by Joe Verdon, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 27 Mart 2020 tarihinde TheAthletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevirilmiştir.
Her kontratın detayı değişiyor zorunlu neden maddesi genellikle kontratı yapan yayıncı kuruluşun tahmin edilemez ve engellenemez sebeplerle maçların iptal olması durumunda parasını geriye almasını sağlıyor.
Ölümcül, fazlasıyla bulaşıcı olan bir virüsün dünyayı etkisi altına alması da bu sebeplerin arasında bulunuyor.
Bundan birkaç hafta öncesine kadar bu maddeleri çoğu kişi bilmiyordu bile. Şu anda spor medyasındaki herkes bu maddelerden bahsediyor.
Bu kontratların yapıldığı dönemlerde takımlara ve yayıncı kuruluşlara danışman olarak yardımcı olan Lee Berke, “Son günlerde herkes bu maddelerden bahsediyor. Zorunlu sebepler kimsenin elinde olmayan doğal afet, sel, kasırga ya da salgın gibi durumları içinde barındırıyor. Bu maddenin devreye girmesine dair görüşmeler takımlar ve yayıncı kuruluşlar arasında başladı. Önümüzdeki haftalarda bu konunun karşımıza çok daha fazla çıkmasını bekliyoruz” diyor.
Kolej basketbolunda NCAA turnuvasının iptal edilmesiyle birlikte bu madde devreye girdi bile. İptal edilen sezonun maçları oynanmayacak. Turner Yayıncılık ve CBS, NCCA’e her yıl maçları yayınlamak için 800 milyon dolara yakın bir para ödüyordu.
NCAA, bu gelir kaybının sonuçlarını geride bıraktığımız günlerde açıkladı. NCAA yönetimi, 1. Division okullarına bu yıl 600 milyon dolar yerine 225 milyon dolar ödeme yapacak.
Profesyonel seviyede ise Tuner ve ESPN, NBA yönetimine maçların oynanması için bir baskı yapmıyor. Ancak maçların oynanmaması durumunda yayıncı kuruluşların ödemekle yükümlü olduğu 2.6 milyar dolarlık ücretin ne olacağı da bilinmiyor.
Dünyanın dört bir yanını saran küresel sağlık krizi düşünülünce şu an kontrat maddelerini ve maddi konuları konuşmak için uygun bir zaman değil.
Bu durum ligin maçları oynatmak için üzerinde bir baskı hissetmediği anlamına gelmiyor. Lig yönetiminin bu fırtınayı atlatmasının en kolay yolu da sezonu maçları oynatarak bitirmekten geçiyor.
Michigan Üniversitesi’nde ekonomi profesörlüğü yapan D. Fort, “Ligin maçları oynatmak istemesi kaçınılmaz. Liglerin başka bir gelir elde etme şansı yok. Maçların oynansa bile seyircisiz oynanma ihtimali var. Bu yüzden gelir anlamında televizyon yayınları ligin en büyük seçeneği” diyerek durumu açıklıyor.
11 Mart tarihinde Utah Jazz’in pivotu Rudy Gobert’in Corona testi pozitif sonuç verdikten sonra NBA yönetimi derhal aksiyon alarak sezonu askıya almıştı. NBA’i; NCAA, NHL, MLB ve PGA Tour takip etti.
Gobert’e koyulan tanıdan önce NBA ve NHL yönetimi, maçları seyircisiz oynatmak için hazırlanıyordu. Bunun benzeri hazırlıklar, ilerleyen günlerde başlayacak olan NCAA turnuvası ve MLB için de yapılıyordu.
Televizyon kanallarıyla liglerin yaşadığı durumu daha iyi anlatabilmek için Fort, “Eğer ligler geri dönecekse, sezonların askıya alınmasından önce planın ne olduğunu iyice anlamak gerekiyor. Bütün ligler maçları seyircisiz oynatmayı planlıyordu. Bu da bir gelir kaybı demekti. Ancak liglerin en büyük gelir kaynağı zaten yayınlardan geliyor. Ligler bu geliri kaybetmek istemeyecektir.” ifadelerini kullanıyor.
NBA, Amerika’daki ulusal kanallarla daha yüksek profilli normal sezon maçları için anlaşma yapıyor. Takımlar ise normal sezonda oynayacakları diğer maçlar için yerel kanallarla anlaşıyorlar. NBA ve NHL, neredeyse normal sezonlarının tamamını bitirmiş durumdalar. NHL takımlarının normal sezonda 11-12 civarı maçı daha var. Bu sayı NBA’de ise 15 ile 19 arasında değişiyor.
