By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Corona virüsü sebebiyle tüm dünyada spor organizasyonları doğal olarak durduruldu. ING Basketbol Süper Ligi de 2 haftadır askıda…
Ligin geleceği şu an için tam bir muamma.
Federasyon geçtiğimiz günlerde en doğru karar için beklediklerini söyledi. Dünyanın şu anki görüntüsü gelecek için pek ümit vermiyor. Üstelik birçok takım da yabancı oyuncularının ülkelerine geri dönmesine izin verdi. Bu da kısa bir süre içinde sezonun tekrar başlama ihtimalinin düşük olduğunu gösteriyor.
Ümit ederiz işler değişir ve tüm dünya bir an önce normale döner ama bu olsa bile bence ligimizde normal sezonun devam etme ihtimali çok düşük. Dolayısıyla sezon ödüllerini dağıtmamızda bir problem yok.
Eurohoops Fırın her sezon olduğu gibi sizler için gelinen bu döneme kadar ligin en iyi beşlerini, MVP’sini ve daha birçok bireysel ödülünü dağıttı. Tabii dağıtırken oyuncuların istatistiklerini göz önüne aldı ama alışkın olduğunuz gibi en önemli karar verici noktamız hiç olmadı. Belki bu sebepten şaşıracağınız tercihler olabilir.
Bununla birlikte her zaman olduğu bu yıl da sezonun en azından yarısında oynamayan oyuncuları ödüllerin dışarısında bıraktık.
Neyse lafı daha uzatmadan yazıya geçelim…
Sezonun Üçüncü Beşi
- Chris Jones (Frutti Extra Bursaspor) 23 maç 15.3 sayı, 3.2 ribaund, 6.8 asist, 17.7 EFF: Bu sezon Bursaspor’un skorunu sürükleyen birçok isim vardı. Freeman, Clavell ve zaman zaman da Perry bu rolü üstlendi fakat ligin yeni ekibi sezonun dikkat çekici takımlarından biri olmayı başardıysa bunda en büyük pay Chris Jones’a ait. Takımına harika liderlik yapan Amerikalı guard, yeni kurulmuş bir takımın yaşayabileceği birçok problemin önüne geçti. Kritik anlarda potaya gitti, asist yaptı, oyunu sakinleştirdi ve sorumluluk aldı. Bütün bunları göz alıcı istatistiklerle birleştirince ligin en iyi guardlarından biri oldu. İlk iki beşteki oyun kurucular, halihazırda EuroLeague’in önde gelen oyuncuları. Chris Jones belki o seviyede olmasa da bu liderlik özellikleriyle Avrupa’da yükselecektir.
- Trae Golden (Bahçeşehir Koleji) 22 maç 23.0 sayı, 4.2 ribaund, 7.7 asist, 22.0 EFF: En başta söylediğim gibi, genellikle seçimleri yaparken istatistiklerin göz alıcılığını daha arkaya koyduk ve kazanan takımları öne çıkardık fakat takımı kaybediyor diye etkileyici bir performansı tamamen göz ardı etmek de adil olmayacaktı. Üstelik Golden, takımının az sayıda kazandığı maçların da kahramanıydı. İTÜ’ye karşı 41 sayı – sezon rekoru – ve Antep’e karşı 34 sayı atarak Bahçeşehir’in düşme hattından çıkmasını sağladı. İstatistik olarak da ligin sayı, asist ve verimlilik puanı listelerinde ilk sırayı alarak damgasını vurdu. Ayrıca takımının bozuk yapısına rağmen sezon boyunca kendi istikrarını korumayı başardı. Benim çok beğendiğim tarzda bir oyun kurucu olmasa da bu yönü etkileyici.
- Kostas Sloukas (Fenerbahçe Beko) 14 maç 11.1 sayı, 2.9 ribaund, 6.9 asist, 15.7 EFF: Bu sezon 5 yıldır süre gelen başarılardan sonra sarı-lacivertliler, EuroLeague’de hiç beklenmedik bir düşüş yaşadı. Hatta bunun etkilerini ligde de gördük. Geçmiş yıllarda ligde bol bol rotasyon yapan Obradovic, bu sezon bazı oyuncuların üzerine daha fazla yük bindirmek zorunda kaldı. Bu belki sarı-lacivertliler için sıkıntılı bir durum ama basketbolseverler için bir şans oldu çünkü ligde Fenerbahçe’nin yıldızlarını daha fazla izleme şansı buldular. Sloukas gibi… Ligde daha önce görmediğimiz süreler alan Yunan guard, en azından takımının burada daha rayında gitmesini sağladı. EuroLeague’de çok iyi bir sezon geçirmese de ligde 6.9 asist ve 11.6 sayı ortalamalarıyla en iyi performansını ortaya koyan Sloukas, lig kariyerinin en yüksek ortalamasını tutturdu.
