BSL Güç Sıralaması: Bölüm 4

16/Oca/18 13:01 Ocak 24, 2018

Utkan Sahin

16/Oca/18 13:01

Eurohoops.net

Tahincoğlu Süper Ligi’nde ilk yarı sona erdi. Peki koca bir yarı boyunca takımlardan neler gördük? Kimler beklentileri aştı, kimler ise hayal kırıklığı yarattı? İşte cevapları!

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Tahincıioğlu Basketbol Süper Ligi’nde dördüncü “Güç Sıralaması” için karşınızdayız.

Geçen hafta da ligde takımlar hiç beklenmedik inişler ve çıkışlar yaşadı. Yapılan birçok yeni transfer lig içerisinde dengeleri bozarken “Güç Sıralaması’nda” da birçok sıranın değiştiğini gördük! Hem zirvede, hem de alt sıralarda!

O zaman sözleri daha fazla uzatmadan karşınızda, sezonun  dördüncü “Güç Sıralaması”!

Birinci Bölüm

İkinci Bölüm

Üçüncü Bölüm

16- Gaziantep Basketbol (↓ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 15. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi

Gaziantep’in paraşütsüz düşüşü hız kesmeden devam ediyor.

Sezona büyük umutlarla giren Güneydoğu ekibi, tarihinin en yüksek bütçelerinden biriyle mücadele etmesine rağmen şu ana kadar büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

Sezonun ilk yazısında onlar için ligin en potansiyelli takımlarından biri fakat bazı yabancıların karakterleri onları takım olmaktan uzaklaştırabilir demiştik. Maalesef öyle de oldu. Takım olamadılar ve yönetimde bunun faturasını daha az maliyetsiz kısım olan koça kesti.

Arkasından ise takımın oyuncularına yine hiç uyumlu olmayan bir koç takıma geldi. Sonuç olarak ise beş maçın dördünü ortalama 14.5 sayı farkla kaybederek düşme hattının değişilmez bir parçası oldular. Üstelik kadroya iki yabancı, bir de yerli ekleme yapmalarına rağmen…

Daçka maçından sonra Markovic’in söyledikleri aslında her şeyi ortaya koyuyor; “Takımıma yardımcı olamıyorum

Gaziantep’in kadrosu düşme hattındaki diğer takımlara göre hala daha geniş ve kaliteli fakat takım olamama sorunlar var ve bunu çözemezlerse rüya hedeflerle başlayan sezon kabusla sona erecek.

Gelecek beş maçları: Galatasaray (E), Karşıyaka (D), Fenerbahçe (E), Eskişehir (D), Büyükçekmece (E)

15- Trabzonspor (↓ 2)

Geçen yazıdaki sırası: 13. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi

Sezonun ilk yarısında bir başka hayal kırıklığı yaratan takım da Trabzonspor oldu.

Geçen senelerde Trabzonspor’un kadro kalitesi playoff yarışı için yeterli değildi fakat bu sene kurabilecekleri en iyi kadrolardan birini kurdular. Doğru bir ortamda da şu anda yarışın içerisinde olabilirlerdi ancak o ortam sağlanamadı.

İşin teknik taktik kısmı bir yana, Trabzonspor’da yaşanan maddi kriz bu ortamın bozulmasında en büyük sebeplerden biri oldu. Türk takımlarının hala elindeki para kadar harcama yapmayıp, nasılsa bir şekilde para bulurum diye fazladan para harcaması akıl alır gibi değil.

Bir ara bütün yabancılarını paraları ödenmediği için kaybetme durumuna gelen Karadeniz ekibi, geçtiğimiz hafta da Koç Markovski’ye ödenmeyen para yüzünden hükmen kaybetmenin kıyısından döndü. Böyle bir ortamda doğru takım kimyasını yakalamak, oyuncuları sadece maça odaklamak imkansız.

Bir de bunun yanında savunmada yaşadıkları büyük sıkıntılar eklenince düşmenin en büyük adaylarından biri haline geldiler.  Şu anda sadece Osiris Eldridge ve Caleb Green’in bireysel çabalarıyla ayakta duruyorlar ancak bu ikisininden birisi bile durunca maçtan direkt kopuyorlar.

