by Dan Favale, Çeviri: Arma Kaynar/ info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 22 Mart 2020 tarihinde BleacherReport‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevirilmiştir.
Corona virüs salgını günlük hayatımızdaki öncelikleri değiştirdi. 2019-20 sezonunun kalan kısmını oynamak oyuncuların, koçların, çalışanların, taraftarların ve dünya üzerindeki herkesin güvenliğini sağlamaktan arka planda kalıyor.
Her yeni çıkan Covid-19 vakasıyla birlikte parkenin üzerinde oynanan oyundan çok daha ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğumuz herkesin suratına bir kez daha çarpıyor.
Spor, insanların en büyük uğraşlarından bir tanesi. Böyle bir zamanda da basketbola odaklanmak insanların kafasını dağıtıyor. Bu zorlu zamanlarda biraz daha pozitif duygular hissetmek için NBA’deki her takımın geleceği umutla bakmak için ne gibi sebepleri var onları inceleyeceğiz.
Atlanta Hawks: Yıldız oyuncu, potansiyelli gençler ve kadro esnekliğinin kombinasyonu
Atlanta Hawks’ın galibiyet yüzdesi geçen sezondan daha az maç kazanacaklarını gösteriyordu. Ancak bu o kadar da büyük bir sorun değil. John Collins’in 25 maçlık cezası Hawks’ın sezonunu daha başlamadan darmadağın etti. Bu yüzden Hawks’ı play-off takımlarıyla aynı standartta değerlendirmek doğru olmaz.
Trae Young’ın bu sezon süperstar seviyesine yükselen performansı bile başlı başına Hawks’ın geleceği açısından önemli bir gelişme. Young, ligin en önemli kısa hücumcularından birisi haline geldi.
Collins’in oynadığı dönemlerde gösterdiği performans da Hawks için umut verici. Dört numarada oynadığı anlarda geçtiğimiz sezona göre daha fazla savunma katkısı vermeye başlayan Collins, Ocak ortasından beri üç sayı çizgisinin gerisinden %44.4 ile şut atıyordu. Collins’in şut performansı genç oyuncunun Capela ile yakalayacağı uyum açısından önemli olacaktır.
Uzun bir oyuncuyu takıma katmak için birinci tur hakkı vermek bazı kişiler tarafından eleştirildi. Ancak Capela’nın uygun bir kontrata sahip olduğunu söylemek gerekiyor. Hawks, Rockets’a 2020 NBA Draft’ında Brooklyn Nets’in ilk tur hakkını yolladı. Bu hak, lotaryanın dışına düşecek. Hawks’ın önümüzdeki yaz maaş bütçesinde 50 milyon dolarlık bir bütçesi olacak.
De’Andre Hunter’ın savunma performansı hakkında bir karar vermek için henüz çok erken. Ancak Hunter, son iki aydır gayet iyi bir bir şut performansı gösteriyordu. Bunun aynısını Cam Reddish için de söyleyebiliriz. Hawks; Collins, Hunter, Reddish, Young ve Kevin Huerter’in yer aldığı gençlerde olan beşiyle oynadığı dönemlerde rakiplerine çok zor anlar yaşattı.
Maaş bütçesiyle birlikte birçok varlığa sahip olan Hawks, önümüzdeki NBA Draft’ında üst sıralardan seçim yapacak. Önümüzdeki sene Capela’nın sakatlıktan döneceği göz önünde bulundurulursa Hawks’ın geleceğe umutla bakmak için birçok sebebi var.
Boston Celtics: Jayson Tatum artık bir süperstar
Boston Celtics kadrosundaki topla oynayan isim sayısının azalması Jaylen Brown ile Jayson Tatum’ın performanslarını bir seviye yukarıya çekmesini sağladı.
Sonuç olarak karşımıza ligin hücum sıralamasında ilk beşte yer alan ve Jayson Tatum’ın liderliğini yaptığı bir takım çıktı. Bunu yaparken Tatum’ın ligin en iyi savunmacılarından birisi olduğunu da söylemek gerekiyor.
