By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Avrupa’nın en iyi liglerinden biri olan Tahincioğlu Süper Ligi’nde ilk devre geride kaldı.
İlk 15 maçta birçok harika bireysel performans, unutulmaz sürprizler ve maalesef bol bol da sakatlık gördük.
Ligin devamında köprünün altından daha çok su akacak ama bugün geldiğimiz noktada ilk yarının ödülleri de dağıtmaya karar verdik.
İşte karşınızda Tahincioğlu Süper Ligi’nin ilk devresinin bireysel ödülleri;
15. hafta sonunda takımların güç sıralamasını da buradan okuyabilirsiniz.
MVP
SAMMY MEJIA (TOFAŞ)
TOFAŞ, ligin ilk yarısının en renkli takımlarından biriydi.
Ligde çok uzun zamandır görmediğimiz bir başlangıç yapan Bursa ekibi, ilk on maçını kazanmayı başardı. Üstelik bu takımlar arasında Beşiktaş, Darüşşafaka, Anadolu Efes, Galatasaray ve Banvit gibi takımlar da vardı.
TOFAŞ’ın bu başarısının birçok nedeni var. Doğru oyun planı, oyuncuların oyun planına uygun oyuncular olması bunların başlıca nedenleri. Fakat bu kadar özel bir başlangıç yapmanız için lider oyuncunuzun da harika oynaması gerekiyor.
Sammy Mejia da bunu yaptı. Takımın Barış Ermiş ile birlikte yaratıcı oyuncularından biri olan Mejia, özellikle maçların krize girdiği anlarda üstüne düşen sorumluluğu çok iyi yerine getirdi ve TOFAŞ’ın bu ligde uzun süre yenilgisiz gitmesini sağladı.
34 yaşındaki oyuncu, EuroCup’ın da etkisiyle devrenin son bölümünde biraz yavaşlasa da performansıyla TOFAŞ’ın ilk yarıyı ilk ikide tamamlamasını sağladı. Kendisi de ilk sekizde yer alan takımların oyuncuların arasında en yüksek verimlilik puanı üreten ikinci oyuncu oldu.
EN İYİ BEŞ
- Scottie Wilbekin (Darüşşafaka): Brad Wanamaker‘ın ayrılması sonrasında takımda liderlik koltuğuna geçen Scottie Wilbekin, şanssız sakatlıklar yaşasa da sezonun ilk yarısında birçok defa bu rolün altından kalkabileceğini gösterdi. Blatt’in kanatları altında ona verilen özgürlüğü çok iyi değerlendiren Amerikalı oyuncu, geçmiş yıllara göre performansının verimini de artırmayı başardı. %51.2 ikilik ve %37 üçlük yüzdesiyle oynayan yıldız oyuncu, 15.5 sayı ve 5.1 asist ortalaması tutturdu. Wilbekin ayrıca Fenerbahçe karşısında gösterdiği performansla ilk yarının en iyi performanslarından birine imza attı.
- Errick McCollum (Anadolu Efes): Sezon başı Anadolu Efes için pek kolay değildi fakat Errick McCollum buna rağmen neleri iyi yaptığını birçok kez gösterdi. Ergin Ataman öncesi Efes‘teki kaotik ortamda takımını ayakta tutmaya çalışan McCollum, birçok unutulmaz performans imza attı. Takımının maç kazanmakta çok zorlandığı anlarda sahneye çıkan Amerikalı yıldız, gerekirse 41 sayı attı ancak o maçları kazandırmayı başardı. Ligin ilk yarısında 7 maçta 20 sayının üstüne çıkmayı başaran yıldız oyuncu, 18.7 sayı ortalamasıyla devreyi sayı krallığında ikinci sırada tamamladı.
- Sammy Mejia (TOFAŞ): Altı yıldır Türkiye’de kariyerine devam eden Mejia’nın artık neleri çok iyi yapabildiğini çok iyi biliyoruz. Fakat yaptığı şeyleri bu kadar iyi yapabildiğini ilk defa görüyoruz. TOFAŞ’ın en kritik parçalarından biri olan 34 yaşındaki oyuncu, ilk yarıda Barış Ermiş ile birlikte takımın bütün parçalarını birleştiren ana merkez olmayı başardı. Mejia, bunun yanında bireysel olarak da çok iyi bir dönem geçirirken ligin ilk yarısında %70 ikilik yüzdesi ve %38 üçlük yüzdesiyle oynadı ve 13.5 sayı, 4.8 ribaund ve 3.3 asist ortalama tutturdu.