- Kyle Wiltjer (Türk Telekom) 21 maç 13.4 sayı, 5.1 ribaund, 1.4 asist, 12.8 EFF: NCAA’i yakından takip edenler, Kyle Wiltjer Avrupa’ya ilk geldiğinde heyecanlanmıştı. Kanadalı uzun forvet belki ilk sezonunda bunun nedenlerini iyice ortaya koyamadı ama Avrupa’daki tecrübelendikçe işleri değiştirmeye başladı. Bu sezon Telekom, kısa rotasyonu sebebiyle ligde istikrarlı bir performans sergileyemese de Wiltjer ile Fall harika bir ikili oldular. Fall pota altında işini görürken Kanadalı yıldız dışarıdan bombaladı. Üstelik eli ısındığı zaman neler yapabileceğini de ortaya koydu. Şampiyonlar Ligi’nde de takımın son 8’e kalmasını sağladı. Wiltjer, tüm Avrupa’nın aradığı şutör 4 numaralardan biri. Bu sezon da kendini fazlasıyla kanıtladı.
- Moustapha Fall (Türk Telekom) 22 maç 12.1 sayı, 8.2 ribaund, 2.1 asist, 19.6 EFF: Wiltjer – Fall ikilisi ligin en iyi uzun ikililerinden biri… Dolayısıyla onları böylesine bir beşte ayırmak pek içimize sinmedi. Daha önce Sakarya’da kariyer sezonunu geçiren Fall, kötü geçen Rusya macerasından geri döndü. İyi ki döndü çünkü burada yine özel bir performans sergiledi. 2.22’lik boyuyla Ankara ekibinin pota altında üstünlük kurmasını sağlayan Fransız pivot, Sakarya döneminden bile daha iyi bir hücum performansı sergiledi. Kariyer rekorunu da kırdı. Ribaundlarda da ligin en iyilerinden olan Fall, haliyle verimlilik puanında da üst sıraları kaptı.
Sezonun İkinci Beşi
- Tony Taylor (Pınar Karşıyaka) 22 maç 13.1 sayı, 2.4 ribaund, 4.1 asist, 14.3 EFF: Yeni kurulan bir takımın oyun kurucusu olmak zorludur. İşler zorlaştığı zaman herkes size bakar. Tony Taylor ise sezon boyunca bu konuda başarılı bir iş çıkardı. Sezona biraz formsuz girse de hemen toparlanan Amerikalı guard, Karşıyaka’nın zirve adayı bir takım olmasını sağladı. Hücumda Karşıyaka’nın en önemli kısa yaratıcısı olarak takımının iç dış dengesini sağlayan Taylor, üst üste 12 maçta çift hanelere çıkarak kendi bireysel skoru olarak da en iyi performansını ortaya koydu. En önemlisi ise başa baş geçen maçlarda sorumluluk alıp, takımını ayakta tutmasıydı.
- Rodrigue Beaubois (Anadolu Efes) 14 maç 13.7 sayı, 2.5 ribaund, 2.4 asist, 13.6 EFF: Anadolu Efes kusursuza çok yakın bir basketbol oynuyor ve bazen bir oyuncu çizginin hemen aşağısına indiği zaman dikkat çekiyor. Beaubois de zaman zaman bu yüzden taraftarının hışmına uğruyor ama aslında Fransız guard, gerçekten Efes için değerli bir isim. Onun, Larkin ve Micic’ten rol çalmadan zaman zaman skorda yaşadığı patlamalar lacivert-beyazlılara sezon içerisinde birçok kritik maçı kazandırdı. Keza ligde de Larkin ve Micic dinlenirken sergilediği performanslarla maçların birçok kez erken bitmesini sağladı. Ergin Ataman’da böyle düşünüyor olacak ki gelen haberlere göre lacivert-beyazlılar, kendisiyle sözleşme uzatmak üzere…
- Shaq McKissic (Beşiktaş Sompo Japan) 17 maç 17.6 sayı, 4.4 ribaund, 3.2 asist, 17.5 EFF: Yerel liglerden sezon ortasında birçok oyuncu ayrılıp, yerine yenisi geliyor. Elbette bu üzücü bir durum. Bu sezon ise beni en çok üzen McKissic’in ayrılığı oldu. Beşiktaş‘ın o kaotik ortamında çok özel performanslar sergiledi Amerikalı oyuncu… Olympiakos’a gitmeseydi bunların devamını getirebilirdi. Hücumda sergilediği liderlikle Beşiktaş’ın bir şekilde playoff’ta kalmasına yardımcı oldu. Özellikle son maçı bir efsaneydi. Lig lideri Efes‘i adeta tek başına yıktı. Normalde ayrılan oyuncuları almak pek adetimiz değildir ama McKissic, oynadığı bölümde lige damga vurdu. Bu sebeple ona ayrıcalık yapacağız.
