EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm III

08/Nis/20 08:46 Nisan 11, 2020

Utkan Sahin

08/Nis/20 08:46

Eurohoops.net

Yıllar geçiyor ve her geçen gün hafızalarımız bizden bir şeyleri çalıyor. Eurohoops Fırın basketbolseverlerin hafızalarını tazelemeye geliyor:

By Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net

Corona virüsü sebebiyle tüm dünyada hayat durmuş durumda! Herkesin, toplum ve kendi sağlığı için evlerinde kalması gerekiyor.

Ortada basketbolla ilgili güncel bir durum olmadığı için de sizleri geçmişe götürmeye ve hafızalarınızı tazelemeye karar verdik. Eurohoops Fırın olarak EuroLeague’de, “o” takımda oynadığını unuttuğumuz transferleri bulmaya çalıştık.

Bu yazının NBA versiyonunu da birkaç yıl önce sizlerle buluşturmuştuk. 

Hafıza insanı aldatabiliyor. Bazen bir oyuncunun EuroLeague’de oynadığını bile hatırlayamayabiliyorsunuz… Bazen de bir efsane bir takımla o kadar özdeşleşiyor ki hafızanızda sanki hep o takımda oynamış gibi kalıyor.

Eurohoops Fırın ise bu yazı dizisinde hafızalarınızı tazeleyecek. Yazı dizisi diyorum çünkü önümüzdeki gündelerde farklı farklı dönemlerle karşınıza gelmeye devam edeceğiz. Yazının ilk iki bölümünü sizlere sunmuştuk. Bugün ise sıra üçüncü bölümde…

Hazırsanız, karşınızda EuroLeague’in bile unuttuğu EuroLeague transferleri yazısının üçüncü bölümü:

EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm I

EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm II

Kirk Penney – Zalgiris

Oynadığı sezon: 2005-2006
İstatistikler: 19 maç 3.3 sayı, 0.7 ribaund, 0.8 asist

Kirk Penney’i mutlaka hatırlarsınız… Kendisi 2010’lu yılların başında Türkiye Ligi’nin aranan şutörlerinden biriydi.

Hem Ted Kolejliler’de hem de Trabzonspor’da iyi performanslar sergiledi. Özel bir şutör olduğunu da iki kere üst üste BSL All Star’da Üç Sayı Yarışmasını kazanarak gösterdi. Yeni Zelandalı oyuncuların genellikle ülkelerinde kalmakta ısrarcı olduğunu görürüz.

Penney ülkesinde tıkılıp kalmadı. Kariyerinin başında NBA’de şansını denedi. Kendini gösterebilmek için G-League’de bile oynadı. Hatta EuroLeague’e gelişi de buradan oldu.

Fakat kendisi elini biraz yukarıdan açtı. EuroLeague’de üst üste 2 yıl şampiyon olan efsane Maccabi kadrosuna transfer oldu. İlk maçında 19 sayı atarak kendini gösterdi. Muhtemelen İsrail taraftarını da heyecanlandırdı ama devamı gelmedi.

Sezonun geri kalanında 18 maçta sadece 44 sayı atabilen Yeni Zelandalı şutör, İsrail devinin 3 yıl üst üste şampiyon olma hayaline pek yardımcı olamadı. Bir yıl sonra EuroLeague’de şansını bu sefer Zalgiris ile de denedi ama orada da pek kalıcı olamadı.

Marcelinho Machado – Zalgiris Kaunas

Resim

Oynadığı sezon: 2006-2007
İstatistikler: 12 maç 7.7 sayı, 2.9 ribaund, 1.8 asist

Marcelinho Machado maalesef Türk basketbolunun kolay kolay unutabileceği bir isim değil.

Kendisi 2002 Dünya Kupası’nda o meşhur son saniye basketi gönderen isimdi. O basketle turnuvadaki kaderimizi değiştirmişti.

