Tanıklar Anlatıyor: 8 Numaralı Kobe vs 24 Numaralı Kobe

17/Haz/20 09:03 Ağustos 1, 2023

admin69

17/Haz/20 09:03

Eurohoops.net

Tanıkların ağzından… Kobe’nin 8 ve 24 numaralı formaları.

by Justin Tinsley ve Aaron Dodson, Çeviri: Cem Doğan / info@eurohoops.net

Bu yazı The Undefeated‘da yayınlanmış olup uyarlanarak dilimize çevrilmiştir.

Yaklaşık 3.5 yıl önce, trajik bir helikopter kazasında hayata gözlerini yumdu Kobe Bryant… Arkasında 5 NBA şampiyonluğu, 1 MVP ödülü, 15 All-Star seçimi, sayısız rekor ve sınırsız anılarla dolu bir Hall of Fame kariyeri bıraktı. NBA tarihine 2 farklı forma numarası emekli edilerek geçen tek oyuncu olan Kobe’nin bu formalarla arkasında bıraktığı miras huzurlarınızda…

Şubat 1998’de efsanevi Lakers spikeri Chick Hearn, ikinci yılına giren genç bir oyuncuya olası bir politik kariyeri düşünme eğilimi Lakers‘ta oynamak için” dedi Hearn, “19 ya da 20 yılın var.”

“19 ya da 20” diyor Kobe. “En az.”

Birkaç gün önce, o zaman 19 yaşında olan Bryant, bir All-Star maçına ilk 5 başlayacak en genç oyuncu olarak damgasını vurduğu New York turunu tamamlamıştı — ki henüz kendi takımında ilk 5 çıkmıyordu. O sezonki maç, resmen olmasa da Michael Jordan’ın Chicago oyuncusu olarak son All-Star maçıydı ve 8 numara giyen ‘Yeni Jordan‘ın takdimiydi.

Onun gibi bir basketbol bilgesi bile Bryant’ın sonraki 18.5 yıldaki büyük ve genellikle tartışmalı çıkışını tahmin edemezdi ancak Hearn, belki de Bryant’ın kendisinden bile önce, 8 numaralı formanın sonsuza dek Lakers için önemli olacağını biliyordu.

Yine de, Bryant’ın kendisi dışında kimse, 8 numaranın denklemin sadece yarısı olmasını beklemiyordu.

8 BAŞLANGIÇLAR

Kobe Bryant için, NBA bir aile işiydi. Babası, Joe ‘Jellybean’ Bryant, NBA’de 8 yıl, 1984’ten 1992’ye kadar da İtalya ve Fransa’da bazı takımlarda oynamış olan bir Philadelphia efsanesiydi. Yani 29 Nisan 1996’da, 17 yaşındaki Kobe Bryant, “yeteneklerini NBA’e taşımaya” karar verdiğinde, babasının adımlarını takip ediyordu.

Bir yıl önce Minnesota Timberwolves, ilk turun beşinci sırasından Kevin Garnett’i seçmişti. Çok yönlü stiliyle NBA’e damgasını vuran ince-uzun forvet, 1975’teki Darryl Dawkins ve Bill Willoughby’den sonra liseden doğrudan NBA’e geçiş yapan ilk oyuncuydu. Kobe, aynı akşam Charlotte Hornets tarafından seçilmiş ve Vlade Divac karşılığında Lakers’a gönderilmişti; liseye gitmeden seçilen ilk guard olmuştu. Steve Nash, Derek Fisher, Ray Allen ve Stephon Marbury gibi oyuncuların yer aldığı 1996 Draftı’nda 13. sırada seçilmişti. Ama bir sürü Hall of Fame üyesinin çıktığı bu draftta, Bryant en çok, 1. sıradan seçilen Georgetown mezunu, 3 numaralı formayı giyen Allen Ezail Iverson’la kıyaslandı.

İlk maçına çıkmadan önce, Bryant 8 numaralı formayı seçti. Adidas/Reebok ABCD Kampı‘nda giydiği 1, 3 ve 4 numaraların toplamı. Ayrıca İtalya’dayken de 8 numarayı giymişti. “Herkes Kobe’yi biliyordu” diyor, onunla sıkça karşılaştırılan Stephon Marbury. “Nasıl bilmeyesiniz ki?” Bryant, daha Lakers formasıyla tanıtılmadan önce Adidas ile anlaşmış, Amerikan Oyuncular Birliği kartı edinmiş, ünlü oyuncu Brandy’ye çıkma teklif etmiş ve Moesha isimli dizinin bir bölümünde oynamıştı.