Celtics’in yeni saha içi hiyerarşisi takımdaki herkesin işine geliyor. Brown ve Hayward geçen sezona göre çok daha fazla top kullanırken Kemba Walker, Hornets kariyeri boyunca her şeyi yapmak zorunda olduğu düzenden çok daha rahat bir ortamda basketbol oynuyor. Marcus Smart, önceki yıllara göre hücumda daha fazla sorumluluk alıyor.
Ancak kimse Celtics’in yeni düzeninden Jayson Tatum kadar faydalanmıyor. Geçen sezona kadar çok daha sık şekilde pick and roll oynayan Tatum, ligin en önemli skorerlerinden birisi olarak kendisini kanıtladı. Maç başına en az üç kez dribbling üstünden üçlük kullanan 28 oyuncu arasında Jayson Tatum %39.9 isabet oranıyla üçüncü sırada bulunuyor.
Takım arkadaşlarına pozisyon yaratma ve çember etrafında bitirme konusunda da kendisini geliştiren Tatum, bu sezon faul çizgisine daha fazla geliyor.
Lig genelinde Tatum’ın sahanın iki tarafında gösterdiği etkinliğin benzerini gösterebilen çok az takım var. Savunmada Brown ve Smart kadar zorlu görevler almasa da Tatum, dönem dönem rakibin en iyi kanat oyuncularını savunuyor.
Takım oyunu oynayarak şampiyonluk yarışında bulunmak hoş bir konsept ancak en üst seviyeye çıkabilmek için hala süperstar oyunculara ihtiyaç duyuluyor. Her şampiyonluk amaçlayan takım için ligin en iyi 10 oyuncusundan birisine sahip olmak iyi bir başlangıç oluyor. Tatum, tam olarak bu tarife uyabilecek bir oyuncu olduğunu bu sezon herkese gösterdi.
Brooklyn Nets: Önümüzdeki yıllarda şampiyonluğun en önemli adaylarından olacaklar
Brooklyn Nets’in geleceğinin belirsiz olduğu ve sempatik bir ekipten fazlası olmayı başaramadıkları günler sona erdi.
Koç Kenny Atkinson’ın ayrılması Brooklyn ekibinin Kevin Durant ve Kyrie Irving’i almasını sağlayan kültürün temsil ettiği her şeye karşı olan bir olaydı. Ancak Atkinson belki de Nets’in bu versiyonu için doğru kişi değildi. Belki de işler Nets için böyle daha da iyi olacak.
Atkinson’ı tam kadro Nets’i çalıştırmadan kovmak Brooklyn ekibi için hata payını fazlasıyla azaltıyor. Durant ve Irving’in sakatlıkları bu sezon gösterilen performansın bahanesi olarak kabul edilebilir. Sonuçta kimse Nets’in bu sezon şampiyonluk adayı olmasını beklemiyordu ancak artık o günler geride kaldı.
Nets, önümüzdeki sezon direkt olarak en önemli şampiyonluk adaylarından biri olacakmış gibi hareket ediyorlar. Önümüzdeki sezon takımın lüks vergisi ödeyeceği düşünülünce bu çok doğal bir yaklaşım. Fakat Durant ve Irving’in sakatlıktan döndükten sonra nasıl performans göstereceği önemli bir soru işareti.
Durant yaşadığı ağır sakatlıktan sonra aynı performansı gösterebilecek mi? Irving, Nets’in başarılı olmasını sağlayabilecek kadar sağlıklı kalabilecek mi? Nets, bu sezon bu soruların bir kısmını cevapladı.
Nets’in durumunun ligdeki en güvenilir durumlardan biri olmadığını söylemek gerekiyor. Ancak Brooklyn ekibinin aldığı risk de anlaşılabilir. Daha önceden şampiyonluk için ciddi bir şansları asla olamayacak gibi görünüyordu. Ancak şimdi bu ihtimale sahipler.
Önümüzdeki yıl kadrosunda Durant ve Irving’i bulunduracak olan Brooklyn Nets’in tavanı önceki yıllara göre çok daha yüksek olacak.