- Ivan Buva (İstanbul Büyükşehir Belediye): Transfer döneminde Ivan Buva’nın Türkiye Ligi’ne transfer olduğunu gördüyseniz çok umursamamış olabilirsiniz. Hırvatistan Milli Takımı’nın havuzunda olsa da 25 yaşındaki uzun oyuncu hiçbir zaman buralarda bir takımın ana skoreri olacağı profilini çizmemişti ancak burada her şeyi değiştirdi. İstanbul BŞB’in onun defolarını çok iyi sakladığı ortamda alt yapılardan beri hücumda vaat ettiği her şeyi ortaya koymayı başaran Buva, ilk yarıya damgasını vuran bir performans ortaya koydu. %53.9 ikilik ve %50.0 üçlük yüzdesiyle oynayan Buva, maç başına 26 dakikada 18.1 sayı, 6.5 ribaund ve 1.3 asist ortalamalarını yakaladı ve takımını playoff yarışında tuttu. Eğer takımı ilk sekizde yer alabilseydi kesinlikle MVP ödülü ona giderdi.
- Sertaç Şanlı (Beşiktaş Sompo Japan): Sertaç’tan beklenen patlama belki çok geç gelmiş olabilir ancak o patlama geldiğinden beri de durmak bilmiyor. Geçen sezonun son kısmında gösterdiği performansla milli takıma kadar yükselen Sertaç, bu seneye de harika başladı. Pota altındaki bitiricilik verimini çok artıran Sertaç, hücumda Beşiktaş‘ın en büyük kozlarından biri haline geldi. Kariyerinde daha önce en yüksek sayı ortalaması 5.2 olan milli oyuncu, bu sene ise %61.9 ikilik yüzdesiyle 11.0 sayı ortalaması tutturdu.
EN İYİ İKİNCİ BEŞ
- Erving Walker (Demir İnşaat Büyükçekmece): Bir yıl aradan sonra Büyükçekmece’ye geri dönen Erving Walker, bıraktığı halden çok daha iyi bir şekilde geri döndü. Sayı opsiyonları çok az olan Büyükçekmece’de Bracey Wright ile birlikte sahada fark yaratan Amerikalı oyuncu, takımının ilk yarıyı düşme hattından uzak bitirmesinde büyük rol oynadı. Takımın kazandığı beş maçın dördünde 20 sayının üstüne çıkan Walker, tek başına çok önemli bir silah olduğunu gösterdi. Yıldız oyuncu, çok fazla top kullanmasına rağmen %40 ikilik ve üçlük yüzdesi tutturdu. Walker, maç başına 18.2 sayı ve 5.1 asist ortalamalarıyla her iki alanda da ligin ilk yarısını ilk onda tamamladı.
- Billy Baron (Eskişehir Basket): Eskişehir Basket, ligin ilk yarısında ligin en güzel hikayelerinden biri olurken Amerikalı şutör Billy Baron bunda büyük bir rol oynadı. EJ Rowland ile birlikte Eskişehir’in iki yaratıcı oyuncusundan biri olan Baron, şu ana kadar bu görevin altından başarıyla kalktı. Eskişehir’in kazandığı bir çok maçta takımı için kritik anlarda sahneye çıkan Baron, bu performansıyla takımının ilk yarıyı ilk dörde tamamlamasını sağladı. %45 üçlük yüzdesiyle ligin en şutörlerinden biri olan Amerikalı oyuncu, devreyi 14.5 sayı, 2.5 asist ve 2.5 ribaund ortalamalarıyla tamamladı.
