by Michael Lee, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 16 Mart 2020 tarihinde TheAthletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevirilmiştir.
1947 yılından beri her NBA sezonu bir şampiyonla sona erdi. Amerika da diğer her ülke gibi Corona salgınıyla mücadele ediyor ve NBA’in yakın gelecekte geri dönme ihtimali fazlasıyla iyimser bir seçenek olarak görülüyor.
Sezonun ileri bir tarihe ertelenmesi, bütün oyuncuların güvenliğinin sağlanması ve maçların oynanması için uygun salonların bulunması kolay bir iş değil. Bunların yanına salgının ne zaman sona ereceğinin bilinmemesi de eklenince işler daha da içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Spor genellikle insanların zor zamanlarda dikkatini dağıtmasını sağlayan en önemli faktörlerden birisi. Ancak önümüzdeki günlerde taraftarlar NBA sezonundan tamamen uzak kalabilir.
Eğer NBA sezonu tekrar başlamazsa, basketbolseverler bazı önemli hikayeleri izlemekten de mahrum kalacak. Yarım kalan sezonun en önemli hikayelerini sizler için sıraladık.
Giannis Antetokounmpo’nun tarihi sezonu:
Milwaukee Bucks, Giannis Antetokounmpo’nun yaşadığı diz sakatlığından sonra üç maç arka arkaya kaybederek normal sezonda 70 maç kazanma yolunda önemli bir yara aldı. Ancak bu tek başına Antetokounmpo’nun geçirdiği muhteşem sezonu lekelemek için yeterli değil. Antetokounmpo, bir önceki yıl MVP ödülünü kazanan oyuncular arasındaki en etkileyici sezonlardan birisini geçiriyordu.
LeBron James, 2012-13 sezonunda fiziksel ve istatistiksel olarak kariyerinin en etkileyici sezonlarından birisini geçirdi. Oy birliğiyle MVP ödülünü almayı tek oyla kaçıran James, ligin kalanından çok ayrı bir seviyedeydi. Antetokounmpo, bu yıl LeBron’un 2012-13 sezonu ile kıyaslanabilecek bir performans gösteriyor.
Antetokounmpo, bu sezon maç başına tutturduğu 31.63 verimlilik puanıyla birlikte LeBron James’in Miami Heat’i üst üste ikinci kez şampiyonluğa taşıdığı yıldaki 31.59 verimlilik puanını geride bıraktı. Antetokounmpo’nun bu alanda yakaladığı başarının üstüne çıkarmayı başaran tarihte sadece üç oyuncu var. (Wilt Chamberlain, Michael Jordan, LeBron James 2008-09)
Bu istatistik Antetokounmpo’nun nasıl bir sezon geçirdiğini çok daha iyi şekilde gözler önüne seriyor. Antetokounmpo, 36 dakika başına 34.5 sayının üstünde bir ortalama tutturan tarihteki üçüncü oyuncu olmaya doğru emin adımlarla ilerliyor. (Chamberlain, Harden) Ancak Yunan yıldız, Chamberlain’ın o sezonlardaki asist sayısını ve Harden’ın ribaund ortalamasını geride bırakmış durumda. Genellikle ilk üç çeyrekte fişi çeken Antetokounmpo, çoğu maçın son çeyreklerinde sahada yer almıyor bile.
Lige verilen ara Antetokounmpo’nun diz sakatlığının tamamen iyileşmesi için daha fazla zamanı olduğu anlamına geliyor. Ancak eğer sezon devam etmezse bir sonraki yaz serbest kalacak olan Giannis’in Milwaukee’de kalma ihtimalinin karşısına da bazı soru işaretleri çıkacak demektir.
Eğer sezon oynanırsa ve Milwaukee Bucks, şampiyonluğa ulaşırsa sene sonunda gerçekleşecek olan sözleşme uzatma görüşmelerinde Antetokounmpo süper maksimum kontrat imzalayarak takımda kalmaya çok daha sıcak bakacaktır. Ancak sezonun iptal olması halinde iki tarafı da çok daha rahatsız bir sezon bekliyor olabilir.
