Pınar Karşıyaka: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

05/May/20 10:46 Mayıs 5, 2020

Utkan Sahin

05/May/20 10:46

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Pınar Karşıyaka’da 2000-2020 yılları arasında forma giyen oyunculardan “muhteşem kadroyu” yarattı:

by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net

Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?

Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki vereyemeyebiliriz ama sizin bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.

Eurohoops Fırın, yeni yazı dizisinde ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarının son 20 yılındaki kadrolarını değerlendirdi ve en iyilerden “Milenyum Kadroları” oluşturmaya karar verdi.

İlk takım olarak Pınar Karşıyaka’yı seçtik. İşimiz zor. İzmir ekibinin son 20 yılında lige damgasını vurmuş, bu formayla özdeşleşmiş birçok önemli oyuncu var. Üzülerek bazı isimleri dışarıda bırakmak zorunda kaldık.

Fakat oyunun kurallı belli; 2000’den bugüne Kaf Kaf forması giymiş isimlerden 12+1 şeklinde bir kadro oluşturmak!

Gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyum’un Muhteşem Kadrosunu” gönderin.

Oyun Kurucular

#13 Bobby Dixon

Oynadığı sezonlar: 2012-2015

Muhtemelen kadrodaki yeri en kesin olan isim kişi Bobby Dixon!

Yıldız oyuncu, Fenerbahçe‘yle de milli takımla da önemli performanslar sergiledi, başarılar yaşadı ama Karşıyaka’ya tutkun bir insan için onun yeri çok daha başka…

İşin sadece sonuç kısmına bakarsak; 3 yılda 3 kupa kazanan Karşıyaka’nın saha içi lideri oydu. Bu cümle bile onun bu kadrodaki yerinin ayrılması için fazlasıyla yeterli. Fakat daha fazlası da var.

Hatta bir adım ileriye giderek söylüyorum; Dixon, 3 kupa kazandırmasa da bu kulübün taraftarının gönlünde taht kurardı.

Çünkü devşirme oyuncu Türkiye’de şartlar ne olursa olsun asla ezilmeyen ve baş kaldıran bir isim oldu. Bu yüzden de ligde büyük paralar harcayan takımlara karşı kendilerini hep isyankar bir rolde gören Karşıyaka taraftarı için kendi zihniyetlerine Dixon’dan daha iyi uyan başka bir isim olmadı.

Zaten 2014-15 sezonunda bir peri masalı edasında kazanılan o şampiyonluk, Dixon ve Karşıyaka taraftarının ruhlarının bir karşılığıydı. Dünya döndükçe de Karşıyaka’da, bu renklere sevdalanmış bir çocuğa hep bu anlatılacak.

#11 David Holston

Ege Haberleri - Pınar KSK Holston'u bitirdi - Ege Haberleri

Oynadığı sezonlar: 2009-2011

Pınar Karşıyaka’nın son 20 yılında kısa ve çok yetenekli tek oyun kurucu Bobby Dixon değil. Bu role çok iyi uyan bir de David Holston var.

2008-09’da kötü geçen sezonun ardından İzmir’e gelen Amerikalı guard, yetenekleriyle buradaki basketbol ateşini tekrardan alevlendirdi. Harika crosseverlarıyla bazen iki rakibi birbirine düşüren – hatta üçü de gördü bu gözler – Holston, iki yıl kaldığı İzmir’de güzel anılar bıraktı.

İşin basketbol kısmında oldukça yetenekliydi. Fenerbahçe‘ye 31 sayı attığı veya Efes‘in potasına 29 sayı gönderdiği maçlar unutulmaz. Ayrıca iyi de bir pasördü. İkinci yılında asist krallığına oynamıştı.

Diğer taraftan oldukça sempatik bir oyuncuydu. Taraftarlarla iletişimi çok iyiydi. Bu durum da onun burada sevilmesine çok yardımcı oldu. İzmir’den ayrıldıktan sonra birkaç kere çıkan geri döneceği haberleri taraftarı heyecanlandırmıştı. Hatta Ufuk Sarıca da Dixon öncesinde onu istemişti.

