By Buğra Uzar/ info@eurohoops.net
Kobe Bryant, görkemli kariyerini kendisine yakışan bir maçla sonlandırdı. 20 yıl boyunca ligde yer alan ve sayısız başarıyla rekora imza atan Bryant, basketbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri olarak gösteriliyor.
Kobe, 20 yıllık kariyerinin tamamında Los Angeles Lakers forması giydi ve birbirinden önemli maçlarda birbirinden unutulmaz performanslara imza attı. Bu maçlardan en unutulmaz 10 tanesi seçmemiz halinde kesinlikle listenin dışında kalacak çok önemli maçlar olacaktır. Söz konusu olan oyuncunun 5 NBA Şampiyonluğu, 2 Finaller MVP’si, 1 normal sezon MVP’si olduğunu ve tam 18 kez All-Star seçilip, NBA tarihinin gelmiş geçmiş en skorer 3.oyuncusu olduğunu da düşünürsek listenin dışındaki maçlara ve sıralamaya edilecek olası itirazların tamamının haklı olduğunu da söyleyebiliriz. Ancak yine de bir tercih yapmamız gerekiyordu ve bizim seçtiğimiz “Kobe Bryant’ın en unutulmaz 10 maçı” şöyle:
10- 2008 Olimpiyatları Bejing Final Maçı / Amerika Birleşik Devletleri – İspanya : 118 – 107
NBA sezonunu fırtına gibi geçiren ve normal sezonun MVP’si olan Kobe Bryant, NBA Finallerinde Boston Celtics‘e karşı kalp kıran bir mağlubiyet aldıktan sonra 2004 Olimpiyatları’ndaki başarısızı sonucu telafi etmek isteyen Amerika Birleşik Devletleri formasıyla Bejing Olimpiyatları’na katılmaya karar verdi. Jason Kidd ile birlikte Lebron James, Carmelo Anthony, Dwyane Wade gibi genç ve yetenekli süper yıldızlara liderlik eden Kobe Bryant, turnuvanın son maçına kadar fazla sivrilmedi.
Son maçta ise durum farklıydı. Rakip Pau Gasol, Marc Gasol, Juan Carlos Navarro ve Rudy Fernandez gibi yıldızlara sahip İspanya’ydı. Her iki takım da altın madalya için ellerinden geleni fazlasıyla yaptı. Maç genelde ABD’nin kontrolünde geçse de son çeyrekte İspanyollar farkı azaltmaya başladı. Ancak tam bu noktada Kobe Bryant sahneye çıktı. Birbirinden kritik basketler ve asistler yapan Bryant, bitime 3 dakika 10 saniye kala 4 sayılık oyunuyla adeta İspanyolların bağrına hançeri sapladı ve kariyerindeki iki altın madalyadan birini kazanmayı başardı. Kobe maçı 7/14 saha içi isabetiyle 20 sayı, 3 ribaunt, 6 asist ve 2 blokla tamamladı.
9) 28 Mart 2003 NBA Normal Sezon Maçı / Los Angeles Lakers – Washington Wizards: 108-94
Lige girdiği günden itibaren “Bir sonraki Michael Jordan” olarak gösterilen Kobe Bryant, her sezon daha da üstüne koyduğu performansıyla bu tartışmaların hakkını veriyordu. Los Angeles Lakers ile üst üste 3 şampiyonluk kazanan Bryant, dördüncü şampiyonluk için yola çıkmıştı. Lakers geçtiğimiz senelere kıyasla daha sorunlu bir takım görüntüsü verirken, Kobe Bryant ise performansıyla takımdaki “asıl adam” olma zamanının geldiğini gösteriyordu. Normal sezonun son dönemine girilirken şampiyonun konuğu Michael Jordan’ın formasını giydiği Washington Wizards‘tı.
