına engel olmuyor. İlk yazıya göre en büyük farkları ise Koç Mihailo Uvalin takım içerisinde daha fazla oyuncudan katkı almayı başarması oldu. Geçen ay hücumda yaratıcı oyuncuların sadece Kenny Boynton ve RaShad James olduğunu ve bunun sorun yarattığını belirtmiştik. Yeşilgiresun bunu hem transferle çözdü hem de elindeki oyunculardan daha fazla katkı alarak. Darrell Williams'ın takıma katılması pota altında Yeşilgiresun'a önemli bir opsiyon yarattı. Williams'ın yanında Enes Berkay Taşkıran'ın da benchten gelerek verdiği katkının artması Yeşilgiresun'un hücumda opsiyonlarını çoğalttı. Hala çözmeleri gereken problemler var. Çemberi savunmakta çok zorlanıyorlar, bu yüzden ligin en çok sayı yiyen üçüncü takımı onlar. Bunun yanında yan opsiyonları artırsalar da ana opsiyonlarına çok bağlılar. Bu yüzden Boynton ya da James'in kötü oynadığı bir maç onlara direkt yenilgi olarak dönüyor. Fakat ne olursa olsun oynadıkları basketbolla düşmeyi hiç hak etmiyorlar ve Uvalin olduğu sürece de en azından kendi düzeylerindeki takımlara karşı kolay kolay pes etmeyecekleri ortada. Gelecek beş maçları: Eskişehir Basket (E), Büyükçekmece (D), Trabzonspor (E), Darüşşafaka (D), TOFAŞ (D) 10- Banvit (↓ 3) Geçen yazıdaki sırası: 7. sıra Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi Saso Filipovski yönetimindeki Banvit, geçen sezon ligin en güzel hikayelerinden biriydi. Oynanan basketbolun yanında gelen kupa bu hikayeyi çok daha güzelleştirmişti. Banvit'in kadroyu ayakta tutması çok zordu, bu yüzden alternatif bir plana gittiler fakat o plan da işe yaramadı. Jordan Theodore'un görevlerini birden çok oyuncuya dağıtmak mantıklı bir plandı ama basketbolda her zaman her şey kağıt üstünde olduğu gibi ilerlemiyor. Banvit planın tutmadığını görünce ısrar etmedi ve hemen kadrosunda değişikliğe gitti ancak yeni kadroda saha içerisinde beklenen uyumu yakalayamadı. Bandırma ekibi, şu anda ligin en kötü hücum eden takımlarından biri. Maç başına 73.9 ile 13. sıradalar. Bu sayıyı oyun tempolarına bağlayabilirsiniz fakat sete set hücumda yaratıcı oyuncu olarak güvenilir bir isim bulamamaları onlar için daha büyük bir neden. Geçen sene kaleleri olan evlerinde şimdiden dört yenilgi aldılar ve bütün bunlar birleşince playoff'tan giderek uzaklaşıyorlar. Banvit gözüktüğü kadar büyük bütçelere sahip değil fakat seyircisi ve kültürüyle bu ligde her zaman bir şeyler vaat eden takımlardan oldular. Şimdi çözüp bulmak zorundalar yoksa son şampiyon olarak Türkiye Kupası Finallerine gidemeyecekler. Gelecek beş maçları: Darüşşafaka (E), Anadolu Efes (D), Gaziantep (E), Galatasaray (D), Pınar Karşıyaka (E) 9- İstanbul Büyükşehir Belediye (↑ 2) Geçen yazıdaki sırası: 11. sıra Son beş maçtaki derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi İstanbul Büyükşehir Belediye, bu ay kendi standartlarının üstüne çıkmayı başardı. Kolay fikstürden beklendiği gibi galibiyetlerle ayrılmadılar. Özellikle Sakarya karşısında farklı öne geçtikleri maçın devamında kafa olarak tamamen maçtan düşmeleri onlar için kötü bir sınavdı ancak son iki maçtan hiç beklenmedik sonuçlarla ayrıldılar. Önce Darüşşafaka'yı