Brezilya basketbolunun önemli isimlerinden biri olan Machado, uzun kariyeri boyunca ülkesinden pek çıkmadı. Ülkesinde kral olmayı tercih etti. Onu iki kez Avrupa’da gördük. İlk olarak 2002’de İtalya’da oynadı. İkinci deneyimi 2006’da oldu.

O zamanlar 31 yaşında olan Brezilyalı oyuncu, Zalgiris ile Avrupa’ya geldi ve kariyerinde ilk kez EuroLeague’de oynadı. 20 sayı atıp kazandırdığı Pau Orthez maçı dışında da pek varlık gösteremedi. Sanırım bu topraklara alışamadı çünkü kendisi o sezon %26.3 ile üçlük attı.

Bir daha da geri dönmedi ve ülkesinde 2018’e kadar oynadı.

 

Vladimir Stimac – Zalgiris Kaunas

Oynadığı sezon: 2006-2007
İstatistikler: 2 maç 4.0 sayı, 4.0 ribaund, 0.5 asist

Avrupa basketbolunda kendine bir yer edinmeyi başaran Sırp oyuncunun genellikle ya Kızılyıldız ya da Partizan ile birlikte EuroLeague’e adım atmasına alışığız. Vladimir Stimac bu konuda bir istisna…

Henüz 18 yaşındayken ülkesinden ayrılan Vladimir Stimac, cesur bir kararla Litvanya’nın yolunu tuttu. Kendisi Zalgiris‘ten çok ya Litvanya devinin 2. takımında ya da kiralık olarak başka bir Litvanya ekibinde vakit geçirdi.

Yine de Zalgiris ona EuroLeague’de çok küçük de olsa da bir şans verdi ve Stimac, 2006-07 sezonunda kendini bu ligde gösterdi. Hatta Benetton maçındaki performansla da üst seviyeye hazır olduğunu ortaya koydu.

Sonrasını yakından biliyorsunuz.

Türkiye’ye geldi, burada birçok takımda oynadı ve bence iyi karakteri sayesinde yeteneklerinin üstünde bir performans koydu.  Savunmadaki fiziksel dezavantajlarına rağmen başta Beşiktaş olmak üzere gittiği her yerde takımına bir katkı sundu ve buralarda hep saygı duyulan bir oyuncu oldu.

Nikola Prkacin – Panathinaikos

Oynadığı sezon: 2007-2008
İstatistikler: 4 maç 3.8 sayı, 0.8 ribaund, 0.5 asist

Nikola Prkacin belki de altyapısından yetiştiği Split’ten daha çok Anadolu Efes ile özdeşleşti.

Cibona’yla EuroLeague’de sergilediği performansın ardından 2003’te ilk kez ülkesinden çıkan Hırvat pivot, tercihini Anadolu Efes‘ten yana kullandı. İyi ki de bunu yaptı çünkü İstanbul’da kendini kulübün simge yabancılarından biri yapacak 4 sezon geçirdi.

Türk izleyicisi gerçekten onu çok sevdi.

Pota altından hücumu bir oyun kurucu edasıyla yönlendiren, post-up’ı kitap gibi oynayan Prkacin, lacivert-beyazlılarda kaptanlığa kadar yükseldi. Yarattığı etki sebebiyle ucundan kıyısından pas-post up ikilisini yapabilen her pivota “yeni Prkacin” diye seslenilmeye başlandı.

Şimdilerde uzunların post up oynadığını pek görmüyoruz ama ne zaman bir uzunun pota tarafından sinsice döndüğünü görsem aklıma direkt o gelir. Tahminim onu izleyen herkes için bu durum böyle.

2007’de Efes‘ten ayrılarak Rusya’nın yolunu tutan Hırvat pivot, sezon ortasında bu yazıya girmeyi hak edecek bir transfer yaptı ve Panathinaikos‘un yolunu tuttu. Atina’daki EuroLeague kariyeri gerçekten çok kısaydı. Obradovic ona 4 maçta toplamda 18 dakika şans verdi. O da zaten sezon sonunda ülkesine döndü ve bir daha da çıkmadı.

