By Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Coronavirüs sebebiyle tüm dünyada hayat durmuş durumda! Herkesin, toplum ve kendi sağlığı için evlerinde kalması gerekiyor.
Ortada basketbolla ilgili güncel bir durum olmadığı için de sizleri geçmişe götürmeye ve hafızalarınızı tazelemeye karar verdik. Eurohoops Fırın olarak EuroLeague’de, “o” takımda oynadığını unuttuğumuz transferleri bulmaya çalıştık.
Bu yazının NBA versiyonunu da birkaç yıl önce sizlerle buluşturmuştuk.
Hafıza insanı aldatabiliyor. Bazen bir oyuncunun EuroLeague’de oynadığını bile hatırlayamayabiliyorsunuz… Bazen de bir efsane bir takımla o kadar özdeşleşiyor ki hafızanızda sanki hep o takımda oynamış gibi kalıyor.
Eurohoops Fırın ise bu yazı dizisinde hafızalarınızı tazeleyecek. Yazı dizisi diyorum çünkü önümüzdeki günlerde farklı farklı dönemlerle karşınıza gelmeye devam edeceğiz. Yazının ilk beş bölümünü sizlere sunmuştuk. Bugün sıra altıncı bölümde…
Hazırsanız, karşınızda EuroLeague’in bile unuttuğu EuroLeague transferleri yazısının altıncı bölümü:
EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm I
EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm II
EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm III
EuroLeague’in Bile Unuttuğu EuroLeague Transferleri – Bölüm IV
Toko Shengelia – Spirou Charleroi
Oynadığı sezon: 2011-2012
İstatistikler: 9 maç 8.3 sayı, 4.3 ribaund, 1.0 asist
Toko Shengelia şimdilerde ligin en değerli uzunlarından biri.
NBA’den döndüğü günden bu yana Baskonia forması giyen Gürcü yıldız, belki Bask ekibini takım olarak Final Four’lara ya da şampiyonluğa taşıyamadı ama gösterdiği performansla ligin en iyi isimlerinden biri olarak anıldı. Hatta birçok büyük takımın taraftarı da onun transferi hayaliyle yaşıyor.
Baskonia felaket bir sezon geçirse de Shengelia, ligin en iyi beşlerinden birine girmeyi hak edecek bir performans sergiledi. – 15.9 sayı, 5.6 ribaund, 18.5 EFF –
Shengelia’nın bu günleri çok çarpıcı olsa da muhtemelen onun ilk EuroLeague macerasını hatırlamazsınız.
Valencia‘nın altyapısından çıktıktan sonra Belçika’ya transfer olan Gürcü yıldız, ilk EuroLeague serüvenini burada yaşadı. O zamanlar 20 yaşında olan Shengelia istikrarsız bir sezon geçirse de sezonun sonunda draft edilmeyi başardı ve NBA’e gitti.
Mike Wilkinson – Unics Kazan
Oynadığı sezon: 2011-2012
İstatistikler: 16 maç 6.4 sayı, 4.8 ribaund, 0.7 asist
Mike Wilkinson’ı Galatasaray‘daki performansından hatırlarsınız.
Meşhur Cemal Nalga olayının yaşandığı sezon kadroda olan Amerikalı uzun, pota altında Radoslav Rancik ile harika bir uyum yakalıp, sarı-kırmızılıların sezonu olaysız bir şekilde tamamlamasını sağlamıştı. Şutörlüğüyle birçok maçta Galatasaray‘ın en skorer ismi olmuştu.
Galatasaray’dan sonra Rusya’ya transfer olan Wilkinson, 2011’de kendini EuroLeague’de buldu.
Daha önce kariyerinin başında Aris ile EuroLeague’de oynayan ve iyi bir performans sergileyen Amerikalı uzun, Kazan’da ise o ölçüde bir performans sergileyemedi. Takımın ilk beş oyuncusu olsa da şut yüzdesi düşük kalınca 6.4 gibi bir sayı ortalamasında kaldı.
Danny Green – Union Olimpija
Oynadığı sezon: 2011-2012
İstatistikler: 7 maç 11.4 sayı, 4.0 ribaund, 1.9 asist
Avrupa’nın bilinen hikayelerinden biri olsa da bunu almadan geçmek istemedim çünkü o döneme yetişemeyen genç arkadaşlar belki bilmiyor olabilir.