Yayın anlaşmalarında danışman olarak yer alan Berke, “NBA yönetimi play-off maçlarını Ağustos ayında oynayabileceğini söylüyor. Normal sezon maçlarının çoğu bitti. Play-off maçlarının hepsini oynayabilirler. Eğer bu durum gerçekleşirse NBA, finansal açıdan çok büyük sıkıntı yaşamayacaktır.” diyor.
Berke, yerel kanallar için durumun daha farklı olduğunu “Yerel kanalların yayınlayabileceği maç sayısı çok daha az gözüküyor. Çünkü play-off maçları genellikle ulusal kanallarda yayınlanıyor. Normal sezon maçlarının iptal olması durumunda da yerel kanallar önemli bir kayıp yaşayacaktır. Bu durumda bu kanallar bir şekilde bu kaybı kompanse etmek isteyecektir. Daha önceden yapılan anlaşmaya bazı maddeler eklemek ya da anlaşmaları uzatmak bir çözüm olabilir” diyerek açıklıyor.
Liglerin genel durumu içinse Berke, “Eğer sezonu iptal ederseniz bu play-off’ları da iptal edeceğiniz anlamına geliyor. Bu da çok büyük bir maddi kayıp anlamına geliyor. Hiçbir lig yönetimi böyle bir karar almak istemez. Bütün ligler sezonlarını kurtarabilmek adına ellerinden gelen her şeyi yapacaktır.” İfadelerini kullanıyor.
Ancak iki uzmanın da üzerinde fikir birliğine vardığı bir konu var: Ligler, maçları oynamak güvenli olduğunda devam edecek.
Sezonların askıya alınmasından önce maçların seyircisiz oynanması kararı politikacıların kararıydı. Ancak sezonları komple askıya alma kararı lig yönetimlerinden geldi ve bu tercihin arkasında oyuncuların, çalışanların ve taraftarların güvenliği yatıyordu.
Virüsün yayılma tehlikesi büyük ölçüde kontrol alınmadan maçların devam etmesi herhangi bir lig için ihtimal dahilinde gözükmüyor. Sağlık uzmanlarına göre bahsettiğimiz güvenli günlere gelmek içinse önümüzde uzun bir yol var.
Salgın hastalık uzmanı olan Dr. Angela Dunn, “Eğer herkes sosyal mesafesini korumaya dikkat eder ve gerekli önlemleri alırsa önümüzdeki süreci minimum vaka ve zararla atlatabiliriz” diyerek salgının ciddiyetini anlatıyor. Utah Jazz pivotu Rudy Gobert’e Corona tanısı konduktan sonra Dunn, Utah Jazz takımıyla birlikte çalışmaya başladı.
Geçtiğimiz hafta Jazz forveti Joe Ingles’ın podcatine konuk olan Dunn, “Bu süreç önümüzdeki aylarda da devam edecek. Bu durumun üzerimizde maddi ve psikolojik anlamda etkileri olacağını biliyoruz. Bizim tek yapabileceğimiz bu etkileri mümkün olduğu kadar hafifletmek için çaba göstermek” diyor.
Notre Dame Üniversitesinde spor ekonomisi üzerine çalışan profesör Richar Sheehan; Çin, Güney Kore ve İtalya gibi bölgelerdeki verileri incelediği zaman NBA, MHL ve MLB gibi liglerin bu yaz oynanmaya devam etmesinin çok olası olmadığını dile getiriyor.
Sheehan, “NBA’de 30 takım ve her takımda oynayan 15 oyuncu var. Bu toplam 450 kişi ediyor. Bu 450 kişinin yanına maçları yöneten, kameraya alan ve takımlarda görevli olarak çalışan 450 kişiyi daha eklemeniz geliyor. Maçların devam edebilmesi için 1000 civarı kişinin aktif olarak görev alması gerekiyor. Bu 1000 kişinin içerisinde maçları oynayacak olan 450 kişi fiziksel anlamda dünya üzerindeki en sağlıklı kişilerin arasında yer alıyor. Bu sporcular virüse yakalansa bile fiziksel olarak çok belirti göstermeyip oynamaya devam edebilirler. Maçlar birkaç hafta devam ettikten sonra bu sporcuların büyük kısmı zaten virüse maruz kalacaktır. Oyuncuların hem yaşlarına hem de genel fiziksel durumlarına baktığımız zaman ölüm ihtimalinin 0’a çok yakın olduğunu söylemek gerekiyor” diyerek sorun teşkil eden kısmın sporcular olmadığını dile getiriyor.