Jordan karşılaşmaya art arda başlayarak selefine bir mesaj verse de Kobe’nin reaksiyon vermesi gecikmedi. Art arda dış şut isabetleri bulan Kobe Bryant, iyiden iyiye alev aldı ve durdurulamaz bir performans gösterdi. Mesafe tanımaksızın gönderdiği şutlarla Wizards savunmasını darmaduman eden Kobe, ilk yarısında 42 sayı attığı mücadeleyi tam 55 sayıyla tamamladı ve Michael Jordan’a meşaleyi devretme zamanının geldiğini gösterdi. Kobe’nin bir pozisyonda kendisinin hücum faul almasını sağlayan Jordan’ı yerde yumruklarmış gibi yapması ise unutulmaz bir görüntü oluşturdu. 15/29 saha içi (9/13 üçlük) isabetiyle oynayan Kobe, 55 sayısının yanına 5 ribaunt, 3 asist ve 3 de top çalma ekledi.
8) 3 Şubat 2009 NBA Normal Sezon Maçı / New York Knicks – Los Angeles Lakers: 117 – 126
2008 NBA Finallerinde Boston Celtics‘e kaybeden Los Angeles Lakers, genç yıldızı Andrew Bynum’ın sakatlıktan dönmesiyle şampiyonluğun en büyük favorisi olarak gösteriliyordu. Sezona fırtına gibi giren Lakers, Bynum’ın sakatlığıyla bir kez daha sarsıldı. Bir önceki maç olan Memphis karşılaşmasıda sakatlanan Bynum’ın koltuk değnekleriyle kenardan izlediği karşılaşmada Kobe Bryant ve Los Angeles Lakers’ın rakibi New York Knicks‘ti. “Basketbolun Mekke’si” olarak bilinen Madison Square Garden’da oynanan mücadelede tüm basketbol dünyası, Kobe Bryant ve Lakers’ın nasıl bir reaksiyon vereceğini merak ediyordu.
Hava atışından itibaren oldukça kararlı gözüken Bryant, Knicks savunmasının kendisi üzerinde denediği tüm yöntemlere bir çözüm buldu ve maç boyunca durdurulamaz bir performans sergiledi. Lakers’ı adeta tek başına sırtlayan Kobe, 19/31 saha içi, 20/20 serbest atış isabetiyle tam 61 sayı üretip Madison Square Garden’da bir maçta en çok sayı üreten oyuncu ünvanını aldı. Kobe kenara gelirken tüm salon hayretler içerisinde kendisini alkışlıyordu ve birbirinden önemli oyuncuların sahne aldığı bu salonda daha önce hiçbir rakip oyuncuya yapılmamış bir tezahürat yapıldı: “MVP, MVP, MVP!”
7) 2006 NBA Playoffları, Batı Konferans 1.Tur 4.Maçı / Los Angeles Lakers – Phoenix Suns : 99 – 98 (90 – 90)
Shaquille O’Neal’ın gitmesinin ardından bocalayan ve playofflara kalamayan Lakers, bir sezon sonra Kobe Bryant’ın muhteşem performansıyla kendisini playoff potasına atmayı başardı. Kobe Bryant’ın 35.4 gibi inanılmaz bir sayı ortalaması yakaladığı sezonun ardından 7.sıradan playofflara giren Lakers’ın rakibi ise Steve Nash’in sürüklediği Phoenix Suns‘tı. Serinin 2.maçında Suns’ı devirerek ev sahibi avantajını eline geçiren Lakers, Staples Center’daki ilk maçta da rakibini yenip 2-1 öne geçmeyi başarmıştı. Bu 3 maçta da Kobe Bryant oyununu geri planda tutarak takım arkadaşlarının ön plana çıkmasını sağlamış ve Suns savunmasını afallatmıştı.
