By Utkan Şahin /info@eurohoops.net
Geçtiğimiz haftalarda CSKA Moskova’nın yıldızı Kyle Hines, ilginç ve belki de üzerinde konuşulması gereken bir fikirle geldi: “EuroLeague’de All-Star olsun”
“EuroLeague’in markasını büyüterek global sahnede yerini alması için All-Star harika bir fırsat olabilir. EuroLeague’deki en iyi 24 oyuncuyla bir organizasyon düzenleme fikri beni çok heyecanlandırıyor.
Ana problem kesinlikle yoğun takvim. Ancak görüştüğüm oyunculara göre bu fikre herkes tarafından çok sıcak bakılıyor ve çok rekabetçi bir organizasyon izleyebiliriz. Bu fırsat ayrıca sürekli Final Four yapamayan oyuncuların bireysel olarak oyunlarıyla tanınırlıklarını artırmaları için önemli bir platform oluşturabilir.”
Tabii her fikirde olduğu gibi bu konuda da iki farklı taraf var. Bazıları, bu All-Star etkinliğinin Avrupa kıtası gelenekleriyle çok bağdaşmadığını düşünüyor. Eski kıtada spor, bir eğlenceden daha çok kazanılması gereken büyük bir tutku. Amerika’da ise işler çok daha farklı. Üstelik organizasyon kalitesi açısından Avrupa’ya göre çok daha ileride olan NBA’de bile All-Star önemini ve heyecanını eskiye göre kaybetmiş durumda… Avrupa’nın yerel liglerinde yapılan All-Star organizasyonlarının genellikle külfet ve zaman kaybı olması da bu düşünceyi destekleyenler için destekleyici bir gösterge olabilir.
Fakat suyun diğer tarafında olanlar ise bu kadar gelenekselci düşünmüyor. Evet, açıkçası organizasyon kalitesi açısından soru işaretleri her zaman olacak ama diğer yandan eğlenmek herkesin hakkı. Bir hafta, Avrupa’nın bir yerinde farklı farklı ülkelerden gelen oyuncuların ve insanların bu eğlenceyi paylaşması, mutlu olması çok da gereksiz bir fikir değil. Üstelik yine Hines’ın da belirttiği gibi bu oyuncular için heyecan verici bir ünvan… Herkes takdir edilmek ister ve kıtadaki en iyi 24 oyuncu arasında olmak bu anlamda insanın gururunu okşayacak bir durum.
Diğer yandan eski kıtada All-Star geleneği var olan bir şey. Modern EuroLeague öncesinde farklı farklı isimlerle bu organizasyon yapıldı. 1965’ten 1999’a kadar bu organizasyon dönem dönem uygulandı. Eksikleri elbette vardı ama şu anda yeni bir dünyada yaşıyoruz ve düzeltmek bizim elimizde!
Eurohoops Fırın olarak biz, bu yazıda hangi fikrin daha doğru olduğuna dair bir sonuç elde etme çabası içerisinde olmayacağız. Sadece hayali bir dünya yaratarak; “Eğer EuroLeague’de bir All-Star organizasyonu olsaydı nasıl olurdu, kimler katılırdı?” gibi sorularının cevabını arayacağız. En sonunda da sizin oylarınıza başvuracağız.
Bu yolculuğa ise ilk olarak NBA’de All-Star hafta sonunda Cumartesi günleri düzenlenen yarışmalarla başlıyoruz. Son dönemde önemini kaybeden Yetenek Yarışmasını bir kenara bırakarak sizler için Smaç Yarışması ve Üçlük Yarışmasında mücadele etmeyi hak eden isimleri çıkardık.
Hazırsanız, EuroLeague’ın All-Star etkinliğine ‘hayali’ de olsa hoş geldiniz!
SMAÇ YARIŞMASI (4 Katılımcı)
FIBA’nın düzenlendiği All-Star etkinliklerinde Üçlük Yarışması vardı ama Smaç Yarışması yoktu. Dolayısıyla EuroLeague çapında bu bir ilk olacak.
Bildiğiniz gibi, EuroLeague’de maç içerisinde smaç denilince akla genellikle sert bir şekilde biten alley-oop yahut takip smaçları geliyor. Öyle çok estetik diyebileceğimiz smaçlar NBA’e göre daha az oluyor. Bunun bir sebebi de bu konuda genellikle uzunların öne çıkması!