Ligde kalmak istiyorlarsa çncelikle sağlıklı bir ortam yaratmak zorundalar, daha sonra da Green-Eldridge ikilisine takım içerisinden düzenli katkı verecek oyuncular eklemek zorundalar yoksa sezon sonu onlar için de kabus olacak.

Gelecek beş maçları: Beşiktaş (D), Sakarya (E), İstanbul BŞB (D), Banvit (E), Anadolu Efes (D)

14- Muratbey Uşak (↑ 2)

Geçen yazıdaki sırası: 16. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi

Uşak’ta bu ay içerisinde büyük bir dönem kapandı. Uşak’ın 2. Lig’den buralara taşıyan ve yıllardır bu ligde mücadele etmesinde büyük rol oynayan Koç Ozan Bulkaz, görevinden ayrıldı.

Takdir edilmesi gereken, başarılı fakat heyecanını kaybetmiş bir hikayeydi ve iki tarafta için de yeni birer yol gerekiyordu.

Ozan Bulkaz’ın arkasından ise göreve Aziz Bekir getirildi ve yeni bir heyecan başladı. Son maçlarda da bunun esintisini gördük.

İlk 10 hafta itibariyle Uşak, ligde izlemek istemeyeceğiniz takımların başında geliyordu. Sahada ortaya konulan basketbol, sadece taraftarları yada basketbolseverleri değil, oyuncuları bile sıkıyordu. Aziz Bekir dönemiyle birlikte ise öncelikle bu değişti. Uşaklı oyuncular, sahaya yeni bir heyecan ve enerjiyle çıktı. Sonuç olarak da direkt rakipleri olan iki takım karşısında önemli galibiyetler aldılar.

76.2 sayı ortalamasıyla ligin en kötü takımlarından biri olan Uşak, Trabzonspor karşısında 100 sayı, Büyükçekmece karşısında ise 86 sayı bularak galibiyete ulaştı.

Bu heyecanın uzun bir soluğa dönüşmesi zor. Uşak, kadro uyumu ve yetenek kapasitesi olarak hala ligin en kötü takımlarından biri. Bunu devam ettirebilmeleri için takım içindeki önemli birkaç sorunu çözmeleri gerekiyor. Mesela savunma problemleri gibi..

Eğer bunu başarırlarsa, takımın son dönemdeki getirdiği heyecanla birlikte ligde kalmak için direkt rakipleri olan takımlar karşısında öne geçebilirler.

Gelecek beş maçları:  Yeşilgiresun (E), TOFAŞ (D), Darüşşafaka (D), Beşiktaş (E), Sakarya (D)

13- Yeşilgiresun Belediye (↓ 2)

Geçen yazıdaki sırası: 11. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi

Alt sıralarda bu ay içerisinde koç değişikliğine giden bir başka takım da Yeşilgiresun oldu.

Yeşilgiresun, sezon başında kadro kalitesi olarak açık ara bu ligin en kötü takımıydı fakat Koç Mihailo Uvalin yarattığı takım yapısı sayesinde bu dezavantajlarını sahada gizlemeyi başardı ve ligde önemli galibiyetler alarak düşme hattından takımını uzaklaşmayı başardı.

Ancak Büyükçekmece karşısında alınan farklı yenilgi, bir anda Uvalin’in gönderilmesine sebep oldu. Bu kararın altında eğer farklı bir neden yoksa herhalde Yeşilgiresun yönetiminin son iki yılda aldığı en kötü karar, bu karardı.

Bu tarz yetenek seviyesi düşük takımların, zaman zaman büyük düşüşler yaşaması normaldir. Bu yüzden değerlendirme yapmak için kısa anlardan çok büyük resme bakmak daha doğrudur. Yönetim bunu yapmadı ve Uvalin yerine Ahmet Kandemir’i getirdi.

Daha önce Karadeniz ekibinde çalışan Kandemir, kulübün yapısını bilse de pek doğru bir tercih değil. Giresun, iki yıl önce genç yerli oyunculara süre vermeye karar verdi ve bugüne kadar hem kendileri hem de genç oyuncular bundan çok yarar gördü.