Bojan Bogdanovic – Real Madrid

Oynadığı sezon: 2007-2008
İstatistikler: 1 maç 0.0 sayı, 0.0 ribaund, 0.0 asist

Bojan Bogdanovic belki Fenerbahçe‘den NBA’e giden diğer yetenekler kadar taraftarın kalbinde taht kuramadı ama onun EuroLeague kariyeri denilince akla sarı-lacivertliler ve Cibona’da geçirdiği sezon gelir.

Hırvatistan’daki sezonunu hatırlarsınız… Henüz 22 yaşındayken EuroLeague’de 18.0 sayı tutturdu. Zaten o performans onu Fenerbahçe‘ye getirdi.

Hırvat forvet aslında istatistiksel olarak İstanbul’da iyi 3 sezon geçirdi. Hiç bir sezonunda 13.0 sayının altına düşmedi ama hem takımın o dönemde sürekli hayal kırıklığı yaratması hem de onun kritik maçlardaki kötü performansı ağızda kötü bir tat bıraktı.

Özellikle Obradovic‘li ilk sezonda Barcelona maçının son hücumunda kaçırdığı bomboş üçlük hafızalara kazandı. Aslında onun İstanbul’daki kariyerine dönüp baktığımızda suç Bojan’dan çok kurulan takımlardaymış.

Beklentilerin üstünde bir NBA kariyeri geçirerek bunu gösterdi.

Tüm bunlardan önce -eğer özel hayranı hayranı değilseniz- muhtemelen hatırlamayacağınız başka bir macerası daha vardı Hırvat yıldızın. Genç yaşta parladıktan sonra henüz 16 yaşında Real Madrid‘in yolunu tuttu Bojan…

İspanya’daki kariyeri, çoğunlukla İspanyol devinin 2. takımında geçti ama 2007-08 sezonunda sadece 1 maçta olsa Real Madrid formasıyla EuroLeague’de mücadele etti. Yıldız oyuncu, 1.47 dakika oynadığı maçta hiçbir istatistik kaydetmeden mücadeleyi tamamladı.

Pops Mensah Bonsu – Joventut Badalona

Oynadığı sezon: 2008-2009
İstatistikler: 2 maç 18.5 sayı, 11.5 ribaund, 2.5 blok

Pops Mensah Bonsu, izlemesi çok zevkli bir uzundu. Özellikle de dizlerinde ağrı hissetmediği günlerde…

Türkiye’de hem Beşiktaş hem de Galatasaray formasıyla oynayan ve her iki büyük kulüple de iz bırakan Büyük Britanyalı uzun, atletizmi ve agresifliğiyle hep takımlarını taşıdı. Rakip savunmalar onun Arroyo’yla ikili oyun oynayacağını bilirdin ama Bonsu, o kadar hızlı devrilir ve hemen zıplardı ki durdurmanız mümkün olamazdı.

Kendisinin en kötü yanı ise sakatlıkların onun yakasını hiç bırakmamasıydı.

EuroLeague’deki kariyeri de böyle başladı aslında! İspanya’daki performansı sonrasında Joventut, atletik uzunu 2008 yazında transfer etti. İlk iki maçı gerçekten çok etkileyiciydi. Hatta ikinci maçında 23 sayı, 14 ribaund ve 37 verimlilik puanıyla oynadı. Fakat hemen sezon başında omzundan sakatlandı ve Amerika’ya döndü.

O geri dönüş sayesinde NBA’de şans bulan 22 maça çıktı ama yine tutunamayınca CSKA‘yla geri geldi. Sonrasında ise yolu Ergin Ataman ile buluştu.