- Bonzie Colson (Darüşşafaka Tekfen) 23 maç 12.2 sayı, 5.2 ribaund, 1.0 asist, 14.6 EFF: Bonzie Colson, yaz döneminin dikkat çekici transferlerinden biriydi ve bu sezonki performansıyla nedenlerini sahada göstermeyi başardı. Fiziksel ve atletik yetenekleri sayesinde sadece ligde değil, EuroCup’ta da rakip kanatlara üstünlük kurdu. Bu çok önemliydi çünkü Daçka gibi hücumu istikrardan uzak bir takımın güvenebileceği bir hücum silahı oldu ve takımının iyi bir sezon geçirmesini sağladı. 7 maçta Daçka’nın en skoreri olan Colson, 22 maçın 15’inde de çift hanelere çıkmayı başardı. Üstelik hücumdaki yeteneklerinin yanında savunma verimliliğinde de ligin en iyi 4. ismi oldu. Çaylak bir Amerikalı olarak elbette uyum göstermesi ve gelişmesi gereken birçok yer var ama başlangıç olarak performansı hiç fena değil. Bence onu ileride daha yukarıda görebiliriz.
- Zach Auguste (Galatasaray Doğa Sigorta) 23 maç 12.4 sayı, 6.7 ribaund, 1.4 asist, 15.8 EFF: Galatasaray‘da ikinci sezonunu geçiren Zach Auguste, bu sezon daha istikrarlı bir performansla karşımıza çıktı. Özellikle de sezon ikinci yarısında… Hızlı devrilmeleri ve atletizmiyle sarı-kırmızılarının sayı opsiyonlarından biri oldu. Galatasaray, yıllar sonra Ülker Arena’dan galibiyetle dönmesinde de gerçekten büyük bir rol oynadı. – 17 sayı ve 15 ribaund – Onun oyunundaki problemler malumunuz. Konsantrasyon seviyesi ve devamlılığı düşük bir oyuncu. En azından bu sezon takımın daha güvenilir bir parçası oldu.
Sezonun Beşi
- Vasilije Micic (Anadolu Efes) 16 maç 12.3 sayı, 1.9 ribaund, 6.8 asist, 12.0 EFF: Shane Larkin ligde sadece 9 maç oynadığı için maalesef onu ilk beşe alamıyoruz ama iyi ki Anadolu Efes’in bir değil, iki tane süper guardı var. Sezon başından bu yana Larkin’e göre ligde daha fazla mesai yapan Sırp oyun kurucu, lacivert-beyazlıları taşıyan isim oldu. Sahada general edasıyla oynayan Micic, takımının oldukça hatasız gitmesini sağladı. Bunu yaparken de özellikle Beşiktaş maçında olduğu gibi zaman zaman sahaya özel performanslar sundu. Bu sezon Chris Jones’tan sonra asistlerle en çok double-double yapan isim olan Micic, lig liderinin saha içindeki generali olarak ilk beşte yer almayı hak ediyor.
- Nando De Colo (Fenerbahçe Beko) 13 maç 17.3 sayı, 3.1 ribaund, 3.8 asist, 18.3 EFF: Fenerbahçe için sezon hiç beklendiği gibi geçmedi. Özellikle de EuroLeague’de işler yolunda gitmedi. Nando De Colo da takımın lideri olarak beklentilerin altında kaldı. Hatta taraftar tarafından eleştiriliyor da… Fakat kendisinin ligdeki performansı hiç de fena değildi. Uzun zamandır ligde bir sarı-lacivertli oyuncudan görmediğimiz kadar yüksek sayı ortalaması tutturan Fransız yıldız, Fenerbahçe’nin en önemli hücum silahı oldu. Onun hücumdaki eşsiz yetenekleri de Bursaspor karşısında olduğu gibi birçok maçta sarı-lacivertlileri, ligde sürpriz yenilgilerden korudu. En iyi beş onun hakkı.