kendi evlerinde mağlup ettiler, daha sonra da daha önce hiç kazanamadıkları Bandırma deplasmanında kazanmayı başardılar. Bunun en büyük sebebi ise fotoğraftaki adam. Buva altyapı takımlarından beri, hücum opsiyonları çok olan ama savunmada dezavantajları da aynı şekilde çok olan bir oyuncu olarak tanındı. Türkiye'deki kariyerinde ise şu ana kadar güçlü olduğu yerleri oldukça keskin bir şekilde parlatmış durumda. Her şekilde skor üretebiliyor ve şu aralar bunu oldukça yüzdeli bir şekilde yapıyor. Son dört maçında da 20 sayıyı geçmeyi başardı. Pota altında böylesine etkili olan bir uzunun yanında onun defolarını kapatan Eric Buckner ve Thompson ile Klobucar gibi kısalar olunca İstanbul Büyükşehir Belediye kazanmanın yolunu bulmuş oluyor. Playoff için işleri hala kolay değil. Yerli rotasyonundan aldıkları katkı çok kısıtlı. Bunun yanına FIBA Europe Cup'ta devam etmeleri eklenince kadronun sezonun devamında enerji bulma konusunda zorlanacağı aşikar. Fakat evlerindeki üstünlüğün yanında deplasmanda da kazanmaya devam ederlerse bir şekilde sezon sonuna kadar playoff yarışında kalabilirler. Gelecek beş maçları: Anadolu Efes (E), Gaziantep (D), Galatasaray Odeabank (E), Pınar Karşıyaka (D), Fenerbahçe Doğuş (E) 8- Sakarya Büyükşehir Belediye (-) Geçen yazıdaki sırası: 8. sıra Lig derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi Bir önceki yazıda Sakarya için önlerindeki beş maçta ortaya koyacakları performansın sezonun devamı için onlar adına önemli bir cevap olacağını söylemiştim. Öyle de oldu. Zorlu maçları beklendiği gibi kaybettiler, kazanmaları gereken maçları ise kazandılar. Özellikle direkt rakipleri olan Banvit ve İstanbul Büyükşehir Belediye'yi mağlup etmeyi başarmaları onların sezon sonuna kadar bu yarışta olacağını gösterdi. Oyun olarak ise hücumdaki problemleri devam ediyor. Güçlü pota altları sayesinde maçlara tutunsalar da hücumda yaratıcı kısa bulma konusunda sorunları var. Lazeric Jones'un aksini ispatladığı iki maçı da kazandılar fakat sezonun devamında sadece Jones üzerinden ilerlemeleri onlar için büyük bir problem olur. Ligin en kötü hücum takımlarından biri olmalarının karşılığı olarak da neredeyse her pozisyonda rakiplerine göre fiziksel olarak avantajlı olmaları sayesinde ligin en iyi birkaç savunma takımlarından biriler. Rodney Pryor'un ayrılması sonrası henüz kısa rotasyonuna bir takviye yapmadılar. Eğer doğru adamı bulurlarsa playoff yarışı için arkalarındaki rakiplerden bir adım daha öne geçebilirler. Gelecek beş maçları: Gaziantep Basketbol (E), Galatasaray Odeabank (D), Pınar Karşıyaka (E), Fenerbahçe Doğuş (D), Eskişehir Basket (E) 7- Galatasaray Odeabank (↑ 2) Geçen yazıdaki sırası: 9. sıra Lig derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi Eurocup ve ligde arka arkaya alınan kötü sonuçlardan sonra koç Erman Kunter'in görevi tehlikeye girmişti fakat son dönemde vites artırarak bu tehlikeyi şimdilik atlattılar. Bunun en büyük sebebi hücumda yaratıcı oyuncu sayılarının artmış olması. Alex Renfroe son dönemde çok formda. Amerikalı oyuncunun doğru organizatörlüğünün yanında yaratıcı oyuncu olarak Emir, Taylor ve