NBA: Genç Çekirdekler Şampiyonluğa mı Başarısızlığa mı Daha Yakın?

24/Nis/20 10:54 Nisan 24, 2020

admin69

24/Nis/20 10:54

Eurohoops.net
doncic-porzingis

Genç bir NBA kadrosunun gelişini izlemek etkileyici bir deneyim. Bu kadrolar için binlerce ihtimal oluyor…

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 9 Nisan 2020 tarihinde BleacherReport‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevirilmiştir. 

Golden State Warriors, şampiyonluğa ulaştığı çekirdeği draftta yaptığı başarılı seçimlerle kurdu. Oklahoma City Thunder, belki de Warriors’tan da daha yetenekli bir kadro kurarak finallerde oynadı. Fakat Thunder bu kadroyla şampiyonluğa ulaşamadan bu ekibi ayırmak zorunda kaldı. 2015 senesinde Karl-Anthony Towns’ı birinci sıradan seçen Minnesota Timberwolves için işlerin bu kadar iyi gittiğini söylemek doğru olmaz.

Kurulan her genç çekirdek bir gün potansiyeline ulaşacak diye bir şey yok, kimileri tavanına yaklaşamıyor bile.

Bunu göz önünde bulundurarak ligdeki genç çekirdekleri şampiyonluk için mücadele etme ve başarısız olma ihtimallerine göre sınıflandırdık.

Karar Vermek İçin Çok Erken Takımlar

Cleveland Cavaliers:

Cleveland Cavaliers, LeBron James önderliğinde iki yıl önce final oynuyordu. James, Los Angeles Lakers’a gittiğinden beri yeniden yapılanma sürecine giren Cavaliers’ın yeteri kadar yetenekli isme sahip olduğunu söylemek doğru olmaz. Bu dönemde sadece iki kez lotaryadan oyuncu seçtiler ve bu seçimlerin ikisini de Colin Sexten ve Darius Garland için kullandılar. Bu iki ismin oyuncunun beraber sahada olduğu anlarda rakiplerinden 100 pozisyon başına 10.8 sayı fark yiyen Cavaliers için geleceğin nasıl olduğunu kestirmek şu an için çok zor.

Charlotte Hornets:

Kemba Walker, Hornets’ten ayrılmasından sonra sezonun geri kalanında Charlotte ekibi tam olarak beklediğimiz gibi bir görüntü çizdi. Yıldız isme sahip olmayan Hornets; Devonte’ Graham, Miles Bridges ve PJ Washington gibi yetenekli oyunculara sahip olsa da hala takıma seviye atlatacak bir yıldıza sahip değiller. Bu yıldız ismi bulana kadar da Hornets hakkında kesin bir yargıya varmak doğru olmayacaktır.

New York Knicks:

Knicks’in elinde uzun vadede New York’ta kalacak üç parça var. İki numara pozisyonunda mücadele eden RJ Barrett, takımın atletik uzunu Mithcell Robinson ve göreve yeni başlayan basketbol operasyonları başkanı Leon Rose. Önümüzdeki yıllarda yeni yönetim ekibi ile birlikte bu genç isimlerin etrafına bir kadro kurmaya çalışacaklar. Knicks’in hızlı çözümlerin peşinde koşma alışkanlığı göz önünde bulundurulunca New York ekibine dair en büyük çekince genç oyuncularının gelişmelerine yeteri kadar süre tanımadan hamleler yapmaları gayet olası.

Atlanta Hawks: Başarısızlığa daha yakın

Trae Young, bu yazıda geçecek isimler arasındaki en yetenekli oyunculardan birisi. Young, savunmada takımına fazla bir katkıda bulunmasa da hücumdaki verimliliği onu çok önemli bir isim haline getiriyor. Hawks, genç yıldızın sahada olduğu anlarda kenarda oturduğu dakikalara kıyasla 100 pozisyon başına 7.3 sayılık bir iyileşme gösteriyor.

Ancak iddialı bir ekip olmak için yetenekli bir oyuncudan daha fazlası gerekiyor ve işler Hawks için bu noktada karışmaya başlıyor.

John Collins, Hawks’ın kadrosundaki en yetenekli ikinci oyuncu gibi duruyor fakat Clint Capela’nın Atlanta’ya gelmesinden genç ismin geleceği hakkında da bazı soru işaretleri var.

Capela, daha iyi bir çember savunucusu olsa da Collins’in özellikle şutör olarak gösterdiği gelişim ve üç yaş daha genç olması pota altında bir değişikliğe gitmek takımın çekirdeğinin olumlu bir değişim göstereceği anlamına gelmiyor.