Charlotte Hornets: Daha rahat bir maaş bütçesi
Yıllardır maaş sınırının üzerinde yer alan Hornets, sonunda istediği esnekliğe kavuşmuş gibi gözüküyor.
Öte yandan bunun yine de insanlara güven veren bir tablo olmadığını söylemek gerekiyor. Geride bıraktığımız yıllarda Hornets, para harcama konusunda çok başarılı bir ekip olmadığını herkese gösterdi. Nicolas Batum’a verilen maaş ve Kemba Walker’ın takımdan ayrılmasından sonra Terry Rozier’a verilen kontrat bunun iyi birer örneği.
Hornets henüz tam olarak re-building’e girmiş değil. Ancak takımın daha genç oyuncular yöneldiği ve maaş bütçesi yaratmaya çalıştığı bariz. Fakat yine de konu Hornets olunca yaz döneminde DeMar DeRozan, Danilo Gallinari, Marc Gasol ya da Gordon Hayward gibi kendi zaman çizelgelerine uymayan bir oyuncunun peşinden gitmeleri çok şaşırtıcı olmaz.
Eğer maaş bütçesini akıllıca kullanırlarsa bunun Hornets için önemli bir avantaj olduğunu söylemek gerekiyor. Çoğu takımın maaş bütçesinde boşluğa sahip olmadığı bir yaza giriyoruz. Eğer maaş sınırında dramatik bir düşüş olmazsa Hornets, 25 milyon dolar civarında bir bütçeye sahip olacak. Bir sonraki sezon Batum ve Cody Zeller’ın sözleşmelerinin sona ermesiyle birlikte maksimum kontrata yakın bir boşluğa sahip olacaklar.
Finansal esnekliğe sahip olmak net bir yıldızı olmayan yeniden yapılanan takımlar için önemli bir araç haline geliyor. Kadrosunda Graham, Miles Bridges, Caleb Martin, Cody Martin ve PJ Washington gibi isimleri bulunduran Hornets’in bu yılki Draft’ta da üst sıralardan seçim yapacağını unutmamak gerekiyor. Hornets için önümüzdeki yıllar geride kalan senelerden daha iyi olacakmış gibi gözüküyor.
Chicago Bulls: Yetenekten çok sağlıkla ilgili sorun yaşadılar
2019-20 sezonu nasıl biterse bitsin Chicago Bulls’un bu sezon hayal kırıklığı yarattığını kabul etmek gerekiyor.
Sene başında bazı tahminlerde Chicago Bulls’un doğu konferansındaki play-off adaylarından birisi olduğu konuşuluyordu. Güçlü bir yaz dönemi geçirmişlerdi. Tomas Satoransky ve Thaddeus Young eklemeleri kağıt üstünde önemli hamlelerdi. Cody White, takıma katılan önemli bir yaratıcı olarak görülüyordu. Wendell Carter Jr, Lauri Markkanen ve Otto Porter Jr da ilk kez aynı anda sahada yer alacaktı.
Chicago’nun sezonu beklentilerden çok farklı bir yönde ilerledi. Sezon boyunca sakatlıklar Bulls için çok önemli bir handikap oldu ve takımın 27 galibiyet temposunda ilerleyen sezonunda çok parlak nokta olduğunu söylemek zor.
Kadronun daha sağlıklı olması mutlaka yardımcı olacaktır. Satoransky ve Young’ın geride bıraktığımız dönemde kontratlarının karşılığını verdiğini söylemek doğru olmaz. Markkanen, endişe verici bir sezonu geride bıraktı.
Ancak Bulls’un hala tam kapasitede oynadığı zaman neler yapabileceğini bilmiyoruz. Carter, Markkanen ve Porter bir önceki sezon birlikte hiç süre almadı. Sezonun geride bıraktığımız kısmında da sadece 282 pozisyon aynı anda sahada yer aldılar.