Iverson, Kobe’nin memleketi Philadelphia tarafından seçilmiş, ancak 76ers bünyesindeki birçok kişi, Kobe’nin yeteneklerinden etkilenmişti. Cesaretiyle ilgili mitler yaygındı. Hâlâ lisedeyken John Lucas ve başka Sixers üyeleriyle yaptığı workout gibi.

Philly’deki birçokları için Iverson bir üvey evlattı ama onlardan biriydi. Kobe ise babası ligde oynayan, banliyöden biriydi. “Bu onun canını sıkıyordu” diyor Gilbert. Tüm zamanlardaki en büyük rekabetlerinden biri, 1997’de Cleveland’da oynanan Çaylaklar Maçı’nda resmen doğmuştu. “Dikkatini verenler için bu anlar, bu iki oyuncunun yeni bir basketbol nesline damgasını vuracak kişiler olacağını müjdeliyordu” diyor, kariyeri boyunca Kobe Bryant’ı takip eden gazeteci Scoop Jackson.

Tutkulu Kobe hayranı Lil Wayne de katılıyor. “Iverson ile Kobe geldiler ve bu farklı bir şeydi: Karşımda kim olduğunun önemi yok. Arkanda ne bıraktığın umrumda değil. Sana bu hareketlerin neler yapabileceğini göstereceğim” diyordu Wayne. “Ve Kobe ile uğraşırken, olay ‘Hedefe gidiyorum ve seni parçalayacağım’ oluyor. Iverson’da ise ‘Seni 3 sayı çizgisinde bırakıyorum ve giderken sana bakıyorum’ şeklinde.”

8 numaralı Bryant, Çaylaklar Maçı’nda 31 sayı atarak bu alandaki rekoru kırdı (2004’te Amar’e Stoudemire ve LeBron James’in 36 ve 33 sayı atmasına dek kırılmayan bir rekor). Ama Iverson maçın MVP’si seçildi — sonra da Yılın Çaylağı. Bryant o haftasonunda smaç yarışmasını kazandı, Brandy kenarda ona tezahürat yapıyordu; ama Iverson’ı alt etme fırsatını kaçırmıştı ve Iverson’ın Philly’de sahip olduğu özgürlüğe özeniyordu. 76ers’ın hücumu, 3 numaranın nadir görülen yetenekleri etrafında yeniden şekillendi. Bryant ise Shaquille O’NealEddie Jones ve Nick Van Exel ile beraberdi. Çaylak sezonunda dört kez 20 sayı sınırını geçti. Lakers, Kobe’nin ilk sezonunda Playofflar’a ulaşırken, Sixers o sezon 22 galibiyet alabildi.

Ve sonra Konferans yarı finalinde Utah Jazz‘a karşı oynanan 5. maç geldi. 8 Numara için belirleyici bir an. Lakers seride 3-1 gerideyken, Kobe dört kez airball attı — biri son çeyrekte, diğerleri uzatmada. Maçı ve seriyi kaybettiler. “O denemeler olmadan” diyor Scoop Jackson, “Kobe, Kobe olamazdı.”

2016 yılında Kobe hakkında bir biyografi yayımlayan Roland Lazenby, pazarlama devi Sonny Vaccaro’nun bu maçın ardından Kobe ile yaptığı konuşmayı hatırlatıyor. Vaccaro ona iyi olup olmadığını soruyor: “Ne? Neden olmayayım ki? S*ktir et! Kimse şut atmak istemedi.”

kobe_bryant_oaka_fanela

24 YENİDEN DOĞUŞ

Kobe, 8 numaradan 24 numaraya geçiyor. Darren Rovell hâlâ o aramayı hatırlıyor. Los Angeles’tan geliyordu, daha önce birlikte çalıştığı birinden. Çabucak ikincil bir kaynaktan doğruladı. Sonra adamı yorum için aradı. Ama Bryant sessizdi. “Detaylar belirsizdi” diyor Rovell. “İyi korunmuştu. Böyle olmasını istiyordu.”