Mehmet'ten de zaman zaman katkı almaları hücum kalitelerini artırdı. Bunun yanında Hardy'ın forma girmesiyle birlikte atıcı oyuncu opsiyonları da arttı. İşin savunma kısmında da rotasyonun daralması Hendrix'in daha fazla süre almasına sebep oldu. Ege de asıl pozisyonuna geçince Galatasaray, daha sert bir takım haline geldi. Fakat şu anki sertlikleri bile dışarıda kazanmaları için onlara yardımcı olmadı. İçeride fırtına gibi eserken dışarıda TOFAŞ ve Trabzonspor'a farklı mağlup oldular. Bu sorunu çözmek için mutlaka doğru uzunu bulmaları gerekiyor. Yine de Sarı-kırmızılı ekip, ilk krizi atlattı. Kazandıkları son maçlarla birlikte özgüvenlerini de yukarıya çektiler. Şimdi sıra bunu geliştirmekte... Gelecek beş maçları: Beşiktaş Sompo Japan (D), Sakarya BŞB (E), İstanbul BŞB (D), Banvit (E), Anadolu Efes (D) 6- Nesine.com Eskişehir Basket (-) Geçen yazıdaki sırası: 6. sıra Lig derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi Sezonun en renkli takımlarından biri olan Eskişehir Basket, geçtiğimiz ay da kendisini hiç bozmadı. Daçka ve Fenerbahçe maçlarını kaybetseler de Karşıyaka ve Büyükçekmece'yi dışarıda, Trabzonspor'u ise içeride mağlup etmeyi başardılar ve şu anda ligin üst tarafındalar. Kadro kalitesi olarak üst taraftan aşağıda olmasına rağmen Eskişehir, Josep Berrocal'ın doğru oyun planı sayesinde yukarıdaki rakiplerine kolay lokma olmadığını göstermeyi başardı. Hücum verimliliği açısından yukarıdaki takımlar arasında en kötüsü onlar. Büyük bir bitiricilik problemleri var. Özellikle pota altında. Fakat çift uzunla ile oynamaları sayesinde ribaundları domine etmeyi başarıyorlar ve bunun karşılığını da daha fazla hücum şansı olarak alıyorlar. Maç başına 63.7 şut denemesiyle ligde üçüncü sıradalar. Şu an için oyunlarında geliştirmeleri gereken en önemli şey, bitiricilik. Bu konuda bir adım atarlarsa belki de onları gelecek yazıda daha önlerde görebiliriz. Gelecek beş maçları: Yeşilgiresun (D), TOFAŞ (E), Muratbey Uşak (D), Beşiktaş (E), Sakarya (D) 5- Anadolu Efes (↓ 2) Geçen yazıdaki sırası: 3. sıra Lig derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi Anadolu Efes için dalgalı giden süreç hala devam ediyor. EuroLeague'de sonunda galibiyet almaya başladılar ancak hala sert maçlarda reaksiyon gösteremiyorlar. Ligde de aynı şekilde... Bu ay ligdeki direkt rakipleri TOFAŞ ve Beşiktaş'a kaybederken Sakarya, Yeşilgiresun ve Uşak'ı mağlup etmeyi başardılar. Sertliğe reaksiyon gösterememelerinin en büyük sebebi, kısalarının istikrarlı katkı verememesi. McCollum zaman zaman parlasa da yapılan onca transfere rağmen Efes, kısalarından istikrarlı katkıyı alamıyor. Ligde asist sıralamasında sekizinci sıradalar, üç sayı yüzdesinde ise ligin en kötü takımı onlar. %30 ile üçlük atıyorlar ve içeride ne kadar Dunston ve Stimac ile üstünlük kursalar da rakiplerinin kalitesi biraz artınca maç içerisinde krize giriyorlar ve şu ana kadar da krize girince McCollum'un parlamaları dışında onları ayağa kaldıran bir planları olmadı. Aralık ayı gelmeden Efes, iki yabancı transferi yaptı ancak bir an önce Perasovic, guardlarını kendi kafasındaki oyun planına