LeBron James, Kareem Abdul-Jabbar’ın sayı rekorunu kırması tehlikeye girebilir:
LeBron James’in ligde geçirdiği 17. sezonunda başardıkları gerçekten inanılmaz. James, hala oyununu değiştirmeye ve yetenekleri ile oyun zekasıyla yavaş yavaş gerileyen atletizmini kopmanse etmeye devam ediyor.
Anthony Davis’in takıma katılmasıyla birlikte daha çok oyun kurucu rolünü üstlenen LeBron James, kariyerinde ilk kez ligin asist lideri. Ancak bu Kral’ın skorerliğine zarar vermiş gibi gözükmüyor. LeBron James, 35 yaşına girdiğinde 25 sayı ortalama tutturan lig tarihindeki üçüncü oyuncu konumunda. (Michael Jordan, Alex English) LeBron, tüm zamanların sayı liderliği sıralamasında Kareem Abdul-Jabbar’ı kovalamaya devam ediyor ancak sezonunun oynanmaması yıldız ismin bu amacına zarar verebilir.
Devamlılık ve istikrar, Abdul-Jabbar ve Karl Malone’un bu listede diğer oyunculardan ayrılmasını sağlayan ana faktörlerdi. James, geride bıraktığımız Ocak ayında Kobe Bryant’ı geçerek bu listede üçüncü sıraya yükselmişti.
LeBron James, sezonunun geri kalan kısmında 18 maç daha oynasaydı, 25.7 sayı ortalamasıyla birlikte kariyer toplamına 463 sayı daha ekleyebilirdi. LeBron James’in ilerleyen yaşıyla birlikte oynama şansını kaybedeceği 19 maç 2841 sayı önündeki Malone ve 4300 sayı önündeki Abdul-Jabbar’ı yakalamasını zorlaştırabilir.
Brett Brown, Philadelphia 76ers için doğru isim mi?
Adam Silver’ın NBA sezonunu askıya almasından birkaç saat önce Ben Simmons, geçirdiği sırt sakatlığı hakkında açıklamalarda bulunmuştu. Simmons, birkaç hafta içerisinde tekrar muayne olacağını ve play-off’lara kadar parkelere dönmesinin olası olduğunu söylemişti.
Sixers, sezona girerken Doğu Konferansı şampiyonluğu için Bucks ile mücadele etmeyi bekliyordu. Sixers’ın yetenekli kadrosu iç saha maçlarında durdurulamaz gibi gözükürken deplasmanda bir lotarya takımından hallice performans gösterdi. Takımın en önemli yeteneklerinden birisi olan Ben Simmons’ın sakatlığı da işlerini kolaylaştırmıyordu. Tüm bu şartlar, Brett Brown’ın Sixers’ın koçu olarak geleceğini daha da belirsiz hale getiriyor.
Son iki sezonunu play-off ikinci turunda sona eren Sixers’ta Brett Brown’ın iş güvenliği git gide daha büyük bir soru işareti haline gelmeye başladı. Sixers’ın eski yıldızı Jimmy Butler’ın JJ Redick’in podcastinde Brown hakkında söylediği sözlerin de ateşi iyice harladığını söylemek gerekiyor.
Sixers, geçtiğimiz yıl normal sezonu biraz yalpalayarak kapatmıştı fakat play-off’larda NBA şampiyonluğuna uzanan Toronto Raptors’ı elemeye çok yaklaşmışlardı. Sixers, bu sezon deplasmanlarda gösterdiği kötü performansa rağmen hala ligin en yetenekli ve derin kadrolarından birisine sahip. Ancak yetenekli bir kadroya sahip olmak play-off’larda en üst seviyede performans gösterebileceğiniz anlamına gelmiyor. Sezonun şu anki haliyle sona ermesi durumunda Sixers, Brett Brown ile yollarını ayırmaya karar verirse kimse organizasyonu suçlamayacaktır.