Başka bir takıma gittikten sonra bir oyuncunun forma numarası değişmesi normaldir. Aynı takımdayken bunu yapması ise değil. Bryant’ın kararından önce, bu konuda çok az örnek vardı. Misal 1991’de, Charles Barkley lise yıllarından beri giydiği 34 numarayı, HIV virüsü taşıması sebebiyle basketbolu bıraktığını açıklayan Magic Johnson’a atfen 32 ile değiştirmişti. 1995’in Mart ayında, kısa süren beysbol macerasından dönen Michael Jordan, ünlü 23 numarasını, küçükken giydiği 45 ile değiştirmişti. Jordan ayrıca Laney Lisesi’nde de 45 numarayı giymişti. Ama aynı numarayı kullanan abisiyle birlikte oynamaya başladığında ortadan ikiye bölüyor ve 23’ü seçiyor.

Bryant ile 24 numara arasındaki az sayıdaki bağlar arasında Pensylvannia’daki Bala Cynwyd Ortaokulu‘ndaki günleri ve Lower Merion Lisesi‘ndeki ilk yılı var.

Ama ortada 24-saat teorisi vardı. “Carpe diem — 24 buradan geliyor.” diyordu, Kobe ile kız kardeşlerinin birinin voleybol maçında tanışan Philadelphialı gazeteci Anthony Gilbert. “Günün 24 saatini de faydalı kullanmak, bir saniyesini bile heba etmemek üstüne.”

Bir de Nike teorisi var. “Duydum ki” diyor Rovell, “Adidas’tan ayrılması yüzündendi.” Liseden mezun olur olmaz onunla anlaşan, Adidas Crazy 8 dahil, onun adına özel olarak yapılmış ilk altı ayakkabıyı üreten Adidas ile 6 yıl geçirdikten sonra, 2003’te Nike ile 4 yıl-40 milyonluk bir anlaşma imzaladı. “Adidas dönemindeki tek başarılı ayakkabı oydu” diye devam ediyor Rovell. “Yani Bryant’ın o klasikleşmiş Adidas modeliyle bağlantılı bir numarada kalması, Nike için hoş olmayacaktı. Ama numara değişimi Adidas’ı etkisiz hâle getirirdi.”

Ve bir de Michael Jordan teorisi. “Jordan’dan bir numara daha iyi” diyor, kariyerinde 1, 20 ve 9 numaralı formaları giyen emekli NBA oyuncusu Jared Jeffries. Denver Nuggets ekibinde çalıştıktan sonra şimdi e-spor organizasyonu Echo Fox’un başında. “Bu, ligdeki herkesin 24 numaraya geçişi hakkında düşündüğü bir şey.”

26 Nisan 2006’da, Los Angeles LakersPhoenix Suns ilk tur serisinin ikinci maçından önce Rovell numara değişimi hikayesini açık etti. 8’den 24’e geçiş, yeni sezonun başında daha verimli olacaktı. Her ne kadar Lakers, numara değişimi için evrak işlerini, son tarih olan 3 Mart’tan önce yetiştirse de, o anda numara, üç gün önce anlaşılan serbest oyuncu Jim Jackson’a aitti.

Aslında, Bryant’ın lise koçu Gregg Downer da lisede oynarken 24 numara giyiyordu. “Onun çaylak dönemini hatırlıyorum” diyor Downer. “Ona ‘Güzel bir numara seçtin, 24’ü severim’ dedim.” Ama bir sezon sonra Bryant, 33’e geçti — şimdi Lower Merion’da emekli edilmiş olan numara. Lisede bu numarayı giyen babasını temsil etmek için bu değişimi gerçekleştirmişti.

Lakers’ın Bryant’ı draft ettiği 1996’da, takım Kareem Abdul-Jabbar‘ın 33 numaralı formasını emekli etmiş durumdaydı. 24’ün müsait olmadığı, çünkü çaylak forvet George McCloud III‘ün o numarayı giydiği bildirilmişti. Ancak McCloud, Şubat 1997’ye dek takıma katılmadı. Bryant’ın sarı formayla basın önüne çıktığı 12 Temmuz 1996 tarihinde 24 numara Fred Roberts’taydı. 17 Temmuz 1996’da Lakers, Roberts’ı açıkladı. Bryant eğer istediyse, 24 numarayı giymeyi beş günle kaçırmıştı. On yıl sonra fırsat eline geçmişti. Peki ama neden?