adapte edemezse bir transfer de koç pozisyonu için gelebilir. Gelecek beş maçları: İstanbul BŞB (D), Banvit (E), Darüşşafaka (E), Gaziantep (D), Galatasaray (E) 4- Darüşşafaka (↑ 1) Geçen yazıdaki sırası: 5. sıra Lig derecesi: 4 galibiyet, 1 yenilgi Sezona özellikle deplasman maçlarında kötü bir giriş yapan Daçka, geçtiğimiz ay ise beklenen gelişmeyi göstermeyi başardı. Fenerbahçe karşısında çok kritik bir maçı kazanan David Blatt'in öğrencileri, Sakarya, Büyükçekmece ve Eskişehir karşısında da sahadan galip ayrıldı. Tek kaybettikleri maç ise Wilbekin ve Johnson'ın oynamadığı İstanbul Büyükşehir Belediye maçı oldu. Daçka'nın gelişiminde en büyük sebep ise savunmalarında gösterdikleri gelişim oldu. Sezona savunmada kötü başlamasına rağmen son dönemde toparlanan Daçka, maç başına 74.7 sayı potasında görerek ligin en iyi üçüncü savunma takımı oldu. Bunun en büyük sebebi ise Howard Sant-Ross'tan başlayarak kısa rotasyonunda yaptıkları agresif ve sert savunma oldu. Rakiplerini %34.6 gibi düşük bir üçlük yüzdesinde tutmayı başardılar. Sezon başındaki pota altı problemleri de Michael Eric'in toparlanmasıyla birlikte çözülse de kaybettikleri İstanbul Büyükşehir Belediye maçı da bu konuda hala problemleri olduğunu gösterdi. Savunmada işler yolunda olsa da hücumda özellikle dış atışlarda isabet bulmak konusunda sıkıntı çekiyorlar. EuroCup'ta %37.5 ile üçlük atarken lig de yüzdelerinin %33.3 olması onlar için sorunun kaynağını gösteriyor. Gelecek beş maçları: Banvit (D), Trabzonspor (E), Anadolu Efes (D), Yeşilgiresun (E), Gaziantep (D) 3- Beşiktaş Sompo Japan (↑ 1) Geçen yazıdaki sırası: 4. sıra Lig derecesi: 5 galibiyet, 0 yenilgi Sezona biraz dağınık başlayan Beşiktaş Sompo Japan ise mükemmele yakın bir Kasım ayı geçirdi. Earl Clark ve Ryan Boatright'ın sakatlığının geçmesi, bunun yanında Boatright'ın takımın oyun planına adapte olması Beşiktaş'a ivme kazandırırken Ufuk Sarıca'nın takımı zorlu bir takvime rağmen son 12 maçını kazanmayı başardı. Sadece ligde bu ay Anadolu Efes, Sakarya, Banvit ve İstanbul Büyükşehir Belediye gibi önemli takımları mağlup etmeyi başardılar. Bu rüzgarı yakalamalarında en büyük sebep ise savunmalarını bir adım daha geliştirmeleri oldu. Beşiktaş, beş maçın üçünde rakiplerini 70 sayının altında tutmayı başardı. Hücumda Boatright ve Clark'ın dönmesiyle birlikte birebirde sayı üretebilecek oyuncu sayısı da artınca Beşiktaş, işleri yoluna koymayı başardı. Siyah-beyazlı ekip için şu dönemde en büyük sıkıntı, maç içerisinde yaşadıkları düşüşler olabilir. Kazandıkları birçok maçta farklı öne geçmelerine rağmen rakiplerinin gelmelerine engel olamadılar. Bu konuyu da belki Boatright'ın performansı daha istikrarlı olunca çözebilirler. Gelecek beş maçları: Galatasaray Odeabank (E), Pınar Karşıyaka (D), Fenerbahçe Doğuş (E), Eskişehir Basket (D), Büyükçekmece (E) 2- Fenerbahçe Doğuş (↓ 1) Geçen yazıdaki sırası: 1. sıra Lig derecesi: 4 galibiyet, 1 yenilgi Son şampiyon sahada kusursuz bir basketbol sürdürmeye devam ediyor. Fenerbahçe, bu ay çekişmeli geçen maçtan sonra Darüşşafaka'ya kaybetse de son dört maçında Eskişehir, Büyükçekmece, Trabzonspor