by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 3 Mart 2020 tarihinde BleacherReport‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA, yıldızların etrafında şekillenmiş bir lig ancak bazı takım – oyuncu birliktelikleri beklendiği gibi yürümüyor.
NBA’de oyuncu hareketliliğinin git gide artmasıyla birlikte birçok oyuncunun, isminin ve statüsünün yarattığı beklentileri sahadaki üretimiyle karşılayamadığını gördük.
Bazı oyuncu – takım birliktelikleri (OKC Thunder – Chris Paul gibi) beklentilerin ötesinde bir başarı gösterse de bu listedeki denemeler felaket ile sonuçlandı.
Allen Iverson – Memphis Grizzlies (2009)
2009 sezonuna kadar sadece bir kez All-Star (Pau Gasol) çıkarma başarısı gösteren Memphis Grizzlies için Allen Iverson’ı kadroya katmak çok büyük bir başarı olarak görülmüştü.
Iverson’ın tanıtıldığı basın toplantısı, bir yerden sonra adeta bir şampiyonluk kutlaması havasında geçmişti. Grizzlies, Allen Iverson’ı kadrosuna katarken onun tecrübesini Mike Conley ve O.J. Mayo gibi gençlerin yanına ekleyerek bilet satışlarını da arttırmayı planlıyordu.
Iverson, Grizzlies’e gelmeden önceki sezonunda 17.5 sayı – 5.0 asist – 3.0 ribaund ve 1.5 top çalma ortalamaları tutturmuştu. Bundan bir önceki sezonunda 82 maçın tamamında 41.8 dakika süre alan Iverson, maç başına ürettiği 26.4 sayı ile sayı krallığının üçüncü sırasında yer alıyordu.
Iverson’ın Grizzlies’e katabilecek çok şeyi var gibi görünüyordu ancak Memphis’te geçirdiği günlerde sakatlık ve kişisel sorunlarla uğraşan yıldız isim, oyuncu karakteri olarak da çok parlak bir görüntü çizmedi.
Koç Lionel Hollins, Iverson’ı ilk maçında benchten getirmeyi tercih edince yıldız oyuncu karşılaşmanın ardından “Benchte oturmaktan k*çım ağrıdı” diyerek şikayet etmişti. Şikayetleri bununla bitmeyen 34 yaşındaki oyuncu, “Gidip kariyerime bakabilirsiniz. Ben altıncı adam değilim. Bunun benim bencil olmamla alakası yok, ben olduğum gibi davranıyorum. Bu lige geldiğimden beri başarılı olmamı sağlayan şeyleri değiştirmek istemiyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Iverson, kısa Memphis kariyerindeki diğer iki maçında da benchten gelmeye devam etti. Girzzlies tarafından serbest bırakıldıktan sonra Sixers ile anlaşan yıldız oyuncu efsanevi NBA kariyerine burada nokta koydu.
Shaquille O’Neal, Cleveland Cavaliers (2009-10)
2008 – 09 normal sezonunu 66 galibiyetle bitiren Cleveland Cavaliers, Doğu Konferansında yıldızlaşıp 25.8 sayı – 13.0 ribaund – 2.8 asist ve 1.2 blok ortalamalarıyla oynayan Dwight Howard’ın liderlik ettiği Orlando Magic’e elenmişti.
Howard’ın fiziksel avantajına bir cevap arayan Cleveland Cavaliers’ın fazla bir seçeneği yoktu. Phoenix Suns formasıyla geçirdiği son sezonda 17.8 sayı – 8.4 ribaund ve 1.4 blok ortalamalarıyla oynayan Shaquille O’Neal All-Star seçilmişti ve yıldız isim 37 yaşında bile olsa ağır tempoda oynayan Cavs’in yarı saha basketboluna çok büyük katkıda bulunabilirdi.
Cleveland, Shaquille O’Neal’ı Phoenix Suns’a Ben Wallace, Sasha Pavlovic ve 2010 ikinci tur draft hakkını göndererek kadrosuna katmıştı. Cleveland’a gelen Shaq, amacını “Kral için yüzük kazanmak” olarak açıklıyordu.
Shaquille O’Neal, LeBron James’in Cleveland Cavaliers kariyeri boyunca sahip olduğu takım arkadaşları arasında şüphesiz en büyük isme sahip oyuncuydu. Fakat yıldız oyuncunun performansı isminin hakkını veremedi…
O dönem NBA listelerinde 147 kilo olarak gösterilen Shaq, kesinlikle saha içerisinde daha ağır ve yavaş gözüküyordu. Shaq’ın eklenmesiyle birlikte yolların ayrıldığı Zydrunas Igauskas da Cavs benchi için önemli bir kayıptı.
Shaq’ın takıma katılmasıyla LeBron hücum edebileceği daha az alan bulmaya başladı. Savunması da bir önceki sezona göre gerileyen Cleveland Cavaliers’ta Shaq 12 sayı – 6.7 ribaund ve 1.2 blok ortalamaları tutturdu.
