By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Banvit, 150 bin kişilik Bandırma’yı yıllar içerisinde yaptıklarıyla harika bir basketbol şehri haline getirdi.
Türk basketbolu için sahneye 1994’te çıkan Banvit, hem saha içerisindeki iddialı yapısı hem de kurduğu organizasyon ile her zaman Türkiye için örnek bir takım oldu.
2004’ten beri birinci ligde izlediğimiz Banvit, 14 yılda birçok engel aştı, bazen düştü, bazen kalktı, iyi ve kötü birçok tecrübe yaşadı. Bizlere ise her zaman izlemesi harika bir hikaye verdi.
Bugün ise bu 14 yıllık serüvende saha içi faktörlerin önemli parçalarından olan on yabancı oyuncuyu hatırlayacağız!
Karşınızda Banvit tarihinin en unutulmaz on yabancısı;
TAB BALDWİN – KOÇ
Çalıştığı Yıllar: 2004-2006
Yeni Zelanda ile 2002’de Dünya Kupası’nda yaptığı müthiş sürprizle akıllara kazınan Tab Baldwin, Banvit’te süregelen yarışmacı ruhun başlangıç noktası oldu.
Takımın ilk sezonunda Gencer Baytimur sonrası takımın başına geçen Baldwin, 1.5 sezon gibi Banvit geleneklerine göre kısa diyebileceğimiz bir süre takımın başında kalsa da oynattığı basketbola akıllara girmeyi başardı.
NBA’de sıklıkla gördüğümüz ancak Avrupa’da pek fazla izleme şansı bulamadığımız üçgen hücumunu takımlarına felsefe eden Baldwin, özellikle ikinci yılında izlemesi çok zevkli bir takım yaratmayı başardı.
O kadrodaki her oyuncundan en fazlasını almayı başararak Banvit’i tarihinde ilk kez playoff’a taşıyan Baldwin, yarı finale kadar yükseldi. Yeni Zelandalı koç, daha sonrasında ise kariyerine Yunanistan’da devam ettirme kararı aldı.
En başta dediğim gibi onun, Banvit serüveni yarışmacı ruh ve basketbolun seyir zevkinin nasıl bir şey olduğunu göstermek adına Bandırma ekibi için başlangıç noktasıydı.
Banvit sonrası Baldwin ne Türkiye’de ne de çalıştırdığı diğer kulüp takımlarında başarılı olamadı. Kişisel fikrim bunun en büyük sebebi, kendi basketbol felsefesini oturtabileceği doğru ortamı bulamamasıydı.
SASO FILIPOVSKI – KOÇ
Çalıştığı Yıllar: 2016 – ?
Saso Filipovski geçen sezon takımın başına geçtiği zaman adı buralarda çok fazla bilinen birisi değildi ancak çok kısa bir sürede ismini herkeslere ezberletti.
Olimpija ve Gora’da başarılı bir performans sergileyen Sloven koç, geçen sezon burada da doğru oyun planı ve doğru oyuncu seçimleriyle harika bir takım yarattı.
Jordan Theodore gibi dominant ve topu vermeyi pek sevmeyen bir guardın yanında ona uygun dört oyuncu yerleştiren Filipovski, Banvit tarihinin en başarılı sezonunun yaratıcılarından biri oldu.
Genç Türk oyuncularından, kariyeri belli gelmiş yabancı oyunculara kadar, çalıştığı herkesin kariyerinde bir adım yukarı atmasına sağlayan Filipovski, büyük takımları devirerek başladığı sezonda kulüp tarihinin ilk kupasını da getirdi.
Sloven koç, Banvit ile birlikte Ankara’da Türkiye Kupası’nı kazanırken Şampiyonlar Ligi’nde ise Banvit’in finale kadar gitmesini sağladı.
Yeni sezon o ve takımı için biraz dalgalı başlasa da son dönemde alınan flaş galibiyetlerle bu sezon da sonuna kadar gitmek istediklerini gösterdi.
Filipovski’nin saha dışı karakteri ve saha içindeki oyun planı hakkında övülecek birçok şey bulabilirsiniz ancak kişisel fikrim oyunculara kattığı güven ve gelişim onun en çok övülmesi gereken yönü! Bu Banvit gibi organizasyon içinse paha biçilemez bir uyum.
PERO CAMERON – FORVET
Oynadığı Yıllar: 2005-2007
İstatistikleri: 9.3 sayı, 5.6 ribaund, 1.7 asist
Fiziksel özelliklerine baktığınız zaman bu adamın basketbolcu olma şansı yok derdiniz ancak onu biraz izledikten sonra oyun zekasıyla sizin bütün ön yargılarınızı yıkardı.