Staples Center’da oynanan serinin dördüncü maçı da baştan sona büyük çekişme içerisinde geçti. Kobe yine takım arkadaşlarını ön plana çıkartırken az ama öz şutlar kullanıyordu. Ancak son 12.3 saniyeye girilirken Suns’ın 5 sayılık üstünlüğü vardı ve seri eşitlenecek gibi duruyordu. Fakat sahneye Kobe ile birlikte sürpriz bir isim çıktı. Smush Parker önce zor pozisyonda üçlüğü gönderdi daha sonra Steve Nash’ten çaldığı topu Kobe ile buluşturdu. Yıldız oyuncu da 0.7 saniye kala maçı uzatmaya taşıyan basketi attı. Suns, uzatmada da öne geçmeyi başardı ancak Kobe henüz “bitti” dememişti. 11. 7 saniye kala farkı 1’e indirdi. Daha sonra Walton, Nash’in topuna ortak oldu. İkilinin çıktığı hava atışından seken top sihirli bir şekilde Kobe Bryant’ın ellerine geldi. Kobe de iki Suns oyuncusuna rağmen orta mesafeden şutunu gönderdi. Maçın bittiğini bildiren korna duyulduğunda Bryant’ın gönderdiği top hala havadaydı. Birkaç salise sonra ise çemberin içine süzüldü ve başta Kobe olmak üzere bütün Lakers taraftarları adeta kendinden geçti. Kobe de karşılaşmayı 9/14 şut isabetiyle 24 sayı, 4 ribaunt ve 8 asistle tamamladı.
6) 2009 NBA Finalleri 1. Maç / Los Angeles Lakers – Orlando Magic: 100 – 75
Sezon içerisinde Andrew Bynum’ın tekrar sakatlanması ve playofflarda özellikle Rockets serisinde gösterilen istikrarsız performans, Los Angeles Lakers‘ın üzerindeki eleştirilerin artmasına sebep oldu ancak Los Angeles ekibi bir kez daha NBA Finallerine kalmayı başardı. Rakip ise son şampiyon Boston Celtics‘i ve Lebron James’li Cleveland Cavaliers‘ı eleyip bir sürprize imza atan Dwight Howard ve Hidayet Türkoğlu’lu Orlando Magic‘ti. Kobe Bryant, Shaquille O’Neal olmadan bir yüzük kazanıp kendisini tüm NBA’e bir kez daha ispat etmek istiyordu.
Nitekim Staples Center’da oynanan ilk maçta da tüm dünyaya net bir mesaj verdi. Maçın başından itibaren “Kara Mamba suratı” ile üst düzey bir konsantrasyonla mücadele eden Bryant, her türlü yolla sayı buldu ve Magic savunmasını perişan etti. Takım arkadaşlarını da maçın içerisinde tutan ve gerçek bir lider gibi mücadele eden Kobe, bu maçta gösterdiği performansla Orlando ekibine üstünlüğünü kabul ettirdi. Karşılaşmanın sonunda Lakers net bir galibiyet alırken, skorboard’ta 24 numaranın yanında 40 sayı, 8 ribaunt, 8 asist, 2 blok ve 2 top çalma yazıyordu…
5) 1999 NBA Finalleri 4.Maç / Indiana Pacers – Los Angeles Lakers: 118 – 120 (104 – 104)
Bu maç için şunu söyleyebiliriz: Kobe Bryant potansiyelli genç yıldız statüsünden sıyrılıp süperstar sınıfına adını yazdırdı. Lakers, uzun yıllar hasretini çektiği şampiyonluk için sahaya çıkmıştı ve karşılarındaki rakip Reggie Miller’lı Indiana Pacers‘tı. Los Angeles ekibi evinde oynadığı maçlar sonunda seriyi 2-0’a getirse de Kobe Bryant’ın bileğinden yaşadığı sakatlık moralleri bozmuştu. Nitekim Indiana’daki ilk maçta gülen taraf ev sahibi olmuş ve seri 2-1’e gelirken rüzgar da Pacers’ın arkasına doğru geçmişti.
Kobe Bryant, sakatlığı sürse de dördüncü maçta oynama kararı almıştı. Maçın başlarında bileğinde sakatlıktan dolayı kendi performansından uzak bir görüntü çizse de maç ilerledikçe sakatlığını tamamen unuttu ve Pacers’ın başına bela olmaya başladı. Maçın kritik anlarında art arda kritik şutları eli titremeden gönderen 21 yaşındaki Kobe, uzatma periyodunun hemen başında Shaquille O’Neal’ın 6. faulünü alıp kenara gelmesiyle birlikte takımının en önemli silahı olmuştu. Baskının altından çok iyi kalkan Bryant, zor pozisyonlarda çok kritik basketler attı ve dahası bitime 5.9 saniye kala Shaw’ın kaçan topunu estetik bir şekilde tamamlayarak takımına maçı kazandıran basketi attı. Sakat bileğine rağmen 47 dakika sahada kalan Kobe, karşılaşmayı 14/27 şut isabetiyle 28 sayı, 4 ribaunt, 5 asist, 2 blok ve 1 top çalmayla tamamladı ve takımının belki de serinin en kritik galibiyetini almasını sağladı.