EuroLeague’de bu konuda çok etkili uzunlar var ama ben de genel görüşe katılıyorum; uzunların çok fazla olduğu bir Smaç Yarışmasının tadı çok fazla olmuyor. Dolayısıyla biz de homojen bir şekilde dağıtmaya karar verdik.
Octavius Ellis (Olympiakos)
Evet, o kadar uzunlardan şikayet ettikten sonra ilk seçeneğimizin bir pivot olması sanki absürt oldu ama Octavius Ellis, bu yarışmada olmayı hak ediyor.
Amerikalı pivot, Olympiakos’a henüz çok yeni katıldı ve EuroLeague’de sadece 4 maça çıktı ama nasıl bir atlet olduğunu çok çabuk kanıtladı. 26 yaşındaki oyuncu, geçtiğimiz hafta ASVEL maçında yaptığı inanılmaz poster smaçla hem gözlerimizin pasını sildi hem de haftanın en iyi hareketine imza attı.
Üstelik Ellis, kendini kanıtlamış bir smaçcı!
Amerikalı pivot, 2019’da Yunanistan Ligi’nde yapılan All-Star’da Smaç Yarışmasında Thanasis Antetokounmpo’yu geriden gelerek geçti ve yarışmayı kazandı.
Derrick Williams (Fenerbahçe Beko)
Biliyorum, biliyorum… Olayı daha ilk duyduğunuz anda bu ismi göreceğinizi biliyordunuz. Haksız da sayılmazsınız çünkü Derrick Williams, bu konuda oldukça özel bir isim!
Öyle ki Fenerbahçe‘nin Amerikalı yıldızı, 2012’de bu konuda şansını en yüksek seviyede denedi. Her ne kadar kazanamamış olsa da özellikle Ricky Rubio’nun yardımıyla yaptığı smaç oldukça etkileyiciydi.
En büyük başarısı da bu… Williams’ın çok önemli bir atletizm yeteneği var ama bunda da o, yaptığı işin içerisine kattığı estetikle smaçlarını çok daha güzel gösterebiliyor. Aslında bu sene Türkiye’deki All-Star’da onun bir Smaç Yarışmasında neler yapabileceğini görme şansımız olacaktı ama son anda yaşadığı sakatlık bizi bundan mahrum bıraktı.
Amerikalı oyuncu, Avrupa’ya geldiği günden bu yana hem Bayern hem de Fenerbahçe formasıyla birçok etkileyici smaca imza attı. Bu yarışmada olmayı da kesinlikle hak ediyor.
Rolands Smits (Barcelona)
Rolands Smits “Beyaz adamlar zıplayamaz” sözünü boşa çıkartan isimlerden biri…
Barcelona’nın geniş rotasyonu içerisinde kendisini her zaman sahada görmek mümkün olmuyor ama eğer bu şansı elde ederse bize o harika atletizmiyle harika smaçlar sunuyor.
Mesela yukarıda gördüğünüz o smaç… Nereden zıpladı ama öyle! Smits sadece harika atletizminin yanında o vücut çevikliğine, akıcılığa sahip isimlerden de bir tanesi… Özellikle Fuenlabrada’da oynarken vurduğu harika ters smaçlarla spikerlerin haykırmasına bol bol sebep oluyordu.
EuroLeague çapında yapılacak olan bir yarışmada da benzerlerini spikerlere yaşatabilir!
Austin Hollins (Zenit St. Petersburg)
Biraz uzun kaldık, bize kısa olup da harika smaçlar vurabilecek birisi lazım. EuroLeague’de bunu doldurabilecek en iyi isimse Austin Hollins!
Evet, Hollins denilince akla genellikle dış şutları geliyor ama Amerikalı kanat oyuncusu, aynı zamanda muazzam bir atlet! Hatta aynı Ellis gibi kendini kanıtlamış bir isim. 2019’da Almanya Ligi’nde yapılan All-Star’da kendisi Javonte Green, Aaron Best gibi isimleri geçerek şampiyon oldu.
Zaten videoyu izlerseniz, onun ne kadar estetik ve zor smaçlar yaptığını göreceksiniz.
Amerikalı forvet, EuroLeague’de de bu sezon kendini birkaç pozisyonda yaptığı harika smaçlarla kanıtlamayı başardı. Özellikle Milano maçındaki takip smacı enfesti!
Şimdi gözlerimizi artık Üçlük Yarışmasına çevireceğiz ama öncesinde size bir sorumuz var: “Eğer böyle bir yarışma gerçek olsaydı, favoriniz kim olurdu?”