- Aaron Harrison (Galatasaray Doğa Sigorta) 22 maç 13.7 sayı, 3.5 ribaund, 3.1 asist, 14.9 EFF Geçtiğimiz yıl ligin en iyi isimlerinden biri olan Aaron Harrison, bu sezon geçtiğimiz yılki kadar iyi değil ama inanın bana hala ilk beşte yer almayı hak ediyor. Harrison’ın sayı ortalaması ve yüzdeleri belki düştü ama bu biraz da takımının kısa yaratıcısı olarak ona çok bağımlı olmasıyla alakalı. Öyle ki o sahada değilken ya da gününde olmadığı zamanlarda Galatasaray, hiçbir şey üretemiyor. O üretebildiği zaman ise Sarı-Kırmızılılar, bir anda 2 seviye yukarı çıkıyor. +/- istatistiği de bunu kanıtlıyor. Harrison, sahadayken rakiplerine 105 sayı üstünlük kuran Galatasaray, o sahada değilken 41 sayı fark yedi. Sarı-kırmızılılar ilk 4 içerisindeyse lideri Harrison’a bu konuda çok şey borçlu.
- Amath M’Baye (Pınar Karşıyaka) 23 maç 11.7 sayı, 3.6 ribaund, 2.7 asist, 11.6 EFF: Yazın Ufuk Sarıca kadroyu kurduktan sonra bence en önemli ekleme Amath M’Baye’ydi ve Fransız oyuncu bunun nedenini kısa sürede gösterdi. Dünya Kupası etkisiyle sezona biraz formsuz girse de özellikle 5. haftadan sonra Karşıyaka’nın o bağlayıcı oyuncusu oldu M’Baye. Atletizmiyle takımının çember savunmasındaki birçok problemi halletti, Morgan’a yardımcı oldu. 4 numaradan verdiği şut katkısıyla alanı açtı ve en önemlisi top çalmalar ve ribaundlarla Sarıca’nın o çok istediği temponun başlangıcı olmayı başardı. Kısacası onun sahadaki varlığı İzmir ekibi için birçok problemi çözdü. M’Baye olmasaydı bu kadar dominant bir Karşıyaka izleyemezdik.
- Devin Williams (TOFAŞ) 22 maç 15.4 sayı, 7.5 ribaund, 1.9 asist, 19.0 EFF: Devin Williams, izlerken hakkında karar vermesi en zor isimlerden biri. Bazen öyle sekanslar oynuyor ki bu kıtanın Joel Embiid’ini izliyor gibi oluyorsunuz. Hücumda birebir üzerinden sırtı dönük yahut şutla durdurulması çok zor şutları sokabiliyor. Bazen de bütün konsantrasyonunu kaybediyor ve daha az önce izlediğim o oyuncu nerede diyorsunuz. Bu onun için bir problem olsa da genelde onun ligin şimdiye kadarki en dominant uzunu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. TOFAŞ’ın hücumun en büyük ve istikrarlı sürükleyicisi olan Amerikalı pivot, 15.4 sayıyla Bursa ekibinin en iyisi oldu. Üstelik bunu %61.2 ikilik, %56.2 üçlük yüzdeleriyle tamamladı. O sahadayken TOFAŞ’ın 123.7 hücum verimliliğiyle oynaması da her şeyin özeti aslında! Ribaundlarda da oldukça etkili olan Williams, verimlilik puanında da 5. sırayı kaptı.
Sezon Bireysel Ödülleri
Sezonun MVP’si: Amath M’Baye
İstatistikleri: 22 maç 11.5 sayı, 3.7 ribaund, 2.7 asist, 11.5 EFF
Biz seçimimizin arkasındayız. Sezon ortası ödüllerinde de MVP olarak Amath M’Baye’ye layık görmüştük, şimdi de aynı şekilde düşünüyoruz.
Riskli bir seçim mi? Belli açılardan evet ama sahada gördüklerimiz bizi bunu söylüyor.
Sonuçta bireysel istatistikleri çok daha iyi olan birçok oyuncu var. Hatta Pınar Karşıyaka’da bile istatistikleri daha iyi olan oyuncular var ama İzmir ekibi lige damga vuran bir performans sergilediyse -yukarıda da söylediğim gibi- bunu Amath M’Baye’ye borçlu.
