Doğu Konferansı’nda Sezonun Geri Kalanı İçin En Önemli 15 Oyuncu

2017-03-07T13:34:42+00:00 2017-03-07T13:34:42+00:00.

Bugra Uzar

07/Mar/17 13:34

Eurohoops.net

NBA play-off’una çeyrek kala The Ringer sezonun kalan kısmında her takım için sezon biterken en önemli oyuncuyu belirledi. Biz de sizin için çevirdik.

by Kevin O’Connor (Çeviri: Yılmazcem Özardıç)

NBA sezonunun üçte ikisi geride kalmış olabilir ama hala oynanacak çok maç var. Takasların ardından birçok takımın kadrolarında bazı değişiklikler oldu ve play-off dışında kalan ekipler için kalan dönemden öğrenilecek çok şey bulunuyor. İşte karşınızda Doğu Konferansı’nda  sezonun ikinci yarısı için her takımın en önemli oyuncusu:

Philadelphia 76ers: Dario Saric

Joel Embiid’in sakatlığı nedeniyle sezonu kapatmasının ardından Dario Saric adına Yılın Çaylağı ödülü ihtimali belirmiş gibi görünüyor. Bu ihtimalin peşinden koşan Hırvat oyuncu son yedi maçta 20.3 sayı 9 ribaunt 2.9 asist ortalamaları tutturmuş durumda. Eğer Embiid’in sağlığıyla alakalı endişeleriniz varsa, Sam Hinkie’nin Philly’e bıraktığı en sağlam parça Saric diyebiliriz.

Bir Philadelphia maçı açarsanız Saric’in estetik bel arkası pasları, enerji dolu oyunu veya almak için savaş ribauntları dikkatinizi çekecektir. Tam zamanında yaptığı blokları ve top çalmalarıyla hızlı hücumu başlatabilen Saric, Hırvatistan ve Türkiye’de gösterdiği potansiyeli göstermeye devam ediyor. Avrupa’dayken adeta bir süperstar olan yıldız oyuncunun son yedi maçta sahada kaldığı anlarda Philadelphia, benchte oturduğu dakikalara göre 100 pozisyonda 25.8 sayı daha iyi.

Savunmada elinden gelen her şeyi yapıp hücumda şutları isabetli atabilme potansiyeli gösteren Saric’in, Ben Simmons’tan daha fazla gelecek vadeden bir genç olduğunu iddia edilebilir. Simmons’ın yokluğunun Saric’e kendisini göstermesi için gereken fırsatı fazlasıyla verdiği yadsınamaz bir gerçek ve Hırvat oyuncu bu şekilde oynamaya devam ederse, diğer uzunla beraber oynamayı öğrenmesi gerekecek isim Simmons olabilir.

Cevap verilmesi gereken soru Saric’in Embiid ve Simmons’ı nasıl tamamlayacağı değil, Simmons’ın Saric ve Embiid’i nasıl tamamlayacağı. Saric-Embiid ikilisinde her ne kadar Hırvat oyuncu %31.9’la üçlük atsa da bir sorun yok gibi görünüyor. Saric Avrupa’da yayın gerisine alışıp şut mekaniğini düzelttikten sonra yavaş yavaş isabet oranını artırdı ve aynı gelişimi NBA’de de beklemek yanlış olmaz.

Son birkaç haftada ileride neler göreceğimize dair bazı ipuçları almaya başladık. Avrupa’da birçok şampiyonluk ve MVP kazanan Saric’in bu koleksiyonuna ekleyeceği yeni ödül, Yılın Çaylağı olabilir.

Indiana Pacers: Paul George

Bir önceki yaz ayağını kırdıktan sonra 2015-2016 sezonuna 20 maçta 27.5 sayı atarak fırtına gibi başlayan Paul George, sakatlıktan önceki halinden daha iyi durumda olduğunun sinyallerini vermesine rağmen sonrasında bu formunu devam ettiremedi. 2013’ten bu yana (sakatlığı nedeniyle neredeyse tamamını kaçırdığı sezonu çıkarırsak) maç başına 17.1 şut kullanıp 22.2 sayı atan George’un bu istatistikleri iyi olsa da sıradışı sayılmaz. 17 şutta 22 sayı atmak bir takımın temel taşı olan bir oyuncu değil de daha çok Joe Johnson’vari istatistikler olarak kabul edilebilir. NBA’in en iyi süperstarları genelde maç başına 25 sayı üstü atarlar ve George bunu kariyeri boyunca sadece küçük dönemlerde yapabilmiş durumda.