Sizler için diğer seçeneğini de sunduk çünkü belki de bizim seçmediğimiz ama sizin favoriniz olan başka birisi vardır.
ÜÇLÜK YARIŞMASI (8 Katılımcı)
Cayır cayır yanıyoruz!
NBA’de bu sezonki Smaç Yarışması gerçekten unutulmazdı ama hepinizin de bildiği gibi son dönemde Üçlük Yarışması çok daha vaatkar! Özellikle modern basketbolda her geçen gün üçlüğün değerinin daha da artmasıyla birlikte bu konuda çok daha çarpıcı performanslara şahit oluyoruz.
EuroLeague’de de bu konuda çok şanslıyız. Ligde çok çok iyi şutörler var ve Marcus Eriksson, Anthony Randolph, Mike James, KC Rivers, Arturas Milaknis gibi bazı isimleri bu yüzden içimiz kan ağlayarak dışarıda bırakmak zorunda kaldık.
Yine de merak etmeyin, seçtiğimiz isimler de hiç fena değil. Birazdan göreceğiniz hiçbir şutör, bu sezon %40’ın altında üçlük atmıyor.
Shane Larkin (Anadolu Efes)
Maç başına üçlük isabeti: 3.39 isabet (2. sıra)
Üçlük yüzdesi: %50.98 (4. sıra)
En iyi performansı: 10/12 ile Bayern Münih’e karşı (2019)
Bazı yazılarda çok üzülüyorum çünkü Shane Larkin’i size yeterince övemiyormuşum gibi geliyor… Fakat bana da hak verin, böyle bir skorer performansını Avrupa’da her sezon göremiyoruz. O yüzden hiç alışık değilim.
Bazen takımlar onu yavaşlattığını ya da daha da iyimser bakarak durdurduğunu düşünüyor ama o bir anda ortaya çıkıp, potalarına 20 sayıyı bırakıveriyor! Üstelik bütün bunları inanılmaz bir verimlilikle yapıyor.
Bu sezon maç başına en çok üçlük isabeti bulan 2. isim olan Larkin, bunu %50.9 gibi inanılmaz bir yüzdeyle başardı. Koca sezonda üçlük atamadan bitirdiği sadece tek bir maç oldu ve 24 maçın 11’inde en az 4 üçlük isabeti buldu.
NBA’de de zaman zaman gördüğümüz gibi çok büyük yıldızlar bazen Üçlük Yarışmalarında çuvallayabiliyor ama sonuç ne olursa olsun onun gibi bir ismi bu yarışmada görmek harika olur.
Scottie Wilbekin (Maccabi Tel Aviv)
Maç başına üçlük isabeti: 3.43 isabet (1. sıra)
Üçlük yüzdesi: %44.13 (24. sıra)
En iyi performansı: 8/9 ile CSKA Moskova’ya karşı (2017)
12 Dev Adam’ın bir diğer devşirmesi Scottie Wilbekin de EuroLeague’in en iyi şutörlerinden biri.
Avrupa’ya geldiği günden beri bunu birçok kez gösteren Wilbekin, bu performansların birçoğunu Türkiye’de sergiledi. Özellikle EuroCup’ta Bayern deplasmanında 10 üçlükle 41 sayı attığı maç inanılmazdı.
Yıldız oyuncu, İsrail’deki ilk sezonunda bu konuda beklentilerin çok altında kalsa da ikinci yılında hemen toparlandı ve ligin bu sezon en çok üçlük isabeti bulan ismi olmayı başardı. Üstelik %44.1 gibi harika bir yüzdeyle…
O da aynı Larkin gibi bu sezon sadece 1 maçta üçlük isabeti bulamadı ve 24 maçın 12’sinde en az 4 üçlük isabeti bulmayı başardı.
Jaycee Carroll (Real Madrid)
Maç başına üçlük isabeti: 1.45 isabet (37. sıra)
Üçlük yüzdesi: %42.65 (35. sıra)
En iyi performansı: 7/9 ile Nizhny Novgorad’a karşı (2014)
Jaycee Carroll’sız bir Üçlük Yarışması düşünülemez bile!
Yıllardır Avrupa’da izlediğimiz Amerikalı şutör, adeta üçlük sokmak için yaratılmış. Yıllardır onun perdelerden çıkarak o üçlüğü gönderdiğine o kadar çok şahit olduk ki artık gözlerimizi kapatınca bile bu durum gözlerimizin üstüne geliyor.