Basketbolseverler Bulls’un gösterdiği savunma ağırlıklı yaklaşımı eleştirmek konusunda biraz aceleci davranmış olabilir. Savunma ağırlıklı bir oyun oynamak daha sürdürülebilir bir model fakat Bulls’un bu alanda başarılı olduğunu söylemek de doğru olmaz. 100 pozisyon başına verilen sayı sıralamasında 14. sırada olan Bulls, rakiplerini diğer bütün takımlardan daha fazla top kaybına zorluyor. Önümüzdeki sezon Carter, Porter, Markkanen’in daha iyi bir performans göstermesi ve Young ile Satoransky’nin kontratının hakkını veren bir basketbol oynaması Chicago’yu tekrar play-off seviyesinde bir takım yapabilir.
Cleveland Cavaliers: Genç oyuncuları gerçekten potansiyelli
Cavaliers’ın kadrosundaki oyuncuların potansiyeli tartışılsa da Darius Garland, Kevin Porter Jr ve Collin Sexton’ın bir başarılı bir takımın en iyi oyuncusu olamayacağı kendisini belli ediyor.
Bu Cleveland için dünyanın sonu anlamına gelmiyor. Özellikle oyununun hücum tarafında etkili oyuncular olduğunu üçü de kanıtladı ve Cavaliers’ın bu isimlerden vazgeçmesi şart değil.
Sexton’ın dış şutunu bu sezon geliştirdiğini söylemek gerekiyor. Sezon boyunca üç sayı çizgisinin gerisinden %38 ile şut atan Sexton, Ocak ayının başından beri %44.9 ile üçlük atarak 23.6 sayı ortalaması tutturdu. Bu dönemde 3.6 asist ortalaması tutturan kombo guardın true shooting değeri de %59.4.
Garland’ın bu sezonki performansı üzerine değerlendirme yapmak ise daha zor. Savunma tarafında fazlasıyla zorlanan genç oyuncu istikrarsız şut performansları gösterdi. Cleveland’ın üç oyun kurucusu arasındaki en iyi saha yöneticisi olan Garland, çembere saldırırken gösterdiği sabır ve uzun oyunculara pozisyon yaratma konusunda önemli bir potansiyeli olduğunu herkese gösterdi.
Porter da sakatlığından döndüğünden beri gayet iyi bir performans gösteriyor. 13.9 sayı – 2.7 asist – 1.1 top çalma tutturan ve %38.8 ile üç sayılık atış kullanan genç oyuncu, Bickerstaff’in yönetiminde çok daha fazla pick and roll oynamaya başladı ve Cleveland’ın guardları arasında belki de potansiyeli en yüksek olan isim.
Bu üç oyuncudan biri kariyerinin bir döneminde All-Star seviyesine çıkabilir mi? Bu oyuncuların varlığı 2020 Draft’ında Cleveland’ın bir oyun kurucu daha seçmesine engel olabilecek mi? Bu soruların cevaplarını henüz bilmiyoruz. Drummond’ı kadrosuna katan ve Kevin Love’ı henüz takaslayamayan Cavaliers’ın yeniden yapılanma sürecinde takip ettiği net bir yön yok. Ancak bu genç isimlerin en azından bir başlangıç noktası olduğunu söylemek gerekiyor.
Detroit Pistons: Artık vasatlığa mahkum değiller
Düşük bir fiyat karşılığında Andre Drummond’ı Cleveland Cavaliers’a takaslamanın Detroit Pistons’a net bir yön çizdiğini söylemek doğru olmaz. Pistons yönetiminin de önümüzdeki günlerde onları nelerin beklediğine dair pek bir fikri olmayabilir.
Bu durumun ideal olmadığını fakat bir kimlik krizi de barındırmadığını kabul etmek gerekiyor. Drummond’ı kadroda tutmak önümüzdeki sene uzun oyuncuya 28.8 milyon dolar ödemeleri anlamına gelebilirdi. Bu durumda da Pistons yıllardır izlediğimiz vasat görüntüden çok uzaklaşamayacaktı.
Önümüzdeki sezon takımların nasıl bir maaş bütçesine sahip olacağını bilmiyoruz ancak Pistons’ın durumunun ligdeki çoğu takımdan daha iyi olduğunu söylemek gerekiyor. Pistons, önümüzdeki yaz döneminde en çok maaş boşluğu bulunan beş takımdan birisi olacak. Eğer Tony Snell, 12.2 milyon dolarlık oyuncu opsiyonunu kullanmama kararı alırsa Pistons’ın maaş bütçesinde maksimum kontrattan fazla bir boşluk oluşacak.
