By Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Coronavirüs sebebiyle tüm dünyada hayat durmuş durumda! Herkesin, toplum ve kendi sağlığı için evlerinde kalması gerekiyor.
Ortada basketbolla ilgili güncel bir durum olmadığı için de sizleri geçmişe götürmeye ve hafızalarınızı tazelemeye karar verdik. Eurohoops Fırın olarak EuroLeague’de, “o” takımda oynadığını unuttuğumuz transferleri bulmaya çalıştık.
Bu yazının NBA versiyonunu da birkaç yıl önce sizlerle buluşturmuştuk.
Hafıza insanı aldatabiliyor. Bazen bir oyuncunun EuroLeague’de oynadığını bile hatırlayamayabiliyorsunuz… Bazen de bir efsane bir takımla o kadar özdeşleşiyor ki hafızanızda sanki hep o takımda oynamış gibi kalıyor.
Eurohoops Fırın ise bu yazı dizisinde hafızalarınızı tazeleyecek. Yazı dizisi diyorum çünkü önümüzdeki günlerde farklı farklı dönemlerle karşınıza gelmeye devam edeceğiz. Yazının ilk iki bölümünü sizlere sunmuştuk. Bugün ise sıra üçüncü bölümde…
Hazırsanız, karşınızda EuroLeague’in bile unuttuğu EuroLeague transferleri yazısının üçüncü bölümü:
EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm I
EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm II
EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm III
Vladimir Micov – Baskonia
Oynadığı sezon: 2009-2010
İstatistikler: 7 maç 4.1 sayı, 2.9 ribaund, 0.9 asist
Vladimir Micov farklı farklı seviyelerde takımlarda forma giydi. Galatasaray, CSKA Moskova, şimdilerde ise Olimpia Milano…
Herhalde onunla ilgili ilk hatıralar Cantu’yla birlikte başladı. Sırp forvet, 2011-2012 sezonuna renk katan İtalyan takımında parladı. Andrea Trinchieri’nin yanında dikkat çekici bir performans sergiledi ve kendisine performansıyla CSKA Moskova’nın kapılarını açtı.
Sonrasını yakından biliyorsunuz. Türkiye’de Galatasaray formasını giydi ve soğukkanlılığı, kalitesiyle büyük bir iz bıraktı. EuroCup şampiyonluğuyla birlikte de kulübün tarihine ismini yazdırdı.
Onun EuroLeague macerası ise Cantu’dan önce başladı.
2009 yazında Vitoria’nın yolunu tutan Micov, 1 sezonu orada geçirdi fakat pek hafızamıza girecek bir sezon geçirmedi. Ligde 2.2 sayı ortalama tutturan Sırp forvet, EuroLeague’de ise sadece 7 maçta oynadı. Sezon sonunda ise kendisini İtalya’ya attı.
Aron Baynes – Lietuvos Rytas
Oynadığı sezon: 2009-2010
İstatistikler: 10 maç 5.5 sayı, 3.0 ribaund, 0.2 asist
Aron Baynes bugünlerde NBA’in gözde yedek pivotlarından biri!
Kariyeri boyunca büyük gelişimler gösteren Avustralyalı pivot, özellikle Celtics‘te Brad Stevens ile birlikte daha modern bir beş numaraya evrildi.
EuroLeague’de onu izleyenler için gösterdiği bu gelişim biraz sürpriz oldu.
Evet, kendisi 2013’te Union Olimpija formasıyla EuroLeague’de iyi bir performans sergiledi. Hatta o performans sayesinde kendine NBA’den kontrat kaptı ama Avrupa’daki ilk macerasında hiç o seviyelerde değildi.
Avustralya’dan ilk kez Lietuvos Rytas için çıkan Baynes, ilk EuroLeague performansında – 14 sayı attığı Efes maçı hariç – vasat bir performans gösterdi. Öyle ki onu tekrar EuroLeague’de izleyebilmemiz için Yunanistan ve Almanya’da alt takımlarda oynayıp, pişmesi gerekti.
Litvanya’daki günlerinden şimdilerde geldiği seviye arasında dağlar kadar fark olduğunu düşünürsek kendisine büyük bir saygı duyulması gerekiyor.
Justin Doellman – Entente Orleanaise
Oynadığı sezon: 2009-2010
İstatistikler: 9 maç 12.4 sayı, 4.3 ribaund, 0.7 asist
Avrupalı basketbolseverler için Justin Doellman denilince akla ilk olarak Valencia ve Barcelona’daki performansları gelir.
Özellikle Valencia‘da çok iyi bir performans gösteren Amerikalı uzun forvet, EuroCup’ta yaptıklarıyla 2014 yazında Anadolu Efes ve Barcelona’yı peşinden koşturdu. Tercihini Katalanlardan yana kullandı. Doellman‘ın Barcelona’da geçirdiği 3 sezon takımı için çok başarılı sezonlar olmadı ama Doellman da fena bir performans sergilemedi.
Kader onu 2017 yazında –Derrick Brown‘un yaşadığı sakatlık sonrası- Anadolu Efes‘e getirdi. O sezonki Efes‘i hatırlarsınız… Lacivert-beyazlılar tarihinin en kötü, en dağınık kadrosuydu. Doellman da sakatlık sonrası eski seviyesinde olmayınca iki taraf yolunu erkenden ayırdı.