Fakat Ahmet Kandemir, koç profili olarak buna uygun değil. Gelir gelmez, Enes Berkay dışındaki genç oyuncuların sürelerini kesti ve rotasyonu daralttı. Bir de kadro içerisinde gelen ve gidenler olunca hızlı tempoyla oynamak zorunda olan Yeşilgiresun, saha içerisinde enerji problemi yaşamaya başladı.

Zaten çember savunamıyorlar, bir de ön alanda yeterli enerjiyi gösteremeyince savunmaları iyice çöktü.

Bir an önce gerekli takviyeleri yapıp toparlanmaları lazım. Bu hafta Uşak karşısında alacakları olası bir yenilgi onları ateş hattına tekrar sokacak ve kalite olarak onlardan daha üstün olan Gaziantep ve Trabzonspor, saha dışındaki problemlerini çözerlerse Giresun, tekrardan ligin en büyük düşme adaylarından biri olacak.

Gelecek beş maçları:  Uşak (D), Beşiktaş (E), Sakarya (D), İstanbul BŞB (E), Banvit (D)

12- Demir İnşaat Büyükçekmece   (↑ 2)

Geçen yazıdaki sırası: 14. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi

Demir İnşaat Büyükçekmece, ilk yarının son bölümündeki fikstür avantajını çok iyi kullandı.

Zirveye yakın takımlardan TOFAŞ ve Beşiktaş‘a deplasmanda kaybetse de Özhan Çıvgın’ın ekibi, kazanabileceği üç maçın ikisini kazanarak ateş hattından biraz uzaklaşmayı başardı.

Sonuç onlar için iyi olsa da saha içerisinde çok bir şey değişmedi. Hala takım, skor açısından Erving Walker ve Bracey Wright’a bağlı. Deniz Kılıçlı transferi onlar için beklendiği gibi skor potansiyelinin artması adına olumlu bir hamle oldu fakat Deniz’in bu hafta sakatlanarak sezonu kapatması onları için çok kötü bir sürpriz oldu.

Stojanovski ve Moldoveanu’dan daha fazla sayı katkısı almaları gerekiyor fakat görünen o ki bu beklenen katkı gelmeyecek. Bunun yanında FIBA Europe Cup’ta mücadele ederek yaşlı kadrolarını daha fazla yoruluyorlar ve bu da onlar için sıkıntı yaratıyor.

Wright ve Walker’ın kalitesi sayesinde şu anda aşağıdan uzaktalar ancak düşme korkusu yaşamak istemiyorlarsa skor katkısı alabilecekleri bir uzun transferi onlar için şart gözüküyor.

Gelecek beş maçları:  Sakarya (D), İstanbul BŞB (E), Banvit (D), Anadolu Efes (E), Gaziantep (D)

11- Galatasaray Odeabank  (↓ 4)

Geçen yazıdaki sırası: 7. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 0 galibiyet, 5 yenilgi

Sezona felaket başlayan Galatasaray, yalancı bahar sayesinde Kasım ayını iyi geçirse de Aralık ayında dibe vurdu.

Galatasaray, EuroCup’ta sürpriz bir şekilde üst tur için vize alsa da bunun getirdiği kredi her şeyi daha da kötü yaptı.

Sahada sadece Richard Hendrix varken belirli bir sertlik koyabilen Sarı-kırmızılı ekip, EuroCup için tecrübeli uzununu dinlendirmek zorunda kalınca ligde savunma olarak çöktü. Arka arkaya gelen kötü sonuçlar özgüven ve oyun içi disiplinini de kaybettirince Galatasaray’da Koç Erman Kunter‘in dönemi sona erdi.

Kunter dönemi sonrası ise Oktay Mahmuti, yıllar sonra takımın başına geri döndü.

Bunun etkisiyle de Efes maçında takım olarak reaksiyon göstermeyi başardılar. Sezon boyunca maç içerisinde çok kırılgan olan Galatasaray, Efes karşısında son çeyrekte harika bir geri dönüş yaptı ancak maçı kazanamadı.