İstikrarlı olarak faul çizgisine gelebilmek George’un büyük bir problemi gibi duruyor. 2013’ten bu yana maç başına en az 17 şut kullanan oyuncular arasında serbest atış çizgisine gelme sıklığı ve skor bulma verimliliği açısından vasat kalan George her ne kadar hala genç olarak sayılabilecek yaşta olsa da (Mayıs’ta 27 olacak) hala ondan beklenti olan bir üst seviyeye çıkamadı.

Takasın son günü George için bazı takımlarla görüşmeler yapan Indiana Pacers Basketbol Operasyonları Başkanı Larry Bird, kabul edebileceği bir teklif gelmediği için doğru olanı yapıp yaza kadar bekleme kararı aldı. Tecrübeli yönetici George karşılığında büyük bir paket talep edecektir, istediklerini alma şansı da yok değil ancak akıllı takımların PG13’nin ederinden fazlasını vermekte aceleci olmayacağını da unutmamak gerek.

Pacers ortalama ancak iyi olmayan bir takım ve George’un çok iyi ama harika olmaması da bunun bir nedeni olarak görülebilir. George’un yıldızlık statüsüne gelirsek şu anda durum biraz yanıltıcı olabilir, bu nedenle de gözler hiç olmadığı kadar PG13’de olacak. Potansiyel bir takas malzemesi olması saha içindeki eforu ve beden dilinde, saha dışında ise basına konuştuğu her kelimenin altında bir şey aranacak olması anlamına geliyor. George için bir üst seviyeye çıkmak için tam zamanı. Eğer bunu başarıp All-NBA takımlarından birine girmeyi başarırsa yeni CBA ile birlikte gelen kuralın gerekliliklerini karşılayacak. Bu da alabileceği mega maksimum kontratla birlikte Pacers’tan ayrılmasının zorlaşacağı anlamına geliyor.

Miami Heat: Dion Waiters

Waiters her boş olduğunda topu istiyor ve her eline aldığında şut atıyor. Bazen alev alabiliyor ki şu anda muhtemelen kariyerinin en sıcak dönemini geçiriyor. Heat 17 Ocak’tan bu yana 16-2’yle NBA’in en iyi derecesine sahip ve Waiters o tarihten bu yana saha içinden %57’yle şut atıp 20.6 sayı ortalaması tutturmuş durumda. Eğer Dion Waiters’ın elinde yanan bir mumla gezdiğini görürseniz hemen onu takip edin ki tüm geleceği görebilesiniz.

Evet bunların hepsi eğlenceli ancak Waiters artık alay konusu olmaktan çıkıp gerçek bir play-off takımında değerli bir parça olabilecek mi? Waiters hala sadece 25 yaşında ve Miami’deki rolüyle birlikte yaptıkları 2012’de neden 4.sıradan seçildiğinin birkaç parıltısını gözler önüne seriyor. LeBron ve J.R. Smith’le birlikte oynarken saçmalayan bir oyuncudan gerçekten takıma bir şeyler katabilen bir oyuncuya dönüşmesi zaman aldı, ancak belki de Waiters’ın ihtiyacı olan şey etrafında yıldızlar olmadan oynayabileceği bir takımda şans bulmaktı.