Hawks’taki kanat oyuncuları sezonunun geride bıraktığımız döneminde pek parlak performanslar görmedi. Kevin Huerter’in bu sezon yakaladığı 11.5 verimlilik puanı Cam Reddish (9.0) ve De’Andre Hunter (8.6) gibi çaylak isimleri geride bırakıyor. Yönetimin daha aceleci bir tavır göstermesi şu ana kadar 49-100’lük bir dereceye sahip olması koç Lloyd Pierce için kötü haber olabilir.

Atlanta’nın gösterdiği performans ve gelişim onların doğru yolda ilerlediğini gösterebilir ancak Hawks için cevaplanmamış birçok soru var. Bu sorular cevaplandıktan sonra da Hawks’ın bir şampiyonluk adayı haline gelmesi çok kolay gözükmüyor.

Chicago Bulls: Başarısızlığa daha yakın

Sezon başlamadan önce Chicago Bulls, play-off’u hedefliyordu ve o dönemde bu çok uzak br hedef olarak gözükmüyordu. Eğer Bulls’un elindeki genç nüve gelişim gösterseydi ve takıma katılan yeni oyuncular katkı verseydi Chicago ekibi çok daha iyi bir noktada olabilirdi.

Ancak Bulls’un yaşadığı sakatlıklar ve oyuncularının geçirdiği formsuz sezon onları geçtiğimiz yılın en büyük hayal kırıklıklarından birisi haline getirdi.

Otto Porter Jr, sakatlıkları yüzünden çok az maçta forma giyebildi. Lauri Markkanen beklentilerin çok altında kalan bir performans gösterdi. Sadece %39.4 ile şut atan Coby White, Bulls’ta en çok heyecan yaratan oyuncu olabilir. Zach LaVine, kariyerinin en iyi sezonlarından birisini geçirdi ama hala bir play-off takımının lideri olabilecek seviyede değil.

Chicago Bulls, yönetim kadrosunda büyük değişiklikler yapmanın eşiğinde. Bu onlar için iyi bir haber ancak sahada çok büyük bir gelişim gösterecekleri anlamına da gelmiyor. Bulls’un hedef listesinde yer alan isimler git gide azalıyor. Bulls, yönetim ekibi için doğru adayı seçebilir fakat azalan adaylar takımın hata yapma lüksünü de ortadan kaldırıyor.

Markkanen’in geçtiğimiz sezon gösterdiği kötü performans yeniden yapılanan Bulls’un önündeki en büyük sorunlardan bir tanesi. Takımdaki en yüksek tavana sahip olan 2.13 boyundaki genç oyuncu iyi performans gösterdiğinde savunulması çok zor bir isim ancak kesinlikle bir süperstar olacak gibi gözükmüyor. Bulls’un kadrosunda Markkanen’den başka bu seviyeye çıkabilecekmiş gibi gözüken bir isim de yok. LaVine, 25 yaşına girdi ve Otto Porter da önümüzdeki yaz 27. doğum gününü kutlayacak. White dönem dönem etkileyici skor performansları ortaya koydu fakat istikrar genç ismin en büyük sorunlarından bir tanesi.

Bulls, listemizde yer alan takımlar arasında iyi bir ekip haline gelme ihtimali olanlardan bir tanesi ancak ciddi bir şampiyonluk adayı haline gelmeleri kolay gözükmüyor.

Dallas Mavericks: Şampiyonluk mücadelesi vereceklerdir

Bu yazıyı okuyan herke bu fikre katılmayabilir ancak Mavericks, bu listede yer alan takımlar arsındaki en iyi ikiliye sahip.

Tarihi bir çaylak sezonu sergileyen Luka Doncic, ikinci yılında performansını bir adım daha öteye taşıdı ve En Çok Gelişim Gösteren Oyuncu ödülünün ciddi adaylarından birisi. Kullandığı top miktarında ve verimliliğinde çok büyük bir artış gösteren Luka Doncic, kariyerinde ilk kez All-Star seçildi ve MVP tartışmasında bile yer aldı.

Doncic, sadece ikinci sezonunda NBA tarihinde iki oyuncunun yakaladığı istatistiklere ulaşmış durumda.

Doncic’in takım arkadaşı Kristaps Porzingis de sakatlığı öncesindeki görüntüsüne her geçen gün daha da yaklaşıyor. 2.20 boyundaki oyuncular arasında NBA tarihinde 19 sayı – 2 blok ve 2 üç sayılık isabet istatistiklerine oluşan tek isim olan Porzingis’in sezonun bir kısmında sakatlık sonrasında form tutmaya çalıştığını da söylemek gerekiyor.