Pistons’ın harcayacak parası olması oyuncuların Detroit’e gelmeye sıcak bakacağı anlamına gelmiyor. Yaz döneminde serbest kalan oyuncuların da göz kamaştırıcı isimler olmadığını kabul etmek lazım. Pistons, önümüzdeki yaz dönemini bekleyerek geçirebilir.
Snell, Wood, Bruce Brown, Blake Griffin, Luke Kennard, Sekou Doumbouya, Svi Mykhailiuk ve Derrick Rose gibi isimlerin yanına Fred VanVleet, Danilo Gallinari ya da Marcus Morris gibi bir ekleme yapmak Pistons’ı tekrar doğu konferansı play-off adayları arasına taşıyabilir.
Ancak bu Pistons’ın takip edebileceği tek plan değil. Blake Griffin’in kontratı Pistons’ın yeniden yapılanmasını zor hale getirse de bu imkansız olan bir opsiyon değil.
Ligdeki diğer takımların Pistons’tan daha iyi bir durumda olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ancak Pistons’ın işleri değiştirme konusunda açık görüşlü bir tutum sergilemesi, gidebilecek birden fazla yönü olan bir takım için önemli bir başlangıç noktası.
Indiana Pacers: Hala tam kadro oynayamadılar
Sağlık, Pacers’ın geleceğinde hem iyi hem de kötü anlamda çok önemli bir rol oynuyor.
Her şey Oladipo’nun durumuna bağlı. Oladipo’nun sakatlığından döndüğünden beri işlerin sorunsuz ilerlediğini söylemek doğru olmaz. Oladipo, döndüğünden beri çok iyi bir şut performansı sergilemiyor ve sakatlık yaşadığı sağ dizinden bazı problemler de yaşadı. Savunma tarafında daha aktif olan Oladipo, özellikle sezon askıya alınmadan önce hücum tarafında da doğru yönde ilerlemeye başladığını göstermişti.
Ancak Pacers sadece Oladipo’nun eski performansına dönmesini beklemiyor. Malcolm Brogdon, geçirdiği kalça sakatlığı sebebiyle bir süredir takımdan ayrıydı. Jeremy Lamb’in yaşadığı talihsiz sakatlık onun da önümüzdeki sezonunun büyük kısmını kaçırması anlamına geliyor. Pacers, 2020-21 sezonunun sonlarına kadar yine tam kadro olarak sahaya çıkamayacak.
Bu da Pacers ile en etkileyici noktalardan birisi. Geride bıraktığımız sezon Oladipo’nun sadece 13 maç oynadığı Pacers, 50 galibiyete doğru ilerliyordu. Bu akıl almaz bir durum.
Lamb’in sakatlığı mutlaka Pacers’ın performansına zarar verecektir. Ancak en azından Pacers, önümüzdeki sene ideal ilk beşi olarak görülen Brogdon, Oladipo, Warren, Turner, Sabonis kadrosuyla sahaya çıkabilecek gibi duruyor. Bu beş geride bıraktığımız sezonda sadece 173 pozisyon bir arada oynayabildi ve bu pozisyonlarda rakiplerine 11.6 sayı fark attı.
Sabonis – Turner ikilisi günümüz NBA’inde sürdürülebilir bir plan olarak gözükmüyor. Ancak önümüzdeki sezona girmeden ne yaşanırsa yaşansın Pacers’ın daha komple bir kadroya sahip olacağını söylemek gerekiyor. En azından artık Oladipo’yu bekliyor olmayacaklar.
Miami Heat, Bam Adebayo beklenen sıçramayı yaptı
Bam Adebayo’nun bu sezon gösterdiği sıçramanın hemen ardından Pat Riley’nin hala Miami Heat’in başında olması geliyor. Miami Heat yönetiminin yüzü, takımının her zaman oyuncu marketindeki en etkili aktörlerden birisi olmasını sağlıyor.