Galatasaray, kadro uyumu ve disiplin açısından iyi bir takım değil. Oktay Mahmuti, kendi geleneklerini bir yere kadar bu takıma yansıtacaktır ancak onun elinde de sihirli değnek yok. EuroCup’ın transfer süresi dolduğu için acele bir şekilde yapılan Henry Walker hamlesinin içi boş gözüküyor ve daha da kötüsü kulübe geçtiğimiz günlerde transfer yasağı geldi.

Sarı-kırmızılı ekip, şu aşamada kulüp gelenekleri yüzünden yarışmacı olarak kalmak zorunda ancak playoff potasıyla açılan farkı da düşünürsek sezonun geri kalanında amaçları daha farklı olmalı.

Takıma küsen taraftara mümkün olduğunca iyi basketbol izleterek, gelecek sezon planlamalı. Daha fazlası sadece Mahmuti’nin üzerindeki baskıyı arttırır.

Gelecek beş maçları: Gaziantep (D), Darüşşafaka (E), Karşıyaka (E), Fenerbahçe (D), Eskişehir (E)

10- İstanbul Büyükşehir Belediye (↓ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 9. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi

Zorlu bir fikstürü geride bırakan İstanbul Büyükşehir Belediye, kendi standartlarında ilerliyor.

Ertuğrul Erdoğan, takımın başına geçtiğinden beri içeriyi bir kale haline getiren fakat dışarıda kazanamayan İstanbul Büyükşehir Belediye, aynısını sergilemeye devam ediyor. Bu ay, Efes ve Galatasaray karşısında içeride önemli galibiyetler alırlarken dışarıda ise görece olarak kolay maçlar olan Karşıyaka ve Gaziantep’e ise kaybettiler.

Yavaş tempoda mümkün olduğunca Buva’dan alabilecekleri maksimum verimi almaya çalışarak oynuyorlar. Hırvat pivot, kariyerinin açık ara en iyi sezonunu geçirdiği için bu plan onlara galibiyet olarak dönüyor. Buva’nın yanında kısalardan da istedikleri katkıyı aldıkları için çok fazla iniş, çıkış yaşamıyorlar. Bu da onları playoff çizgisinde tutuyor.

Yine de playoff için işleri hala kolay değil. Yerli rotasyonundan aldıkları katkı çok kısıtlı. Bunun yanında FIBA Europe Cup’ta devam etmeleri eklenince kadronun sezonun devamında enerji bulma konusunda zorlanacağı aşikar.

Playoff için deplasman galibiyetlerine ihtiyaçları var ancak ikinci yarıda deplasman maçlarını genellikle zor takımlara karşı. Sezonu bu sıralarda bitirmeleri kimse için  bir sürpriz olmayacak. Hatta kendileri için bile…

Gelecek beş maçları: Eskişehir (E), Büyükçekmece (D), Trabzonspor (E), Yeşilgiresun (D), TOFAŞ (E)

9- Pınar Karşıyaka (↑ 3)

Geçen yazıdaki sırası: 12. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi

Karşıyaka, kesinlikle çok şanssız bir sezon yaşıyor.

Belki de şampiyon Karşıyaka kadrosundan beri ellerinde kendi felsefelerine uyan en iyi kadro var ancak şanssızlıklar yüzünden olmaları gereken sıradan çok uzaktalar.

Uzun süre dört yabancıyla mücadele ettikten sonra bu ay sonunda transfer yapabildiler ve kadrolarına Marko Banic ile Bryon Allen’ı kattılar. Banic, onların oyun planı için çok doğru bir ekleme olmasa da Allen, kısa rotasyonunda DJ Kennedy’in üstüne binen yükü biraz hafifletebilir.

Bu ay transferle birlikte üç galibiyet aldılar ve düşme hattından uzaklaşmayı başardılar. İçeride Beşiktaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye’yi yendiler. Dışarıda ise Uşak’ı mağlup etmeyi başardılar.  Fakat deplasmanda rakiplerinin sertliği biraz artınca bocaladılar ve Sakarya ile Banvit karşısında pek fazla varlık gösteremediler.

Playoff için dört maçlık bir fark kapatmak zorundalar. İkinci yarı içeride sekiz maç oynayacaklar ve Fenerbahçe dışında bu maçlara favori çıkacaklar. Eğer deplasmanda birkaç sürpriz galibiyeti almayı başarabilirse bu farkı kapatabilirler.

