by Buğra Uzar/ buzar@eurohoops.net
Tüm dünyayı sarsan corona virüsü tehdidi ne yazık ki devam ederken spor dünyası da bu durumdan direkt olarak etkileniyor. Dünyadaki liglerin geleceği belirsizliğini koruyor ve bazı ülkeler liglerini mevcut haliyle tescil etti bile.
Tabii ki basketbolda da durumun üzerinde büyük bir soru işareti var. En büyük soru işareti de dünyanın en büyük spor organizasyonlarından olan NBA’de mevcut.
NBA yönetimi sezonu geç de olsa tamamlamak niyetinde olduğunu belirtiyor. Fakat virüsün durumuna göre bu durum mümkün olmayabilir.
Peki NBA’de sezon şu haliyle tescil edilmek zorunda kalırsa neler olacak? Sezon ödüllerini ve şampiyonluğu kim kazanacak? Eurohoops jürisi toplandı ve sizler için bu soruların cevaplarını yanıtladı.
Ödülleri dağıtırken kimi zaman oy birliğine vardık kimi zamansa oldukça farklı isimler çıkardık. Sizin seçimlerinizi de öğrenmekten mutluluk duyacağımızı belirtip, vakit kaybetmeden sizleri 9 kişilik jürimizin yaptığı seçimlere göre dağıttığımız ödüllere alalım.
Yılın Koçu
Ödülü Kazanan İsim: Nick Nurse (Toronto Raptors)
Aldığı Oy Sayısı: 5/9
Jürimizin bölündüğü ödüllerdendi Yılın Koçu apoleti. Ancak farklı adaylar oylar alsalar da favorimiz Toronto Raptors‘ın şampiyon koçu Nick Nurse.
Geçtiğimiz sezon sürpriz bir şampiyonluk kazanan kadronun hem savunmada hem de hücumda tartışmasız en iyi oyuncusu olan en büyük yıldızı giderse ve yerine kimse gelmezse ne olur? Üstelik o süper yıldızın yanı sıra şampiyonlukta tecrübesi ve verdiği katkıyla önemli bir rol üstlenen oyuncusu da gitmişken… Muhtemelen orta sınıf bir takıma dönüşerek play-off mücadelesi verir değil mi? Değil… En azından Toronto Raptors için geçerli değil. Bunun mimarı da tabii ki Nick Nurse…
Toronto Raptors şu anda 46-18’lik harika bir dereceye sahip ve Doğu Konferansında ikinci sırada yer alıyor. Nick Nurse gerek rotasyonu ayarlaması gerekse kurduğu sistem sayesinde kadrodaki her parçadan yüksek verim almayı başarıyor. Özellikle savunmada denediği “one and box” alan savunması, onun imzasına dönüşmeye başladı bile. Tabii ki şampiyonluğun verdiği özgüven, oyuncuların birbirlerini iyi tanımaları, aralarındaki kimyanın yüksek olması ve disiplinli bir şekilde mücadele etmeleri büyük etken. Ama bunu sağlayan isim olarak Nick Nurse, Yılın Koçu ödülünü fazlasıyla hak ediyor.
Jürimizden 2 oy almayı başaran Billy Donovan da belki Nurse’ün biraz gölgesinde kalıyor ama yaptığı işin başarısını küçümsemek büyük bir haksızlık olur. Thunder, bu yaz hem Westbrook hem de George’u yolladığında kimse onların play-off potasında olmasını beklemiyordu. Hatta NBA’in dibinde yer almaları kimseyi şaşırtmazdı. Ancak onlar bunu tersine çevirmekle kalmayıp Batı’da 5. sıraya kadar çıkmayı da başarmışlardı. Donovan, oyuncuları başarıya inandırmayı başardı ve Chris Paul’ün liderliğinden de faydalanarak tabiri caizse ‘taş’ gibi bir takım yarattı. Üstelik oyuncuları için takas dedikoduları havada uçuşurken bunu başardı. Tebrikleri hak ediyor.
Jürimizden oy alan diğer isimlerse Erik Spoelstra ve Frank Vogel oldular. Spoelstra, Miami Heat ile Vogel da Los Angeles Lakers‘la harika sezonlar geçiriyorlar. Ancak diğer iki ismin birer adım gerisinde olduklarını söyleyebiliriz. Eğer sezon devam ederse ve Lakers NBA’in zirvesine yerleşirse o zaman Vogel’ın şansı artabilir.