Cavaliers, Dwight Howard’ın karşısında elini güçlendirmek için kadrosuna Shaq’ı katmıştı ancak Cleveland ekibi ikinci turda Boston Celtics’in karşısında sezona son noktayı koydu.
Dwight Howard, Los Angeles Lakers (2012-13)
Dwight Howard bugünlerde Lakers’ın yedek pivotu olarak iyi bir performans gösterse de uzun oyuncunun Los Angeles’taki ilk dönemi çok da iyi geçmemişti.
Orlando Magic’te geçirdiği 8 yıl içerisinde 6 kez All-Star seçilen, üç kez Yılın Savunmacısı seçilen ve ribaund kategorisinde dört kez lig lideri olan Dwight Howard; 4 takım, 5 draft hakkı ve 12 oyuncunun dahil olduğu bir takasla Los Angeles Lakers’ın yolunu tutmuştu.
Bu dönemde Lakers’ın son şampiyonluğunun üzerinden sadece iki yıl geçmişti ve kadrosunda Kobe Bryant, Pau Gasol, Ron Artest gibi isimleri barındırıyordu. Üstelik Los Angeles temsilcisi Dwight Howard takasından bir süre önce kadrosuna 2 kez MVP ödülünü kazanan Steve Nash’i katmıştı.
Los Angeles Lakers, kağıt üstünde ligin en iyi kadrosuna sahipti ve Finallerde Miami Heat ile karşılaşmaları bekleniyordu.
2012-13 sezonunun sonunda sırtından ameliyat olan Howard, daha sonra aslında sakatlığının onu bütün sezon saha kenarında tutacak kadar ciddi olduğunu kabul ediyordu. Bunun üzerine Kobe Bryant ile bir türlü anlaşamayan uzun oyuncu, Lakers’ın 45-37’lik derecesiyle hayal kırıklığı yarattığı sezonu 17.1 sayı ortalamasıyla bitirerek beklentilerin uzağında kalıyordu.
Shams Charania’ya yaptığı açıklamalarda Lakers’ın sorunlarının sebebini sakatlıklar ve ego savaşları olarak açıklayan Howard, “Bir grup insan egolarına yenik düşüp birlikte bir hedefe yürümediği zaman ister istemez kopukluk oluşuyor. Ancak egonu evde bırakıp işinizi yapmaya çalıştığınızda her şey daha kolay oluyor” demişti.
O yıl normal sezonun son beş maçını kazanan Los Angeles Lakers play-off’lara yedinci sıradan girmişti ve ilk turda San Antonio Spurs’e elenmişti. Howard takip eden yazan Houston Rockets ile 4 yıl 88 milyon dolar değerinde maksimum kontrat imzaladı.
Jimmy Butler, Minnesota Timberwolves (2017-18)
Minnesota Timberwolves’ta oynadığı tek sezonda takımını 2004 yılından sonra ilk kez play-off’lara taşıyan Jimmy Butler, sezon boyunca 22.5 sayı – 5.3 ribaund – 4.9 asist ve 2.0 top çalma ortalamalarıyla oynayarak All-Star takımına seçilmişti.
2017-28 sezonu Minnesota Timberwolves’un daha iyi günlerinin habercisi gibi gözüküyordu fakat takım ile Jimmy Butler arasındaki ilişki çok çabuk sona erdi.
2018 yazında çıkan haberlere göre Butler, Wiggins’in aldığı 5 yıl 147.4 milyon dolar değerindeki kontrattan memnun değildi ve takasını isteyecekti. Bu noktadan itibaren işler adeta çığırından çıktı.
Bir önceki sezon Timberwolves, Butler’ı kadrosuna katabilmek için Lauri Markkanen ve Kris Dunn’dan vazgeçmişti. Timberwolves aynı zamanda Butler’ın takımdan ayrılmak istemesine rağmen oyuncuyu takaslamaya da yanaşmıyordu. Bunun üzerine Butler, yaz antrenmanlarının büyük kısmına “genel halsizlik” bahanesiyle katılmadı.
ESPN’den Adrian Wojnarowski’nin haberine göre bir antrenman sırasında Timberwolves’un ikinci yedekleriyle takım olan Butler, ilk beş başlayan diğer oyuncuları hiç şut atmadan yenmiş ve bunu yaparken takımın koçu Tom Thibodeau ve genel menajeri Scott Layden ile de tartışmıştı.
Bu gelişmelerden sonra takımın kimyası doğal olarak bozulmuş ve 47 galibiyet ile biten sezonun ardından Timberwolves yeni yıla 4-9’luk bir dereceyle girmişti. Bunun üzerine Timberwolves inadından vazgeçerek Butler’ı; Robert Covington, Dario Saric, Jerryd Bayless ve 2022 ikinci tur hakkı karşılığında Philadelphia 76’ers’a yolladı.