Sonuç ne olursa olsun bence Karşıyaka’nın özellikle içerideki maçlarını kaçırmayın. DJ Kennedy ve Jarrod Jones’un sunduğu bireysel performansların yanında, başta Metin Türen olmak üzere genç oyunculardan oldukça iyi katkı alıyorlar ve izlemesi çok zevkli bir takım oluyorlar.

Gelecek beş maçları: Anadolu Efes (D), Gaziantep (E), Galatasaray (D), Darüşşafaka (E), Fenerbahçe (E)

8- Nesine.com Eskişehir Basket (↓ 2)

Geçen yazıdaki sırası: 6. sıra
Lig derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi

Ligin flaş ekibi Eskişehir Basket ise ligin son bölümünü biraz kötü geçirdi.

Bu ay kolay fikstürü hatasız geçtiler ve bunun yanına TOFAŞ galibiyeti eklemeyi de başardılar ancak sıralama için önem taşıyan zor maçlarda aynı performansı sergileyemediler. Önce Beşiktaş, arkasından ise Sakarya’ya kaybettiler. İşin kötüsü bu maçlarda kötü oynadılar.

Eskişehir, ilk on haftada düşük oyun temposu ve kötü bir bitiricilik yüzdesiyle oynasa da hücum içerisinde fazla opsiyonu olması ve ribaundların getirdiği ikinci şans sayılarıyla ligde başarılı olmayı başarmıştı. Hatta son dönemde Josh Duncan’ın devreye girmeye başlamasıyla bitiricilik yüzdelerini de geliştirmeyi başarmışlardı.

Ancak son iki haftada EJ Rowland ve Jimmy Baron’un düşüşü, onlar için büyük bir problem yarattı. Takımın hücumlarında karar verici iki ismi, arka arkaya iki maç kötü oynadı ve bu da doğal olarak Eskişehir hücumlarını tahmin edilebilir kıldı.

Bunun yanına sezon başından beri takımın en önemli hücum kaynaklarından biri olan ribaundların getirdiği sayılar da düştü. Eskişehir, geçen ay 63.7 şut denemesiyle ligde üçüncü sıradaydı, bu ay ise 59.8 ile yedinci sırada. Ki savunmada, işin mücadele ve enerji kısmında da gözle görülür bir düşüş var.

Bu dönemsel bir sıkıntı olabilir. Eğer öyleyse Eskişehir için büyük bir problem yok demektir fakat bu dönemsel bir sıkıntı değilse Koç Berrocal’ın takım içerisinde yeni planlar bulması gerekiyor anlamına gelir.

Gelecek beş maçları: İstanbul BŞB (D), Banvit (E), Anadolu Efes (D), Gaziantep (E), Galatasaray (D)

7- Sakarya Büyükşehir Belediye (↑ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 8. sıra
Lig derecesi: 4 galibiyet, 1 yenilgi

Sakarya, listemizde yedinci sırada ancak yaptıkları iş kesinlikle çok daha özel.

Sezon başında Sakarya’ya için uzun rotasyonunda iyi tercihler yaptıklarını fakat kısa rotasyonunda büyük sorunları olduklarını söylemiştik. Kişisel olarak kısa rotasyonundaki bu sorunların onları playoff’tan uzak tutacağını düşünüyordum ancak Selçuk Ernak ve ekibi bu düşüncelerin yanlış olduğunu göstermeyi başardı.

Bu ay oynadıkları beş maçta sadece Fenerbahçe‘ye kaybettiler ve playoff için direkt rakipleri olan Karşıyaka, Galatasaray ve Eskişehir Basket’i mağlup etmeyi başardılar. Hem de kötü hücum performanslarıyla bunu başardılar.

İlk onda yer alan takımlar arasında en kötü hücum takımı onlar. Maç başına sadece 77.0 sayı atıyorlar ve bunun yanında 15.5 asist ortalamasıyla ligin en kötü ikinci takımı onlar. Daha da kötüsü, faul atışı ve ikilik atış isabet oranları felaket durumda.  Fakat bütün bunlara rağmen kazanmayı başarıyorlar.

