NBA: Potansiyeline Ulaşamamış 5 Oyuncu

27/Şub/20 08:48 Şubat 27, 2020

admin69

27/Şub/20 08:48

Eurohoops.net

Bu isimler lige geldiğinde süperstar olmaları bekleniyordu, ancak işler beklendiği gibi ilerlemedi…

by Zach Buckley, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 18 Şubat 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

All-Star karşılaşmasında ilk kez yer alan genç oyuncularla beraber basketbol severler NBA’in geleceğinin nasıl gözükeceğine dair ufak bir fikre sahip oldu. All-Star hafta sonunda yer alan oyuncularla birlikte taraftarlar, potansiyelli isimlerin beklendiği gibi gelişim gösterdiği senaryoya tanıklık etti…

Bu senaryonun sık rastlanan bir şey olduğunu maalesef söyleyemeyiz. Çoğu zaman NBA’e  beklentilerle gelen potansiyelli isimler, yeteneklerini süperstar seviyesine taşımakta zorlanıyorlar.

Listemizde yer alan beş isim de ne yazık ki bu seviyeye çıkamayan isimler.

Bu oyuncuların başarısız olduğunu söylemek doğru olmaz. Oynadıkları takımın taraftarları ve basketbol severlerin geneli tarafından takdir edilen oyuncular fakat lige geldiklerinde bu isimlerden beklenen performans çok daha fazlasıydı.

Aaron Gordon, Orlando Magic

Geçtiğimiz günlerdeki Smaç Yarışmasının ardından Aaron Gordon’ı eleştirmek biraz acımasız gözükebilir. Ancak 6 yıl önce NBA Draftı’nın dördüncü sırasında seçilen bir oyuncunun bu sürede iki Smaç Yarışması ikinciliğinden fazlasını başarması bekleniyordu.

Fiziksel kapasitesi NBA standartlarında bile yüksek olan oyuncu ne yazık ki bu avantajını parkelere yansıtabilmiş değil. Sahip olduğu fiziksel özelliklerle birden fazla pozisyonu savunabilen iyi bir savunmacı olmasını bekleniyordu fakat Gordon’ın ortalama bir savunmacı olduğunu söylemek bile çok doğru olmaz. Aaron Gordon’ın hücum tarafında da takım arkadaşları için yaratabilen bir skorer olması bekleniyordu. Fakat yetenekli oyuncu, kariyeri boyunca %44.7/%31.9/%70.2 yüzdeleriyle şut atarak maç başına 2.3 asist ortalaması yakaladı.

Bunların hepsi için Gordon’ı suçlamak çok doğru olmaz. Yetenekli oyuncu, günümüz basketbolunda kısa beşlerin uzun pozisyonunu oynamak için tüm gereklilikleri karşılıyor. Fakat Orlando Magic, bu plana yönelmek yerine pota altına eklemeler yapmaya devam ediyor.

ESPN’in önemli basketbol yazarlarından Zach Lowe, Gordon’ın durumunu “Aaron Gordon’ın en verimli oynayacağı rol Golden State Warriors’ta Draymon Green’in oynadığı role benziyor. Pick and roll oyununda devrilen ve pas dağıtan uzun oyuncu görevini görerek savunmada her oyuncunun karşısına atabileceğiniz bir isim. Fakat Magic, Gordon’ı hiç bu rolde denemedi” diyerek açıklıyor.

Gordon’ın aldığı rollerde de kendine çok yardımcı olduğunu söyleyemeyiz. Zaman zaman skorer görevini üstlenen Gordon, topu eline fazla yapıştırıyor ve bu role uyumlu olduğunu söylemek çok doğru olmaz. Geçtiğimiz sezon ortalama altı bir izolasyon skoreri olan Gordon, bu sene bu alanda daha da geriye gitti.

Aaron Gordon, geçtiğimiz günlerde yıllardır beklediği Smaç Yarışması şampiyonluğundan vazgeçtiğini söylemişti, belki de basketbol izleyicilerinin de Gordon’ı iki yönlü bir basketbolcu olarak görme hayalinden vazgeçmesi gerekiyor.

Lauri Markkanen, Chicago Bulls

Chicago Bulls bu sezona playoff beklentileriyle girmişti. Ancak şu ana kadar sadece .350’lik bir galibiyet oranı yakalamış durumdalar.

Bu sezon Bulls için en kötü ilerleyen neydi seçmek çok kolay değil. Ancak Lauri Markkanen’in bu sezon gösterdiği performans organizasyonun geleceğe dair kurduğu tüm playoff planlarını suya düşürür nitelikte. Sezona girerken Markkanen’den All-Star seviyesine çıkması bekleniyordu fakat genç oyuncu, geçtiğimiz sezona göre büyük bir gerileme göstererek potansiyeline ulaşıp ulaşamayacağına dair çok ciddi şüpheler uyandırdı.

2.13 boyundaki oyuncu adeta yürüyen bir ters eşleşme. Şut menzili geniş olan genç isim, iyi bir top kontrolüne sahip ve repertuarında potaya sırtı dönük oynamak da var. Ancak bu sezon PER istatistiğinde lig ortalamasının kılpayı üstünde yer alan oyuncu, offensive box plus/minus değerinde de henüz pozitif bir değer göremedi.

Genç oyuncunun saha içi ve üç sayı yüzdeleri de üst üste ikinci sezon düşüş gösterdi. Sayı ortalaması 18.7’den 15.0’e gerileyen oyuncu, geçtiğimiz sezon maç başına 9.0 ribaund alırken bu sezon sadece 6.5 ribaund ortalaması tutturdu. Bu konuda Bulls’un da suçu olduğunu itiraf etmek gerekiyor. Takımdaki en önemli skor yeteneklerinden biri olan Markkanen’i bir nokta şutörüne çevirdiler. Markkanen top eline geldiğinde sadece 1.83 saniye tutuyor, bu süre Oklahoma City Thunder pivotu Steven Adams ile aynı.

