By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Tahincıioğlu Basketbol Süper Ligi’nde beşinci “Güç Sıralaması” için karşınızdayız.
Ligin ilk yarısında sonra çok şey değişti. Birçok takımın yaptığı transferler, sezonun gidişatında değişiklikler yarattı. Playoff için bitti denilen yarış tekrardan alevlenirken alt sıralarda ise bütün dengeler alt üst oldu. Ligin zirvesinde ilk iki sıra büyük ölçüde belli olsa da ev sahibi avantajı için geride kalan iki bilet adına, takımların büyük mücadelesi hala devam ediyor.
O zaman sözleri daha fazla uzatmadan karşınızda, sezonun dördüncü “Güç Sıralaması”!
Not: Güç sıralaması takımların son beş maçtaki formu ve oynadıkları basketbol kalitesine göre sıralanıyor. Bütün sezon ele alınmıyor.
Not – 1: Aşağıya doğru indiğiniz sürece takımları bulabilirsiniz.
16- Eskişehir Basket (↓ 8)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 8. sıra / 8. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 0 galibiyet, 5 yenilgi
Sezonun ilk yarısının en büyük sürprizlerinden biri olan ve bir ara ligde 3. sıraya kadar yükselen Eskişehir’in büyük düşüşü devam ediyor. En son 30 Aralık’ta kazanan Eskişehir, yeni yılda henüz maç kazanmazken ligde üst üstte 7 maç kaybettiler.
Bir önceki yazıda, Eskişehir’in oyunuyla ilgili sorunlar hakkında bu dönemsel problemler ise sıkıntı yok ancak değilse Berrocal’ı büyük bir problem bekliyor demiştim. Görünen o ki, Eskişehir’in problemleri, dönemsel değil.
Eskişehir, ligin en düşük yüzdeyle oynayan takımlarından biri olmasına rağmen ligde en fazla sayı atan takımlardan biriydi. Bu başarıyı, diğer takımlara göre daha fazla hücum etme şansı bulmalarına borçluydular. Fakat son dönemde yaşanan sakatlıklar, saha içinde enerji bulmada onları aşağıya çekti. Bunun yanında Rowland’ın yokluğu ve topu yönlendiren diğer isimlerin maç içerisindeki istikrarsızlığı Eskişehir’e büyük bir darbe vurdu.
Asıl büyük problemleri ise savunmada. Eskişehir, bugüne kadar kazandığı maçlarda sadece 1 kere rakiplerinin 80 sayının üstüne çıkmasına izin verirken 7 maçlık yenilgi serisindeki hiçbir maçta rakiplerini 80 sayının altında tutamadı. Özellikle ön alan savunmalarında büyük bir problem var. Eskişehir, rakiplerinin ortalama %38.3 ile üçlük atmasına engel olamıyor ve bu yüzden maç başına potasında 81.0 sayı görüyor.
Sezonun devamına bakarsak, sakatlıklar belleri fena bükmüş durumda. Ayrıca özgüven olarak çok kırılmış durumdalar. Son beş maçta iki kere son bölümde maç kaybettiler. Önlerinde çok zor 3 maç var ve bu şekilde ilerlerse ivmeyle gelen Galatasaray‘a geçilmeleri kimse için sürpriz olmaz.
Gelecek beş maçları: Karşıyaka (E), Fenerbahçe (D), Darüşşafaka (E), Büyükçekmece (E), Trabzonspor (D)
15- İstanbul Büyükşehir Belediye (↓ 5)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 10. sıra / 9. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi
Sezonun ilk yarısını fena geçirmeyen İstanbul Büyükşehir Belediye de aynı Eskişehir gibi büyük bir düşüş yaşıyor. Yeni yıldan beri tek maç kazandılar, onu da bir arkalarında olan Eskişehir karşısında kazandılar.
Son 1 ayda kolay fikstürleri olmasına rağmen, Trabzonspor, Yeşilgiresun ve Büyükçekmece’ye kaybettiler. Üstelik 3 maçta da kötü bir oyun ortaya koyarak maçları kaybettiler.