Haberler dolaşmaya başladığında Kobe Bryant hiçbir soruyu cevaplamadı. “Playofflar’dayız” diyordu Los Angeles Daily News‘e. “Konuştuğum zaman çok heyecanlı olacağım ama şimdi değil. Uygun bir zaman değil.”

NBA’deki on yıllık serüveninin bir yerinde, ayakkabı anlaşmaları, Shaquille O’Neal’ın Los Angeles’tan ayrılışı ya da bir dolu suçlama ve varoluşsal soruyla çalkalanan kafasının içinde 8 numaralı Kobe Bryant öldü “Şimdiden 8 numara ile özdeşleşmiş olan, ligin konumundaki bir genç süperyıldızınız var” diyordu emekli Boston Celtics forveti Paul Pierce. “Dışarıdan bakıldığında, değişimin yaşadıklarıyla ilgisi var gibi görünüyordu. Belki de yeni bir başlangıç istiyordu.”

Böylece Bryant, her şeyi bir çocuk olarak giydiği formayla birlikte fırlatıp atmıştı. “Kimliğini yeniden inşa etmeliydi. Kendisini yok etti” diyor Lazenby. “Bunu yapmanın yollarından biri, yeni numaraydı. Reset tuşuna bastı.” Ya da Lil Wayne’in dediği gibi: “24’ü seçtiğinde bunu yapmıştı. Hiçbir karşılaştırma yapmak istemezsiniz, çünkü ortada karşılaştırma yok.”

8 BAŞARININ BEDELİ

Michael Jackson’ı suçlayın. Pop’un Kralı, Lakers‘ın 8 Numara’sına, çaylak sezonunun ardından “Sürüye geri dönme ve diğerlerine normal davran. Aptalca davranışlardan sakın” diyordu. Kobe onu dinledi. Ve bunun her durumda insanların hoşuna gittiği söylenemezdi.

“Böyle üst seviyede oynadığınız zaman” diyor WNBA efsanesi Tamika Catchings, “‘abuk’ kelimesini kullanmak istemiyorum, çünkü kullanmak istediğim kelime bu değil, ama aklıma gelen ilk şey bu.” Catchings‘in babası Harvey Catchings, NBA’de oynadı, İtalya’da oynadı ve ailecek Bryant ailesine yakınlardı. Tamika kendisindeki İtalyan etkisine yakınlık duyuyor. “Abukluk… en iyisi olmak için zanaatiniz üzerinde çalışmak için çok zaman harcamanızdan geliyor. Sosyal becerilerinizi biraz kaybediyorsunuz… Farklı durumlarda ‘Zaman kaybediyorum’ hissiyatı içine düşebiliyorsunuz.”

2001’de Kobe Bryant, kendisini gerçek bir süperstar olarak sunmaya başladı — oyundaki en iyi iki yönlü oyuncu (reddedilen rap hayalleriyle birlikte). Lansman partisi? 2001 Playoffları: Lakers üst üste ikinci şampiyonluğuna giderken 29 sayı, 7 ribaund, 6 asist ve 1.6 top çalma ortalamayla oynadı — Allen Iverson‘lı 76ers’e karşı aldıkları şampiyonluk.

2002-2003 sezonunda Shaq 67 maçta oynarken, Kobe 82 maçın hepsinde oynadı. O’Neal meşhur parmak sakatlığından dönüş sürecindeydi ve bu, 8 Numara’ya sezonun büyük kısmında hücumun odak noktası olma imkanı sağladı. Kobe, Şubat ayı boyunca 40.6 sayı ortalaması tuturdu. Ama duygusal zirve Mart ayında, Michael Jordan’ın Staples Center’daki son maçında geldi. Kobe ilk yarıda 42 sayı attığı maçı 55 sayıyla bitirdi. “O akşam yanıyordu” diye hatırlıyor, o dönemin Wizards çaylağı Jeffries. “‘100 sayı atacak herhalde’ diyordum.”