En İyi 6. Adam
Ödülü Kazanan İsim: Dennis Schröder (Oklahoma City Thunder)
Aldığı Oy Sayısı: 5/9
Oklahoma City Thunder‘ın zor şartlara rağmen elde ettiği başarıdan Billy Donovan’da bahsettim. Bu başarıda Dennis Schröder’in etkisi de çok büyük. Dolayısıyla jürimizin bu ödüldeki en büyük favorisi de Alman oyuncu…
Schröder, yetenekleri üst düzeyde olan ancak oyun devamlılığı ve istikrarı her zaman büyük soru işareti olan bir isimdi. Belki de o yüzden hiçbir zaman bir takımın lideri olamadı. Ama bu sezon tüm bunları bir kenara koydu ve kariyerinin en olgun, en verimli basketbolunu oynuyor. Üstelik önünde Chris Paul ve Shai Gilgeous-Alexander gibi iki çok iyi guard varken…
Schröder, 19 sayı ortalamasıyla bu sezon kariyerinin en yüksek ikinci sayı ortalamasına sahip. Fakat bunu yaparken de %46.8’lik bir yüzde yakaladı ki bu kariyerinin en yüksek yüzdesi. Oyunu Chris Paul’ün yönlendiriyor oluşu onun üzerindeki baskıyı da azalttı ve o da yeteneklerini daha rahat gösterebileceği bir ortam yakaladı. Sahadaki karar alan kişi olmadığı zaman neler yapabileceğini de görüyoruz.
Schröder’in yanı sıra Los Angeles Clippers‘ın pivotu Montrezl Harrell da 3 oy almayı başardı. Clippers, sakatlıkların da etkisiyle beklentilerin biraz altında kaldı ancak bu durum Harrell için geçerli değil. Benchten gelerek takımının en önemli skorerlerinden biri olmayı başardı. Güvenilir bir bitirici, özellikle Lou Williams’la kimyaları çok yüksek, ayrıca enerji açısından sahadaki herkesi geride bırakabiliyor. Fakat takım içerisindeki düzenden memnuniyetsizliğini birkaç kez dile getirmekten de geri durmadığını hatırlatalım.
Yılın Çaylağı
Ödülün Kazananı: Ja Morant (Memphis Grizzlies)
Aldığı Oy Sayısı: 9/9
Oy birliğine vardığımız dallardan bir tanesi Yılın Çaylağı ödülü. Memphis Grizzlies‘ın süper genci Ja Morant, jürimizden tüm oyları toplayarak tartışmasız bir şekilde bu ödülün sahibi oldu.
Ja Morant, sezona ara verilene kadar çıktığı 59 karşılaşmada 17.6 sayı, 6.9 asist, 3.5 ribaunt ve 0.9 top çalma ortalamaları yakalamayı başardı. Oldukça etkileyici! Daha etkileyici olansa gösterdiği performansın istatistiklere yansıdığından çok daha iyi olması. Memphis Grizzlies, zorlu Batı Konferansı’nda en yakın rakibinden 3.5 maç önde olarak play-off potasında yer alıyorsa bundaki en büyük pay sahibi isim Ja Morant…
Yıldız oyuncu, genç yaşına rağmen bu kadroya muhteşem bir şekilde liderlik yapıyor. Grizzlies oldukça genç bir kadroya sahip ve bu da Morant’in liderliğini kabul etmeleri açısından bir avantaj. Genç oyuncu yaşına rağmen oldukça olgun bir oyun sergiliyor ki kritik anlarda yaptığı etkileyici işler de bunun bir göstergesi. Ayrıca ligin en hızlı, en atletik ve izlemesi en keyifli oyuncularından birisi. İleride de adından sıkça söz ettirecektir. Keza Grizzlies da Morant, Jarren Jackson Jr., Brandon Clarke, Dillon Brooks gibi oyunculardan kurduğu genç çekirdekle ligin geleceğinde önemli bir yer edinme şansına sahip.
Morant bu ödülde bize göre rakipsiz. Ancak sezon tamamlanır ve 82 maç oynanırsa bu durum biraz değişebilir. Bunun sebebi de tabii ki Zion Williamson… Draftın 1 numarası, sakatlıktan öyle bir döndü ki taşı taş üstünde bırakmıyor! Durdurulamaz bir cüsseye ve atletizme sahip. Oynadıkça daha da çok form tutuyor ve yeteneklerini iyiden iyiye sergiliyor. Şu ana kadar sadece 19 maçta oynadı ve bunların bir kısmında dakikaları sınırlandırıldı fakat yine de 23.6 sayı, 6.8 ribaunt ve 2.2 asist ortalamaları yakalamayı başardı. Sezon devam etseydi de bu durum artarak devam edeceğe benziyordu.
Ancak Zion’ın performansı her ne kadar etkileyici olsa da sezonun büyük bir kısmını kaçırması kendisi adına bir dezavantaj. Yani sezon başından itibaren istikrarlı bir şekilde harika performans gösteren Ja Morant, sezon tamamlansa da bu ödülün bana göre en önemli favorisi olacaktır.