Bunun en büyük sebebi ise savunma. İlk yarıda ligin iyi savunma yapan takımlarından olmalarına rağmen, son bölümde büyük bir düşüş yaşıyorlar. Özellikle potayı hiç savunamıyorlar. Pota altında rakipleri %56.7 gibi oldukça yüksek bir yüzdeyle oynuyor. Nedeni ise Eric Buckner’ın rotasyondaki büyük düşüşü. Ivan Buva hücumda onlar için çok değerli bir silah ancak onun atletizm sıkıntısı savunmada işlerini zorlaştırıyor.
İşin hücum kısmında ise hücumlarının sürekli Buva üzerinden dönmesi onları çok tahmin edilebilir kılıyor.Bir diğer problemleri ise kenardan aldıkları katkı. Kenardan ortalama 16.7 sayı alabiliyorlar ve bu da yükün belli oyuncuların üstünde kaldığını çok açık bir şekilde gösteriyor.
Önlerindeki beş maç onlar için zorlu. Deplasmanda bugüne kadar sadece 1 maç kazandılar ve deplasmanda 3 maça çıkacaklar.
Playoff potasından sadece 2 maç uzaktalar ama ne form olarak ne de fikstür olarak şansları var. Hatta düşme tehlikesi yaşamak istemiyorlarsa içeride birkaç maç kazanıp kendilerini garanti altına almaları gerekiyor.
Gelecek beş maçları: Uşak (D), Beşiktaş (E), Sakarya (D), Darüşşafaka (D), Banvit (E)
14- Yeşilgiresun (↓ 1)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 15. sıra / 13. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi
Uvalin ile yolları ayırdıktan sonra Ahmet Kandemir’i takımın başına getiren ve düşme hattında diğer takımların sahip olmadığı kadar kadroda değişikliğe giden Yeşilgiresun’ün büyük düşüşü devam ediyor. Onlar da yeni yıldan beri sadece 1 maç kazanabildi.
Üstelik RaShad James ile Kenny Boynton’ın inanılmaz performansıyla kazandıkları İBB maçı dışında da iyi oynamadılar. Kaybettikleri maçlar arasında Uşakdışında da hiçbir maçın sonunu göremeden farklı kaybettiler.
Son yazıdan beri kadroya Tadija Dragicevic, Davon Jefferson ve Perrin Buford gibi isimler katıldı. Özellikle Dragicevic ve Jefferson hücumda onlar için önemli opsiyonlar ama Buford dışında takıma katılanlar iki oyuncunun savunmayla alakası yok. Maç başına potalarında 87.2 sayı görüyorlar ve en kötü 2. takımlar. Daha da kötüsü ise çemberi o kadar savunamıyorlar ki rakipleri %58.2 ikilik atış yüzdesiyle oynuyor.
Çemberi savunacak uzunları yok. Bunun yanında ön alanda atletizm olarak iyi savunma yapacak kısaları olsa da bu oyuncuların savunma yapacak enerjileri kalmıyor çünkü hepsi 33 dakikanın üzerinde sahada kalıyor.
Yeşilgiresun’un gelecekteki beş maçı ise çok zorlu. Deplasmanda ise direkt rakipleri Karşıyaka ve Gaziantep ile oynayacaklar. Açıkçası bu oyunla maç kazanma şansları çok az. Şu anda düşme hattından 1 maç uzaktalar ama bir şeyleri değiştirmezler ise seneye onları bir alt ligde izleme ihtimalimiz çok yüksek.
Gelecek beş maçları: Anadolu Efes (E), Gaziantep (D), Galatasaray (E), Karşıyaka (D), Fenerbahçe (E)
13- Pınar Karşıyaka (↓ 4)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 9. sıra / 14. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi
Eskişehir ve İBB’in düşüşe geçmesi bekleniyordu ama Karşıyaka’nın geride kalan ayda gösterdiği performans büyük bir hayal kırıklığı oldu.
Sadece içeride Gaziantep’i yenebildiler, diğer 4 maçı ise kaybettiler. Kabul ediyorum, zorlu bir fikstürleri vardı ama ortaya koydukları oyun kesinlikle kabul edilemez. Sadece Fenerbahçe‘ye karşı oyun içerisinde kalabildiler, diğer 3 maç da ise ruh gibiydiler.