All-NBA ve en iyi savunma takımı başarıları artıyordu ama Kobe’nin özel hayatındaki trafik de öyle. Phil Jackson ve Tex Winter’ın üçgen hücumundaki sorumlulukları arttıkça, 8 Numara, baskın 34 numaranın altında kaldı. Kobe meydan okuyordu. Basın ligdeki diğer oyunculara yaptığı gibi tavrını aldı. 2002 yılında, 8 Numara ile Reggie Miller arasında bir güreş maçı gerçekleşti. Aynı yıl, takım arkadaşı Samaki Walker ile de kozlarını paylaşmıştı.

Hoşnutsuzluğunun kökleri önceki yada kadar izlenebilirdi. 2001’de –15-1’lik bir derece ile bitirdikleri Playofflar sonrasında kazandıkları– üst üste ikinci şampiyonlukları şampanyalarla kutlanırken, Kobe bir köşede somurtmuş oturuyordu. Nihayet –Philadelphia’da– bir şampiyonluk kazanmıştı ve ebeveynleri orada değildi. Evliliğini onaylamamışlardı, onu tek başına bırakmışlardı ve duygusal bir çıkmazdalardı — kariyerinde değişmeyen bir tema. Yalnızca amcası John ‘Chubby’ Cox ve halası onu kutlamak için oradalardı.

Philadelphia’da düzenlenen 2002 All-Star maçı, o günün ve geçmişin rekabetleri için yeniden bir araya geliş anlamına geliyordu. Muhammed Ali ve Jor Frazier kenardaydı ve ikonik üçlemelerinden kaynaklanan onyılların acılarını çözüyorlardı. Ve Kobe, yine, meşhur 8 numarasıyla ve mini afrosuyla memleketindeydi. Aylar önce, şehrin yıllarca aklında tutacağı bir cümle sarf edip, kalplerini sökmek istediğini söylemişti.

Bryant’ın (25 şutta bulduğu) 31 sayısı ona Michael Jordan ve Julius Erving’e saygı duruşu olarak 6 numaralı formayla maça çıkan Allen Iverson’ın bulunduğu bir maçta All-Star MVP’si ödülünü getirmişti. Başkan David Stern’ün ödülü verirken söylediği gibi, sekiz ay içerisinde kendi şehrinde kazandğı ikinci başarıydı. Kardeşlik Sevgisi Şehri onu yuhalıyordu. “Ayağa kalkıp alkışlamaya başladım ve beni yuhalamaya başladılar” diyor, o akşam tribünlerde bulunan Anthony Gilbert. “Bana L.A.’e gitmemi söylüyorlardı ama ben oralıydım. Tıpkı onun gibi.”

Lakers, 2003 ilkbaharında Tim Duncan’lı San Antonio Spurs‘e elendi. “İnsanlar ‘Bu kimin takımı’ diye soruyor. Umrumda değil.” Bryant, 2003’te, ABC Halftime Report’tan Robin Roberts’a böyle diyordu. “Bu benim için ciddi bir mesele değil.” Bu arada, ebeveynleriyle ilişkisi, yavaş yavaş düzeliyordu. “Şu anda uğraşmam gereken başka bir konu, gerçek bir konu var” diyordu. “Hatırladığım kadarıyla ilk kez basketbol oynamak artık benim için eğlenceli değil. Artık oynamak istemiyorum.”

8 Numara, profesyonel ve kişisel olarak yol ayrımındaydı. Roberts’la konuşmasından haftalar sonra Kobe Bryant, Denver’da bir otelde kariyerini, evliliğini, imajını ve özgürlüğünü tehlikeye attı.

24 TALEP VE YENİLENME

“Her zaman bir Laker olmak istedim. Yürekten. Yaptığım şey bu, oynamak istediğim takım bu.”

Kobe Bryant (2004)

Kobe Bryant kendisini 24 Numara olarak yeniden inşa etmeye başladığında, daha büyük bir değişikliği kafasında tarttı. Yeni numarasıyla ilk yılında, Lakers, 2006-07 sezonunu 42-40’lık dereceyle bitirirken, ikinci kez üst üste 1. turda elendiler. Kobe hâlâ Kobe’ydi, Phoenix Suns‘a karşı oynanan serideki beş maçta da takımının en skorer oyuncusuydu. Yine de, güçlü bir kadro desteği olmadan o ve Lakers kendilerini basketbol arafında ve güçlü bir Batı Konferansı’nda buldular. 24 Numara, 8 Numara’yken 2004’te imzaladığı yedi yıl-136.4 milyon dolarlık anlaşmanın bitimine dört yıl kala, takasını talep etti. 