Milwakuee Bucks: Thon Maker

Bucks’ın elinde Giannis Antetokounmpo, Khris Middleton, Malcolm Brogdon, ve Jabari Parker’dan (her ne kadar ikinci kez diz bağlarını yırtmış olsa da) oluşan çok değerli bir genç çekirdek var ama halen eksik olan bir şeyler olduğu kesin. Giannis bu çekirdekteki tek süper yıldız ve Bucks şampiyon olmak istiyorsa bir tane daha süper yıldıza ihtiyaç duyacaklar. Gereğinden çok para verdikleri Miles Plumlee’yi yollayarak maaş bütçesini rahatlattılar ancak hiçbir yıldızın Milwakuee’ye gelmek isteyeceğinin garantisi yok. Bucks’ın umudu ellerindeki kadroda bulunan başka bir genç oyuncu olabilir.

Maker’ın lise videoları onu bir Youtube yıldızı yaptı ancak draft yaklaştıkça kara bulutlar, genç oyuncunun tepesinde dolaşmaya başladı. Bucks ise Maker’ı 10.sıradan seçerek herkesi şaşırttı. Thon ise fırsat bulduğunda herkese bir şeyler gösterdi. O gün o sıradan seçilmesine gülmedim desem size yalan söylemiş olurum çünkü Maker hala çok ham. Ancak sonradan anladım ki Bucks’ın yapması gereken şey buydu.

Genç oyuncunun Kevin Garnett gibi uzun ve ince bir vücudu ve efsane oyuncuyla benzer bir uzaktan şut yeteneği var. 20 yaşındaki oyuncu %50’yle üçlük atıyor ve eğer rakip gereğinden fazla şutunu engellemek için üstüne koşarsa savunmacısını geçmeyi biliyor. Şu anda hala NBA düzeyinde savunma yapmanın karmaşıklığını çözmeye çalışıyor gibi görünüyor ancak perdelerde adam değişme potansiyeli gösterdiğini söylemeden geçmemek gerek.

Maker’ın gelişimi çok önemli. Eğer gelişimini sürdürebilirse takımının ihtiyaç duyduğu tamamlayıcı yıldıza dönüşebilir veya Bucks’ın ileride kullanabileceği değerli bir takas malzemesi olabilir.

Boston Celtics: Avery Bradley

29.7 sayısının 10.6’sını son çeyreklerde bulan Isaiah Thomas, MVP seviyesinde bir sezon yaşıyor. İstatistiğin tutulmaya başlandığı yıl olan 1996’dan bu yana son çeyreklerde en çok sayı ortalaması tutturan isim olan Thomas’a play-off’larda rakip tarafından özel önlemler alındığında neler olacağı ise Celtics adına büyük bir soru işareti gibi görünmeye devam ediyor. Raptors geçtiğimiz haftaki maçta Thomas’a son çeyrekte birden fazla adamla önlem alıp diğer Celtics’lileri riske etme kumarında başarılı olmuştu.

Thomas’ın takım arkadaşları yapması gerekeni yapamadı ve Celtics parkede play-off’lara süs olmak için katılmışa benzeyen bir takım gibi göründü. Bu durumda sorumluluk alması gereken ise aşil tendonundaki sakatlık nedeniyle uzun süre sahalardan uzak kalan Avery Bradley. Bradley ayağını kurduğu zaman oldukça iyi bir şutör ve ikili oyun oynayıp Thomas’ın üzerindeki baskıyı dağıtabilecek bir oyuncu. Boston eğer play-off’larda ses getirmek istiyorsa onun sağlıklı kalması gerekecek.

Atlanta Hawks: Tim Hardaway Jr.

7 Ocak’taki Kyle Korver takasından bu yana maç başına rakiplerinden 2.6 sayı fark yiyen Hawks 11-10 derece tutturmuş durumda. Hardaway ise dikkat çeken olumlu noktalardan biri. Bu dönemde 100 pozisyon başına takımına 14.8 sayılık bir pozitif katkı yapan oyuncu, bu alanda rotasyondaki oyuncular arasında ilk sırada yer alıyor. Bu da 15.3 sayı atan bir oyuncu için sürpriz bir istatistik olarak sayılabilir.