Karşıyaka’nın transferlere kadar bahanesi vardı ama transferlerden sonra onların basketbol seviyesinin ne noktaya çıktığını gördük. Bugün Galatasaray‘ın olduğu noktada onlarında olması gerekiyordu. Onlar ise düşme hattından kopamadılar.
Mart ayına gelmemize rağmen, organizasyon olarak sahaya koydukları çok yetersiz. Jones’un form olarak düşüşüyle birlikte bütün yük Kennedy’in üstüne kaldı ve bu yüzden çok kötü hücum ediyorlar. Bunun yanında savunmada ise korkunç durumdalar. Yeterli enerjiyi gösterdikleri zaman kabul edilebilir bir savunma yapıyorlar ama çoğu zaman savunmada isteksizler.
Açıkçası bunda tüm suç, Trifunovic’e ait. Geçen sezon Yeşilgiresun’da önemli bir iş yapmıştı ancak bu sezon gençlerin özgüven gelişimi dışında oyuna dair ondan hiçbir şey göremedik.
Avrupa’da PAOK’a elenirlerse sezon onlar için büyük ölçüde bitecekmiş gibi gözüküyor. İçerideki maçları kazanarak düşme hattından uzaklaşacaklardır. En azından bunu yapabilecek, basketbol kalitesine sahipler. Zaten bunu da başaramazlarsa ligde son yılların en büyük sürprizine şahit olmuş oluruz.
Gelecek beş maçları: Eskişehir (D), Büyükçekmece (E), Trabzonspor (D), Yeşilgiresun (E), TOFAŞ (D)
12- Muratbey Uşak (↑ 2)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 14. sıra / 16. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi
Gelecek beş maçları: İBB (E), Banvit (D), Anadolu Efes (E), Gaziantep (D), Galatasaray (E)
Aziz Bekir sonrası Muratbey Uşak, sahada kendisinden ne bekleniyorsa vermeye devam ediyor.
Yeni yılın başında arka arkaya 3 maç kazanarak ligde kalma ümitlerini artıran Uşak, son 4 maçta ise zorlu fikstüre dayanamadı ve maçları kaybetti. Buna rağmen ortaya koydukları oyun, arkalarında yer alan 4 takımdan da daha iyiydi.
Aziz Bekir, sezon yaşında oyun içi disiplin konusunda bu kadar sorun yaşayan bir takımı ayağa kaldırdı ve düzenli bir basketbol planının parçası yaptı. Üstelik bunu yaparken de takıma sadece tek takviye yaptı. Başarılı koç, Jordan Hamilton’ın hücumun merkezinde verim verdiği, hareketleri uzunların hücumda sayı opsiyonu olduğu, Carmichael’ın ise savunma yükünü çektiği bir takım oluşturdu. Bunu yaparken de Şafak ve Tayfun’a uygun roller vererek iki yerli oyuncusunda da maksimum verimi aldı.
Onlar için şu anda ana sorun, takımın iki guardı Calloway ve Watson’ın hücumda istikrarlı katkı verememesi. Aziz Bekir, bu iki oyuncusunu da mutlaka oyun içine dahil etmesi gerekiyor çünkü yetenek olarak diğer takımların altında kaldıkları için maçları kaybediyorlar.
Önümüzdeki beş maç, onlar için kritik olacak. İBB’i mutlaka mağlup edip, diğer dört maçtan ise en az iki tane sürpriz galibiyet çıkartmaları gerekiyor. Yoksa mental olarak toparlanması zor bir noktaya ilerleyebilirler.
11- Gaziantep Basket (↑ 5)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 16. sıra / 15. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi
Erol Can Çinko’nun inanılmaz üçlüğüyle Eskişehir’de lige tutunan Gaziantep ise ligin sonuna doğru ivme almayı başardı.
Sezon başında büyük beklentilerle kurulan kadro, büyük bir fiyaskoya döndü ancak Mark Lyons ve Victor Rudd gibi iki zararlı karakterin takımdan ayrılmasından sonra Sean Armand’ın sürücü koltuğuna geçti ve bir liderin etrafında ilerliyor.
