BSL’nin Bile Unuttuğu BSL Transferleri – Bölüm I

22/Nis/20 10:20 Nisan 22, 2020

Utkan Sahin

22/Nis/20 10:20

Eurohoops.net

Yıllar geçiyor ve her geçen gün hafızalarımız bizden bir şeyleri çalıyor. Eurohoops Fırın basketbolseverlerin hatıralarını tazelemeye geliyor.

By Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net

Coronavirüs sebebiyle tüm dünyada hayat durmuş durumda! Herkesin, toplum ve kendi sağlığı için evlerinde kalması gerekiyor.

Ortada basketbolla ilgili güncel bir durum olmadığı için de sizleri geçmişe götürmeye ve hafızalarınızı tazelemeye karar verdik. Eurohoops Fırın olarak Basketbol Süper Ligi’nde, “o” takımda oynadığını unuttuğumuz transferleri bulmaya çalıştık.

Bu yazının NBA versiyonunu da birkaç yıl önce sizlerle buluşturmuştuk. Geçtiğimiz günlerde ise karşınıza EuroLeague versiyonuyla çıktık. Şimdi sıra ING Basketbol Süper Ligi’nde…

Hafıza insanı aldatabiliyor. Bazen bir oyuncunun BSL’de oynadığını bile hatırlayamayabiliyorsunuz… Bazen de bir efsane bir takımla o kadar özdeşleşiyor ki hafızanızda sanki hep orada oynamış gibi kalıyor.

Eurohoops Fırın, bu yazı dizisinde hafızalarınızı tazeleyecek. Yazı dizisi diyorum çünkü her hafta 1 kez karşınıza gelmeye devam edeceğiz.

Hazırsanız, karşınızda BSL’nin bile unuttuğu BSL transferleri yazısının ilk bölümü:

Bud Eley – Ülkerspor

Oynadığı sezon: 2001-2002
İstatistikler: 12 maç 10.9 sayı, 7.6 ribaund, 1.2 asist

Bud Eley denilince akla Türkiye’de ilk olarak Beşiktaş gelir.

Profesyonel kariyerine siyah-beyazlı formayla başlayan Amerikalı pivot, ülkemize gelmiş en güçlü oyunculardan birisiydi. O dönem Beşiktaş, Bud Eley transferiyle turnayı gözünden vurmuştu. Gelir gelmez hem sempatik kişiliği hem de sahadaki üstün performansıyla siyah beyazlıların gönlünde taht kuran Bud Eley, ligi de kasıp kavurmayı başarmıştı.

Beşiktaş‘tan biraz olaylı bir şekilde ayrılan Amerikalı pivot, soluğu Ülker’de aldı.

Oradaki performansı büyük bir hayal kırıklığı değildi ama Beşiktaş’ta yarattığı etkinin devamını da getiremedi. Zaten Ülker’de forma giydiği dönemde yabancı sınırı sebebiyle ligde de genellikle tercih edilmedi.

Lance Williams – İTÜ

Oynadığı sezon: 2002-2003
İstatistikler: 20 maç 20.1 sayı, 8.0 ribaund, 0.6 asist

Bir kulüple özdeşleşmiş isimlerle devam ediyoruz.

Lance Williams, o zamanki ismiyle Banvit, bugünkü adıyla TEKSÜT Bandırma’yla ismini lig tarihine geçirdi. Bu lige gelip alçak post’ta kalçasını en iyi kullanan oyunculardan biriydi. İri cüssesiyle önemli bir skor silahıydı. İlk sezonu dışında Bandırma ekibini hep playoff’a götürdü.

Orada gösterdiği istikrarlı ve gösterişli performans sebebiyle Lance, hep Bandırma’yla hatırlanacak ama onun Türkiye’deki kariyeri çok daha önce başladı.

Türkiye’ye ilk kez 2002’de İTÜ’yle geldi kendisi. İstatistiklerinden de anlayabileceğiniz gibi harika bir sezon geçirdi. Fakat sonrasında hep gezdi. Kendine yuva olarak ise Bandırma’yı buldu.

Steven Rogers – Türk Telekom

Oynadığı sezon: 2002-2003
İstatistikler: 12 maç 9.8 sayı, 4.3 ribaund, 2.1 asist

Sırada TOFAŞ’ın efsane döneminden bir isim var.

