by Yaron Weitzman, çeviri: Arma Kaynar/ info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 13 Şubat 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevirilmiştir.
23 Haziran 2011 gecesi Iman Shumpert için özel bir geceydi. Büyün hayatı boyunca Draft’ta seçileceği günün hayalini kuran Shumpert, bugünü beklemişti. Ancak dönemin NBA Başkanı David Stern’ün adını anons edişini duyan tek kişi Shumpert değildi. Akrabalar, arkadaşlar, arkadaşlarının arkadaşları, binlerce Twitter takipçisi… Kimilerini Shumpert tanıyordu ama çoğunu hayatında görmemişti bile.
O geceden bahsederken Shumpert, “herkes ya beni arıyordu ya da mesaj atıyordu” diyor. “Telefonum kilitlenmişti, bir türlü kendine gelmedi.” Shumpert’a ulaşmaya çalışanların arasında Draft’ın 17. sırasında onu seçen New York Knicks yöneticileri de vardı. Hem yeni oyuncularına hoş geldin demek hem de ertesi gün sabah kulüp tesislerinde olması gerektiğini söylemek istiyorlardı. Ancak Shumpert’a kendi telefonundan ulaşamadılar ve menajeri aracılığıyla yeni oyuncularıyla konuşabildiler. Shumpert’ın menajeri yeni bir telefon ile birlikte Knicks’in mesajını da oyuncusuna iletti. Mesaj netti: “Bu numarayı kimseye verme, bu senin NBA telefonun.”
O telefon, diğer birkaç eşyayla beraber Shumpert’ın 9 yıllık NBA kariyeri boyunca yanında taşıdığı ender eşyalardan. Tecrübeli oyuncu, “Bu benim iş telefonum. Eğer NBA’de oynayan veya çalışan birisiyseniz numaramı bilebilirsiniz. Ancak değilseniz, bilme ihtimaliniz yok.” diyor. Shumpert, ülkeyi boydan boya gezmesini sağlayan takım değişiklikleri boyunca numarasını hiç değiştirmedi ve özel bir hatta sahip olmanın ona Draft gecesi sağlamadığı gizliliği sağladığını söylüyor. Tecrübeli oyuncu diğer telefon numarası insanların eline geçtiği anda değiştirmekten çekinmediğini ekliyor.
Çoğu insan hayatları boyunca sadece bir telefon numarası kullanır. Orta okul veya lisedeyken kendilerine bir hat alırlar ve yetişkin hayatları boyunca bu numarayı kullanırlar. Patronlarını, iş arkadaşlarını, ailelerini sürekli bu numaradan ararlar ve bu insanlara istediğiniz zaman ulaşabilirsiniz. Asla numaraları değişmez.
Ancak NBA oyuncuları sıradan vatandaşlara benzemiyor ve aradaki tek fark uzun boylu olmaları değil. Bir NBA yöneticisi, “Sokakta yürürken karşınıza çıkan herkesin sizden bir şeyler istediğini düşünün. Fotoğraf, röportaj, tanıdıkları için video…” diyor. Tüm bunların peşinde olan insanlar için bu oyuncuların telefon numarasına ulaşmaktan daha mantıklı ne olabilir ki?
Bu duruma karşın oyuncular son yıllarda çok sık rastlanmayan yeni bir yöntem geliştirdiler. Atlanta Hawks forması giyen ve bu sezon ilk kez All-Star seçilen Trae Young bu önlemi, “İnsanlar numaranızı bulup sizi olur olmaz anlarda aramaya başlıyor. Bu yüzden numaramı sürekli değiştiriyorum.” diyerek açıklıyor ve bu değişimi 5-6 ayda bir tekrarladığını ekliyor.
Indiana Pacers’ın pivotu Myles Turner da numarasını sık sık değiştiren oyuncular arasında. Ancak yıldız pivot diğer oyunculara kıyasla o kadar da sık telefon numarası değiştirmediğini savunuyor, “Paul George gibi yıldızlar neredeyse her hafta telefon numarasını değiştiriyor.”
Tecrübeli oyuncu Taj Gibson da oyuncular arasındaki bu trendin şahitlerinden biri. Taj Gibson, 2010’lu yılların başında Chicago Bulls’ta oynadığı dönemde soyunma odasında sık sık “Rose yine numarasını değiştirmiş!” isyanlarının yükseldiğini dile getiriyor.
Oyuncuların telefon numaralarını değiştirmek gizliliklerini korumak adına önem taşıyor olabilir ancak beraberinde bazı sorunları da getiriyor. Birkaç yıl önce yaşadığı bir olayı paylaşan Sacramento Kings’in forveti Harrison Barnes, “NBA’e girdikten sonra ilk kez numaramı değiştirdiğim zamandı. Yıllar geçtikçe bazı insanlarla görüşmeyi kesersiniz. Numaramı değiştirdikten bir süre sonra eski bir arkadaşımla karşılaştım. Bana aramızda spor ayakkabıları hakkında geçen bir mesajlaşmadan bahsetti. Ancak ben hiçbir mesaj almamıştım” diyor. Kısa bir süre sonra Barnes, arkadaşının konuştuğu kişinin eski numarasını kullanan başka birisi olduğunu anlamış.