ve Yeşilgiresun karşısında maçlarını çift haneli farklarla kazandı. Aralık ayına gelmemize rağmen hala hem ikilik atışlarda, hem de üçlük atışlarda ligin en yüzdeli oynayan ekibi onlar. Bu kadar rotasyon yapmalarına rağmen bunu başarmaları Obradovic'in oyun sisteminin takım içerisinde ne kadar oturduğunu gösteriyor. Sadece hücumda değil, savunmada da işler kusursuza yakın derecede iyi gidiyor. Rakiplerini %43.7 gibi inanılmaz düşük bir şut yüzdesinde tutan Fenerbahçe, maç başına 72.2 sayı yiyerek ligin en iyi savunma performansını ortaya koydu. Şu ana kadar onlar için eleştirebileceğimiz tek şey, büyük maçlardan ikisini de kaybetmeleri. Bireysel yetenek seviyesi yukarıda olan Daçka ve Efes karşısında sahadan yenilgiyle ayrıldılar. Fakat şu an için Obradovic'in kafasında EuroLeague'de iç saha avantajı almaktan başka bir şey olduğunu sanmıyorum. Dediğim gibi son şampiyon, bizlere şu ana kadar kusursuz bir basketbol izletti ancak birinci sıradaki takım şu ana kadar kusursuz basketbolun da üstüne çıkan bir performans sergiledi. Gelecek beş maçları: TOFAŞ (D), Muratbey Uşak (E), Beşiktaş (D), Sakarya (E), İstanbul BŞB (D) 1- TOFAŞ (↑ 1) Geçen yazıdaki sırası: 2. sıra Lig derecesi: 5 galibiyet, 0 yenilgi Yakın dönemde gördüğümüz en iyi başlangıç, 2010-2011 sezonunda Fenerbahçe'nin yaptığı 9-0'lık başlangıçtı fakat TOFAŞ, muhteşem başlangıcıyla o performansı da geçmeyi başardı. Kolay bir fikstürle arka arkaya beş maç kazanabilirsiniz. Her şey yolunda giderse altı, yedi maç bile kazanabilirsiniz fakat böylesine zor bir ligde arka arkaya on maç kazanarak başlamak tarifi oldukça zor bir başarı. Üstelik Bursa ekibinin bu ay oldukça zor bir fikstürü vardı. Dışarıda Banvit, Karşıyaka ve Gaziantep, içeride ise Anadolu Efes ve Galatasaray ile oynadılar ve bu maçların hepsinden mutlu ayrılmayı başardılar. Bütün bunların hepsi Bursa'da kurulan doğru basketbol sistemin sonucu. Saha içerisindeki sonuçlar her zaman bu düzeyde olmayabilir. Transferde yanlış tercihlerde bulunarak kötü sonuçlar alabilirsiniz. Geçen sene TOFAŞ için böyle oldu. Fakat doğru bir basketbol sisteminiz ve bunu her anlamda - sadece saha içi anlamında düşünmeyin, sosyal medya, taraftarlarla ilişki - doğru yöneten bir kulüpseniz eninde sonunda başarılar sizin peşinizden gelir. TOFAŞ, lige tekrardan yükseldiği günden beri bunu yapıyor. Belki ellerinde 1990'larda şampiyon oldukları zaman kadar büyük bütçeler yok fakat her anlamıyla doğru işleyen bir sistem var. Saha içine baktığımız zaman ise oldukça formda iki yaratıcı oyuncu (Sammy ve Barış), iyi skorerler (Henry ve Crocker), pota altında birbirinden farklı özellikleriyle rakiplerine büyük üstünlük kuran üç uzun (Raymar, Kenny, Josh) ve kenardan gelerek enerji veren genç yerlileri var. TOFAŞ, bu oyun planıyla şu ana kadar hem ligde hem de EuroCup'ta kusursuzdan öte bir performans sergiledi. Elbette, sezon sonuna kadar bu şekilde ilerlemeleri çok zor fakat 13 Aralık'a kadarki süreçte ligin en çok takdir edilmesi gereken takımı onlar! Gelecek beş maçları: Fenerbahçe Doğuş (E), Eskişehir Basket (D), Büyükçekmece (E), Trabzonspor (D), Yeşilgiresun (E)