Markovic’in düşük tempolu basketbol planı için de iyi oldu. Rudd’dan verim almak için tempoyu artırmak zorunda kalmıyorlar. Patrick Miller ve Robert Carter’ın verdiği verimde buna eklenince son iki maçta çok önemli galibiyetler aldılar.
Açıkçası ligin devamı içinde Armand-Miller ikilisinin yanında pota altında Carter gibi skorer bir uzunun olduğu takım, onlar için kurtarıcı plan olmaya devam edebilir.
Önlerindeki beş maçta, evlerinde iki kritik maç oynayacaklar. Hem Yeşilgiresun hem de Uşak’ı evlerinde yenebilirlerse ligde kalma adına büyük bir adım atarlar. Bunun yanında deplasmanda bir sürpriz galibiyet koparırlarsa onlar için işler çok olumlu bir noktaya doğru ilerler.
Gelecek beş maçları: Trabzonspor (D), Yeşilgiresun (E), TOFAŞ (D), Uşak (E), Beşiktaş (D)
10- Demir İnşaat Büyükçekmece (↑ 2)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 12. sıra / 11. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi
Ligde son beş haftayı iyi geçiren takımlardan biri oldu.
Sezon başından beri Erving Walker ve Bracey Wright ikilisinin yanında 3. skorer arayan Özhan Çıvgın, İlkan Karaman’ın olumlu performansı ve Vojdan Stojanovski’nin Banvit maçında verdiği katkıyla aradığı katkıları almayı başardı.
Hal böyle olunca Büyükçekmece, Banvit ve İBB karşısında galibiyete ulaşırken düşme hattıyla da arasını iki maça kadar çıkardı.
Tabii her şey onlar için kusursuz gitmiyor. Özellikle deplasmanda çok zorlanıyorlar. Bu sezon deplasmanda sadece 2 maç kazandılar, o 2 maçı da deplasmanda kazandılar.
Bu yüzden de önlerinde onları zorlu bir fikstür bekliyor. Gelecek 5 maçta da içeride 3 İstanbul ekibiyle oynayacaklar. Bu yetmezmiş gibi Karşıyaka ve Eskişehir deplasmanlarına gidecekler. Daçka, Fenerbahçe ve Galatasaray‘a karşı evlerinde şanslarının az olduğunu düşünürsek sezonun sonuna rahat girmek için deplasmanda kesinlikle bir maç almaları gerekiyor.
Gelecek beş maçları: Galatasaray (E), Karşıyaka (D), Fenerbahçe (E), Eskişehir (D), Darüşşafaka (E)
9- Trabzonspor (↑ 6)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 15. sıra / 12. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi
Sezonun ikinci yarısında en önemli çıkışı kesinlikle Trabzonspor yaptı.
İlk yarıda sadece 4 maç kazanan Karadeniz ekibi, son 5 hafta ise Beşiktaş ve Anadolu Efes deplasmanı dışında oynadığı 3 maçı da kazanmayı başardı. Üstelik hem Beşiktaş hem de Efes karşısında deplasmanda olmalarına rağmen oyunu başa baş götürdüler.
Peki Trabzonspor’da ne değişti? Zaten iyi bir kadroları vardı, hatta playoff dışında yer alanlar takımlar arasında yetenek havuzu olarak en iyi takım onlardı. Fakat kötü koç performansı ve maddi problemler onların olması gerekenden daha aşağıya itmişti.
Koç Ozan Bulkaz, Trabzonspor dönemine kötü başlasa da devamında yaptığı hamlelerle takımın koç hamleleriyle çözülebilecek sorunlarını çözdü. Sarunas Vasiliauskas ile Brady Heslip arasındaki uyumsuzluk çözülen problemlerin en büyüğüydü. Ozan Bulkaz, hücumların yönlendirilmesini tamamen Sarunas’a bıraktı. Topun dolaşımını saf bir oyun kurucuya vermek, hızlı ve tempolu bir basketbol oynamaya çalışan Trabzon’un daha az top kaybı yapmasına sebep oldu. Heslip ise kenardan gelip takımın skor yükünü çeken 6. adam rolüne büründü. Böyle olunca da Trabzonspor’un hızlı basketbol oynama isteği daha planlı bir hale büründü.