Geride bıraktığımız yaz döneminde Miami Heat’in maaş boşluğu yoktu ancak Jimmy Butler’ı almayı başardılar.
Sınırlı varlıklara ve yüklü kontratlara sahip olan Heat, aynı dönemde elindeki önemli genç potansiyelleri kaybetmeden maaş bütçesinden 40 milyon doları başka takımlara yollamayı başardı.
Tüm bunlara rağmen Bam Adebayo’nun gelecek vaat eden bir potansiyelden All-Star’a dönüşmesi Miami Heat için daha önemliydi. Heat, önümüzdeki yaz döneminde en çok maaş boşluğuna sahip olacak 5-6 takımdan birisi olacak. Ancak Florida ekibi bu maaş boşluğunu bir sonraki yaza aktararak da kadrosuna bir başka süper yıldız katabilir.
Hassan Whiteside’ın takımdan ayrılması Adebayo’nun gelişimi için yeterli alanı sağladı. Adebayo, şut menzilindeki zaafını oyunun diğer bütün alanlarında gidermeyi başarıyor. Yüzünü potaya dönüp topu yere vurabilen Adebayo, kalabalığın içinde bitirme konusunda da gayet başarılı. Devrilen oyuncu olduğunda top dağıtmakta sıkıntı yaşamayan uzun isim, fast breaklerde de takımına önemli katkı veriyor.
Daha sert eşleşmeler savunma tarafında Adebayo’ya bazen zor anlar yaşatsa da uzun oyuncunun bir mismatch sıkıntısı yaratmadığı da aşikar. Hızlı elleri ve ayaklarıyla kısa oyuncuların önünde kalmakta zorlanmayan pivot, rakip uzunlarla fiziksel olarak boğuşmaktan da çekinmiyor.
Adebayo’nun beş numarada dakika aldığı dönemlerde 100 pozisyon başına 109 sayı izni veren Heat, ilk kez All-Star seçilen oyuncusu sahadayken bambaşka bir takıma dönüşüyor. Adebayo, alışık olduğumuz çember savunuculardan değil ama takımının savunmasını yönetmeyi başarıyor.
Adebayo’nun gösterdiği sıçramayla birlikte serbest oyuncular Miami Heat’i daha farklı değerlendirmeye başlayacaktır. Butler, artık Heat’teki tek yıldız değil. Adebayo’nun varlığı Miami temsilcisi başka yıldızları kovalarken Heat’in elini güçlendirecektir.
Milwaukee Bucks: Antetokounmpo’nun takımda kalması daha büyük ihtimal
Eğer sezon iptal olursa ya da Milwaukee Bucks finallere çıkamadan elenirse Giannis Antetokounmpo’nun 2021 yazında sözleşmesinin bitecek olması medyanın gündemine oturacaktır.
Şampiyonluk şanslarını kaçırdılar! Boston Celtics geliyor! Toronto Raptors’ın hiçbir yere gittiği yok! Miami Heat’in iki yıldızı ve maaş boşluğu var! Antetokounmpo niye bu takımla süper maksimum imzalasın! #GittiBile
Dürüst olmak gerekirse sezonun iptal olması bu konuda Bucks’ın işine gelmez. Play-off’lar oynanırsa Antetokounmpo’nun geleceğine dair çok daha yerinde tahminlerde bulunabiliriz. Eğer Antetokounmpo, Bucks’ta kalma kararı verirse önümüzdeki yıllarda da şampiyonluk adayı olacaklardır ancak bugüne kadar bu kadar kupaya yaklaştıkları hiç olmamıştı.
Milwaukee Bucks, sezon araya girmeden önce NBA lideriydi ve Giannis’in oturduğu dakikalarda da rakiplerine üstünlük kuruyorlardı. Bucks dışında adı şampiyonluk adayı olarak geçen sadece iki takım var: Lakers ve Clippers. Eğer Bucks için sezon şampiyonlukla bitmezse bu Milwaukee temsilcisinin elini zayıflatacaktır.