İstatistiklere göre Millsap, Howard, Hardaway ve Schröder aynı anda parkede olduğunda  Hawks 100 pozisyon başına 111.9 sayı atıyor ancak Hardaway’i bu denklemden çıkardığımızda kalan üçlü 97.2 sayı bulabiliyor. Hardaway her şekilde sayı bulabilen bir skorer olmayabilir ama herkes için alan açtığı bir gerçek. Sezon sonuna yaklaştığımız şu günlerde Hawks’ın Hardaway’e daha çok pozisyon hazırlayıp hazırlamayacağını dikkatle izliyor olacağım.

Toronto Raptors: Serge Ibaka

Ibaka’nın Celtics’e karşı çıktığı ilk maç, bize Raptors’ın yıldız uzunu nasıl kullanacağına dair bazı ipuçları vermeye yetti. Ibaka maçlara 4 numarada başlayıp 5’te bitirecek. Ibaka’nın maçın son 7 buçuk dakikasını pivot olarak oynadığı beş, neredeyse tüm perdelerde adam değişerek Boston’ın hücumunu durdurmayı ve maçı kazanmayı başardı.

Ibaka Raptors’a, daha önceden sahip olmadıkları rakibe karşı maç içinde hamle yapabilme şansını tanıyor. Kongolu uzunu pivot olarak oynatarak kısa bir beş kullanabilirler ya da Valanciunas’ın yanına Patterson veya Ibaka’yı koyarak uzun ve büyük kalabilirler. Eğer Ibaka Celtics maçındaki gibi savunma yaparsa, Kanada ekibi play-off’larda önemli bir faktör olacaktır.

Cleveland Cavaliers: LeBron James

LeBron hakkında son zamanlarda çok şey yazıldı ancak biz birkaç şey daha ekleyelim, Cavs son 3 sezondur LeBron’un oynamadığı 23 maçın sadece 4’ünü kazandı. Bu sezon ise 4 maçta hiç galibiyet alamadılar. Büyük üçlü birlikte oynadığında 100 pozisyon başına rakiplere 9.8 sayı fark atan Cavs’te LeBron benchteyken bu istatistik 0.6 sayı fark yemeye kadar geriliyor.

Kral, Irving ve Love olmadan takımını 2015 Finalleri’ne taşımayı başarsa da Irving ve Love’ın LeBron olmadan bunu yapabilmesi çok zor görünüyor.

Brooklyn Nets: Caris LeVert

Bir Reddit kullanıcısı olan Cloone11’in Umutsuz Olmak adlı başlığa yazdıklarıyla başlayalım; “Bir Brooklyn taraftarı olarak bir GM’in geleceğimizi bu kadar batırabileceğini hiç düşünmemiştim. Yani, bu takımı takip etmenin ne anlamı var ki. Ne bileyim, içim acıyor. Üzülüyorum. Canımı acıtıyor. Cehennem gibi bir şey.” Umut için çaylak LeVert’e bakmalısınız. LeVert ayağındaki sakatlıklar nedeniyle endişeler olmasaydı muhtemelen bir lotarya seçimi olacaktı.  Nets GM’i Sean Marks’ın bazı riskler alması gerekiyordu ve şu ana kadar aldığı riskte başarılı olmuş gibi görünüyor.

2.01 boyundaki genç oyuncu bir kanat oyuncusunun fiziğine ve bir guardın pas yeteneklerine sahip ki bu da onu ikili oyunda bir ters eşleşme haline getiriyor. LeVert modern istatistiklere baktığımızda ikili oyunlarda attığı sayı, verdiği pas ve aldığı fauller bir araya getirildiğinde deneme başına 1 sayı buluyor.

Çaylak oyuncunun vücut kontrolü, oyun hakkındaki doğal hissi ve doğaçlama bir şeyler üretebilme yeteneği kariyerinin zirvesindeki Jamal Crawford’a benziyor. LeVert ne zaman durup ne zaman hızlanacağını çok iyi biliyor ki birçok kısa bunu seneler içinde öğrenemiyor. Potaya doğru penetre ettiğinde köşelere tam zamanında pasları çıkarmayı başarabilen genç oyuncu yıllar içinde takım arkadaşlarını daha iyi birer oyuncuya dönüştürebilir. Nets’in bu yıl da ilk turun sonlarından yapacağı iki draft hakkı daha var ve Sean Marks, çeşitli ikincil nedenlerden dolayı o sıralara düşmüş potansiyelli gençlere yatırım yapmaya devam etmeli.