Amerikalı uzun forvet için bu son EuroLeague macerası oldu. İlk macerasını muhtemelen hatırlamazsınız.
Avrupa’ya ilk kez Fransa üzerinden gelen Doellman, EuroLeague’deki ilk macerasını da burada yaşadı. 2009-10 sezonunda Orleanaise forması giydi. Fakat takımı için pek uzun bir sezon olmadı. Haliyle de Doellman pek akıllarda kalmadı.
Marcus Haislip – Baskonia
Oynadığı sezon: 2010-2011
İstatistikler: 6 maç 5.7 sayı, 3.3 ribaund
Marcus Haislip’in eski kıtadaki kariyerinin başlangıcı da bitişi de Türkiye’de oldu.
NBA kariyeri sonrasında ilk kez Ülkerspor ile Avrupa’da oynayan Amerikalı uzun, ardından ülkenin diğer iddialı ekibi Anadolu Efes‘e geçti. O zamanlar ham, Avrupa basketboluna adapte olmakta zorlanan ama potansiyelli bir oyuncuydu. Çünkü hem inanılmaz bir atlet hem de özellikle dış atış menzili üç sayı çizgisine kadar uzayan bir oyuncu profiline sahipti.
Fakat o potansiyeli istatistiklerine rağmen hiç gerçeğe ulaşamadı. Konsantrasyon sorunları, disiplinsiz tavırları kısa sürede onu gözden düşürdü. Türkiye’nin iki iddialı takımından sonra Malaga’da oynadı. Sonra kısa bir NBA deneyimi sonrası Panathinaikos ile şansını denedi ama tahmin edersiniz ki Obradovic ile yıldızları uyuşmadı.
Kendisini EuroLeague seviyesinde son kez Baskonia‘yla gördük. İspanyol ekibiyle 5 maça çıktı ama orada da uslu durmadı ve izin almadan şehri terk etti. Kısa sıra içerisinde de gönderildi.
EuroLeague’den sonra biraz Çin’i gezen Haislip, ardından Türkiye’ye geldi. Her eline geçeni atarak burada 3 yıl daha oynadı. Sonra da bıraktı.
Boban Marjanovic – Zalgiris Kaunas
Oynadığı sezon: 2010-2011
İstatistikler: 6 maç 5.2 sayı, 3.5 ribaund, 0.5 blok
Boban Marjanovic’in Kızılyıldız günlerini elbette hatırlarsınız.
16.6 sayı, 10.7 ribaund, 25.7 verimlilik puanıyla – Larkin’den sonra son 5 yılın en iyi verimlilik puanı – EuroLeague’i domine eden 2.21’lik bir pivotu unutmak ne kadar mümkün olabilir ki? Üstelik o yaz NBA’e gitmeseydi muhtemelen EuroLeague’in devlerinden biriyle imzalayacaktı.
Gerçi biz onu EuroLeague’in devlerinden birinde de gördük.
2010’da yeni bir yapılanmaya gitmeye karar veren Dusko Vujosevic, onu Sırbistan’dan getirdi. Hatta ilk beşe yerleştirdi. Hatırlarsınız… CSKA için o sezon bir felaket olmuştu.
Vujosevic kovulunca Boban da yerinden oldu ve sezon ortasında Zalgiris‘e gönderildi. Litvanya deviyle 6 maça çıkan “genç” Boban, çok fazla ortalıklarda görülmedi.
D.J Strawberry – Lietuvos Rytas
Oynadığı sezon: 2010-2011
İstatistikler: 5 maç 6.6 sayı, 2.8 asist, 1.2 ribaund
D.J. Strawberry‘in kariyeri ikiye ayrılıyor: Türkiye ve diğerleri!
NBA’de draft olma başarısı göstermesine rağmen Avrupa’da çok az takımda tutunabilen Amerikalı forvet, Pınar Karşıyaka’ya kadar hep takım takım gezdi. Hatta burada da kendisini göstermesi playoff’ları buldu. Karşıyaka’nın peri masalı sezonunda playoff’larda motoru açan Strawberry, özellikle final serisindeki oyunuyla şampiyonluğun gelmesinde büyük bir rol oynadı.
Yine dışarıya gitti. Olympiakos’ta da beklentileri karşılayamadı. Ufuk Sarıca, Beşiktaş‘ın başına geçince Türkiye’ye geri dönen Strawberry, burada 2 iyi sezon geçirdi. Hatırlarsınız, geçen sezon Gran Canaria’yla bu sefer EuroLeague’de boy gösterdi ama orada da çok şey veremedi.
Dediğim gibi onun için Türkiye dışı kariyeri genellikle çok parlak olmadı. Bu parlak olmayan dönemlerden birinde ise kendini EuroLeague’de buldu.
Amerikalı forvet, 2010-11 sezonun ortasında Lietuvos Rytas ile anlaştı. Yine silik kaldı. Litvanya ekibiyle EuroLeague’de 5 maça çıkan Strawbery, 6.6 sayıyla kısa EuroLeauge kariyerinin en düşük ortalamasını tutturdu.