Başlangıç olarak Giannis’in önümüzdeki sezona başka bir takım formasıyla başlaması olası gözükmüyor. Giannis, süper maksimum kontrat teklifinizi reddedene kadar beklemeniz gereken bir yıldız. Antetokoumpo, başka bir takımı düşündüğüne dair en ufak bir açıklama yapmadı.
En kötü ihtimalle Bucks için bu sezon şampiyonlukla bitmez ve Antetokounmpo önümüzdeki sezonu da Milwaukee temsilcisiyle oynadıktan sonra seçeneklerini tekrar değerlendirir. En iyi ihtimal ise Giannis’in bu yaz Bucks’ın derecesine bakması, Middleton’ın gerçek bir yıldız olduğuna inanıyor olması ve doğu konferansının daha zayıf olmasını da göz önünde bulundurarak bu yaz süper maksimum kontratı imzalaması.
Bu iki senaryodan biri diğerinden daha iyi bir senaryo ancak ikisi de kabus değil. 2021 yazına Bucks’ın nasıl ulaştığı önemli değil, her şartta 2021-22 sezonuna kadrosunda Antetokounmpo ile başlamaları gayet olası.
New York Knicks: RJ Barrett aslında bir oyun kurucu
Knicks’e hiçbir konuda güvenmemek gerekiyor. Belki takımın yeni başkanı Leon Rose yeni bir kültür yerleştirme konusunda başarılı olur.
Ancak en kötüsünü beklemek her zaman Knicks taraftarları için en güvenli seçenek oldu. Knicks taraftarları yıllardır kendilerini olabilecek en kötü senaryolara hazırlıyor ve biraz daha iyi bir şey olduğunda kendilerini mutlu hissediyor.
Bu durum Knicks için ümitli konuşabileceğimiz bir şey bulmayı zorlaştırıyor. Knicks, önümüzdeki Draft’ta Clippers’ın ilk tur pickinin yanı sıra yüksek sıralardan bir seçime de sahip olacak. Maaş sınırı ne olursa olsun kendilerine bir bütçe yaratmak için de çalışacaklardır.
Ancak Knicks’in Draft’ın üst sıralarından seçim yapması da maaş boşluğuna sahip olması da çok bir anlam ifade etmiyor. Knicks, serbest oyuncular için bir cazibe merkezi değil ve iyi bir oyuncu geliştirme departmanına da sahip değiller.
Knicks kadrosundaki en parlak ışık RJ Barrett. İstatistik olarak bakınca Knicks’in en değerli oyuncusu. Fakat kısa oyuncular, uzun oyunculara kıyasla günümüz basketbolunda takımın kaderini belirleme konusunda daha önemli bir rol oynuyor. Barrett, New York’un sahip olduğu tek yıldız potansiyelli oyuncu.
Barrett için yapılan DeMar DeRozan karşılaştırmaları gerçekçi olabilir. Fakat genç oyuncuyu kariyerinin bu döneminde DeRozan’a kıyasla yaratıcılık konusunda daha iyi iş çıkarıyor ve üç sayı çizgisinin gerisinden de daha cesur.
Lig yönetimi sezonu askıya almadan önce Barrett yavaş yavaş kendisini bulmaya başlamıştı. Son 8 maçında 18.3 sayı – 3.5 asist ortalamaları tutturan genç oyuncu, bu karşılaşmalarda kullandığı üçlüklerin %37.5’ini sayıya çevirmeyi başardı.
Barrett – Robinson pick and rollünün etrafını şutörlerle doldurmak Knicks için kadro kurarken takip edilmesi gereken model olmalı. Bu, Knicks’i bir şampiyonluk adayı haline getirmeyecek ancak eldeki yeteneği daha verimli kullanmasını sağlayacaktır.
Orlando Magic: Aaron Gordon yaratıcılık rolünde kendisini geliştiriyor
Aaron Gordon, yıllardır gerçek pozisyonunu bulmakta zorlanıyordu. Magic’in kadro yapısı Gordon’ın verimli bir oyun sergilemesine müsait değildi. Gordon da bir bitirici olmaktansa topla yaratmayı daha çok seviyor gibi gözüküyordu.