Chicago Bulls: Bobby Portis

Eğer Bulls 2019’a kadar gemiyi doğru rotaya çevirmezse Jimmy Butler’ın takımdan ayrılma ihtimali her gün artıyor. Hatta eğer takımın genç çekirdeği gelişim sinyalleri göstermezse o tarih bu yaza kadar çekilebilir. Bulls GM’i John Paxson, OKC ile yaptıkları takasın bir nedenin de genç oyuncular Denzel Valentine ve Bobby Portis’e daha çok dakika vermek olduğunu söylemişti. (hım, bunu takastan önce de yapamaz mıydınız?)

Bu iyi bir şey. Bulls’un genç oyuncuların gelişmesine ihtiyacı var. Portis şu anda topu savunurken buz pateni yapan bir geyik gibi gözükse de kolejde ikili oyunlarda adam değişme ve rakip kısanın karşısında kalabilmekte çok başarılıydı. Eğer Portis ve diğer genç oyuncular bir gelişim gösterecekse şu an bunun tam zamanı, yoksa Chicago’yu uzun ve acı dolu bir yeniden yapılanma süreci bekliyor.

Charlotte Hornets: Cody Zeller

31 Aralık günü 19-14 ile Doğu’da dördüncü sırada yer alan Charlotte, o dönemden sonra Cody Zeller’ı çeşitli sakatlıklar nedeniyle 16 maçtı kullanamadı ve 25 maçının 19’unu kayberek yeni yılda Nets’ten sonra NBA’in en az galibiyet alan takımı oldu. Hehe! Zeller gerçekten önemli mi? Uzun oyuncu yaptığı sert perdeler, hızlı hücumda rakip potaya ölümüne attığı deparlar ve takım arkadaşlarına güven veren çember savunuculuğuyla takımına büyük bir katkı veriyor. Kemba Walker Hornets’ın en iyi oyuncusu olabilir ama play-off’lar için bir oyuncudan umutları varsa o isim Cody Zeller’den başkası değil.

Detroit Pistons: Kentavious Caldwell-Pope

Adrian Wojnarowski’nin haberine göre bu yaz sınırlı serbest oyuncu statüsüne kavuşacak Caldwell-Pope, maksimum kontrat isteyebilir gibi görünüyor ve bu yüzden takasın son günlerinde gelen teklifleri değerlendirmeye aldı. 24 yaşındaki isim bu yıl 16 maçta 20 üstü sayı attı ve bize neden 8.sırada seçildiğini göstermeye başladı.

KCP deyince ise akla istikrarsızlık gelir oldu. Bu sezon maç başına 14.5 sayı atan Pope’un son zamanlardaki çıkışı sadece küçük bir dönemlik mi? Evet belki her maç rakibin en önemli oyuncusunu savunuyor olabilir ancak şu anda bir yan parça konumunda olan bir oyuncu için büyük bir lüks vergisinin altına girmeye değer mi? Pistons’ın sezonun kalan bölümünde bu sorulara cevap vermesi gerekecek. Bu konu hakkında konuşan Van Gundy, “Maddi olarak bizi nelerin beklediğini ve bunların bizi ne konuma sokabileceğini biliyorsunuz” dedi ve ekledi, “Neler olacağının kesinlikle farkındayız ve buna göre kararlar alıyoruz.”

Orlando Magic: Aaron Gordon

Magic, Ibaka’yı gönderdikten sonra uzun rotasyonundaki sıkışıklığı çözüp Aaron Gordon’a 4 numaradan süre vermeye başladı. Gordon’ın 4 numaraya geçişi sezon başında neredeyse tüm basketbol yorumcularının umduğu şeydi çünkü 2.07’lik genç oyuncu iyi olduğu yönler kanat oyuncuları tarafından engellenebilen ancak yavaş ayaklı uzunlar karşısında yeteneklerini gösterebilen bir isim.

