By Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Corona virüsü sebebiyle tüm dünyada hayat durmuş durumda! Herkesin, toplum ve kendi sağlığı için evlerinde kalması gerekiyor.
Ortada basketbolla ilgili güncel bir durum olmadığı için de sizleri geçmişe götürmeye ve hafızalarınızı tazelemeye karar verdik. Eurohoops Fırın olarak EuroLeague’de, “o” takımda oynadığını unuttuğumuz transferleri bulmaya çalıştık.
Bu yazının NBA versiyonunu da birkaç yıl önce sizlerle buluşturmuştuk.
Hafıza insanı aldatabiliyor. Bazen bir oyuncunun EuroLeague’de oynadığını bile hatırlayamayabiliyorsunuz… Bazen de bir efsane bir takımla o kadar özdeşleşiyor ki hafızanızda sanki hep o takımda oynamış gibi kalıyor.
Eurohoops Fırın ise bu yazı dizisinde hafızalarınızı tazeleyecek. Yazı dizisi diyorum çünkü önümüzdeki günlerde farklı farklı dönemlerle karşınıza gelmeye devam edeceğiz. Dün yazısının ilk bölümünü sizlere sunmuştuk. Bugün ise sıra ikinci bölümde…
Hazırsanız, karşınızda EuroLeague’in bile unuttuğu EuroLeague transferleri yazısının ikinci bölümü:
EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm I
Ed Cota – Telindus Oostende
Oynadığı sezon: 2001-2002
İstatistikler: 8 maç 14.6 sayı, 2.9 ribaund, 5.1 asist
Kendisinin Litvanya ekibiyle bir fotoğrafını bulamadım ama Avrupa’da Ed Cota denilince akla ilk olarak Zalgiris gelir.
Avrupa diyorum çünkü kendisi NCAA’de de efsane bir takımda oynadı. North Carolina’da Vince Carter, Antawn Jamison gibi yıldızlarla birlikte aynı sahayı paylaşan bu küçük adam, yaptığı asistlerle kolej tarihine geçti.
Zaten bu özelliğini Zalgiris formasıyla da gördük. 2.5 yıl oynadığı Litvanya devinde Sabonis ve Beard gibi isimlere topla buluşturarak 2 kez EuroLeague’in asist kralı oldu. Hali hazırda da Zalgiris’in modern EuroLeague tarihinde en çok asist yapan 3. oyuncu o!
Litvanya’da gösterdiği performansla o dönem yatırım yapan Dinamo Moskova’nın yolunu tutan Cota, 2005’te de yedek oyun kurucu olarak Barcelona’yla lige geri döndü. Katalan ekibiyle birlikte o sezon Final Four bile oynadı.
Eğer o dönemleri aşinaysanız bütün bunları hatırlıyorsunuzdur ama Amerikalı guardın tüm bunlardan önce hatırda kalması zor bir EuroLeague macerası daha vardı.
Avrupa’ya ilk geldiğinde Oostende’yle anlaşan Cota, Belçika ekibiyle EuroLeague’de oynadı. Oostende’nin kısa sezonunda dikkat çekince de kendisini Zalgiris’e attı.
Antonio Granger – Virtus Bologna
Oynadığı sezon: 2001-2002
İstatistikler: 2 maç 5.0 sayı, 1.5 ribaund
Eğer 2001-2002 Final Four’unu izlemediyseniz muhtemelen Antonio Granger’ı Virtus Bologna formasıyla hiç görmemişsinizdir.
Avrupa’daki ilk yıllarında Sevilla forması giyen Amerikalı forvet, 2002’de sezonun son kısmında İtalyan devine katıldı. Sadece Final Four ve ligdeki playoff maçlarını oynadı. Hatta finalde 11 dakikada 10 sayı atarak takımına önemli katkı verdi ama Bologna’nın felakete sürüklenmesine engel olamadı.
Granger o yaz Anadolu Efes‘e transfer oldu ve lacivert-beyazlılarına tarihine geçti. Hatırlarsınız, ilk geldiğinde pek beklentileri veremedi ama sonradan ne kadar kaliteli bir oyuncu olduğunu herkese gösterdi. Kişisel olarak da benim çok sevdiğim oyunculardan biriydi. Klasik bir üç numara olarak lacivert-beyazlıların tarihine imzasını attı. Hele hele Atina’da, Anadolu Efes‘in OAKA’da aldığı son Panathinaikos galibiyetindeki katkısı unutulmazdı.
O zamanlar bir klasik olan İtalya – Efes – CSKA Moskova üçgenine o da katıldı ama 1 yıl sonra geri döndü, en iyisini yaptı.
Kariyerindeki 94 EuroLeague maçının 69’unu Efes ile oynayan yıldız oyuncu, lacivert-beyazlı formayla modern EuroLeague’de 900 sayıyı geçen ilk isim olarak tarihe geçti.
Semih Erden – Partizan
Oynadığı sezon: 2004-2005
İstatistikler: 10 maç 3.0 sayı, 2.3 ribaund, 0.5 blok
2000’lerin başında basketbolu takip edenler muhtemelen bu transferi unutmamıştır. Daha genç kuşak içinse sürpriz olabilir.
Türkiye’nin o dönemki altın jenerasyonun bir parçası olan Semih, 2004 yazında sürpriz ve olaylı bir şekilde Darüşşafaka‘dan Partizan’ın yolcusu oldu. Darüşşafaka bu transferi kabul etmedi. Olay FIBA’ya taşındı ve uzun süre gündemi meşgul etti. Hatta Daçka, kendisi bir yıl sonra Türkiye’ye Fenerbahçe formasıyla geri dönünce bu transfere “hüleli” dedi.
Biz konumuza dönersek… İlk kez Partizan ile EuroLeague seviyesinde oynayan Semih, Sırbistan’da pek varlık gösteremedi. Kendisi o zamanlar 18 yaşındaydı ve fiziksel olarak epey inceydi.
10 maçlık ilk EuroLeague sezonunda en iyi performansını Efes‘e karşı attığı 10 sayıyla gösterdi. Geriye kalan 9 maçta ise sadece 20 sayı attı. Sonra Fenerbahçe ile Türkiye’ye geri döndü.
Kariyerinin devamında EuroLeague’de bol bol sahne alan Semih, Türk takımlarıyla 150 maça çıktı.