4) 20 Aralık 2005 NBA Normal Sezon Maçı / Los Angeles Lakers – Dallas Mavericks : 112 – 90
Bir önceki sezon Shaquille O’Neal’ı gönderen ve o sezon playoffları kaçıran Lakers‘ın durumu hiç şüphesiz en çok takımın lideri Kobe Bryant’ın canını sıkıyordu. Phil Jackson’ın gelişiyle o sezonda başka bir görüntü çizmeye başlayan Kobe, inanılmaz bir performans gösterdiği yılı 35.4 sayı ortalamasıyla tamamlamıştı. Los Angeles Lakers’ın evinde Dallas Mavericks‘i ağırladığı mücadele ise NBA tarihinde görmeye alışkın olmadığımız bir performansa sahne oldu. Başrolde ise tabii ki Kobe Bryant vardı.
Karşılaşmaya fırtına gibi başlayan Kobe, maç boyunca da olağanüstü bir performans gösterdi. Dallas’ın kendisini durdurmak için aldığı her türlü önleme rağmen her türlü skor üretmenin bir yolunu bulan Kobe, izleyenlere adeta bir hücum resitali sundu. Üçüncü çeyreğin sonuna kadar 32 dakika sahada kalan Kobe, 18/31 şut isabeti, 22/25 serbest atış isabetiyle tam 62 sayı üreterek kariyer rekorunu kırarken, Dallas Mavericks ise üç çeyrek sonunda takım halinde sadece 61 sayı üretebilmişti! Bir kısım basketbol sever, Kobe’nin son çeyreğin tamamında kenarda oturduğu bu maçı süper yıldızın en iyi skor performansı olarak gösteriyor.
3) 2010 NBA Playoffları, Batı Konferansı Finaller 6. Maç / Phoenix Suns – Los Angeles Lakers (103 – 111)
Los Angeles Lakers, Kobe’nin liderliğinde üst üste ikinci şampiyonluğunun peşindeyken, Batı Konferansı finallerinde karşılarına eski düşmanları Steve Nash ve Phoenix Suns çıktı. Lakers, serinin ilk 2 maçını Kobe’nin muhteşem performansıyla kolay kazanırken, Suns da harika bir takım eforuyla evindeki 2 maçı kazanıp seriyi 2-2’ye getirdi. Serinin 5.maçını Ron Artest’in son saniye basketiyle kazanan Lakers, US Airways Center’da oynanacak serinin 6.maçı öncesi 3-2 öndeydi. Lakers, maçın büyük bölümünü kontrolü altında tutsa da 4.çeyreğin başında 15 sayı öndeyken Vujacic’in Dragic’e attığı dirsek maçın kaderini değiştirdi.
Seyircinin de maça dahil olmasıyla maça ortak olan Suns, maçı ortaya getirdi ve rüzgarı da arkasına aldı. Ancak tam o anda sahneye bir kez daha Kobe Bryant çıktı. Birbirinden imkansız şutları art arda Suns potasına gönderen Kobe, rakibinin direncini kırmak için elinden geleni yaptı. Suns buna rağmen pes etmedi ve oyunun içerisinde kaldı ancak bitime 34,2 saniye kala Grant Hill’in muhteşem savunmasına rağmen inanılmaz bir basket bulan Kobe, farkı 7 sayıya çıkartıp rakibine hançeri sapladı ve takımını NBA Finallerine taşıdı. 41 dakika sahada kalan Mamba, karşılaşmayı 37 sayı, 6 ribaunt, 2 asist ve 2 top çalmayla tamamlarken, zamanın Suns koçu Alvin Gentry’nin aklında bir soru vardı: “Bu oynayan Kobe miydi yoksa Michael (Jordan) mıydı?”