Charles Gaines – Maccabi Tel Aviv

charlesgaines

Oynadığı sezon: 2008-2009
İstatistikler: 5 maç 8.0 sayı, 6.4 ribaund, 0.6 asist

Galatasaray taraftarı kendisini iyi hatırlayacaktır.

Sarı-kırmızılılar 2007/08 sezonunda EuroCup’ta yarı finale kalırken Charles Gaines de takımın bir parçasıydı. Sert, biraz da deli dolu bir forvetti. Pınar Karşıyaka deplasmanında gelen bozuk parayı aynı şekilde geri göndermiş ve uzun süre gündemde kalmıştı.

Türkiye’deki macerasından sonra G-League’e giden Amerikalı forvet, sezon ortasında Maccabi‘ye katıldı. İsrail’de de çok fazla kalmadı aslında… Ligde 4 maça, EuroLeague’de ise 5 maça çıktı.

O sezondan sonra Çin’e giden Gaines, huzuru orada buldu ve inanılmaz istatistikleriyle kariyerinin sonuna kadar orada kaldı.

Ratko Varda – Zalgiris Kaunas

Oynadığı sezon: 2008-2009
İstatistikler: 2 maç 2.5 sayı, 2.5 ribaund

Sırada yine Türkiye’de iz bırakmış bir isim var.

2000’lerin ilk bölümünde Beşiktaş, Ülkerspor ve Anadolu Efes‘in ligdeki hakimiyetini yıkmaya çalışan ilk takımdı. Siyah-beyazlılar belki o dönem başarılı olamadı ama bu iki güçlü takımı baya salladı. Özellikle de 2004-2005 sezonunda…

Khalid El Amin – Ratko Varda ikilisiyle çok iyi bir sezon geçiren Beşiktaş, yarı finalde Ülker’i eleyip yıllar sonra finale yükseldi ama sonunu getiremedi. Aslında sonu iki taraf için de iyi olmadı. Sezon boyunca oynayan üst düzey oynayan Varda, final serisinde bir an sinirine hakim olamayıp Siyah Beyazlı formayı yere atınca taraftarlar ile gönül bağını da geri döndürülemeyecek şekilde zedeledi.

Sonrasında Real Madrid ile EuroCup şampiyonluğu yaşayan Varda, 2008’de Zalgiris ile yıllar sonra EuroLeague’e geri döndü fakat bu çok uzun sürmedi. Litvanya devinde ekonomik problemler baş gösterince Varda takımdan ayrıldı ve Rusya’ya gitti.

Geride de 2 maçta 9 dakika süre aldığı bir EuroLeague sezonu bıraktı.

Vladimir Dasic – Real Madrid

Resim

Oynadığı sezon: 2009-2010
İstatistikler: 10 maç 5.5 sayı, 3.0 ribaund, 0.2 asist

Ne büyük hayal kırıklığı ama…

Gençlik yıllarında Vladimir Dasic’ten büyük beklentiler vardı. Nasıl olmasın? Kendisi resmen ters eşleşme için yaratılmış gibiydi. Fiziğiyle 3 numaralara sıkıntı çıkaracak, 4 numarada oynarken de takımının rahatlıkla kısa beşi dönmesini sağlayacak bir oyuncuydu fakat hiçbir zaman basketbol kafasında olmadı.

Birçok takım güvendi. Hatta hatırlarsınız, Beşiktaş ile bir macerası da oldu. Siyah-beyazlıların modern EuroLeague’deki ilk sezonunda takımın bir parçasıydı ama sahada vaat ettiği hiçbir şeyi sunamadı.

Dasic’e ilk güvenen takım ise 2009 yazında Real Madrid oldu fakat orada da foyası hemen ortaya çıktı. İspanyol deviyle sadece 4 maça çıkan ve toplam 32 dakika süre alan Dasic, sezon ortasında kiralandı. Bir daha da geri dönemedi.

Kendisinin 30’lu yaşlarının başında takım bulamayacak hale geldiğini söylesem sanırım her şeyin özeti olur.