- DJ Strawberry (Beşiktaş Sompo Japan): Michael Roll’un ayrılmasından sonra Beşiktaş‘ta hücumun merkezine geçen DJ Strawberry, şu ana kadar kendisinden beklenenden çok daha iyi bir şekilde bunu başardı. Ondan daha önce hiç görmediğimiz kadar bu rolü istikrarlı bir şekilde yerine getiren Amerikalı oyuncu, Beşiktaş hücumlarının ayakta kalkmasını sağladı. Kariyerinin en yüksek sayı ortalamasını tutturan Strawberry, 12.4 sayı, 4.2 asist ve 3.3 ribaund ortalaması yakaladı.
- Jarrod Jones (Pınar Karşıyaka): Daha önce Avrupa’da hiç üst düzey bir ligde oynamayan Jarrod Jones, yaz döneminin en az bilinen oyuncularından biriydi ancak gösterdiği performansla ismini hafızalara hemen kazıdı. Karşıyaka’nın dört yabancılı, dar rotasyonunda fazlasıyla öne çıkan Jones, İzmir takımın en büyük kozlarından biri oldu. Amerikalı oyuncu, 18.5 sayı, 6.9 ribaund ve 1.7 asist ortalamasıyla oynarken ligin verimlilik puanı zirvesinde de üçüncü sırada yer aldı. Hem de bu istatistiklerin çoğunu hiç dinlenme fırsatı bulamadan yaptı.
- Moustapha Fall (Sakarya BŞB): EuroLeague seviyesine gelmesine rağmen Sakarya’ya gelerek herkesi şaşırtan Moustapha Fall, şu ana kadar sezonun en dominant performanslarından birini sergiledi. Fall, Kısalar tarafından yeteri kadar beslenmemesine rağmen fiziksel özellikleriyle oyunun her iki tarafında da büyük bir caydırıcı güç olmayı başardı. Sakarya’nın ligin en iyi 3. savunması olmasında büyük rol oynayan Fransız uzun, 1.8 blok ortalaması tuttururken hücumda ise 10.6 sayı, 5.9 ribaund, 2.2 asist ortalamaları yakaladı.
EN İYİ KOÇ: SELÇUK ERNAK (SAKARYA BŞB)
Sakarya Büyükşehir Belediye, tarihinde ilk kez bu lige yükselirken sezon başında kurulan kadro Türkiye Kupası’na katılım için pek fazla ümit vermiyordu.
Pota altında çeşitlilik ve yetenek açısından yeterli gözükse de ligin alt sıralarında yer alan takımların kaderlerini genellikle kısalar belirlediği için Sakarya’nın ligde büyük bir sıkıntı yaşayacağı düşünülüyordu fakat bu düşünceler boşa çıktı.
Sakarya, ligin en kötü hücum takımlarından biri olsa da harika savunmasıyla Türkiye Kupası vizesi almayı başardı.
Saha içerisinde sürekli rakiplerine göre fiziksel bir üstünlük kurmayı kurgulayan Selçuk Ernak, bundan fazlasıyla verim alırken Sakarya’nın ligin en iyi savunma takımlarından biri olmasını sağladı.
Ligin yeni ekibi, ilk yarıda pota altı sayılarına en az izin veren ikinci takım olurken ribaundlarda da rakiplerine büyük bir üstünlük kurdu. Bunun yanında Can Korkmaz ve Metecan Birsen gibi yerli oyunculardan alabileceği maksimum verimi almayı başaran Sakarya, ligin ilk yarısında 9. galibiyet aldı.
Takımın genel kalitesini düşünürsek bu kesinlikle ve kesinlikle bir takım başarısıdır.
EN İYİ SAVUNMACI: HOWARD SANT-ROOS (DARÜŞŞAFAKA)
Howard Sant-Roos’u daha önce hiç izlemediyseniz, sırf onun için bir Darüşşafaka maçını izlemenizi öneririm. Uzun zamandır bu lig onun kadar çok yönlü bir oyuncu görmedi.
CEZ Nymburk’tan beri bağıra bağıra “Ben Euroleague oyuncusuyum” diye bağıran Kübalı yıldız, David Blatt’in yönetimi altında bunu tüm Avrupa’da göstermeyi başardı.
Hücumda Darüşşafaka’nın belki de istikrarlı bir şekilde yaratan tek oyuncusu olan Howard, bunun yanında da savunmada takımına büyük bir etki yaratıyor.