Bunun en büyük sebebi ise savunma! Fenerbahçe ve Daçka‘dan sonra en az sayıyı Sakarya, potasında görüyor. Uzun beşlerin getirdiği avantajları çok iyi kullanıyorlar. Ligde potayı savunan en iyi dördüncü takımlar ve bunun yanında ribaundlarda üçüncü sırada yer alıyorlar.

Yani anlayacağınız, sonuna kadar mücadele ediyorlar ve maçları sert bir hale getiriyorlar. Bunun karşılığını da ribaundları alarak oyunun kendi istedikleri gibi oynanmasını sağlayarak alıyorlar.

Kısa oyuncularda yeteri kadar yetenekli ve istikrarlı olamasalar da Can Korkmaz ve Lazeric Jones’un zaman zaman parlamalarıyla avantajlı duruma geçmeyi başarıyorlar. Üstelik bu hafta uzun zamandır planladıkları kısa transferini yaptılar ve burada çeşitliliği artırdılar.

Ligin ilk yarısını ilk sekizde bitirerek Türkiye Kupası vizesi aldılar ve lige yeni yükselen bir takım için bu oldukça önemli. Sezonun devamı için ise önlerindeki kolay fikstürü iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Eğer burayı kayıpsız geçerlerse son on haftaya playoff için çok rahat bir şekilde girebilirler.

Gelecek beş maçları: Büyükçekmece (E), Trabzonspor (D), Yeşilgiresun (E), TOFAŞ (D), Uşak (E)

6- TOFAŞ (↓ 5)

Geçen yazıdaki sırası: 1. sıra
Lig derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi

Sezonun peri masalına bu ay bir ara vermek zorunda kaldık.

Hem ligde hem de EuroCup’ta Aralık ayına kadar muhteşem bir performans sergileyen TOFAŞ, Aralık ayında ise büyük bir çöküş yaşadı. Önce EuroCup’tan avantaj elinde olmasına rağmen elendi, daha sonrasında ise ligde kötü bir ay geçirdi.  Evlerinde Fenerbahçe‘ye kaybederken dışarıda ise Eskişehir ile Trabzonspor’a kaybettiler.

Bu durum aslında bir nebze bekleniyordu fakat düşüşün düzeyinin bu kadar ağır olması beklenmiyordu.

TOFAŞ’ın Aralık ayına kadar elindeki kadrodan maksimum verimi alarak geldi. Koç Orhun Ene, elindeki parçaları çok doğru bir şekilde oturttu ve bunun getirisi olarak da başarılı sonuçlar aldı.

Ancak bu ay mekanizmanın ana parçaları, biraz yoruldu ve eskisi kadar verim vermemeye başladı.  TOFAŞ, oyunun temposunu ayarlamayı ve işin yaratıcılık kısmını sadece Sammy Mejia ve Barış Ermiş’e emanet etti. İkisi de oldukça tecrübeli ve yetenekli oyuncular olduğu için yoruluncaya kadar bunu çok iyi başardılar.

Fakat iki isim, sezonun şartları gereği yıprandılar ve bu ayı biraz dalgalı geçtiler. Bir de buna Pierria Henry’in yarattığı sorunlar eklenince hücumda sorunlar çıkmaya başladı. Hücumdaki sorunlar da doğal olarak savunma isteğine darbe vurdu ve TOFAŞ kötü bir ay geçirdi.

Bursa ekibinin, kötü dönemi geride bırakıp yakın zamanda tekrardan form olarak yükselişe geçmesini bekliyorum. EuroCup’tan elendiler ve yıpranma katsayıları doğal olarak düştü. Sahada daha dinç Barış Ermiş ve Sammy Mejia görmeye başladık bile. Bu ikilinin eski haline dönmesi TOFAŞ’ı yine çok tehlikeli bir takım yapacaktır.

Özellikle Türkiye Kupası’nda onlardan bir sürpriz görürsek kimse şaşırmasın!