Sheehan açıklamalarına, “Ancak maçların devam etmesi için görev alacak diğer grup için aynısını söyleyemeyiz. Onlar, fiziksel anlamda bu kategoriye girmiyorlar. Ve hastalığın ölüm oranını göz önünde bulundurursak o 500 kişinin içerisinden 5’inin öleceği anlamına geliyor. Eğer maçları oynatmaya devam etmek istiyorsak bu ihtimali göz önüne almalıyız” diyerek devam ediyor.
NBA başkanı Adam Silver, daha önce yaptığı açıklamalarda sezonu komple iptal etmek normal sezona devam etmek ve sadece play-off’ları oynatmak gibi ihtimallerin hepsinin olasılık dahilinde olduğunu dile getirmişti.
Geride bıraktığımız hafta içerisinde Çin Basketbol Ligi, sezonun tekrar başlama tarihini Nisan’dan Mayıs ortasına ötelerken Kore Ligi sezonu komple iptal etti.
Bu yazı için daha özgür konuşabilmek için The Athletic’e anonim kalmak şartıyla açıklama yapan NBA oyuncuları, NBA başkanı Adam Silver’ın ligi tekrar başlatma kararı aldığında maçları oynamak istediklerini fakat durumun güvenliğinden de emin olmaları gerektiğini dile getirdi.
NBA’de oynayan tecrübeli bir oyuncu “Salgının yayılmasının bir parçası olmak istemiyorum. Corona hastalığından korkmuyorum, daha önce defalarca grip geçirdim. Ancak iyi bir vatandaş olarak üzerime düşeni yapmak istiyorum. Evde kalmamızı gerektiren durum ortadan kalkıp tekrar maçlara başladığımız anda hiçbir şey oynamamı engelleyemez” diyor.
Bağışıklık sistemini güçsüzleştiren Crohn hastalığına sahip olan Larry Nance Jr gibi isimlerin maçlara çıkması belirli bir risk taşısa da çoğu NBA oyuncusu etrafındakilere zarar vermekten çok daha fazla korkuyorlar.
Minnesota Timberwolves’un yıldız ismi Karl-Anthony Towns, geçtiğimiz Salı günü annesinin virüse yakalandığını ve solunum cihazına bağlı şekilde hayatına devam ettiğini açıklamıştı. Jazz forması giyen Ingles, oğlunun otizmli olduğunu ve onun güvenliğinden emin olmak için gerekirse basketbolu bırakabileceğini dile getirmişti.
The Athletic’in “Tampering” podcatinde konuşan Ingles, “Şu an üstümdeki kıyafetleri bile değiştirmeden havaalanına gidebilirim. Basketbolu bırakma kararında bir saniye bile şüphe etmem. Çünkü ailemi zor durumda bırakmak istemiyorum. Tekrar maçlara çıkmayı tabii ki çok istiyorum. Parkelere dönmek için milyon tane sebep sayabilirim. Ama oğlumu çok seviyorum, bu da oynamamam için yeterli bir sebep. Maçlara devam etmek isteyen 449 oyuncu olduğunu biliyorum fakat eğer biz oynamaya devam edersek; hayatımıza bir şey olmamış gibi devam edersek virüsü nasıl durduracağımıza dair en ufak bir fikrim yok” ifadelerini kullanmıştı.
Dallas Mavericks’in sahibi Mark Cuban, daha önce yaptığı açıklamalarda 1 Haziran’dan önce sezonun tekrar başlamasını beklediğini dile getirmişti. Bu yazı için fikirlerini aldığımız Cuban, “Her takımın içinde bulunduğu şartlar ve ekonomik durumu farklı. İşin ekonomik tarafıyla şu anda çok ilgilenmiyorum. İnsanların sağlığı ve güvenliği şu andaki birinci önceliğimiz” ifadelerini kullandı.
Ligin televizyon yayın gelirlerini kaybetmesi tüm NBA için büyük bir darbe olacaktır. Sezon devam etse bile maçların seyircisiz oynanacağı düşünülünce NBA zaten bir gelir kaybı yaşadı.
Profesör Sheehan, “Önümüzdeki iki yıl içerisinde seyircili maçların oynanabileceğini düşünmüyorum. Böyle söyleyince insanlar biraz korkuyor fakat kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor. Aşı ne zaman bulunacak? Aşı bulunmadan insanları salonlara dolduramazsınız. Bu çok net. Ağustos, Eylül aylarına geldiğimizde bile aşının bulunmuş olması çok düşük bir ihtimal. Aşı olmadan o dönemde de şu anda yaşadığımız sorunların benzerlerini yaşıyor olacağız. Şu andaki en büyük sorun kimin virüsü taşıdığını bilmiyor oluşumuz. Semptom göstermeden virüsü taşıyarak hastalığı yayabilirsiniz. Durum böyle olduğu sürece de taraftarları stadyumlarda toplayamayız” diyerek durumun vehametini gözler önüne seriyor.