İşin savunma kısmında ise Opekba’nın kullanılış biçiminde olduğu gibi yapılan küçük küçük değişikler, Trabzonspor’un kötünün iyisi haline gelmesine sebep oldu. Karadeniz ekibi, ilk 15 hafta rakiplerinin %53.7 saha içi isabetle oynamasına engel olamamıştı. Son beş hafta da ise bu yüzde %49.6’ya düştü. Hala çok iyi bir savunma takımı değiller ama en azından ilk yarıda olduğu gibi kırılgan değiller.
Arka arkaya aldıkları 3 galibiyet onların düşme hattından uzaklaşmasını sağladı. Bunun üstüne bu hafta Gaziantep’i mağlup edebilirlerse aradaki fark 3 maça çıkaracak ve Trabzonspor’un elini kolaylaştıracak.
Gelecek beş maçları: Gaziantep (E), Galatasaray (D), Karşıyaka (D), Fenerbahçe (D), Eskişehir (E)
8- Galatasaray Odeabank (↑ 3)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 11. sıra / 10. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi
Gelecek beş maçları: Büyükçekmece (D), Trabzonspor (E), Yeşilgiresun (D), TOFAŞ (E), Uşak (D)
Yeni yılan ümitsiz giren Galatasaray Odeabank ise son beş maçta ayağa kalkmayı başarırken bunda en büyük pay kesinlikle Koç Oktay Mahmuti’ye ait.
Açıkçası sezonun ilk yarısının sonunda gidişat onlar için çok karanlıktı. Sarı-kırmızılı ekip, playoff potasından 4 maç uzağında yer alıyordu ve daha da kötüsü takımın toparlanabileceğine dair bir inanç yoktu. Oktay Mahmuti’nin elinde taraftarın takıma küstüğü, oyuncuların arka arkaya aldıkları yenilgiler yüzünden özgüven problemi yaşadığı bir takım vardı. Daha da kötüsü eldeki kadro yeterli değildi.
Bütün bu zorlu şartlara rağmen Oktay Mahmuti, sahada birlikte mücadele etmeyi öğrenen ve en azından basketbolun temel gerekliliklerini yerine getiren bir takım yarattı. Takımına mücadele etmenin bir olasılık değil, zorunluluk olduğunu öğretti ve bunun karşılığında Galatasaray, son 10 haftaya girilirken playoff yarışını tekrardan ortaya getirdi.
Üstelik bu süreçte kaybettikleri maçlarda da belli oranda maçın içerisinde kalmayı başardılar. Bu onlar için çok önemli çünkü 3 ay önce bir çeyrekten havlu atan bir takımdı.
Açıkçası o maçları kaybetmeleri de şu aşamada onlar için normal çünkü Oktay Mahmuti’nin elinde belirli bir basketbol planı oynayabilecek bir kadro yok. Yarı sahada yaratıcı oyuncuları verimsiz ve istikrarsız. Tempolu basketbol oynayabilmek için elinde yeterli bir kadro yok. Pivot rotasyonunda ise dizleri yıllardır sakat olan Richard Hendrix‘ten başka verim veren bir oyuncu yok. Bütün bu zorlu şartlara rağmen Mahmuti, takımının playoff yarışına tutunmasını sağladı.
Gelecek için baktığımızda da playoff için şanslarının oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Eskişehir büyük bir düşüşte ve Galatasaray’ın özellikle ilk beş maçı kağıt üstünde kolay. Eğer Sarı-kırmızlı ekip, TOFAŞ dışında bu fikstürü kayıpsız atlatırsa onları playoff’ta izleriz.
7- Banvit (↓ 4)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 3. sıra / 7. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi
Aralık ayının ortasından itibaren harika bir form yakalayan ve bunun sonucunda lider Fenerbahçe‘yi devirmeyi başaran Banvit, daha sonrasında beklenen bir düşüş yaşadı.
