2019-20 EuroLeague: Hayal Kırıklığı Yaratanlar

24/Mar/20 10:13 Mart 24, 2020

Utkan Sahin

24/Mar/20 10:13

Eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de sezonun büyük hayal kırıklıklarıyla karşınızdayız.

by Utkan Şahin / info@eurohoops.net

2019-20 EuroLeague sezonu ne zaman bitecek?

Ya da herhangi bir zamanda bitecek mi?

Bu soruların cevabı coronavirüs sebebiyle şimdilik yanıtlanamıyor.

Lige ara verilen süreçte ise Eurohoops Fırın olarka yazılarımıza devam ediyoruz.

———————————-

Basketbol hiçbir zaman kağıt üstünde vaat ettiklerini vermez. Her zaman beklentilerde inişler ve çıkışlar olur. Bunun örneklerini bu sezon da gördük.

Takımlardan bazıları sezon başındaki beklentilerinin altında performans gösterdi. Üstelik bu takımlar aynı zamanda sezon başında takıma kazandırdıkları ya da hali hazırda ellerinde bulunan oyuncuların bazılarından da beklentilerinin altında bir performans aldı.

Bunlardan bazıları neredeyse hiçbir beklentiye cevap veremezken bazıları isimlerinin getirdiği şöhretin altında ezildi.

Eurohoops Fırın, EuroLeague’de beklentilerin altında kalan oyuncuları/koçları/takımları ve olayları yazdı:

Kosta Koufos

“Para, para, para”

Dimitris Itoudis, Bandırma günlerinde eğer bu şarkıyı duymuşsa Kosta Koufos’u her gördüğünde de bu şarkıyı söylüyordur.

3 büyük yıldızını kaptırdıktan sonra bu yaz yeni bir yapılanmaya giden CSKA Moskova, yıllardır süregelen kalıplı uzun problemini çözmek adına NBA’den Kosta Koufos’u getirdi.

Amerikan medyasının haberine göre Rus devi, 11 yıldır NBA’de mücadele eden Yunan pivotu yıllık 3 milyon dolara getirdi ama sahada bunun karşılığını hiç alamadı.

Sezona sakat giren Koufos Kasım ayıyla birlikte geri dönse de fiziksel olarak sahada olabilecek gibi değil. EuroLeague’de 17 maçta toplamda sadece 162 dakika süre alabilen tecrübeli pivot, o kısa sürelerde de genellikle takımına katkı veremedi.

CSKA, Koufos’u hücumdaki yeteneklerinden daha çok savunmaya getireceği fizik için kadroya katmıştı. Tecrübeli pivot bunu sağlayamadığı gibi hücumda korkunç bir problem oldu. O sahadayken CSKA’nın hücum verimliliği istatistiği 90.4’e kadar düştü ve Itoudis, Koufos’u sahaya atamaz durama geldi.

Yunan koç, vatandaşının eksikliğini Hines ve Bolomboy’dan daha fazlasını alarak çözmeyi başardı ama senelik 3 milyon alan ve sayı ortalaması 3.7 olan uzun elinde kalmış oldu.

Cory Higgins

sevimli hayalet casper ile ilgili görsel sonucu

Evet, biliyorum biraz sert bir geçiş oldu ama sayfayı hemen kapatmadıysanız Cory Higgins’in neden burada olduğunu sizlere açıklayabilirim.

Öncelikle hemen söyleyeyim; Avrupa’nın büyük bir çoğunluğu gibi ben de Amerikalı oyuncunun, ligin en önemli kısalarından biri olduğunu kabul ediyorum. Hatta övgüye en çok mazhar olduğu zamanlarda bile yeteri kadar hakkının verilmediğini düşünüyordum. Fakat bu sezon tam tersi taraftayım.

Barcelona, yaz aylarında belki de EuroLeague tarihine damga vuracak müthiş bir transfer dönemi geçirdi. Bir tarafta Mirotic, diğer tarafta Davies derken Katalanlar, tarihin en görkemli kadrolarından biri kurdu. Bütün bu kadro kurulurken bana sorarsanız en değerli hamle Higgins’ti.