Sheehan, tabii ki bir doktor değil ve sadece kendi tahminini paylaşıyor. Ancak virüsün sporun üzerinde gösterebileceği etkileri gayet iyi kavrayabilen bir profesör. Taraftarların maçlarından uzak tutulması da bu denklemin bir parçası.
Finans firmaları önümüzdeki aylarda Amerikan ekonomisinin çok büyük bir darbe alacağını öngörüyor. Trilyonlarca doların ve milyonlarca insanın işsiz kalması söz konusu.
Bir başka deyişle çoğu taraftarın cebinde bilet alacak paraları bile olmayabilir. Bu maddi gerileme sadece maç biletlerinde değil reklam, sponsorluk ve satılan ürünlerde de kendisini gösterecektir. Spor dünyası daha önce çok ciddi ekonomik krizleri atlattı fakat önümüzdeki günlerde bizi bekleyen krizin çok daha derin ve geniş olması bekleniyor.
Spor ekonomisti olan Dan Rascher, bu durum hakkında “Birçok taraftar Corona salgınından sadece sağlık açısından değil ekonomik açıdan da etkilenecek. İnsanlar bu durumun gelip geçmesini istiyor ancak işlerin normale dönmesi çok uzun zaman alacak. Liglerin gelir açısından eski gücüne dönmesi çok uzun zaman alacaktır” ifadelerini kullanıyor.
Profesyonel spor takımlarının sahiplerini milyarderler oluşturuyor. Ancak daha şimdiden Philadelphia 76ers gibi takımların sahipleri çalışanlarının maaşında kesintiye gideceğini açıkladı. Sixers yönetimi gelen tepkilerden sonra bu kararından vazgeçti fakat bu yine de bize bazı şeyleri anlatıyor. Diğer takım sahiplerinin ciddi maddi kayıplar yaşayacak salon çalışanlarına yardımcı olmakta tereddüt etmesi de bu duruma bir örnek olarak gösterilebilir.
Spora verilen ara devam ettikçe oyuncuların kazandığı paralarda da ciddi bir düşüş yaşanacaktır…
Sheehan bu durum ile ilgili “Yaşadığımız dünya bu işin sonunda fazlasıyla değişecek. Bu durumu açıklamak için başka bir şey söyleyemeyiz. 20 trilyonluk bir ekonomide yaşıyorduk. Oyuncular da belirli bir düzeyde maaş kazanmaya alışmışlardı. Ancak düşen gelirlerle beraber oyuncuların maaşının da düşeceği bariz. Önümüzdeki yıllarda maaşların düşmesi ve maçların daha boş salonlarda oynanması fikrine kendimizi alıştırmamız gerekiyor.” İfadelerini kullanıyor.
Peki yaklaşık 5 milyar dolarlık yayın gelirine sahip olan NFL’de durumlar nasıl? NFL sezonu normalde Eylül ayında başlıyor. Bu yüzden zamanın diğer liglere kıyasla NFL’in yanında olduğunu söylemek gerekiyor. Ancak bu yazıda okuduğunuz tüm lojistik problemler NFL için de geçerli.
NFL takımlarının kadroları ve teknik ekipleri diğer liglere kıyasla çok daha kalabalık. 20000 kişinin güvenli bir şekilde toplanıp basketbol salonlarında maç izlemesini sağlayamıyorsanız 70000 kişiyi bir stadyuma doldurmanız da çok daha zor hale geliyor.
NFL yönetimi, tüm hazırlıklarını sezon Eylül ayında başlayacakmış gibi yapıyor. Ancak bunun da çok yüksek bir ihtimal olmadığını söylemek gerekiyor.
NFL’in durumu hakkında Berke, “Eğer NFL, sezonunu Kasım – Nisan ayları arasında oynamak zorunda kalırsa bu gerçekleşecektir. Herkes de ligi izlemeye devam edecektir. Oyuncuların fiziksel olarak ne durumda olduğu, takımların değişen şartlarda nasıl performans sergileyeceği tüm liglerde tartışılacak. Bu da seyircilerin maçlara ilgi göstermesini sağlayacaktır” diyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!