Geçtiğimiz hafta Aaron Gordon’ın 7 şut kullanıp 18 sayı maçtan sonra konuşan koç Vogel, “Açıkça konuşmak gerekirse şu anda herkesin kendi pozisyonunda oynadığı düşünüyorum. Aaron’ın uzun forvette oynaması kendisi için daha iyi. Evet 3 numaraları savunurken de iyi bir iş çıkardı ancak 4 numarada çok daha iyi” cümleleriyle özetledik durumu.

Şu anda profesyonel olmayan ben:   

Profesyonel olan ben: Ibaka takası hiçbir zaman gerçekleşmemeliydi çünkü bu hamle Magic’in rotasyonunu tamamen içinden çıkılmaz bir hale soktu. Şu anda bu halden çıkmaya çalıştıklarını görmek güzel. Gordon’ın şutu yazın yapacağı özel idmanlara kadar muhtemelen gelişmeyecektir ama Orlando, sezon sonuna kadar genç oyuncudan daha çok şey bekliyor.

New York Knicks: Kristaps Porzingis

Porzingis’in bu twitini silmemesi lazımdı;

Bu fotoğraf, zirve yolunda çekilen çilenin karşısına çıkan her zorlukta yılmadan savaşarak bu zorlukların üstesinden gelmek olduğunu hatırlatacaktır Porzingis’e. Belki uzun ve zorlu bir yol olacak, ama Letonyalı oyuncu doğru yolda.

Knicks bu yıl beklentileri karşılamakta zorlandı ancak zaten önemli olan Porzingis’in gelişimiydi. Sakatlıklarla boğuştuğu sezonda pozisyon başına 0.07 sayı daha fazla atarak ortalamasını 0.99’a çıkaran Letonyalı devin gelişim kaydettiği çok açık. Genç oyuncunun şut isabet oranları arttı ve bununla birlikte ikili oyunlarda durdurulması imkansız bir güç olmaya doğru ilerliyor.

Knicks’in takım sahibi, yönetimi ve ‘takas edilemez’ maddesine sahip yaşlanan bir süper yıldızı yüzünden büyük problemleri var. Ancak Porzingis parlamaya devam ederse, New York için serbest oyuncuları takıma katmak daha kolay olacaktır.

Washington Wizards: Otto Porter Jr.

2016 All-Star’ından önce kariyeri boyunca %31.5’la üçlük atan Porter, o dönemden bu yana adeta Korver’a dönüşerek %48.3’le üçlük atmaya başladı. Porter potaya yakın yerlere kat yaptıktan sonra bitiriciliği zaten harika, perdelerin üstünden kaldırıp şut atabiliyor ve savunmada hiçbir zaman vazgeçmeyen bir oyuncu. Genç isim, Wall ve Beal’ın ihtiyaç duydukları tamamlayıcı parça adeta.

Peki ya %50’ye dayanan bu üçlük yüzdesi sadece formda bir dönemse? Bu önemli bir soru. Otto Porter’ın şutunun geliştiğine eminim ancak bu kadar harika olduğu konusunda şüphelerim var. Şut mekaniği hala değişmeyen genç oyuncunun bu istatistiklerle şut atmaya devam etmesi pek kolay gözükmüyor.

2016 All-Star’ından bu yana 362 üçlük kullanan Porter için bu veri ortalama sayılabilir. Nylon Calculus’ün yaptığı bir çalışmaya göre oyuncuların güvenilir birer şutör olması için 750’den fazla üçlük kullanmaları gerekiyor. Önümüzdeki birkaç ay ve belki de önümüzdeki sezon Porter için belirleyici olacak. Eğer bu şekilde oynamaya devam ederse önemli bir şutöre değiştiğini söyleyebiliriz ancak devam edemezse, genç oyuncunun ortalama bir şutör olduğunu öğrenmiş oluruz. Otto Porter bu yaz sınırlı serbest olacak ve Wizards’ın gelen her teklifi karşılamasını bekliyoruz. Bu şut yüzdesinin ileride de devam etmesi için dua etseler iyi olur.

*İstatistikler 26 Şubat itibariyle geçerlidir.