Gelecek beş maçları: Darüşşafaka (D), Uşak (E), Beşiktaş (D), Sakarya (E), İstanbul BŞB (D)

5- Darüşşafaka (↓ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 4. sıra
Lig derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi

EuroCup’ta fırtına gibi esen Darüşşafaka, ligde ise ortalama bir ayı geride bıraktı. Kazanmaları beklenen üç maçı kazandılar ancak Efes ve Banvit deplasmanlarında sahadan yenik ayrıldılar.

Oyun olarak bakarsak ise Koç David Blatt’in ekibi bize sezon başından beri ortaya koyduklarını vermeye devam ediyor; Çok atletikler, yetenekliler fakat hücum konsantrasyonları zirveye yakın olmaları için yeterli değil.

Ligin en iyi ikinci savunma takımı onlar. Maç başına sadece 73.2 sayı yiyorlar. Bunun en büyük sebebi ise Howard Sant-Ross’tan başlayarak kısa rotasyonunda yaptıkları agresif ve sert savunma. Rakiplerini %34.6 gibi düşük bir üçlük yüzdesinde tutuyorlar.

Fakat hücumda ise işler bu kadar parlak değil. Bunun iki büyük sebebi var;

Birincisi odak noktaları kesinlikle bu lig değil. Oyuncular ve hatta teknik kadro, EuroCup maceralarını daha çok önemsiyorlar. Lig maçlarını sanki Eurocup maçı için bir hazırlık maçıymış gibi oynuyorlar. Bunu ortaya koydukları enerjiden ve özenden anlayabiliyoruz.

İkinci sorunları ise yaratıcı oyuncularının özellikleri. Oyuncuların büyük bir kısmı gelişim gösterse de Daçka’nın yaratıcılarının oyuncu profilleri maç içerisinde istikrar barındırması çok zor. Bu da oyun içerisinde büyük düşüşler yaşamalarına neden oluyor.

Açıkçası bu iki sebepten dolayı EuroCup macerası bitmediği sürece Darüşşafaka’nın oyun ve sonuç gidişatında çok büyük değişikler olacağını düşünmüyorum.

Gelecek beş maçları: TOFAŞ (E), Galatasaray (D), Uşak (E), Karşıyaka (D), Beşiktaş (E)

4- Anadolu Efes (↑ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 5. sıra
Lig derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi

Bu ay içerisinde bir başka koç değişikliği de Anadolu Efes‘te gördük.

Velimir Perasovic ile macerasına son veren Anadolu Efes, Ergin Ataman’ı bir kez daha takımın başına getirdi. Perasovic‘in kafasındaki oyun planın bu oyuncularla işe yaramayacağı ortaya çıkmışken Efes‘in böyle bir tercih de bulunması oldukça doğaldı.

Efes, geçiş sürecinde ağır yenilgiler alsa da Ergin Ataman ile farklı bir yöne doğru gitmeye başladı.

Kafasındaki oyun planına göre değişikliği giden Ataman, verim vermeyen Ledo ve Adams ile yollarını ayırırken geçen seneden beri kadrosunda görmek istediği Toney Douglas’ı kadrosuna kattı.

Beklendiği gibi rotasyonu daraltan Ataman, yıllar içerisinde Ataman’ın birçok kadrosunda gördüğümüz oyun planın bir benzerini kurguladı. Sezonun yıldız isimlerinden Stimac‘ın sürelerini kısarken dört numaralardan daha verim almaya başladı. Simon ve Douglas’a organizatörlük görevi veren Ataman, diğer oyuncularından ise skorer yönlerinden katkı almaya çalışacağı bir takım kurdu.

Şu ana kadar da bu planın karşılığını almayı başardı. EuroLeague’de gelen iki galibiyetin yanında ligde de Daçka ve Galatasaray dahil olmak üzere arka arkaya üç galibiyet aldılar.

Şimdi ise savunmadaki problemlerine çözüm bulması gerekiyor. Son haftalarda gelişim gösterseler de maç başına 79.3 ile ilk on arasında en çok sayı yiyen takım Efes.

Bu sorunun, transferle mi yoksa oyun içerisinde değişikliklerle mi çözüleceğini gelecek günlerde göreceğiz. Fakat şunu söyleyebiliriz ki Efes, ligin devamı için iddialı olduğunu sonunda göstermeyi başardı.

