by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolunda şampiyonluk yaşayan takımlar kadar müzesinde somut bir kupaya yer veremese de oynadığı oyunla veya önündeki tüm engellere rağmen mücadeleciliğini yitirmeyip kendini kanıtlayarak gönüllerde yer edinen birçok ekip var…
Bu bütünler de genellikle birkaç sezon içinde lige daha yüksek profilli yapılanmalarda hükmedecek potansiyelli oyuncuların yetiştiği lokasyonlar olarak göze çarpıyor.
Eurohoops olarak ligden epey uzun sayılabilecek süredir ekstrem durumlar sebebiyle ayrı kaldığımız şu günlerde sizleri 10 yıllık bir nostalji turuna çıkarmaya karar verdik.
Karşınızda 2009-10 itibariyle günümüzde kadar beklentilerin üzerinde performans gösteren EuroLeague takımları!
2009-10 Partizan
Derece: Final Four’da dördüncülük
Galibiyet / Mağlubiyet: 11 galibiyet / 11 mağlubiyet
O sezonun Partizan takımı gerçekten yeni neslin gördüğü en iyisiydi. 1992 şampiyonluğuna ve öncesindeki Vlade Divac gibi oyuncuların bulunduğu dönemi bilmeyen herkes için…
Aleks Maric, Lawrence Roberts gibi uzunları bulunan takımın kısa rotasyonunda patlayıcılığının zirvesindeki Bo McCalebb, Dusan Kecman ve Aleksandar Rasic tarzı kısalarıyla oluşturduğu önemli bir kimyadan bahsediyoruz. Tabii bir de Jan Vesely!
O dönemler daha çok bir kanat gibi kullanılan Vesely takımın en önemli parçalarından birisi olduğunu Final Four’daki Olympiacos maçında kanıtlamıştı. Çok çekişmeli giden maçı uzatmalara taşıyan Dusko Vujosevic’in Partizan’ı, Theo Papaloukas; Milos Teodosic, Sofoklis Schortsanitis, Ioannis Bourousis ve Josh Childress gibi oyunculardan kurulu Yunan ekibine boyun eğse de harika tat veren bir ekip olmuştu.
2011-12 Gescrap Bilbao Basket
Derece: Playoff turunda elendi
Galibiyet / Mağlubiyet: 10 galibiyet / 10 mağlubiyet
Bilbao takımlarını izlemek bana genellikle keyif veriyor. Bu ekip de tam o cinsten bir yapılanma olarak 2011-12’de Real Madrid‘in olduğu Top 16 grubundan Siena’yla beraber çıkıp Los Blancos’u saf dışı bırakmıştı.
Şimdilerde takımın koçu olan Alex Mumbru ve Marko Banic’in önemli katkılarıyla taşıdığı Gescrap Bilbao’da Kostas Vasileiadis, Aaron Jackson ve Dor Fischer gibi tanıdık isimler yer alıyordu.
Fotis Katsikaris yönetimindeki Bilbao o sezon taraflı tarafsız herkese keyif verirken sahasında oynadığı 10 maçın 7’sini kazanacaktı. Belki de deplasmanlarda da aynı performansları gösterseler farklı bir senaryodan bahsedebilirdik ancak playofflarda Jonas Kazlauskas’ın büyük yıldızlardan kurulu CSKA Moskova’sına denk düşmeleri de çok büyük talihsizlik oldu.
2012-13 Anadolu Efes
“Haydi Farmar! Sen başladın, sen bitir…”
Derece: Playoff turunda elendi
Galibiyet / Mağlubiyet: 16 galibiyet / 13 mağlubiyet
Oktay Mahmuti önderliğindeki Efes cidden büyük sevinçler yaşatan, keyif veren bir takım olmayı başarmıştı. Ergin Ataman’ın 2017’de tekrar takımın başına geçip bir EuroLeague süper gücü yarattığı sürece kadar 2010’lu yılların en iyi Anadolu Efes takımıydı.
Bünyesinde Türk basketboluna önemli katkılar yapmış Kerem Tunçeri, Kerem Gönlüm, Ermal Kurtoğlu gibi isimleri barındıran Lacivert-Beyazlılar’da Jordan Farmar, Josh Shipp ve Jamon Gordon gibi Amerikanlar skor yükünü çoğunlukla çekiyordu.
Top 16 turundaki performansıyla kendisini çeyrek finallere atan temsilcimizin karşısında geçen sezonun şampiyonu olan ve aynı sezonda back-to-back yapacak olan Olympiacos vardı.
Pire’de oynanan ilk 2 maçı kaybeden Efes umudunu hiç yitirmedi. Az sayı atan bir takım olmasına rağmen o seride Olympiacos‘u belirli sınırlar çerçevesinde tutmayı başarırken Abdi İpekçi’de Gordon’ın game winner’ıyla 2-2’yi şöyle yakaladı:
Pire’ye 2. kez dönen seride son sözü söyleyen isimler Vassilis Spanoulis ve Georgios Printezis oldu.