By Utkan Şahin&Semih Tuna /info@eurohoops.net
Son yıllarda çok acele etmeden doğru adımlar atarak ilerleyen TOFAŞ, bu sezon zirve adayı takımlar arasında yer almayı başardı.
Fakat unutulmaması gereken bir şey var; bu TOFAŞ’ın ilk yükselişi değil.
Uzun yıllardır Türk basketboluna hizmet eden bu kulüp, özellikle 1990’larda oldukça başarı sezonlar geçirdi. 1990’dan kapandıkları 2000 yılına kadar sürekli playoff yaptılar. 1997’de Kara Perşembe’yi yaşamamış olsalar Türk basketboluna Avrupa kupasını getiren ikinci takım onlar olacaktı. O gün TOFAŞ kupayı kazanamadı ama daha sonrasında 1998-2000 arası Türkiye’yi domine etti. 2 yılda 4 kupa kazandılar.
O büyük zaferlerden sonra Türk basketbolu için kara kararlardan biri alındı ve kulüp kapatıldı. Alınmaması gerekiyordu ama alındı. Şimdi geçmişin güzel günlerine geri dönmek için tekrardan harekete geçtiler.
TOFAŞ, yukarıda saydığım dönemi geçirirken birçok önemli yıldızı Türkiye’ye getirdi. Birçok NBA oyuncusunu ilk kez bu formayla izledik. Avrupa’nın birçok değerli oyuncusu bu forma için ter döktü. Peki TOFAŞ tekrardan yükselişe geçerken ilk dönemindeki harika oyuncuları hatırlamak çok güzel olmaz mı?
Bizce olur! Bu yüzden gelin ve bizle beraber TOFAŞ tarihinin en önemli on yabancısını inceleyin!
LENZIE HOWELL
Oynadığı sezonlar: 1992-93 sezonu
İstatistikleri: İstatistik bilgisi yok
Arkansas’ta geçirdiği 2 yılın ardından 1990 NBA Draftına giren, fakat şansı yaver gitmeyen Lenzie Howell ile TOFAŞ’ın yolları, 1992 yılında buluştu.
Hollanda’daki müthiş performansı, onu Bursa’ya taşımıştı. Howell, kulüp binasında ilk imzasını atarken, muhtemelen TOFAŞ tarihine geçeceğinin farkında değildi.
TOFAŞ, 1993 Türkiye Kupası’na yükselmiş ve karşısında geçen sezonun da finalisti olan *Nasaş’ı bulmuştu. Pete Williams ile birlikte takımın iki Amerikalısından biri olan Lenzie Howell, ortaya çıkan 90-64’lük çarpıcı skorda başrol oynayan oyunculardan olmuş ve kulüp tarihindeki ilk Türkiye Kupası kazanan isimlerin arasına kendisini de yazdırmıştı.
Ne yazık ki Amerikalı forvetin Türkiye’deki ömrü uzun olmadı. Fransa ve Belçika arası mekik dokuyan Howell, kariyerine 2002 yılında Fransa 2.lig takımlarından Rueil-Malmaison takımında son verdi.
*Türkiye Kupası’nın ardından iki takım çeyrek finalde karşı karşıya geldi. Levent Topsakal’ın sürüklediği Nasaş, iki maçı da kazanıp tur atlayan ekip olmuştu.
Fotoğraf: Spor Sergi
PETE WILLIAMS
Oynadığı sezonlar: 1990-1993 yılları arası
İstatistikleri: İstatistik bilgisi yok
En yakın arkadaşı Larry Richard ile birlikte 90’larda Türk basketboluna damgalarını vurdular.
Şimdilerde eskiden NBA’de oynayan birçok oyuncuyu Türkiye’de izleyebiliyoruz ama onun Türkiye’ye geldiği dönemde işler pek öyle gelişmiyordu. Bu yüzden vasat da olsa NBA kariyeri olan bir oyuncunun yolunun buralara düşmesi büyük bir olaydı.
Belki hücumda bireysel olarak çok büyük silahları yoktu. Şut konusunda her zaman biraz beceriksizdi ama fiziksel özelliklerini görünce onun nasıl NBA’de oynayabildiğini anlayabiliyordunuz. İnanılmaz bir atletti. Asla mücadele etmekten kaçmadığı gibi oldukça da rekabetçi bir oyuncuydu.
Körfez savaşı sırasında bütün yabancılar ülkeyi terk ederken sadece o ve yakın arkadaşı burada kaldı. O sezon playofflu bir ligde ilk kez TOFAŞ’ı finale taşıdı fakat finalde yakın arkadaşı Richard’ın sürüklediği Fenerbahçe‘ye kaybettiler.
Oynadığı diğer iki sezonda TOFAŞ bir daha finale yükselemedi. İkinci sezonda Efes, üçüncü sezon da ise Nasaş’a kaybettiler fakat üçüncü sezonunda kulüp tarihinin ilk kupasının gelmesini sağladı. O ve Howell’ın liderliğindeki TOFAŞ, kupa finalinde Nasaş’ı farklı mağlup ederek tarihinde ilk kez kupasına müze götürdü.
Fenerbahçe‘yle bu ülkeye geldi, Galatasaray ile şampiyon oldu ama gittiği her yerde olduğu gibi Bursa’da da efsane olmayı başardı. Kürdanı ve inanılmaz atletizmiyle hiçbir basketbolseverin akıllardan çıkmayacak bir oyuncuydu. Bu yüzdende o sadece TOFAŞ’ın değil, Türk basketbolunun bir efsanesi olmayı başardı.
STEVEN ROGERS
Oynadığı sezonlar: 1994-2000 yılları arası
İstatistikleri: 14.3 sayı, 5.0 ribaund, 2.7 asist
Onu hatırlayan birçok basketbolseverin aklına ilk olarak, “underrated” (hak ettiğinden az değer gören) kelimesi gelir. Biraz daha düşünürlerse herhalde müthiş atletizmi ve kritik anlarda attığı şutlar…
Kolejde Alabama’yla iki kere yılın oyuncusu seçilen ve ikinci turda draft edilen Rogers, kariyerinin çok büyük bir kısmını Bursa’da geçirdi.
Profesyonel basketbola Yunanistan’da başladıktan sonra Arjantin’e giden, oradan da TOFAŞ’a gelen bu skorer oyuncu, tam altı sezon boyunca TOFAŞ’ın formasını giydi.
İlk yılında Marcus Webb ile harika bir uyum yakalayarak TOFAŞ’ı yarı finale taşıyan Rogers, daha sonraki iki sezon da ise Rashard Griffith ile birlikte TOFAŞ’ı taşıdı. Daha sonraları ise yabancı sınırı onun en büyük belalısı oldu.
Özellikle David Rivers’ın transferiyle birlikte ligde süre alamayan Rogers, daha çok Avrupa’da oynayan bir oyuncu oldu fakat bu onun takım içerisindeki değerini asla düşürmedi. Ne zaman görev alsa sahaya en iyisini koydu. TOFAŞ’ın iki kupayı da aldığı iki sezonda da kadrodaydı. Belki pek fazla oynamadığı ama o hem karakteri hem de rekabetçiliğiyle TOFAŞ’ın altın döneminin bir parçası oldu.
“Kara Perşembe” günü ise Aris’e karşı ayakta kalan tek oyuncuydu. 26 sayı atarak TOFAŞ’ı ayakta tutmaya çalışmıştı.
Fotoğraf: Ayaktakileroturanlar