by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Bu sezon Beşiktaş Sompo Japan formasıyla başarılı bir performans gösteren Can Maxim Mutaf, takımın resmi dergisine geniş kapsamlı bir röportaj verdi. İşte Can Maxim’in röportajı:
“Aslında bilindiğinin aksine basketbola Beşiktaş Altyapısı’nda başladım. Annem ve babam sporcuydu. Babam Beşiktaş’ta dokuz yıl hentbol oynadı ve takım kaptanlığı yaptı. Bu sebeple Beşiktaş’ın altyapılarında gözümü açtım diyebilirim.”
“Şut benim en kuvvetli özelliğim. Atarken takım arkadaşlarım için pozisyon imkanı sağladığım düşünülüyor. Ancak bununla sınırlanmak istemem tabii. Kariyerim boyunca bu özelliğimden çok faydalandım ancak son yıllarda kendimi daha da geliştirdiğimi düşünüyorum. Savunmada ciddi bir enerji potansiyeli yaratıyorum. Bu da tempoyu artırıyor ve skora pozitif bir etki sağlıyor. Topu aldığımda kendimi rakip takımın ortasına doğru yönlendiriyorum. Savunma ve hücum ribaundlarını kovalıyorum. Yani açıkçası yapılması gereken her şeyi yapıyorum.”
“Ivanoviç çok kariyerli bir koç. Avrupa’da çok büyük bir saygı görüyor. Çalıştığı takımlara ve oyunculara bakarsak bunu görebiliriz. Elde ettiği başarılar da ortada. Ivanoviç söylendiği gibi çok sert mizaçlı biri değil. En azından ben hiç öyle hissetmedim. İşini çok iyi bilen, tecrübeli ve disiplinli bir koç. Detaylara çok önem veren bir yapısı var.”
“Altyapılarda hep bir numara oynadım. Hatta Banvit’te oynarken Jordan Theodore sakatlanmıştı ve koç beni bir kaç maç guard olarak oynattı. İhtiyaç olduğunda veya gidişat onu gerektirdiğinde bir numara sorumluluğu alabilirim. Ancak bütün sezon guard oynamak şu aşamada imkansız. Sonuçta uzun süredir bu pozisyonda oynadım. Bu da haliyle bir oyun alışkanlığı sağladı.”
“Aslında birbirimize çok yakın yaşlardayız. Çok güzel bir hava var takımda. Biliyorsunuz geçen seneki yerli oyuncuların büyük bir kısmı takımda kaldı. Bir tek Burak Can Yıldızlı katıldı aramıza. Yabancı oyuncularda çok pozitif tipler. Özellikle Phil Pressey oldukça eğlenceli bir karakter. Bizi çok güldürüyor. Hepsi benim için çok özel arkadaşlıklar. Belki Samet Geyik biraz daha öne çıkabilir. Çünkü Efes‘te de beraberdik ve Beşiktaş’a beraber geldik. Bu kadar yoğun maç trafiğine rağmen bir gerilim yaşamadım arkadaşlarımla.”
“Eğer seyircimiz de destek verirse içeride kazanamayacağımız maç yok bence. Efes‘te oynadığım ve Beşiktaş’a karşı yaptığımız bir maçı hatırlıyorum. İnanılmaz bir atmosfer vardı. Bir ara Samet ile göz göze geldik. İkimiz de Beşiktaşlıyız. O an “Burada olmalıyız” dedik. Ertesi yıl kendimizi Beşiktaş’ta bulunca çok heyecanlandık. İlk iki maç adeta dizlerimin bağı çözüldü. Ancak o bizi heyecanlandıran seyircinin yarısı bile yoktu salonda. Bu beni biraz üzdü. İnanıyorum ki bu takım maç maç başardıkça o seyirci yine gelecek. Çünkü çok ihtiyacımız var. Onların itici bir gücü var. Çok özel bir seyirci Beşiktaş seyircisi.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!