by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de son birkaç sezondur sürekli bir yükseliş içerisinde olan belli başlı takımlar var. Bunların arasında temsilcilerimiz Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes‘i listenin demirbaşları olarak anımsayabiliriz.
Maddi yatırım yapmaktan çekinmeyen bu ekiplerin yanı sıra bir ekip var ki son 5 sezondur aşamalar halinde gelişen sistematiğiyle kurguladığı basketbolla gıpta ediliyor.
Fransız L’Equipe‘in yayınladığı listede Zalgiris Kaunas’ın 2019-20 sezonu bütçesi tahminen 11.9 milyon euro olarak gösterildi. Bu sezon 18 takımla oynanan EuroLeague’de Litvanya ekibinin yaptığı yatırım en yüksek 13. maaş bütçesi olarak kayıtlara geçti.
2 sezon önce Avrupa’nın en iyi 4 takımı arasında yer almayı başarmış bu takım için düşük bir yatırım gibi gözüküyor değil mi?
Peki, Zalgiris Kaunas buna rağmen nasıl oluyor da büyük paralar harcayan takımlardan oynadığı basketbolla daha çok öne çıkıyor? Gelin bir göz atalım…
Avrupa Basketbolunun Parlak Zihni: Sarunas Jasikevicius
2016 yılının Ocak ayında takımın aynı zamanda eski oyuncusu olan başantrenör Gintaras Krapikas kovulurken göreve onun bir buçuk sezondur yardımcılığını yapan ve 40. yaşına ayak basmaya hazırlanan bir ikon getiriliyordu.
Sarunas Jasikevicius halihazırda 4 EuroLeague şampiyonluğu bulunan bir Avrupa basketbolu efsanesi olarak doğduğu toprakların takımı ve çocukluğunda Arvydas Sabonis’le Sovyet Ligi’nde CSKA Moskova’nın kabusu olan Zalgiris‘in başarısı için kafa yoracaktı.
Göreve ilk geldiği 2015-16 sezonunda takımı o zamanki formatta Top 16’den kurtaramazken bu sürecin 2016-17 sezonu için bir nevi hazırlık mahiyetinde geçtiğini düşünebiliriz. Ertesi sezon Sarunas, kadrodaki 9 oyuncunun biletini kesmiş ve yerlerini doldurmuştu bile.
O sezona guard rotasyonunda iki büyük dış şut tehdidi Leo Westermann ve Kevin Pangos’la başlayan Zalgiris daha planlı hücum eden bir takım haline geldi ve o sezon neredeyse tüm maçlarda 80 üzeri sayı atan bir ekip oldu. Uzun rotasyonunda Antanas Kavaliauskas, Robertas Javtokas ve Paulius Jankunas gibi tecrübeli isimleri birleştiren Litvanya ekibinde Arturas Milaknis ve Edgaras Ulanovas gibi yerlilerden oluşan kanatlarla playoff hattının sadece 2 galibiyet gerisinde kalınmıştı.
Artçı sezonda Westermann’ı CSKA‘ya kaptıran Jasikevicius, TOFAŞ’ta iyi bir sezon geçiren Vasilije Micic’i kadroya dahil etti. Limoges’dan Westermann’ı, Gran Canaria’dan Pangos’u getirip EuroLeague guardı yapan Saras şimdi de Micic’i EuroCup’tan terfi ettirmişti.
O sezonun playofflarında Brandon Davies ve Kevin Pangos’un inanılmaz performanslarına ek olarak Milaknis, Ulanovas ve Axel Toupane ile komple bir takım olmayı başararak önceki yılın finalisti Olympiacos‘u 4 maçta geçen Zalgiris Kaunas’ta Final Four’un garanti altına alındığı son saniyelerde koç Saras gözyaşlarına hakim olamıyordu.
Yarı finalde eski öğretmeni Zeljko Obradovic‘e büyük zorluk çıkaran Jasikevicius’un takımı Bobby Dixon‘ın 3. çeyrek performansına boyun eğse de o sezonun en büyük takdiri toplayan ekibi olarak gönüllerde taht kurmayı başarmıştı.
Geçen sezon ise Pangos’u Barcelona’ya yollamak zorunda kalan Litvanya temsilcisi Thomas Walkup, Marius Grigonis gibi yeni figürleri eğitme yolunda başarıyı kovaladı.