Ufuk Sarıca’nın o tempolu, savunmayı neredeyse bütün sahada kuran oyun planı Fransız oyuncu olmasaydı bu kadar iyi işleyemezdi. Karşıyaka’nın saha içerisindeki karar vericisi belki Tony Taylor ama bu takımın doğal lideri kesinlikle M’Baye.
O ve koç Sarıca arasındaki uyum kolay kolay oturmadı. Hatırlayacaksınız, sezon başında Fransız oyuncunun süreleri zaman zaman Nusret Yıldırım’a gitti. Fakat bir yerden sonra M’Baye koçunu, koçu da onu daha iyi anladı.
Bu uyum yakalandıktan sonra da ortaya çok daha izlemesi zevkli bir Karşıyaka çıktı.
Morgan ile Semih’in pota altında becerileri daha çok öne çıktı, kısalar daha rahat hareket etmeye başladı ve onun savunmaya getirdiği enerji ve atletizm Karşıyaka’yı ligin en iyi savunma takımlarından biri haline getirdi. Bunu rakamlar da söylüyor. İzmir ekibi, savunma verimliliğinde 97.0 ile ligde 100’un altında olan tek takım olmayı başardı.
Üstelik kendisinin lobisi de yüksek! NBA’den kendisini destekleyen var.
Onun bu performansı olmadan böylesine bir Karşıyaka izleyemezdik ve açık konuşalım… Lige en çok renk katan takım da onlar oldu. Dolayısıyla da bunu ödüllendirmemiz gerekiyor ve sezonun MVP’si ödülü Fransız oyuncuya gidiyor.
Diğer adaylarımız: Vasilije Micic (Anadolu Efes)
Sezonun Takımı: Pınar Karşıyaka
Bu tabloyu görmeyi gerçekten özlemişiz!
Hep söylerim, ligin kalitesini Anadolu Efes, Fenerbahçe gibi büyük takımlardan daha çok baş altı takımların neler yaptığı belirliyor ve Pınar Karşıyaka bu konuda gerçekten özel bir iş çıkardı.
İzmir ekibi, Ufuk Sarıca ayrıldıktan sonraki 3 sezonda da playoff göremedi ve yazın neredeyse tüm kadroyu değiştirerek bambaşka bir ekip kurdu. Yeni maceralar hep heyecan verse de onların birbiri arasında bir uyum yakalaması, bunun istikrarlı bir performansa dönüşmesi hiç kolay değildir. Hele de kısa bir dönem içinde.
Fakat Sarıca ve öğrencileri, yaşanılan kritik sakatlıklara rağmen bunu başardı.
Ligin en iyi basketbolundan birini oynayan Karşıyaka, bunu istatistiklere de döktü. Ligi savunma verimliliğinde ilk sırada, hücum verimliliğini ise 3. sırada götürdüler ve birkaç maç dışında bizlere istikrarlı bir performans izlettiler. Ligin kalitesinin düştüğü bu dönemde gerçekten onların bu performansı çok anlamlıydı. EuroLeague’de iddialı iki takımımız Fenerbahçe ve Efes‘e karşı ligde hiç geri adım atmadan zirvenin adayı olduklarını gösterdiler.
Belki ilk sıra onların olmadı ama gösterdikleri bu değişim onların sezonun en iyi takımı olması için yeter de artar bile.
Salonun sonuna kadar dolduğu, iyi bir basketbol oynayan Pınar Karşıyaka’yı izlemeyi gerçekten özlemişiz… İyi ki geri döndüler!
Diğer adaylarımız: Meksa Yatırım Afyon Belediye, Beşiktaş Sompo Japan
Sezonun Koçu: Ergin Ataman & Selçuk Ernak
Genelde ödülleri iki kişiye birden vermeyi pek tercih etmiyoruz ama sezonun koçu ödülü için bir ayrıcalık yapacağız. Gerçekten iyi koç performansları gördük bu sezon ve iki kişiye düşürmek bile zor oldu.