Fenerbahçe‘nin yanında Eskişehir ve Giresun’u mağlup eden Filipovski’nin öğrencileri, Büyükçekmece ve Trabzonspor’a ise kaybetti. Aslında iki maçı da kazanabilecek fırsatları oldu ancak Avrupa’yla birlikte giden fikstürde yeterli enerjileri olmaması onlar için bu iki maçın yenilgiyle sonuçlanmasına neden oldu.
Banvit’in oyun planına bakarsak, ligde en düşük tempoyla hücum eden takımın onlar olduğunu görüyoruz. Rakip potaya maç başına 57.4 top atıyorlar ve bu konuda lig sonuncusu onlar. Bandırma ekibi, düşük bir tempoda oynasa da ligin en verimli hücum eden takımlarından biri. ikilik atışlarda %57.7 ile 2. sırada, üçlük atışlarda ise %39.0 ile 3. sırada yer alıyorlar.
Bunun en büyük sebebi ise hücumda spacingi çok iyi ayarlamaları. Caloiaro, Kulig ve Rautins gibi harika atıcıların yanında, potaya giden Taylor gibi bir guarda sahipler. Üstelik kenardan gelen genç oyuncularda belirli bir oyun planı içerisinde takıma yardımcı olabiliyor.
Bu güzel bir plan ancak saha içerisinde bir sorunları var: yaratıcı oyuncuları çok istikrarsız. Tolga beklenen seviyeye bu sezon özelinde de çıkamadı. Taylor ise maç özelinde büyük inişler yaşıyor. Kaybettikleri iki maçı da Taylor’ın kötü performansı yüzünden kaybettiler. Bu da atıcıların formsuz olduğu bir akşam da takımın hücumunu sürükleyecek bir oyuncunun olmaması anlamına geliyor.
Hem Avrupa maceralarında hem de önümüzdeki beş maçta, bu soruna gösterecekleri reaksiyon onlar için önemli. Üç zorlu deplasmana gidecekler ve içeride Uşak ile Sakarya’yla oynayacaklar. Avrupa’da da zorlu bir çeyrek final eşleşmesi onları bekliyor. Eğer sezonun bu bölümünü iyi geçirmek istiyorlarsa vites artırmaları gerekiyor.
Gelecek beş maçları: TOFAŞ (D), Uşak (E), Beşiktaş (D), Sakarya (E), İBB (D)
6- Sakarya Büyükşehir Belediye (↑ 1)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 7. sıra / 6. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi
Sakarya ligde vaat ettiği şeylerden fazlasını vermeye devam ediyor.
İlk yarının sonundaki zorlu fikstürü iyi geçen Selçuk Ernak’ın öğrencileri, ikinci yarının başındaki kolay fikstürü de iyi değerlendirdi. İçeride oynadıkları üç maçı da kazanmayı başardılar. Deplasmanda ise Trabzonspor karşısında beklentilerin altında kalsalar da TOFAŞ karşısında oldukça etkileyici bir oyuna rağmen maçı kaybettiler.
Performanslarına bakarsak, sezon başından beri en büyük problemleri olan istikrarlı kısa skorer sorununu, Gian Clavell ile çözmeyi başardıklarını söyleyebiliriz. Porto Rikolu oyuncu, topu yönlendirme konusunda yeterli değil ama atletizmi ve dış şut yeteneğiyle kenardan gelerek Sakarya’nın skor opsiyonu olmayı başardı. Hala iyi bir hücum takımı değiller, maç başına 77.4 sayıyla oynuyorlar ama en azından sahada artık daha fazla güvenilir elleri var.
İşin savunma kısmında ise biraz aşağıya düştüler. İlk yarının sonunda sondan 14. sıradaydılar ancak bu ay 76.0 sayı ile 11. sıraya gerilediler. Bunun bir sebebi, oyun tempolarının eskiye göre artmış olması. Bir diğer sebebi ise sakatlıklar ve maç içerisinde yaşadıkları problemler. Fall, faul problemleri yüzünden Uşak dışında son maçlarda ortalamasının altında süre almak zorunda kaldı.
