by James L. Edwards ve Nick Kosmider, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 25 Şubat 2020 tarihinde TheAthletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
İki farklı kıtada birbirlerinden 2700 kilometre uzakta iki kostümlü adam sahanın ortasına doğru yürüdü, potaya sırtlarını döndü ve ailelerinin imza şutu haline gelen atışı yaptı.
12 Aralık günü bu şutlardan birisini Nuggets’ın maskotu Rocky, Denverdaki Pepsi Center’da atarken diğerini Mexico City Arena’da Detroit Pistons’ın maskotu Hooper atıyordu.
Bu şutları hayranlıkla izleyen taraftarlar fazlasıyla eğleniyordu. Ancak bu şutları atan iki adam için yaptıkları işin anlamı çok daha derindi. Bu yetenek, aralarında 30 yıla yakın bir süredir bulunan derin bir bağı temsil ediyordu.
Nuggets’ın maskotu olarak performans sergileyen Rocky, “İşlerin bu noktaya gelmesi gerçekten çılgınca, birçok şeyin yolunda gitmesi gerekiyordu” diyor.
Bunu demesinin sebebi Rocky ve Hooper olarak performans gösteren iki adamın, NBA tarihinde maskot olarak görev yapan ilk baba – oğul olmasıydı. Maskot dünyasında çok önem verilen gizlilik sebebiyle bu iki adamın hikayesi çok bilinmiyor ancak isimlerinin gizli kalması şartıyla bu yazıda yer almayı kabul ettiler. Yazının devamında takip etmenin daha kolay olması için babaya Tom, oğluna ise Jack ismini vereceğiz.
Jack durumları hakkında “Bir araya geldiğimizde bu konu hakkında sık sık gülüyoruz. Birbirimize baktığımızda hangi yollardan geçtiğimizi en ufak detayına kadar bilmek çok hoş” diyor.
Tom ve Jack, Chicago’da düzenlenen All-Star haftasında düzenlenen etkinliklerde aynı anda sahada yer aldı. Jack’in babası, oğlu adımlarını takip etme kararını almadan çok zaman önce bu tarz etkinliklere getiriyordu. Daha önce Paris’te düzenlenen Fransa Ligi All-Star’ında beraber performans sergilemişlerdi ancak maskotluk işinin zirvesi olarak görülen NBA All-Star maçında ilk kez meslektaşlar olarak yer alıyorlardı.
Maskotların başarısı genelde insanları ne kadar eğlendirebildikleri ile ölçülür. Ama ikilinin United Center’da eline geçen fırsat, Tom ve Jack’in yolculukları için minnet duymalarını da sağlıyor.
Tom, bir baba olarak oğluyla beraber performans sergilemenin anlamını “Oğlunuza bakıp, onun sizinle aynı sahnede performans sergilediğini ve harika bir iş çıkardığını görmek gurur verici. Bunu tarif etmesi zor ama onun için çok mutlu ve gururluyum. Bir yandan da bu alanda geleceğin onun için neler getireceğini merak ediyorum” diyerek anlatıyor.
Tom, Rocky olarak performans sergilemeye başlamadan önce Henderson’daki Basic Lisesi’nde The Wolf olarak insanları eğlendiriyordu. Daha çıktığı ilk performansta yaptığı işe aşık olmuştu.
“San Diego Chicken’ı gördükten sonra ‘İşte hayalimdeki iş bu” diye düşünmüştüm” diyor Tom, “Daha önce pandomim yapmıştım, o yüzden bir şeyler söylemeden hikaye anlatma konusunda deneyimim vardı. Daha sonra okuduğum lisenin maskotu haline geldim. Kolejde burs kazandım ve ilerleyen yıllarda Utah State üniversitesinin maskotu oldum” diye ekliyor.
Utah State’teki son döneminden önce Tom, Rocky Mountain News’da stajyerlik yapmak için Denver’a gitti. Boş zamanlarında Nuggets’ı takip eden Tom, kulübün yeni bir maskot aradığını öğrendi. Geçtiğimiz Aralık ayında vefat eden Denver Nuggets yöneticisi Carl Scheer, bu hevesli genci iş görüşmesi için McNichols Arena’ya çağırmıştı.
Daha sonra seçmelere giren Tom, işi kapmıştı. Son dönemini okumak için okula dönen Tom, üniversiteyi bitirdikten sonra tekrar Denver’a döndü.
15 Aralık 1990’da NBA’in ilk orijinal maskotlarından biri olan Rocky doğmuştu. Bunun üzerinden iki yıl geçtikten sonra yıllar boyunca Denver Nuggets taraftarlarını eğlendiren şut Nuggets maçlarında ortaya çıkmıştı.
Tom şutun ortaya çıkış şeklini “Fikir Nuggets’ın eski başkanı Tim Leiweke’den çıkmıştı. Daha önce orta sahadan şut atıyordum ama bunu yüzüm potaya dönük şekilde yapıyordum. Tim Leiweke bir gün sahada yanıma geldi ve neden şutu ters atmadığımı sordu. Ben de bunu bir meydan okuma olarak görmüştüm. Bir yerden sonra imza hareketim haline geldi” diyerek anlatıyor.
Jack’in her gece onu yatağa yatıran, yemek yediren babasının aynı zamanda sarı gözlü dağ aslanı olduğunu yıllar sonra anlamıştı. Jack, bir an Tom’u görürken sonraki saniye Rocky ile karşı karşıya kalıyordu.
Jack küçükken Rocky ve Tom’un hiçbir zaman bir arada bulunmadığını anlayamamıştı.
“Büyüdüğüm dönemde ikisinin bağlantılı olduğunu hiç anlayamamıştım” diyor Jack, o günleri “Bir an babamı görüyordum ve o gidiyordu. O gittikten sonra Rocky ortaya çıkıyordu” diyerek anıyor.
Jack’in annesi ve babası, o henüz anaokulundayken ayrılmışlardı. Bu yüzden Jack ve iki kardeşi babası Pepsi Center’da maaşını kazanmaya çalışırken sürekli buradaki etkinliklere katılıyorlardı.
Bir noktadan sonra Jack, babasının aslında Tom olduğunu anlamaya başladı. Bu gerçek bir yerden sonra Jack, kardeşleri ve babaları arasında bir sır olarak kalmaya devam etti. Salondaki çocuklar Rocky’nin dikkatini çekmek için ellerinden geleni yapıyordu fakat Jack ve kardeşlerinin ilgi için fazla bir şey yapmasına gerek yoktu.
Jack o günleri anarken “Ne zaman kalabalıkta bizim yanımıza gelse Rocky olmaktan çıkıyordu. O bizim babamızdı. Kalabalığın ortasında ‘baba!’ diye bağırırdık. Etrafımızdaki insanlar da ‘gerçekten maskotun babaları olduğunu mu sanıyorlar?’ diye bize bakardı” diyor.
Bir maskotun oğlu olarak büyüyen bir çocuğun her zaman eğlenceli bir hayatı olduğunu düşünebilirsiniz fakat gerçek böyle değildi.