Zion Williamson ve Ja Morant’in son play-off bileti için mücadelesi:
Ja Morant’in Yılın Çaylağı ödülünün tartışmasız şekilde sahibi olduğunu herkesin kabul etmesi gerekiyor. Sezon başından beri genç oyuncunun gösterdiği performanstan sonra bu ödülün sahibini tartışmaya açmak Morant’e haksızlık etmekten başka bir şey olmaz. Memphis Grizzlies’in lig genelindeki en kötü takımlardan birisi olması bekleniyordu, Batı Konferansının sekizinci sırasında olması değil. Ancak sene başından beri takımını sırtlayan Morant, sezon başından beri takımının başarısı için elinden gelen her şeyi yapıyor.
Zion Williamson, forma giydiği kısa sürede harika bir performans gösterdi. Yıllardır Zion hakkında duyulan heyecanın boşa olmadığını kanıtlayan Zion, Pelicans’ın Anthony Davis’in takımdan ayrılmasından sonra çok da zorlanmayacağını herkese gösterdi. Ancak genç ismin bu sezon çok az maçta oynaması onu Yılın Çaylağı yarışında net şekilde Morant’in gerisinde bırakıyor.
Play-off yarışı ise normal sezon ödüllerinden çok daha farklı bir konu. Pelicans, lig araya girdiği sırada sekizinci sıradaki Grizzlies’in 3.5 maç arkasında yer alıyordu. Sezonun bitimine sadece 18 maçın kaldığı düşünülünce bu kapatılması kolay bir fark değil. Ancak Pelicans ile Grizzlies’in kalan fikstürde iki maçı daha olduğunu söylemek gerekiyor. Pelicans’ın Grizzlies’i 31 sayı farkla mağlup ettiği sezonun ilk eşleşmesinden sonra Zion, uzun yıllar boyunca Morant ile rekabet edeceklerini dile getirmişti.
Kawhi Leonard ve LeBron James’in Los Angeles’ın Krallığı için mücadelesi:
Kobe Bryant ve LeBron James’in kariyerlerine dair en büyük hayal kırıklıklarından birisi bu ikilinin hiçbir zaman play-off eşleşmesinde karşı karşıya gelmemesiydi. LeBron James, 2009 ve 2010 yıllarında Cleveland Cavaliers’ı finallere taşıma konusunda başarısız olduktan sonra şampiyonluk umuduyla Miami Heat’e geçmiş ancak bu noktadan itibaren Los Angeles Lakers’ın şampiyonluk finallere geri dönme umudu fazlasıyla azalmıştı.
Geride bıraktığımız 10 yıl boyunca ise LeBron James, final serilerinde Stephen Curry, Kevin Durant gibi ligin en büyük yıldızlarıyla finallerde karşılaştı. 2014 yılında Kawhi Leonard, LeBron James karşısında Finaller MVP’si ödülüne uzanırken etrafında üç tane Hall of Fame kalibresinde oyuncu bulunuyordu ve o dönemde ligin en iyi oyuncularından birisi olarak gözükmüyordu. Kawhi Leonard’ın geçtiğimiz sezon takımının tartışmasız şekilde lideriyken oynadığı final serisinde Kevin Durant, sakatlığı sebebiyle sadece 12 dakika boyunca sahada kalabilmişti.
Önümüzdeki play-off’lar, LeBron James ve Kawhi Leonard’ın takımlarının lideri olarak karşılaşacağı ilk yıl olabilirdi. Kawhi Leonard, LeBron James’ten sonra ligin en iyi oyuncusu kim olacak tartışmasında ismi en çok anılan oyuncuların başında geliyor.
Kawhi Leonard, geride bıraktığımız yaz döneminde Los Angeles Clippers ile sadece iki yıllık bir sözleşme imzaladı. Leonard’ın Clippers’tan ayrılmak istediğine dair herhangi bir haber bugüne kadar gün yüzüne çıkmasa da bunu her zaman ihtimal dahilinde olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Clippers da ne olursa olsun Leonard’ın kontratındaki iki sezondan birisini ellerinde olmayan şartlar yüzünden kaybetmek istemeyecektir. Eğer olası Leonard – LeBron eşleşmesi bir yıl daha ertelenirse, Final serisinin öteki tarafında kazananı sağlıklı Kevin Durant ve Kyrie Irving’in bekleyeceğini söylemek gerekiyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!