Magic’teki bu kimlik sorunu hala devam ediyor. Gordon penetre üzerinden yaratma ve dribbling üzerinden şut atma konusunda çok verimli bir görüntü sergilemiyor. Magic kadrosunda ortalama sayılabilecek bir çok perimetre tehdidi var ve Gordon’da onlardan birisi.
Son aylarda Magic, Gordon’ın oynadığı post up ve pick and roll sayısını arttırarak atletik ismi daha fazla yaratıcı rolünde kullanmaya başladı. Bu 25 maçlık dönemde Gordon, maç başına 5.0 asist ortalaması yakaladı.
Steve Clifford, Gordon’ın oyunundaki bu değişimle ilgili “Oyunumuza derinlik katıyor. Sezon ilerledikçe hücumumuza sürekli yeni katmanlar katmak istiyoruz. Gordon’ın posttan oyun kurması ve pick and rollerde boş oyuncuları bulma yeteneği son zamanlarda arttı. Biz de bunun avantajını kullanmaya çalışıyoruz” diyor.
Bu dönem boyunca Gordon, durağan attığı üçlüklerde %39.3’lük bir yüzde yakaladı. Magic, hala Gordon’ı DJ Augustin ve Markelle Fultz’un sahada olduğu anlarda kullanmayı tercih ediyor. Ancak Gordon’ın bu seviyelerde dış şut kullanması onu sadece Orlando için değil ligdeki her takım için değerli bir parça haline getirecektir.
Gordon uzun süredir takas konuşmalarında sık sık adı geçen bir oyuncu. Magic, takas döneminde Gordon’ı takaslamak için çaba göstermişti. Gordon’ın hücum tarafında oyununa yaptığı eklemelerle yaz döneminde olası bir takasta Magic, daha kuvvetli bir paket alabilir.
Philadelphia 76ers: Joel Embiid ve Ben Simmons hala bu takımın oyuncuları
Joel Embiid mi Ben Simmons mı? Sixers bir gün bu tercihi yapmak zorunda kalabilir. İki yıldızın çok uyumlu oyun karakterlerine sahip olmadığını söylemek gerekiyor. Simmons, potanın iki metre uzağından itibaren hücumda bir tehdit olmaktan çıkıyor ve etkili olmak için topun elinde olması gerkeiyor. Embiid daha iyi bir dış atıcı ama o da lig ortalamasının altında şut kullanıyor.
Ancak Sixers’ın geleceğinin umutsuz vaka olduğunu söylemek de doğru olmaz. Bu ikilinin etrafını kendi şutunu da yaratabilen üç şutörle doldurmak Sixers’ın yaşadığı hücum sorunlarını büyük ölçüde çözecektir. Sixers, geçtiğimiz yaz Al Horford’ı alarak tam olarak aksi yönde ilerlemeye karar vermişti. Al Horford eklemesi, pick and pop oynamayı tercih etmeyen bir takım için ideal bir ekleme dğeildi.
Sixers’ın hücumda yaşadığı sıkıntılar yan parçalardan kaynaklı. Sixers önümüzdeki sezon lüks vergisi ödemek zorunda kalacak. Takımların Horford’ın 81 milyon, Harris’in ise 147.3 milyon dolarlık kontratlarını almaya sıcak bakması da olası gözükmüyor.
Uzun oyuncular eskisi kadar değer görmese de Embiid, ligin gördüğü en komple oyunculardan birisi. Çok iyi bir savunmacı olan Embiid, sağlıklı kaldığı müddetçe ligin en önemli oyuncularından birisi olmaya devam edecek. Simmons, doğru düzgün bir şut tehdidi olmadan süperstar seviyesine çıkmış durumda. Hücum repertuvarına ekleme yaparsa MVP seviyesinde bir oyuncu olacaktır. Simmons, aynı zamanda ligin en çok yönlü savunmacılarından birisi.
Sixers ve Embiid aynı anda sahada olduğu sürece Sixers için her senaryo olası. Şampiyonluk da kazanabilirler, ilk turda elenebilirler de… Eğer bu ikiliyi ayırma kararı verirse Sixers, bu oyuncular karşılığında muhakkak iyi parçalar alacaktır.