Tab Baldwin Bandırma’ya gelişi ile birlikte yatırımı arttıran ve sahaya harika bir basketbol koyan Banvit’te Radosevic ile birlikte takımın birleştirici parçası, abisi, her şeyiydi.
Oyun zekası müthişti. Tüm ekibi yüksek posttan yönlendirir, gerektiği anda sahneye çıkardı. Mücadeleyi bırakmazdı. Büyük oyuncuydu. İstatistikleri inanılmaz değildi ancak Banvit’in rakibiyseniz onu durdurmanız gerektiğini bilirdiniz.
Yeni Zelanda basketbolunun en önemli isimlerinden biri olan Cameron, 2008’de basketbolu bıraksa da bizlere vedayı 2010’da Dünya Şampiyonası’nda yaptı. 2017 yılında da Şöhretler Müzesine girdi!
Banvit’te ise harika iki sezon geçirdi.
LANCE WILLIAMS – PİVOT
Oynadığı Yıllar: 2008-2012
İstatistikleri: 9.3 sayı, 5.6 ribaund, 1.7 asist
Banvit kulüp yapısı olarak ligde yabancı oyuncu devamlılığına en çok önem veren takımlardan biri.
Bandırma’nın huzurlu yapısından mı nedir, Banvit’e gelen oyuncuların kulüpten ayrılması pek kolay gelmiyor. Lance Williams ise bu kültürü başlatan oyunculardan.
Türkiye basketbolunun onunla tanışmaması 2002-03 sezonunda İTÜ formasıyla oldu. Daha sonra Doğu Avrupa’da birçok yeri dolaşsa da 2008’de Banvit ile geri döndü ve dört sezon burada kaldı.
Bu lige gelip alçak post’ta kalçasını en iyi kullanan oyunculardan biriydi. İri cüssesiyle önemli bir skor silahıydı. Chuck Davis ile birlikte uyumları da harikaydı.
Yaşı ilerledikçe fiziksel özellikleri düşüşe geçtiği için saha içerisindeki değeri de azaldı ancak 2008-2012 yılları arasında Banvit’te yaptıklarıyla akıllara kazınmayı başardı.
KEITH SIMMONS – SWINGMAN
Oynadığı Yıllar: 2009-2016
İstatistikleri: 8.3 sayı, 3.7 ribaund, 1.8 asist
Keith Simmons’ın kariyer yolu Banvit ile başlamadı ancak Banvit ile özdeşleşti.
Kepez Belediyesi’yle Türkiye’ye gelen Simmons, 2009’da ise Banvit’e geçti ve tam yedi yıl boyunca Banvit formasını giydi. Türkiye’de yabancı oyuncunun bir takımın formasını bu kadar uzun süre giymesi görmeye hiç alışık olmadığımız bir şey.
Simmons bunu başardı ve belki de alışık olmadığımız şeyi yine görmeyelim diye Türkiye vatandaşlığı aldı. Hatta birçok Türkiye vatandaşının yapmadığı yaparak Türkiye’de iken demokratik haklarını sonuna kadar kullanmak adına seçimlerde oyunu kullandı.
Takımın kaptanlığına kadar yükselen Simmons, belki çok büyük hücum silahı değildi ancak mücadeleci yapısı, agresif savunması ve kritik anlarda aldığı sorumlulukla Banvit ruhunu oluşturan oyunculardan biri oldu.
Ve çok ilginçtir, 30 yaşında basketbolu bırakarak mesleğini değiştirdi ve profesyonel vücut geliştiricisi oldu.
JORDAN THEODORE – OYUN KURUCU
Oynadığı Yıllar: 2016-2017
İstatistikleri: 18.4 sayı, 3.5 ribaund, 7.1 asist
Banvit, son yıllarda birçok oyuncunun potansiyeline ulaşmasında büyük rol oynayarak, onları EuroLeague’e gönderdi. Bütün o isimlerden akıllarda en çok kalan ise tabii ki Jordan Theodore oldu.
Daha önce Türkiye’deki iki macerası oldukça başarısız olan Theodore, geçen sezon Banvit’e geldiğinde birçok kişi acaba Banvit’i de mi düşürecek demişti ama o tam tersini yaptı, zirveye çıkardı.
Filipovski’nin oyun sisteminin kalbi olan Theodore, bütün yeteneklerini ortaya koyarak inanılmaz bir sezon geçirdi.
Takım ne zaman ihtiyaç duysa sahne aldı ve harika bir liderlik yaptı. Sonuç olarak da Banvit’e bir kupa, bir de Avrupa’da final getirdi.
Theodore-Banvit birlikteliği kesinlikle ve kesinlikle Türkiye basketbolunda son zamanlarda gördüğümüz en güzel hikayelerden biriydi.