“Lakers bir şey yapmalıydı” diyordu Bryant 2016 yılında ESPN’e. İnancımı… kaybediyordum. Sanki onların yemek kuponu gibiydim. Gelip 40-50 atıyorsunuz, koltukları dolduruyorsunuz, maaş sınırını aşmıyorlar, gelir elde ediyorlar… Bunu kabul etmiyordum… Shaq olmadan kazanmalıydım.”

Chicago, Bryant’ın ilk tercihiydi, ama 24 Numara’nın Luol Deng’i içermeyen bir anlaşmaya yanaşmaması yüzünden görüşmeler askıya alındı. Lakers, LeBron James için Cavaliers‘ı ararken Pistons, Bryant’a karşılık Richard Hamilton, Tayshaun Prince ve draft haklarını içeren bir teklifte bulundu. Bu takaslar gerçekleşmedi; Bryant, Los Angeles’ta kaldı.

Ama 1 Şubat 2008’de Lakers, 2.16’lık Pau Gasol’ü takas etti. Bu hamle, Shaq’tan bu yana ilk kez Bryant’a dominant bir uzunla oynama fırsatı veriyordu. Lakers görkemli günlerine dönmüştü: Batıda ilk sırayı aldılar ve kariyerinde ilk kez normal sezon MVP’si seçildi. Finaller’de Kevin Garnett, Paul Pierce ve Ray Allen’ın sürüklediği Boston Celtics‘e yenildiler — ama Lakers dönmüştü, yani 24 Numara da.

“Numara, Kobe’nin her zaman formüle ettiği oyuncuya doğru evrilmesini ve gelişmesini temsil ediyor” diyordu Bryant’ın 24 Numara performanslarını ilk elden gören Knicks oyuncusu Stephon Marbury. 2 Şubat 2009’du. Lakers, Madison Square Garden’da.

“Kadroları anons edildiğinde kimsenin elini sıkmadı. Yalnızca yüzünde o ifade vardı” diyor eski Knicks forveti Jeffries. “Birine ‘Abi, bu gece çooooooooook uzun olacak’ dediğimi hatırlıyorum. Ligdeki en iyi oyuncu olduğunu kanıtlamak üzere orada bulunduğunu görebilirdiniz.” Ve sonra Bryant, çok net bir şekilde New York savunmasını parçaladı. Knicks ona erkenden ikili sıkıştırma getirdi, ama topu elinden çıkarmak yerine potaya hücum etmeye ve skor bulmaya devam etti.

“Kobe, sahada bir bilim adamı gibi” diyor, üç hafta sonra Knicks’le yollarını ayıracak olan ama o akşam onu kenardan izleyen Marbury. “Her şeyi yıkıp geçiyor ve hepsi, açılara, nasıl savunulduğuna, nasl tedbir alındığına ve nasıl ikili sıkıştırma getirdiklerine dayanıyor.”

Bryant o akşamı 19/31 şut isabetiyle ve 20/20 serbest atış isabetiyle, 37 dakikada 61 sayı atarak bitirdi.  “Wilson Chandler o akşam başımıza bayağı bir iş açtı” şeklinde şaka yapıyor Jeffries. “Ama ben de bir kısmından sorumluyum.”

2009 yılında çekilen ESPN belgeseli olan Kobe İş Başında‘nın yönetmeni olan Spike Lee, Bryant’ın bu maçına saha kenarından şahitlik etmişti. 2009 yılının o Şubat akşamında, 24 Numara, Garden’da rakip oyuncu tarafından atılan sayı rekorunu kırıyordu —  hâlâ bu rekorun James Harden’la birlikte sahibi. “Gerçekten buna büyük bir akşam geçirmiş gibi bakmıyorum” diyor Marbury. “Sadece oyununa bakıyorum. 50 ya da 60 sayı atmak onun yapabileceği bir şey.”