Sezonun devamında ise onları zorlu bir süreç bekliyor. Metecan’ın sakatlığı onlar için büyük talihsizlik oldu ve önlerinde zorlu bir fikstür var. İBB dışında favori oldukları bir maç yok. Yine de ortaya koydukları basketbol seviyesiyle önlerindeki 10 maçı iyi atlatıp sezonu playoff’ta bitirecekler.
Gelecek beş maçları: Beşiktaş (D), Darüşşafaka (D), İBB (E), Banvit (D), Anadolu Efes (E)
5- Beşiktaş Sompo Japan (↓ 3)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 2. sıra / 3. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi
Ligdeki tepe takımlar arasında Şubat ve Mart ayları en kötü geçiren takım ise kesinlikle Beşiktaş‘tı.
Sezona kötü başladıktan sonra galibiyet serisiyle yukarı tırmanan Beşiktaş, son iki ayda ise özellikle büyük maçlarda ortaya koyduğu performansla hayal kırıklığı yarattı. Siyah-beyazlı ekip, alt sıradaki takımları yenmeyi başarsa da ligin direkt zirvesini ilgilendiren TOFAŞ ve Daçka maçlarını kaybetti. Üstelik kağıt üstünde her iki maçın da favorisi onlardı.
Ligde işler böyle giderken Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi’de Beşiktaş için büyük hayal kırıklığı oldu. Kupada çeyrek finalde Banvit’i eleseler de yarı finalde TOFAŞ’a boyun eğdiler. Final Four hedefiyle çıktıkları Şampiyonlar Ligi’nde ise medi Bayreuth karşısında hiç beklenmeyen bir sonuçla elendiler.
Tabii bütün bunların sebepleri var. Beşiktaş’ın büyük maçları kaybetmesinin en büyük sebebi, yaratıcı oyuncu sayısının sadece 1 tane olması. Ufuk Sarıca, özellikle son dönemde Josh Adams‘ı da atıcı gibi kullanmaya başladı ve bütün yük Strawberry‘e kaldı. Tecrübeli oyuncu, çok iyi bir sezon geçiriyor ama elit seviyede sadece onun yaratıcılığıyla ilerlemeniz çok zor.
Bunun yanında takımda istikrarlı katkı veren bir oyuncu da yok. Clark, sezon başından beri kötü, Diebler ise son 1 ayı felaket geçirdi. Aynı şekilde Sertaç son dönemde düşüşte ve Josh Adams ile Cady Lalanne ise set set hücumda verim vermiyor. Bütün bunlar Beşiktaş’ın verimsiz ve istikrarsız bir hücum performansı sergilemesine neden oluyor. %46.1 saha içi isabet yüzdesiyle ligde playoff takımları arasında en kötü şut atan takım onlar.
Hem yaşadıkları sakatlıklar hem de arka arkaya gelen kötü sonuçlar bellerini fena büktü ama sezonun devamında ayakta kalmak istiyorlarsa önlerindeki beş maçı Efes dışında kayıpsız geçmek zorundalar. Yoksa playoff için ev sahibi avantajını elde edemeyecekler.
Gelecek beş maçları: Sakarya (E), İBB (D), Banvit (E), Anadolu Efes (D), Gaziantep (E)
4- Darüşşafaka (↑ 1)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 5. sıra / 5. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 4 galibiyet, 1 yenilgi
Darüşşafaka ise sezonun belirleyici aylarına girdiğimiz şu dönemde hem ligde hem de EuroCup’ta formunu artırmayı başardı. Özellikle sakatlıktan tamamen dönen Wilbekin’in formunun artması Daçka’nın ilk 4 için iddiasını güçlendirdi.
Geride kalan 5 maça baktığımız da TOFAŞ ile İstanbul’da oynanan “garip” maç dışında Daçka için harika bir ay geçtiğini söyleyebiliriz.
Galatasaray ve Karşıyaka’yı deplasmanda farklı mağlup ederken Beşiktaş ve Uşak’ı ise evlerinde mağlup ettiler. Özellikle Beşiktaş galibiyeti onlar için etkileyiciydi. EuroCup yüzünden Çarşamba-Cuma maç oynadıkları haftanın sonunda Beşiktaş’ı sadece 5 yabancıyla mağlup ettiler. EuroCup’ta ise Buducnost’u süpürerek yarı finale yükseldiler.