Onun önderliğinde Darüşşafaka, şu ana kadar maç başına sadece 73.2 sayı yedi, hem de bunu uzun savunmalarında sorun olmasına rağmen başardılar. Bu başarının en büyük sebebi ise onun ön alanda yaptığı inanılmaz agresif savunmada. Daçka’nın rakipleri %35.7 üçlük yüzdesinde kaldıysa bunun en büyük sebebi bu savunma.
Sant-Roos sahadayken Daçka, o kadar sert bir savunma yapıyor ki, 40 dakika üzerinden hesaplanan istatistiklerde sadece 68.9 sayı yiyor. Ön alanda bu kadar iyi bir savunmacı uzun zamandır bu ligde görmemiştik.
EN ÇOK GELİŞİM GÖSTEREN OYUNCU: METİN TÜREN (PINAR KARŞIYAKA)
Türk basketbolunun altın neslinin bir parçası olan Metin Türen, bu zamana kadar kendisinden beklenen patlamayı İzmir’de göstermeyi başardı.
Daçka‘da çok süre almasa da geçen sezon kiralandığı Yeşilgiresun’da hiçbir varlık gösterememesi Metin’in kariyeri için beklentileri düşürmüştü fakat 23 yaşındaki oyuncu aslında ne kadar erken yargılara vardığımızı bizlere bir kez daha gösterdi.
Karşıyaka’nın zorlu sezonunda öne çıkan oyunculardan biri olan Metin Türen, performansıyla her hafta insanları daha fazla şaşırtmayı başardı. Metin’in ilk yarısındaki performansı, sadece süreleri artan ve bundan dolayı istatistikleri artan bir oyuncu performansı değildi, bundan çok daha fazlasıydı.
Bizlere aslında yetenek çeşitliğinin ne kadar fazla olduğunu gösterdi. Oyuna girdiği her bölümde, bir şekilde fark yaratmayı başardı. Bazen oyuna enerji getirerek, bazen asist yaparak, bazen de kritik bir üçlük atarak Karşıyaka’ya yardımcı oldu.
Bütün bunlar sayesinde de Karşıyaka’nın süre vermek zorunda olduğu bir oyuncu değil, süre alması için can attığı bir oyuncu haline geldi!
EN İYİ YERLİ OYUNCU: SERTAÇ ŞANLI (BEŞİKTAŞ SOMPO JAPAN)
İki yaz önce rotasyonun dışında yer almasını beklenen bir oyuncunun, kendini geliştirerek yıldız bir oyuncuya dönüşmesini maalesef Türkiye’de pek fazla görmüyoruz.
Ödülün sahibi olan Sertaç Şanlı ise bunu başaran az sayıdaki örnekten biri.
Koç Ufuk Sarıca‘yla birlikte büyük bir gelişim gösteren Sertaç Şanlı, pota altında sadece Beşiktaş için değil, ligin en önemli silahlarından biri haline geldi.
Kariyerinin en yüksek ortalamasını ikiye katlayan Sertaç, 11.0 sayı, 3.8 ribaund ve 1.1 asist ortalamaları tuttururken ligde en yüksek sayı ortalaması tutturan oyuncu oldu.
EN İYİ YERLİ BEŞ
- BARIŞ ERMİŞ (TOFAŞ) 9.5 sayı, 2.7 ribaund, 5.1 asist, 13.0 verimlilik puanı
- MELİH MAHMUTOĞLU (Fenerbahçe Doğuş) 10.8 sayı, 1.5 ribaund, 2.1 asist, 10.5 verimlilik puanı
- METECAN BİRSEN (Sakarya BŞB) 9.3 sayı, 6.9 ribaund, 2.0 asist, 12.7 verimlilik puanı
- METİN TÜREN (Pınar Karşıyaka) 7.3 sayı, 5.3 ribaund, 1.9 asist, 11.1 verimlilik puanı
- SERTAÇ ŞANLI (Beşiktaş Sompo Japan) 11.0 sayı, 3.8 ribaund, 1.1 asist, 13.2 verimlilik puanı