Bir tarafta Anadolu Efes ile çıkardığı olağanüstü tablodan dolayı Ergin Ataman’ı tebrik etmemiz gerekiyor. Bu sezon Avrupa’nın en dominant takımı hiç tartışmasız Efes‘ti… Oynadıkları basketbol ile sadece Türkiye için değil, Avrupa’da da takip edilen bir keyif sundular bize…
Bu keyifli basketbolun karşılığını da neredeyse hiç hatasız aldılar. Corona virüsü sebebiyle basketbol durmadan önce lacivert-beyazlılar hem ligde hem de EuroLeague’de lider durumda yer alıyordu. Üstelik sadece 6 maç kaybederek…
Avrupa’da bu kadar harika giderken ligde sergiledikleri performans size normal gelebilir ama Ataman’ın orada ufak bir dokunuşu oldu. Yerli rotasyonundan gerçekten iyi katkılar aldı. Bazen Sertaç, bazen Buğrahan, bazen de diğer gençler maçları onlar adına sürklase etti. Karşılaşmaları ortalama 14.1 sayı farkla kazandılar. Ortada böyle bir tablo varken Ataman’a ödülü vermemek olmaz.
Diğer yandan bence Selçuk Ernak da Daçka‘da çok iyi bir iş çıkardı.
Sezon başında Darüşşafaka kadroyu kurduğu zaman onlardan şüphe edenler vardı. Ellerindeki çaylak yabancılarla birlikte çok uyumlu gözükmüyorlardı ancak koç Ernak, hem takımını geliştirdi hem de sahada bunu sonuçlarla besledi.
Türkiye Kupası’nda finale kadar yürüdüler ve kupayı son bölümde kaybettiler. EuroCup’ta kimse onlara şans vermezken gruptan çıkmayı son maça bıraktılar ama malumunuz corona sebebiyle iç saha avantajını kullanamadılar. Ligde ise sallantılı performanslarına rağmen 6. sırayı kaptılar.
Üstelik bütün bunları oyuncularla birlikte gelişim göstererek başardı Ernak.
Ellerindeki iki çaylak yabancı; Johnny Hamilton ve Bonzie Colson’ın Avrupa’daki gelecekleri muhtemelen parlak olacak. Hatta belki Gary Browne da ileriye doğru bir adım atabilir. Keza yerlilerde de aynı durum var. Kartal, Doğuş, Berk gerçekten iyi sezon geçirdiler. Dolayısıyla ödülü Selçuk Ernak da hak ediyor. Bu nedenle biz de ödülü iki koça böldük.
Diğer adaylarımız: Ertuğrul Erdoğan, Burak Bıyıktay
Sezonun Savunmacısı: Johnny Hamilton
İstatistikleri: 22 maç 8.2 sayı, 6.5 ribaund, 1.5 blok, 12.4 EFF
Hazır, Daçka‘da oyuncuların gösterdiği gelişimden bahsederken bir ödülü de gitmesi gereken yere gönderelim.
Açıkçası Johnny Hamilton’ın gösterdiği performans benim adıma biraz sürpriz oldu. Basketbola oldukça geç yaşta başlayan Trinidad ve Tobago’lu uzunun, Daçka seviyesi için yeterli basketbol olgunluğu düzeyinde olmadığını düşünüyordum.
Yanıldım.
Kendi pota altında fiziği ve harika atletizmiyle birlikte büyük bir caydırıcı olan Hamilton, 1.5 blok ortalamasıyla ligin blok kralı olmayı başardı. Bu konudaki yetkinliğini sadece ligimizde değil, EuroCup’ta da 3. sırada yer alarak gösterdi. Üstelik son dönemde sadece zıplayabildiği için caydırıcı bir isim olmaktan da çıktı. Savunmayı yönlendirme ve doğru pozisyon alma açısından da büyük bir gelişim gösterdi.
Kısa savunmasında zaten özel bir performans sergileyen Daçka, onun bu gelişimiyle birlikte çok daha ön plana çıktı. Bu sebeple ödülü kendisine vereceğiz. Sezon ortasında EuroLeague takımlarıyla ismi anıldı. Bakalım gelecekte onu daha üst seviyede görecek miyiz?
Diğer adaylarımız: Mangok Mathiang (Bahçeşehir), Doğuş Özdemiroğlu (Darüşşafaka, Amath M’Baye (Pınar Karşıyaka)
Sezonun Çaylağı: Mangok Mathiang
İstatistikleri: 18 maç 12.7 sayı, 10.6 ribaund, 1.4 blok, 20.3 EFF
ING Basketbol Süper Ligi’nde genellikle uzunlar performanslarıyla öne çıkar. En basitinden geçen sezon Tonye Jekiri buradaki performansıyla kendine EuroLeague’in kapılarını açtı. Bu sezon da buna aday birçok isim var ama çaylak oyuncular arasında en çok dikkat çeken Mangok Mathiang oldu.