Tecrübeli oyuncu, Real Madrid‘in geniş rotasyonu sebebiyle belki yüzde ve isabet sayısı olarak çok yukarılarda değil ama bu onun muhteşem şutörlüğünden hiçbir şey götürmüyor. Üstelik bu tarz yarışmalar onun gibi eli ısındığı zaman durdurulması çok zor isimler için oldukça uygun!
Carroll, İspanya’daki Üçlük Yarışmasında iki kere kazanarak bunu ispatladı.
Jimmer Fredette (Panathinaikos)
Maç başına üçlük isabeti: 1.76 isabet (22. sıra)
Üçlük yüzdesi: %42.72 (33. sıra)
En iyi performansı: 5/8 ile Milano‘ya karşı (2020)
5 yaşından beri rakiplerini alt etmek için üçlük atışlarını kullanan Jimmer Fredette de bu yarışma için harika olur.
Amerikalı skorer, farklı ama etkili şut stiliyle bütün kariyeri boyunca harika bir şutör oldu. Hatta kariyerini bile bunun üzerine kurdu. Lisede ve kolejde okuduğu okulların rekorların hala elinde tutan Fredette, profesyonel kariyerinde de bu özelliğinden hiçbir şey kaybetmedi.
Panathinaikos‘un en yüksek yüzdeyle üçlük atan ismi olan yıldız oyuncu, 26 maçta sadece 4 kere üçlük isabeti bulamadı.
Fredette, daha önce G-League’in All-Star’ında şansını denemiş ama fena bir performans göstermese de kazanamamıştı. Burada ise en büyük favori belki o olmaz ama arkadan sıyrılıp, kazanabilir!
Melih Mahmutoğlu (Fenerbahçe Beko)
Maç başına üçlük isabeti: 1.63 isabet (27. sıra)
Üçlük yüzdesi: %51.67 (2. sıra)
En iyi performansı: 5/5 ile Malaga’ya karşı (2014)
En baştan gönül rahatlığıyla söyleyebilirim, Melih Mahmutoğlu‘nu populist bir davranışla – yazıyı daha çok okutmak için – listeye almadım. Fenerbahçe Beko’nun kaptanı, gerçekten mükemmel bir şutör olduğu için listede yer alıyor.
İstatistikler de bunu kanıtlıyor zaten.
Milli oyuncu, bu sezon %51.6 ile kariyerinin en yüksek üçlük ortalamasını tutturdu ve EuroLeague’de bu alanda zirvenin hemen altında 2. sırada yer alıyor. Üstelik bu istatistiklere sahip olmasa bile bence Melih, hem milli takım hem de Fenerbahçe‘de yıllardır gösterdiği performanslarla ne kadar özel bir şutör olduğunu kanıtladı.
Ayrıca o aynı Carroll gibi bu yarışmaların ustası olan bir isim! Tecrübeli şutör, Türkiye’deki All-Star’da 3 defa bu yarışmayı kazandı ve tarihte bunu ondan başka yapan bir isim yok.
Rokas Giedraitis (ALBA Berlin)
Maç başına üçlük isabeti: 2.04 isabet (13. sıra)
Üçlük yüzdesi: %41.18 (50. sıra)
En iyi performansı: 5/7 ile Fenerbahçe‘ye karşı (2019)
Avrupa’da bir Üçlük Yarışması düzenlenecek ve içerisinde en az bir tane Litvanyalı olmayacak… Olacak iş değil!
ALBA Berlin’de bu sezon mükemmel bir sezon geçiren Rokas Giedraitis buna asla izin vermez. Açık konuşayım; Litvanyalı forveti ya Smaç Yarışmasına ya da bu yarışmaya koyacaktım ama en sonunda onun yerinin burası olduğuna karar verdim.
Çünkü kendisi ilk senesinde üç sayı çizgisinin arkasından ne kadar özel bir isim olduğunu herkese gösterdi.
Alman ekibinin taşıyıcı parçalarından biri olan Giedratis, %41.8’lik yüzdesiyle ligin en çok üçlük sokan oyuncularından biri oldu. Üstelik sadece 2 maçta üçlük isabeti bulamayarak bunu istikrarlı bir şekilde başardı.
Onun stili belki bu tarz bir yarışma için çok uygun değil ama kimin elinin ne zaman alev alacağını hiçbir zaman bilemeyiz değil mi?