Evet, Mirotic bu kıtanın çok üstünde bir oyuncu ve Barcelona’nın onu getirmiş olması hala inanılmaz geliyor. Ancak günümüz dünyasında kısanın liderliği çok belirleyici ve Higgins’in yıllarca CSKA’da bu rolü almak için hazırlandıktan sonra Akdeniz’in sıcak kıyılarında bunun hakkını fazlasıyla vereceğini düşünüyordum.

Beklentilerimin sahadaki karşılığı aynı olmadı.

İstatistik olarak bakarsak ortada bir problem yok. CSKA’daki son sezonuna göre biraz düştü ama öyle abartılacak bir düşüş yok. Hala %48.4 ikilik, %40.0 üçlük gibi iyi yüzdelerle çift haneli sayılarda ortalama tutturuyor.

Fakat istatistiklerinin kabul edilebilir olması liderlik rolünün hakkını verdiği anlamına gelmiyor. Bu sezon sadece Kaunas deplasmanında o CSKA’daki etkileyici Higgins’i izleyebildik. Bir tek o maçta takımını sürükledi. Diğer zorlu maçlarda ise ya ortalıkta yoktu ya da kendi standartlarına göre hayal kırıklığıydı.

Özellikle kritik maçlarda sahne tamamen Nikola Mirotic’e kalırken Cory Higgins kendinden beklenen o sorumluluğu almadı.

Barcelona’nın yetenek seviyesi zaten çok yüksek ve zayıf rakiplere karşı ona bağımlı olmadan da kazanabilirler. Önemli olan büyük maçlar. Büyük maçlarda da Higgins’ten bunu göremedik.

Evet, Barcelona yeni kurulan bir takım ve dengelerin oturması kolay değil fakat liderlik sadece oturmuş bir düzende de gösterilmez. İlk sezonu itibariyle de Amerikalı yıldız, bu konuda hiç iyi bir sınav vermedi ve kendi standartlarına göre bir hayal kırıklığı yarattı.

Amerikalı yıldız, Akdeniz kariyerinin devamında bize başka bir hikaye vermezse kendisini bu şekilde çağırmaya başlayabiliriz: Cory “Sevimli Hayalet” Higgins!

Baskonia (Toko Sen Hariç)

“Yaprak döker, bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe”

Baskonia taraftarı muhtemelen bu harika şarkıyı bilmiyordur ama bilselerdi, bence kendilerine sezon boyunca söyleyecek bir şarkı çıkabilirdi. Çünkü takımın sezonunu bu şarkı harika bir şekilde özetliyor.

Bir tarafta takımın kısa rotasyonu başta olmak üzere taraftarın saçını başına yolan oyuncular, diğer tarafta ise belki de kariyerinin en iyi basketbolunu oynayarak tüm sezon kendisine hayran bıraktıran Torkine Shengelia…

Şarkıda da denildiği gibi gerçekten de “bu ne çıldırtan denge!”

2014-2015’teki felaket sezondan bu yana Baskonia bazen beklentilerin üstüne çıktı, bazen de başarının ucusundan döndü. Fakat onlardan alışkın olduğumuz o baş altı takım kimliğini bize hep sundular. Bu sezon onu hiç göremedik.

Sanırım her şey, Jayson Granger’ın sezonun ilk maçının 34. saniyesinde sakatlanarak sezonu kapatmasından belliydi. Zaten kadro problemliydi. NBA geçmişi olan ama sahada karşılığı olmayan Nik Stauskas’ın verimsizliği, Michael Eric’ten Vincent Poirier performansı beklenmesi onlar adına büyük bir problem oldu.

Buna büyük beklentilerle kurulan Pierrie Henry – Luca Vildoza guard ikilisinin çöküşü ve dönemi kapanan Dusko Ivanovic’i tekrardan başa getirmek gibi faktörler de eklenince ortaya ligde bile yeri garanti olmayan bir Baskonia çıkardı.

Toko ise bütün bu karanlığın içerisinde ortaya koyduğu büyük mücadeleyle her şeye rağmen takımını ayakta tutmaya çalıştı. İnsan onun bu performansını görünce üzülmeden edemiyor. Başka bir takım da olsa bütün dengeleri değiştirebilirdi. Yahut bu performansı geçen sezon gösterseydi, kariyerinde bambaşka ödüller olabilirdi.

Yine de Gürcü yıldız en azından Baskonia taraftarı için bir teselli olmayı başardı. Sonuçta gönül rahatlığıyla “We have Toko, they don’t” kalıbını kullanabilirler.