Sezon sonunda forma girerek son 8 maçının 7’sini (son iki maç deplasmanda Olympiacos ve Real Madrid olmak üzere) kazanan Zalgiris playofflara son sıradan kendini atmayı başararak yeni formatta o zamana kadarki en iyi sezonu geçiren Fenerbahçe Beko’nun rakibi oldu.
Olmaz denileni yaparak Ülker Spor Salonu’nda bir galibiyeti koparmayı başaran Saras elenmekten kurtulamasa da gelecek vaadeden takımıyla sempati toplamaya devam etti.
Bu 3 buçuk yıllık periyotta Final Four başarısı göstermeleri en akılda kalan kazanım gibi olsa da Brandon Davies; Kevin Pangos, Leo Westermann ve Vasilije Micic gibi oyuncu kumaşı iyi isimlerin gelişimine büyük katkı sağlayan Jasikevicius onları Avrupa’nın büyük takımlarına yolculadı.
Bu isimlerin en büyük ortak noktaları ise tarihin en iyi oyuncularından birisi olan Saras’ın elinden geçtikten sonra hücum ve savunma repertuvarlarında yaşadıkları gelişme oldu. Bu konunun en güncel örneklerinden birisi olarak ise Lukas Lekavicius’un bu sezonki hücumlarını izlemenizi öneririm.
Yeni Bir Meydan Okuma
2019 yazında Zalgiris, Brandon Davies; Aaron White, Nate Wolters ve Leo Westermann olmak üzere 4 oyuncusunu daha EuroLeague’in köklü ekiplerine kaptırdı. Bu oyuncuların yerini Türkiye Ligi’nden Nigel Hayes ve Alex Perez gibi isimlerle doldurmaya çalışırken Lekavicius’u Panathinaikos‘tan geri alıp Partizan’da yıldızı parlayan Jock Landale ve Zach LeDay’le kadrosunu tamamladı.
Transferlere baktığınız zaman iki EuroLeague oyuncusu var ancak bu isimler o dönemde iki Yunan takımında pek de varlık gösteremeyerek gözden çıkarılmış oyunculardı.
Açıkçası sezon başında kağıt üzerinde pek de ümit aşılamayan bu rotasyonla yüksek bütçeli takımların yanında Zalgiris‘in neler yapacağı merak konusuydu. Bu bölümün altbaşlığının meydan okuma olarak vücut bulmasının sebebi de bununla doğru orantılı.
Sezona iki mağlubiyetle başlayan Kaunas, 3. hafta karşılaşmasında Real Madrid karşısında sürpriz bir galibiyet aldı. Bu maç aslında takımın yapabileceklerini kanıtlaması bakımından önemli bir parametreydi. Fenerbahçe‘yi deplasmanda devirdikleri 6. haftanın sonunda 3 galibiyetle tatminkar bir koltuk elde etmeyi başardılar. Zaten ne olduysa bu bölümden sonra oldu.
Kasım ayından itibaren 9 hafta boyunca EuroLeague’de galibiyet elde edemeyen Zalgiris’te canlar epey sıkılmaya başlasa da bu işin içinde pes etmek yoktu. Ataşehir’deki galibiyetin ardından “Benim için en önemlisi iyi insanlar ve iyi organizasyon ile çalışmak. Kaunas’ta tam olarak bu durum var. Ben yerimden memnunum” açıklamalarında bulunan Saras için elbette bu “iyi organizasyonun” ürünü olan sistem bir gün yeniden çalışmaya başlayacaktı.
2018-19 sezonunun son demlerinde forma girerek playoff umutlarını gerçeğe çeviren Zalgiris Kaunas yeniden bu yarışın bir parçası olabilirdi gerçekten de. Ancak sezon başında kadroya dahil olan Perez’in basketbol dışı sebeplerden ötürü ayrılığı ve takımın skor üretme potansiyeli en yüksek oyuncusu olan Grigonis’in uzun vadeli sakatlığı da can sıkan birer gerçekti.
Bütün bunlara rağmen Zalgiris son iki aylık periyotta oynadığı 10 maçın 7’sini kazanmayı başararak playoff yarışında adını sağlam bir noktaya taşıdı!
Şimdi takımın nasıl bir performans evrimi yaşayarak kendini tekrardan ilk 8’e sokma yolunda emin adımlar attığını değerlendirelim…