Geride bıraktığımız sezon Mavericks’in bu ikiliyle geçirdiği ilk sezondu ve lig tarihindeki en verimli hücumlardan birisine sahiptiler. Bu ikilinin önümüzdeki yıllarda şampiyonluk için mücadele edeceği aşikar.

Memphis Grizzlies: Şampiyonluk mücadelesi vereceklerdir

Jaren Jackson Jr da bu diyeceğimize büyük olasılıkla katılacaktır, Memphis’e Ja Morant’in katılmasından beri yüzler gülüyor. Yılın Çaylağı ödülünün en büyük adayı olan Ja Morant, son iki sezonda 109 maç kaybeden Grizzlies’in kaderini değiştirdi ve takımını %50 galibiyet oranına yaklaştırdı. Sezon araya girdiğinde Grizzlies, batı konferansının sekizinci sırasında yer alıyordu.

Jackson ve Morant, NBA’in en iyi kısa – uzun ikililerinden birisi olma yolunda hızla ilerliyor. Jackson, üç sayı çizgisinin gerisinden %39.7 ile üçlük atıyor ve pick and roll hücumunda devrildiği pozisyonlarda çember etrafında ligin %77’sinden daha iyi bir bitirici. Morant, daha ilk sezonunda takım arkadaşlarına pozisyon hazırlama konusunda gayet iyi bir görüntü çizdi. Eğer salgın sebebiyle sezon şu anki haliyle sona ererse Morant, NBA tarihinde çaylak sezonunda 17 sayı 6 asist ortalamaları tutturan dokuzuncu çaylak olacak.

Morant ve Jackson ikilisi, şampiyonluk mücadelesi verecek bir takımın en önemli parçaları olabilir gibi gözüküyor ve Grizzlies için heyecanlanmamızın sebebi sadece bu iki oyuncu değil.

2.03 boyundaki Brandon Clarke, sahaya çıktığı her anda olumlu işlere imza atıyor. Jonas Valanciunas, günümüz NBA’inde hala verimli olmayı başarabilen ender uzunlardan. Justise Winslow, sağlığına kavuşursa Grizzlies için çok önemli bir hamle haline gelebilir. Dillons Brooks, savunmada ortaya koyduğu çok yönlü oyununda etkili bir üç sayı tehdidi de bulunduruyor. Tyus Jones ise topun kıymetini bilen bir kısa.

Grizzlies, üst seviye oyunculara ve derin bir rotasyona sahip. Kadroda önemli katkı yapan neredeyse bütün oyuncular 25 yaşının altında. (Valanciunas, 27) Bu çekirdeğin şampiyonluk seviyesine çıkması birkaç sezon alabilir. Ancak bu seviyeye çıkmaları çok zor gözükmüyor.

Minnesota Timberwolves: Başarısızlığa daha yakın

russell_towns

Timberwolves’a uzaktan baktığınızda Minnesota ekibi iki tane All-Star maçında yer almış 25 yaşındaki oyunculara sahip ve bu ikiliyi durdurmak diğer takımlar için çok zor olacaktır.

Eğer bundan sonraki dönemde Karl-Anthony Towns ve D’Angelo Russell, bu sezon ortaya koydukları istatistikleri yakalarsa bu oyuncular takımlarına toplam 49.6 sayı – 14.7 ribaund – 10.7 asist katkısı verecek. 2.10’luk Towns, üç sayı çizgisinin gerisinden önemli bir tehdit. Russell’ın dribbling üzerinden yarattığı tehdit rakip takımların başına çok büyük sorunlar çıkartıyor. Bu ikilinin pick and roll ve pick and pop hücumunda yapabilecekleri rakip takımları çok zor durumlara sokacaktır.

Peki bu iki oyuncunun hücum potansiyeli bu kadar yüksekken bu ekip niye başarısızlığa daha yakın? Çünkü basketbolun bir de savunma tarafı var ve bu iki isim bu alanda takımlarına neredeyse hiçbir katkı yapmıyor. Bu oyuncular savunmada fark yaratmıyor ve Malik Beasley, Jarrett Culver ve Josh Okogie bu sorumluluğun altından kalkabilecek seviyede değiller.

Meşhur söze rağmen savunma tek başına şampiyonluk kazanmıyor, takımların hem dengeli hücuma hem de savunmaya sahip olması gerekiyor. Tarihe baktığımızda şampiyonluğa ulaşan takımlar genellikle hem savunmada hem de hücumda istatistik olarak ligin ilk 10 sırasında yer alıyor. Russell’ın takıma katılmasına kadar savunma sıralamasında 21. sırada olan ve bu eklemeden sonra 29.luğa kadar gerileyen Timberwolves’un bu seviyeye çıkması imkansız gözüküyor.