Steven Rogers’ı hatırlayan birçok basketbolseverin aklına ilk olarak, “underrated” (hak ettiğinden az değer gören) kelimesi gelir. Ardından müthiş atletizmi ve kritik anlarda attığı şutlar…

Kariyerinin büyük bir kısmını Bursa’da geçirdi Amerikalı skorer. Rogers, 6 yıllık TOFAŞ kariyerinde büyük başarılar da gördü, büyük üzüntüler de…

Meşhur “Kara Perşembe” günü ise Aris’e karşı ayakta kalan tek oyuncuydu. 26 sayı atarak TOFAŞ’ı ayakta tutmaya çalışmıştı. TOFAŞ’ın şampiyonluk döneminde yabancı sınırı sebebiyle çoğu zaman dışarıda kaldı ama ne zaman görev alsa sahaya en iyisini koydu. TOFAŞ’ın iki kupayı da aldığı iki sezonda da kadrodaydı.

Ira Clark – Anadolu Efes

Ira Clark r Fenerbahce Ulker Istanbul Struggles Editorial Stock ...

Oynadığı sezon: 2002-2003
İstatistikler: 11 maç 9.4 sayı, 5.2 ribaund, 0.5 asist

3 sezon, 60 maç ve 3 şampiyonluk… Ira Clark’ın Türkiye’deki kariyerini en iyi anlatan cümle bu.

Amerikalı uzun forvet, bir ara ligin iddialı takımları için “acil durumda düğmeye basın”  şeklinde bir transferdi. Fenerbahçe kariyeri dışında hep sonradan dahil oldu takımlara…

Herhalde takımlar onun konsantrasyon ve devamlılık problemine karşı kendilerine böyle bir çözüm buldu. Çünkü odaklı bir Clark, atletizmiyle çok fazla fark yaratıyordu. Özellikle Fenerbahçe ve Ülker’deki şampiyonluklarında da bu açıdan önemli katkılar verdi. Haliyle de bu takımlardaki performanslarıyla akılda kaldı.

Fakat onun da kariyer başlangıcı, Anadolu Efes ile oldu.

Lacivert-beyazlılara 2002-2003 sezonun sonunda katılan Clark, sadece 11 maçta oynayarak kariyerine şampiyonluk yazdırdı.

Zaza Enden – Chalon

Oynadığı sezon: 2003-2004
İstatistikler: 5 maç 3.8 sayı, 4.0 ribaund, 0.6 asist

Zaza Enden, 1990’ların ve 2000’lerin başını hatırlayanlar için unutulması zor isimlerden biri…

Bir altyapı turnuvası öncesinde Mirsad Türkcan’a yardımcı olması için Gürcistan’dan getirilen Zaza Enden, düşünüldüğü kadar büyük bir oyuncu olamadı belki… Özellikle işin hücum tarafında ondan beklenti daha büyüktü.

Ama söz konusu rakiplerin ondan nefret etmesi ise ondan daha başarılı bir isim söylemek çok zor. En yumuşatılmış tabiriyle söylemek gerekirse; Zaza, “hırsı ve agresifliğiyle” rakip taraftarı deli ederdi.

Darüşşafaka‘da başlayan Türkiye kariyerinde 1995’te Fenerbahçe‘ye geçen Zaza, tam 8 yıl sarı-lacivertli formayı giydi. Hatta takımın kaptanlığını da yaptı. 2003’te Fenerbahçe kendisini bırakınca ise sürpriz bir yere transfer oldu.

Fransa 2. Ligi’nin yolunu tutan tecrübeli uzun, Chalon ile sadece 5 maça çıktı. Sonrasında Türkiye’ye geri dönerek sezonu Tekel’de kapattı.

Efthimios Rentzias – Ülkerspor

Resim

Oynadığı sezon: 2003-2004
İstatistikler: 34 maç 5.3 sayı, 3.1 ribaund, 0.6 asist

Karşınızda Yunanistan basketbolunun en büyük hayal kırıklıklarından biri!

Altyapıda unutulmaz performanslar sergileyen ve kendi yaş grubunun en önemli yeteneklerinden biri – 1995 U-19 Dünya Şampiyonası MVP’si – olarak gösterilen Rentzias, kendisinden beklendiği gibi bir kariyer geçiremedi.

Öyle ki daha Avrupalı oyuncular, NBA’de yaygın olmadan önce o draft edilmişti. 5 sezon Barcelona’da oynadı ve ardından NBA’e gitti. NBA kariyeri oldukça vasattı. Herhalde ona tek faydası Allen Iverson ile birlikte oynamasıydı.