Sezon başında Stefanos Dedas ile tartıştığı için az kalsın bu topraklardan ayrılacak olan Sudanlı pivot, bunun ne kadar büyük bir kayıp olacağını Yunan koç gönderildikten sonra bize kanıtladı.
Bahçeşehir’in dağınık yapısında Trae Golden ile birlikte takımını ayakta tutmaya çalışan Mangok, istatistikleri de alt üst etti. 12.7 sayı ve 10.6 ribaund ortalamalarıyla double-double istatistikler elde eden 27 yaşındaki pivot, bunun yanına bir de 1.4 blok ortalaması ekledi.
Geçen sezon onu İtalya’da takip edenler önemli bir potansiyel olduğundan bahsediyordu. Mangok buradaki performansıyla bunu kanıtladı. Ödülümüz de ona gidecek. Muhtemelen bir ödülü de yazın alacağı kontratla alacak.
Diğer adaylarımız: Emanuel Terry (Bahçeşehir), Bonzie Colson (Darüşşafaka)
Sezonun Veteran Oyuncusu: Oğuz Savaş
İstatistikleri: 19 maç 7.4 sayı, 4.3 ribaund, 1.0 asist, 9.2 EFF
Bu sezon güzel hikayelerinden biri de Oğuz Savaş’tan geldi.
Çok değil, 2 sezon önce belki de kariyerinin en olgun döneminde Oğuz’u sahada bile görememiştik. Daçka‘nın dolu rotasyonunda kendisi bütün sezonu kenarda geçirdi. Her oyuncunun kariyeri yukarı doğru gitmek zorunda değil. Oğuz’un da başladığı gibi ilerlemedi. Fakat hala verebileceği şeyler varken bunu ortaya koyamaması üzücüydü.
Takımdan ayrılan yabancılar sonrasında daha fazla sorumluluk alan Oğuz, sürpriz bir şekilde Beşiktaş‘ın o şartlarda ayakta kalmasına yardımcı oldu. Bunu yaparken de gerçekten çok iyi maçlar oynadı. Bahçeşehir karşısında 23 sayı, 12 ribaundla oynadı. Keza Galatasaray galibiyetine de 14 sayı, 10 ribaundla yardımcı oldu.
Evet, onun savunmada problemleri var. Yaş aldıkça ayakları da yavaşladı ama dünyada böyle oynayan tek uzun da Oğuz değil. Böylesine bir bilek yumuşaklığına sahipken Oğuz’un bu ligde yer alması gerekiyor. Doğru takımda doğru şartlarda hala verimli olabileceğini de kendisi gösterdi.
En iyi veteran oyuncu ödülü kesinlikle onun hakkı.
Diğer adaylarımız: Sinan Güler (Darüşşafaka), Cevher Özer (OGM Ormanspor)
Sezonun En Çok Gelişim Gösteren Oyuncusu: Erdi Gülaslan
İstatistikleri: 22 maç 7.3 sayı, 4.2 ribaund, 1.9 asist, 8.7 EFF
Açıkçası bu ödülü hiç düşünmeden Muhsin Yaşar’a verebilirdim. TOFAŞ’ın 24 yaşındaki uzunu iyi bir sezon geçirdi ve bunun karşılığını da milli takımda oynayarak aldı.
Ancak Meksa Yatırım Afyon Belediye’de Erdi Gülaslan da bu sezonu gerçekten çok iyi geçirdi.
Ege ekibi, bildiğiniz gibi maç sonlarında çok şanssız olsa da oynadığı basketbol ve iyi yabancı seçimleriyle takdir topladı. Onlar için problemi yerli rotasyonuydu. Karşıyaka’da kaptan olsa da kaybolup giden Erdi, Afyon’a ihtiyacı olanı verdi.
Oyunun her iki tarafında da kariyerinin en iyi performansını sergileyen 26 yaşındaki forvet, çok iyi bir rol oyuncusu olarak koç Can Sevim’in elini güçlendirdi. Özgüveni artıkça daha da iyisini verebileceğini sezon içinde ortaya koydu.
7.3 sayı, 4.2 ribaund ve 8.7 verimlilik puanıyla da kariyerinin en iyi ortalamalarını tutturdu. Elbette süreleri bu kadar yüksek değildi ama daha önceki en iyi sezonunda sayı ortalaması 3.2’ydi. Dolayısıyla onu es geçemeyiz.
Bu ödül bu sezon Ege’ye gidiyor.