Onlar için işlerin bu kadar yolunda gitmesinin ana sebebi savunma… İlk yarının sonunda maç başına 73.2 sayı yiyorlardı, şimdi bu ortalamayı 72.4’e çektiler ve ligde bütün savunma istatistiklerinde Fenerbahçe‘nin arkasında 2. sıradalar. Hücumda ise sezonun ilk yarısına göre daha iyiler. Wilbekin’in istikrarlı dönüşü onların bitiricilik anlamında biraz olsun toparlanmasını sağladı.
Son dönemde elde ettikleri daha pek çok artı yön var. Rotasyondaki oyunculardan da verim almayı başardılar. Özellikle Furkan ve Okben, ilk yarıya göre daha önemli katkılar verdi.
Bu yüzden her şey onlar için daha iyi gidiyor fakat tek bir sorunları var; Bell’in sezonu kapatmasından sonra dış şut konusunu nasıl çözecekleri? Blatt, takım içerisinde bu sorunu çözerse hem ligde hem de EuroCup’ta onlardan etkileyici performanslar izlemeye devam ederiz. Öbür türlü Daçka’dan dalgalı performanslar gelebilir.
Gelecek beş maçları: Fenerbahçe (D), Sakarya (E), Eskişehir (D), İBB (E), Büyükçekmece (D)
3- Anadolu Efes (↑ 1)
Geçen yazıdaki sırası/Ligdeki şu anki sırası: 4. sıra / 4. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 4 galibiyet, 1 yenilgi
Ligin ilk yarısında 8. sırada tamamlayan Anadolu Efes, Ergin Ataman liderliğinde harika 2 ayı geride bıraktı. Lacivert-beyazlılar, ligde sadece Fenerbahçe deplasmanında kaybederken Türkiye Kupası’nda ise zorlu fikstüre rağmen şampiyonluğa ulaştı.
Sezon içerisinde özellikle Fenerbahçe karşısında aldıkları ağır yenilgi onlar için dönüm noktalarından biri oldu. Maç sonrasında oluşan kaos ortamından kazançlı çıkan Efes, Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe, Darüşşafaka ve TOFAŞ gibi üç önemli takımı 5 gün içerisinde mağlup etti. Üstelik 3 maçta da daha iyi oynayan taraf olarak…
Ligde ise arka arkaya aldıkları 3 galibiyet ile averajla 4. sıraya kadar yükseldiler.
Efes‘in bu performansını değerlendirirken yaşanan sakatlıkların ve sonrasında gelen transferlerin etkisini göz önüne almamak yanlış olur. Türkiye Kupası’nda Krunoslav Simon‘un harika performansıyla sonuca giderken Ergin Ataman planı işin yaratıcılık yönünü Simon ve Dragic’e vermek olduğu bir kez daha gözüktü. Fakat Dragic ve Simon’un yaşadığı sakatlıklar sonrasında Efes, Sonny Weems gibi bir yıldızı kadrosuna getirirken işin hücum yükünü bu sefer onun sırtına bindirdi. Şu ana kadar iki plan da işe yaradı.
İşin savunma kısmında ise daha iyi bir noktaya geldiler. Maç başına 80.2 sayı yeseler de rakip takımları %46.1 saha içi isabette tuttular ve bu alanda 5. sıradalar.
Efes’in sezonun devamı için ise çözmesi gereken iki ana problemi bulunuyor. Birincisi ligin en düşük yüzdeyle üçlük atan 2. takımı onlar. İkincisi ise kenardan aldıkları katkı. Kenardan maç başına sadece 15.6 sayılık bir katkı alıyorlar ve bu alanda playoff takımları arasında en kötü takım onlar.
Yine de Ergin Ataman’ın kazandırdığı havayla birlikte son 10 haftaya avantajlı giriyorlar. Önlerindeki 5 maçlık fikstürü iyi değerlendirirlerse playoff için avantajlı bir yerde sezonu tamamlayabilirler.
Gelecek beş maçları: Yeşilgiresun (D), TOFAŞ (E), Uşak (D), Beşiktaş (E), Sakarya (D)