Ocak ayında NBC Sports Chicago’ya konuşan Markkanen, “Üçlük atmak dışında birçok şeyi iyi yapabildiğimi düşünüyorum. Ancak son zamanlarda bunları yapmaya çok fırsatım olmadı.” sözleriyle rolünden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi.

Ancak Markkanen’in sergilediği performansın işini kolaylaştırdığını söylemek doğru olmaz. Saha içerisinden %42.4 ve üçlük çizgisinin gerisinden %34.4 ile şut atan genç isim, iyi bir hücum oyuncusu olarak gözükmüyor. Pelvis sakatlığından dolayı bir süre parkelerden uzak kalacak oyuncu, bir gün potansiyeline erişebilir mi kestirmek kolay değil.

Jamal Murray, Denver Nuggets

İki basketbol seyircisi Jamal Murray’i seyrettiğinde birbirinden çok farklı görüşlere sahip olabilir.

Eğer Murray’nin iyi bir akşamına denk gelirseniz ligin sıradaki yıldız şutör guardlarından birini izlediğinizi düşünebilirsiniz. Dribbling ile kendine şut yaratabilen oyuncu, üçlük çizgisinin ardından şutlarını yağmur gibi yağdırmaya başlayabilir. Zaman zaman Jamal Murray’nin savunulamaz gibi gözüktüğünü söylemek lazım. Ligdeki ikinci sezonunun başından beri 20 kere 30 sayı barajını aşan oyuncu, bu süre içerisinde bunu lig genelinde en çok başaran 29. oyuncu.

Eğer kötü bir gecesinde yakalarsanız; kendinizi Denver Nuggets koçu Miachael Malone’un neden Murray’nin bu kadar şut kullanmasına ses çıkarmadığını merak ederken bulabilirsiniz. Murray’nin normal şartlar altında Jokic’in yanındaki ikinci yıldız olması gerekiyordu. Fakat geçirdiği soğuk şut geceleri bunun önündeki en büyük engellerden birisi. İkinci sezonunun başından beri Murray, 13 kez çift haneli şut denemesinde tek haneli sayı üretebildi. Bu dönem içerisinde ligde en fazla böyle performans gösteren 36. oyuncu konumunda.

22 yaşındaki bir oyuncudan böyle istikrarsız performanslar görmek normal olabilir. Fakat Denver, Murray’nin bir yıldıza dönüşeceğini inandığını 5 yıl 170 milyon dolarlık bir yatırım yaparak gösterdi. Şu anda Nuggets, Murray’nin büyüme sancılarını göz ardı etmekte zorluk çekebilir. Böyle kontrata sahip bir oyuncuyu değerlendirirken eleştirilerin dozu ister istemez artıyor.

Murray, kariyeri boyunca 5 asist ortalaması yakalayamamış ve maksimum kontrat sahibi bir guard. Pasörlüğünden çok oyununu atıcılığıyla tanımlayan oyuncu, ortalamanın altında şut yüzdelerine sahip. Savunma tarafında çok verimli bir isim olduğunu da söyleyemeyiz. Nuggets, Murray’nin yıldız seviyesine çıkmasını bekliyor fakat genç isim çok iyi bir oyuncu olmakta bile zorlanabilir.

Myles Turner, Indiana Pacers

Modern basketbolda bir uzundan ne isteyebilirsiniz? Şut tehdidiyle alan açması, çember savunması, adam değişme savunmasına kısaların karşısında kalabilmesi… Myles Turner bunların hepsini yapabilen ender pivotlardan birisi. Peki neden hala Turner’dan daha fazlasını bekliyoruz?

Savunmasının, ribaund zaaflarına rağmen NBA’in en iyi savunma takımına seçilmesini sağlayabilecek seviyede olduğunu söylemek lazım. Ancak uzun süredir Turner’ın hücum tarafında bir gelişim kaydetmesini bekliyoruz ve bu henüz gerçekleşmedi.

2016 yılında Turner, ligin göz kamaştıran genç yeteneklerinden birisiydi. Etkili savunmasının yanında hücumda da çok yönlülüğünü sergileyen genç isim, 14.5 sayı ortalaması yakalamıştı. Turner, 2016 yılından beri bu ortalamanın üzerine çıkamadı. Bu sezon %45.1 kariyerinin en kötü saha içi isabet oranına sahip olan Turner, maç başına 11.9 sayı üretiyor. 14.6 PER ortalaması yakalayan pivot, lig ortalaması olan 15.0’in de altında.

Savunmada masaya getirdiği her şeye rağmen, Turner’ı yıldız olarak etiketleyebilmek için hücum tarafında da bir gelişim görmemiz lazım. Sahada bulunduğu dakikaların bir kısmında, pota altını Sabonis ile paylaşmak zorunda kalması Turner’ın işini kolaylaştırmıyor. Ancak yine de Sabonis sahadayken, Pacers’ın net ratingi 6.3 puan yükseliyor. Turner’ın sahadaki varlığı ise Pacers’ın net ratinginde -3.4 puanlık bir değişiklik gösteriyor.

İstatistik kağıdına baktığımızda Turner’ın blok kategorisi dışında yeteneklerini sahaya yansıtabildiğini söyleyemeyiz. Savunmaya öncelik veren bir oyuncu olmanın kötü bir yanı yok. Ancak Turner’ın günümüz oyununa uyan yetenekleri düşünüldüğünde şu ana kadar daha yüksek bir seviyeye gelmiş olmalıydı.