Diğer adayımız: Mert Celep (Büyükçekmece), Muhsin Yaşar (TOFAŞ)
Sezonun Genç Oyuncusu: Şehmus Hazer
İstatistikleri: 23 maç 7.4 sayı, 2.4 ribaund, 1.8 asist, 5.7 EFF
Herhalde en rahat verdiğim ödül bu oldu.
Şehmus Hazer, belki Türk basketbolunun gördüğü en büyük yetenek değil. Hatta onun yaşında oyuna daha fazla etki eden genç yetenekler de gördük ama Şehmus’un bir farkı var: Altyapıdan çıkan diğer Türk oyuncularının aksine o sorumluluk almaktan hiç çekinmiyor!
2 yıl önce Semih Tuna’yla birlikte Bandırma’da onunla röportaj yaparken o farklı karakteri görmüştük. Sözlerinde kendini beğenmişlikten daha farklı bir özgüven vardı ve sürekli oyun içi sezgilerinden bahsediyordu.
21 yaşına yeni yeni basan bu genç adam, bunları sahada da gösteriyor.
Takım içerisinde önemli bir rolü olan Şehmus, bu sezon oyuna girdiği her anda sorumluluk almaktan çekinmeyerek oyunda içinde bir etki yarattı. Bazen iyi bazen de kötü… Fakat bence en önemlisi hep denedi, hep çabaladı. Çoğu zaman da atletizmi, penetre yeteneği ve enerjisiyle sahaya iyi bir etki getirdi.
Bu sezon TEKSÜT Bandırma’da henüz yabancıların olduğu bölümde bile hücumun kitlendiği bir çok anda genç bir oyuncu olarak sorumluluk almaktan hiç çekinmedi. AEK deplasmanında ortaya koyduğu performans tam olarak bunun bir göstergesi! Böylesine zor bir deplasmanda 23 sayı, 6 ribaund, 6 asist ve 3 top çalmayla oynayarak takımını zafere taşımak her genç yeteneğin yapabileceği bir şey değil.
Hala geliştirmesi gereken önemli şeyler var. Oyun içi istikrarını görmemiz gerekiyor. Keza şutu da hala bir problem! Onu özel kılan sezgilerini de bence yaş aldıkça daha doğru kullanmaya öğrenecektir.
Açıkçası ben Şehmus’a da ortaya koyduğu basketbola da çok güveniyorum. Yıllar ilerledikçe daha da büyüyerek bunları ortaya koyacak. Avrupa takımları da onda bu cevheri görmüş olacak ki, sezon ortasında Bandırma ekibinin kapısını çaldılar.
Diğer adayımız: Alperen Şengün (TEKSÜT Bandırma)
Sezonun Hayal Kırıklığı: Gaziantep Basketbol
Yaz döneminde koçlar ve genel menajerler, kadrolarına kurarken bir hayalin üzerinden ilerler. Ortaya çıkartmayı çalıştıkları takımın her bir parçasından neler alabileceklerini düşünürler.
Geçtiğimiz sezon herkese göre ligin flaş takımı olan Antep de 2019 yazında aynısını yaptı. Geçen sezonki Antep gibi savunma takımları her zaman ortaya çıkmıyor. Dolayısıyla da onlar da hücumda daha yetenekli ve alternatifli bir kadro kurmaya çalıştı.
Ve bana göre kağıt üstünde geçen sezondan bile daha iyi bir kadro kurdular. Drew Crawford gibi gözde bir skoreri getirdiler, rotasyonu genişletebilecek iki önemli yerli takviyesi yaptılar. Sezon içerisinde de Ivan Buva ile Jason Rich gibi bu ligde kendini ispat etmiş iki yeteneğini de getirmeyi başardılar.
Fakat sonuç beklendiği gibi olmadı.
Antep, zaman zaman iyi basketbol oynadı ve hücumdaki yeteneklerini de ortaya koymaya başardı. Hatta 81.4 sayı ortalamasıyla sezonun en iyi 5. takımı oldular. Fakat savunmadaki sertlikleri çok düşünce bu performansın karşılığı gelmedi.
Sonuç olarak da Antep takımı, elindeki yetenekli kadroya rağmen ligi playoff’un 3 galibiyet uzağında tamamladı. Şampiyonlar Ligi’nde ise bir varlık gösteremedi. Üstlerindeki takımların yetenek seviyelerine bakınca onların burada olması gerçekten bir hayal kırıklığı!
Diğer adayımız: Bahçeşehir Koleji