2011 yazında kulüp sahipleri ile Oyuncular Birliği anlaşamayınca lokavt oldu ve o dönem birçok tarihi transfere şahit olduk. Türkiye için en meşhuru Deron Williams’ın Beşiktaş‘a gelmesi oldu. Keza o dönem Fenerbahçe‘de Thabo Sefolasha’yı getirdi.
EuroLeague’de ise o dönem NBA’de birçok Avrupalı yıldızın yanında Amerikalı bazı oyuncular da geldi. Bir çoğunu hatırlarsınız; Ibaka – Real Madrid, Ty Lawson – Zalgiris, Dragic&Seraphin – Baskonia, Galinari – Milano ve Kirilenko – CSKA Moskova gibi…
Hepsini bu listeye alsak olmazdı çünkü halihazırda zaten onlar için yaptığımız bir liste var. Biz de aralarındaki en çarpıcı örneği seçtik.
Danny Green’i özellikle NBA severler çok iyi biliyor.
Amerikalı forvet, dış şut yeteneği ve savunmasıyla yıllarca şampiyonluk peşinde koşan takımların kadrosunda yer aldı. 2014’te Spurs ile 2019’da ise Raptors ile şampiyonluk yaşadı. 2011’de ise henüz kendini kanıtlamamış bir oyuncu olarak buralara geldi.
Sloven ekibiyle 7 maça çıkan belki çok istikrarlı bir performans sergilemedi ama iyi istatistikler yaparak buradan ayrıldı.
Marques Green – Cedevita Zagreb
Oynadığı sezon: 2012-2013
İstatistikler: 10 maç 5.7 sayı, 1.7 ribaund, 3.4 asist
Marques Green ile ilgili o zamanın basketbol dergilerinden birinde -6. Adam veya Slam- yazılan bir yazıyı hiç unutamıyorum. Amerikalı oyuncunun lisedeki koçu, o yazıda 1.65 boyundaki guardın çok değil 20 santim uzun olsaydı Allen Iverson’dan daha iyi bir oyuncu olacağını iddia etmişti.
Bu iddialı açıklamanın doğruluğu ne kadar var bilmiyorum ama iyi bir guarddı. Özellikle TED Kolejliler’deki ilk sezonu özeldi. Fenerbahçe‘ye geçişi malumunuz pek iyi olmadı. Willie Solomon gibi dominant bir oyuncudan sonra geldi. Taraftar, yıldız ismin bırakılmasından dolayı sinirliydi. O yüzden daha ilk günden Green’e karşı bir antipati vardı. O da vasat bir performans sergiledi.
Sarı-lacivertliler sonrasında Avrupa’nın alt seviyelerinde gezen Amerikalı guard, 2012’de EuroLeague’e geri döndü ve Cedevita Zagreb ile mücadele etti. Yine çok iyi bir performans koyamadı ve sezon ortasında takımdan ayrıldı.
Green’in EuroLeague kariyeri parlak olmadı ama 1.65’lik boyuyla lig tarihinde süre alan en kısa oyuncu olarak tarihe geçmeyi başardı.
Nemanja Nedovic – Lietuvos Rytas
Oynadığı sezon: 2012-2013
İstatistikler: 10 maç 9.8 sayı, 2.5 ribaund, 2.1 asist
Nemanja Nedovic şimdilerde Olimpija Milano forması giyse de EuroLeague’de Unicaja Malaga’daki performansıyla hafızalara kazındı. Tabii bir de bitmek bilmeyen sakatlıklarıyla…
Fakat Sırp guardın kıtanın en iyi ligindeki macerası bambaşka bir ülkedeydi.
Kızılyıldız altyapısından çıkan Nedovic, o dönem kulübün yaşadığı ekonomik kriz sebebiyle Lietuvos Rytas’a gitti. Amacı o sene gireceği draft öncesinde kendini göstermekti. Nedovic ve menajerinin bu planı başarılı oldu aslında.
Rytas için kısa bir sezon olsa da Nedovic, çaylak bir oyuncuya göre iyi bir performans sergiledi. Zaten sezonun sonunda draft edildi ve biraz anlamsız olan NBA kariyerini yaşamaya başladı.