Geri dönmeye karar verince Ülker, onu önemli bir kontrat vererek aldı. Hatta geldiği gün “Burada Michael Jordan gibi değil, İbrahim gibi olmak istiyorum” tarzında bir açıklama yaptı ama her ikisi de olamadı.

Vasat performansı sonrasında takımdan gönderildi ve hayal kırıklığı olarak kaldı. Ülker sonrasında ise Yunan pivotun kariyeri uzun sürmedi ve 30 yaşında basketbolu bıraktı.

Tremmell Darden – Erdemir

Oynadığı sezon: 2004-2005
İstatistikler: 25 maç 14.2 sayı, 7.6 ribaund, 1.2 asist

Tremmell Darden’i hatırlarsınız… Kendisi bir ara EuroLeague’in iddialı takımlarının görev adamıydı.

Olympiakos ve Real Madrid formaları giyen Amerikalı kanat oyuncusu, işin hücum tarafından çok savunmada ortaya koyduğu sertlik için sahaya sürülüyordu. Onun kaderindeki şanssızlık yanlış zamanda yanlış yerde olmasından kaynaklandı. 2015’te Madrid EuroLeague şampiyonu olurken kendisi finalde tam ters tarafın formasını giyiyordu.

Ardından Beşiktaş‘a gelen Darden, siyah-beyazlılarla vasat bir sezon geçirdi.

Amerikalı oyuncunun kariyeri ise Türkiye’de başladı.

Kolejden sonra Erdemir ile Türkiye’ye gelen Darden, Mark Dickel ve Pervis Pasco’yla birlikte iyi bir sezon geçirdi ve kariyerini yukarıya doğru taşıdı.

Aleksandar Rasic – Anadolu Efes

Oynadığı sezon: 2006-2007
İstatistikler: 5 maç 4.5 sayı, 2.0 ribaund, 4.5 asist

Aleksandar Rasic’i hatırlarsınız… Kendisi 2010’lu yıllarda ligin orta-alt sıra takımlarının müdavimlerinden biriydi.

Kendisi Trabzonspor, TED Kolejliler, Torku Konya ve Türk Telekom’da oynadı. Hiçbir zaman skorer bir isim olmadı ama pasörlüğüyle takımlarına önemli katkılar verdiği oldu. Özellikle de Trabzonspor ve Konya dönemlerinde…

Fakat bütün bunlardan önce Sırp oyun kurucu, Türkiye’de daha iddialı bir takımın da formasını giydi.

2007’de Anadolu Efes, Horace Jenkins’in Oktay Mahmuti’yle yaşadığı problemlerin ardından Amerikalı guardını gönderince sezon sonunda Rasic’i getirdi. İlk defa ülkesinden çıkan Rasic, istatistiklerden de görebileceğiniz gibi çok fazla oynamadı.

Sezon sonunda da Rusya’ya yelkenlerini açtı.

Rashard Griffith – Pınar Karşıyaka

Resim

Oynadığı sezon: 2006-2007
İstatistikler: 13 maç 7.1 sayı, 7.1 ribaund, 1.0 asist

TOFAŞ formasıyla bu topraklarda efsane olmuş bir isim daha!

İlk olarak 1995’te Türkiye’ye gelen Rashard Griffith, burada her açıdan unutulmayacak 4 sezon geçirdi.

Amerikalı pivot, fiziksel olarak çok avantajlıydı. İnanılmaz kalın ve güçlüydü. Antrenmanlarda yaptığı smaçlarla birçok kere potayı kırdığı iddia edilirdi.

Fakat onu bu kıtada özel bir oyuncu yapan tek özelliği tabii ki fiziği değildi. Pota çevresinde harika bir bitirici, ikili oyunlarda pozisyon almayı bilen ve pota etrafında kimselere ribaund bırakmayan bir oyuncuydu.

İlk dönemindeki “Kara Perşembe” sebebiyle buradan kötü ayrılan Rashard, ikinci döneminde David Rivers ile birlikte Bursa ekibini üst üste 2 kere şampiyonluğa taşıdı. Sonrasında Virtus Bologna’ya geçen Griffith, EuroLeague şampiyonluğu da gördü.

TOFAŞ’tan ayrılışından 6 yıl sonra onu rüzgar Ege kıyılarına getirdi. O dönem 32 yaşında olan ve gözden düşen Griffith, sezon ortasında katıldığı Karşıyaka’da kendini bulmaya çalıştı ama 13 maçta kötü bir performans sergileyerek aradığını bulamadı.