Towns ve Russell’ın gösterdiği hücum performansı bu problemi çözmek için yeterli olmayacaktır.

New Orleans Pelicans: Şampiyonluk mücadelesi vereceklerdir

Basketbol severler, 22 Ocak gecesi Zion’ın NBA’deki ilk maçını oynadıktan sonra lig genelinde yaptığı etkiyi kolay kolay unutmayacaktır. 1.98 boyundaki ve 130 kilogram ağırlığındaki Zion, Spurs karşısında son çeyrekte üst üste 17 sayı kaydetti ve basketbolun geleceğinde çok önemli bir role sahip olacağını herkese gösterdi.

Zion, o günden beri 19 maçta forma giydi ve bu karşılaşmalarda 23.6 sayı – 6.8 ribaund – 2.2 asist ortalamaları yakaladı. Maç başına sadece 29.7 dakika sahada kalan Zion, 30 sayının altında süre alarak bu ortalamalara ulaşan tek oyuncu. 31 dakikanın altında bu rakamları yakalayabilen iki oyuncu var: Giannis Antetokounmpo ve Joel Embiid.

Zion’ın oynamaya başlamasından beri Pelicans, lig genelindeki en iyi yedinci net ratinge sahip. Zion’ın etrafında da birçok yetenekli genç oyuncunun bulunduğunu söylemek gerekiyor. Brandon Ingram, kariyerinde ilk kez All-Star seçildi. Lonzo Ball, etkileyici saha görüşü ve savunmasının yanında üç sayılık atışlarını geliştirmiş gözüküyor. Josh Hart, kariyerindeki en iyi ortalamalarını yakaladı ve Jaxson Hayes tavanının yüksek olduğunu herkese gösterdi.

New Orleans, önümüzdeki sezondan itibaren şampiyonluk yarışına girebilecek tecrübeli isimlere de sahip. Eğer Jrue Holiday ve JJ Redick’i de kadroda tutabilirlerse önümüzdeki sezon Pelicans ses getirecektir. Eğer bu kadro beklenen seviyeye çıkamazsa Pelicans’ın genç çekirdeğin etrafına tekrar yapılanma ihtimali var.

Phoenix Suns: Şampiyonluk mücadelesi vereceklerdir

Suns’ın geçtiğimiz yıllarda takımın sahibi Robert Sarver’ın yönetiminde inişli çıkışlı bir performans göstermesi bu yazıdaki en tartışmalı tercihi Phoenix Suns haline getiriyor. Genel menajer James Jones ile koç Monty Williams ile yönetim kısmında bir istikrarı yakalamış gibi gözüken Phoenix Suns’ta Devin Booker ve Deandre Ayton, saha içinde doğru yönde ilerliyor gibi gözüküyor.

Phoenix Suns, 2014-15 sezonundan beri uzak olduğu istikrara yaklaşmış gibi gözüküyor ve bu sezonun tamamlanmamasına rağmen bu dönemdeki en yüksek galibiyet sayısına ulaştı. Geçtiğimiz sezon hücum sıralamasında 28. sırada yer alan Suns, savunmada da 29.ydu. Bu sezon Phoenix ekibi hücumda 16, savunmada 19. sıraya kadar yükseldi. Burada Ricky Rubio ve Aron Baynes gibi tecrübeli isimlerin takıma katılması göz ardı edilemez bir katkı yapsa da esas yükü 23 yaşındaki Devin Booker ve 21 yaşındaki DeAndre Ayton çekti.

Kullandığı top miktarı yaklaşık olarak aynı seviyede kalan Devin Booker, verimliliğini arttırdı ve %48.7/%36.0/%91.6 ortalamalarıyla şut attı. Ayton sene başında aldığı ceza yüzünden 25 maç kaçırdı ancak oynadığı karşılaşmalarda 19.0 sayı – 12 ribaund – 1.9 asist ve 1.7 blok ortalamaları tutturdu.

NBA tarihinde 25 yaşına girmeden önce 19/12/2/2 ortalamalarını tutturan sadece üç oyuncu var: Bob McAdoo, Tim Duncan ve Shaquille O’Neal.

Booker ve Ayton’ın aynı anda sahada olduğu anlarda Suns, rakiplerine 100 pozisyon başına 4.9 sayı fark attı. Bu sayı 24 yaşındaki Kelly Oubre Jr da sahada yer aldığında 9.2’ye kadar yükseliyor. Bu üç ismin özellikle savunma tarafında gelişim göstermesi gerektiği ortada ancak bu çekirdek yapılacak eklemelerle önemli bir gelişim gösterebilir.