Gelecek beş maçları: Karşıyaka (E), Fenerbahçe (D), Eskişehir (E), Büyükçekmece (D), Trabzonspor (E)

3- Banvit  (↑ 7)

Geçen yazıdaki sırası: 10. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 5 galibiyet, 0 yenilgi

Tahincoğlu Süper Ligi’nde “Ayın Takımı” diye bir ödül verilseydi, bu ayın ödülü kesinlikle Banvit’e gitmeliydi.

Onuncu hafta sonunda kolay bir fikstürden geçmesine rağmen ilk sekizden oldukça uzak gözüken Bandırma ekibi, bu ay ise zorlu fikstürüne rağmen kendilerinden beklenen reaksiyonu göstermeyi başardı. Üstelik bunu maç başına 14.8 sayı fark atarak başardılar.

Bunu nasıl başardıklarına geçersek ise cevap kesinlikle hücum olur. Sezon başında hücumda rolleri oturtmakta zorlanan Filipovski, Andy Rautins transferiyle birlikte planları tekrardan değiştirse de beklenen uyumu yakalayamamıştı.

Fakat oyuncuların birbiriyle alışmasıyla birlikte Banvit’in özellikle hücumda bunu aştı. İlk on hafta maç başına 73.8 sayı atan Banvit, son beş maçta ise 85.6 sayı ortalaması tutturdu.

Sayı ortalamalarının bu kadar artmasının en büyük sebebi ise dış şut yüzdeleri. Rautins’in sahneye çıkmasıyla Bandırma ekibi, topu daha iyi dolaştırmaya başladı ve son beş maçta %42.7 üçlük yüzdesi tutturdu.

Hal böyle olunca da ilk on haftanın bütün kötü sonuçlarını yok ederek ligde beşinci sıraya kadar yükseldiler.

Gelecek beş maçları: Fenerbahçe (E), Eskişehir (D), Büyükçekmece (E), Trabzonspor (D), Yeşilgiresun (E)

2- Beşiktaş Sompo Japan (↑ 1)

Geçen yazıdaki sırası: 3. sıra
Lig derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi

İnişli çıkışlı bir ay geçiren Beşiktaş‘ta bu aya transferler damga vurdu.

Siyah-beyazlı ekip, iki kritik maçı kaybetse de kazanması gereken Galatasaray, Eskişehir ve Büyükçekmece maçlarını kazanarak ligdeki takibini sürdürdü.

İşler netice olarak yolunda gitse de hücum verimliliğinden memnun olmayan Beşiktaş, kadroya takviyeler yaptı. Verim alınamayan Augusto Lima‘ya Çin’den talip çıkınca Siyah-beyazlı ekip, Brezilyalı oyuncusunu bonservis karşılığında gönderdi.

Yerine ise Sarıca‘nın eski öğrencisi Juan Palacios katıldı. Palacios’un son TOFAŞ macerası kötüydü. Fiziksel olarak felaket bir durumdaydı ancak buraya aynı şekilde gelmedi. Hala eskiye göre savunmada ayaklarını çekmekte biraz zorlansa da tecrübeli oyuncu, kısa dönemde hücumda bu takıma bir önemli bir çeşitlilik katabileceğini gösterdi.

Beşiktaş’ın bir diğer transferi ise Josh Adams oldu. Boatright‘tan istediği katkıyı düzenli olarak alamayan Beşiktaş, Adams ile buraya bir hamle yaptı. Anadolu Efes‘te kötü bir performans sergileyen Adams transferi de çok eleştirildi fakat düşünüldüğü kadar Beşiktaş için negatif bir transfer değil. Evet, Beşiktaş’ın sorunlarını çözmüyor ancak kısa rotasyonun kalitesinin ve çeşitliğinin artmasını sağlıyor.

Bu transferlerin etkilerini gelecek aylarda daha fazla göreceğiz fakat etkileri ne olursa olsun Beşiktaş, disiplini ve oyun kurgusuyla sezon sonuna kadar zirve yakın kalacaktır.

Gelecek beş maçları: Trabzonspor (E), Yeşilgiresun (D), TOFAŞ (E), Uşak (D), Darüşşafaka (D)