Fakat olmadı ve bu hikaye 2 yılla sınırlı kaldı.

#32 Mire Chatman

Mire Chatman en değerli 3'te

Oynadığı sezon: 2011-2012

David Holston gibi taraftarın gönlünde taht kurmuş bir ismin yerini ancak Mire Chatman gibi bir yetenek doldurabilirdi.

Beşiktaş‘ta geçirdiği etkileyici ama olaylı üç sezonun ardından 2011 yazında kariyerini İzmir’e taşıyan Amerikalı guard, tek sezonda oldukça etkileyici bir performansı bizlere sundu.

Jovo Stanojevic ile birlikte takımın taşıyıcı parçası olan Chatman, harika bir liderdi. Tam bir takım oyuncusu değildi. Ancak  sahadayken yetenekleriyle maçı nasıl etkileyeceğini çok iyi bilirdi.

Kötü başlayan sezonda Karşıyaka, ilk yarı ve ikinci yarının sonundaki galibiyet serileriyle playoffa kalırken Amerikalı guard özellikle ilk seride büyük rol oynadı.

Chatman sezonu da ligde sayı krallığı ve verimlilik krallığını ikinci sırada, asist krallığını ise lider tamamladı. Yine her zamanki gibi oldukça gösterişli…

Dışarıda kalan diğer önemli isimler: Hakan Köseoğlu, Anthony Akins, Roberts Štelmahers

Şutör Guardlar

#4 Dewayne Jefferson

Türkiye Ligi'nde Son 20 Yılda En Yüksek 20 Skor Performansı ...

Oynadığı sezon: 2002-2003

Oyun kurucularda oldukça dominant 3 isimle başladık ama şutör guardlarda çıtayı biraz daha yukarıya çekebiliriz çünkü Karşıyaka tarihinde gerçekten 3 tane çok özel skorer var.

Karşıyaka taraftarıyla konuşursanız bir oyuncunun yeteneği ve skorerliğiyle ilgili çıtanın hep Dewayne Jefferson’dan çekildiğini duyarsınız.

Kendisi tam olarak sözlükteki Amerikalı skorerin karşılığıydı.

Kolej sonrasında Karşıyaka’yla kendine Avrupa’ya atan Jefferson, tek sezonluk macerasında unutulmaz performanslar sundu.

Lig, Ülker ve Efes’in hakimiyetindeyken ilk hafta Efes’e 31 sayı atarak Karşıyaka’yı galibiyete taşıdı, iki hafta sonra ise Ülker karşısında takımının 68 sayısının bu sefer 41’ini attı. İtiraf edin, oldukça etkileyici…

28 maçlık İzmir macerasında tam 8 kere 30 sayının üstünde performans ortaya koydu. Tahmin edersiniz ki, 23.4 sayı ortalamasıyla sezonu sayı kralı olarak tamamladı.

O bu kadroya girmeyecek de kim girecek?

Henry Domercant

Terminator gibi geri döneceğim'' - Son dakika Türkiye Basketbol ...

Oynadığı sezon: 2003-2004

Madem çıtayı yüksek bir perdeden açtık, aynı standart da devam edelim.

Jefferson gibi büyük bir skorerin ardından Karşıyaka’ya gelen Henry Domercant, performans açısından hiç de ondan geri kalmadı. – 23.4 sayı ortalaması –

Amerikalı oyuncu, belki öyle 40 sayılar atmadı ama 26 maçın tam 14’ünde 25 sayının üstüne çıkarak istikrar konusunda çığır açtı.

Bildiğiniz gibi Domercant, kariyerinin devamında önemli takımlar da oynadı ama skorerlik açısından en üst seviyesi burasıydı. Sonraları hep biraz daha şutör olarak kaldı ama Karşıyaka döneminde her şekilde sayıya gidebilen ve o dönemde gençliğin de verdiği etkiyle patlayıcı bir atletizme sahip bir oyuncuydu.

Ayrıca selefinin aksine Karşıyaka’yı yıllar sonra playoff’ta yarı finale de çıkarttı. Üstelik çeyrek finalin son maçında Tuborg’a 32 sayı atarak…

Bu kadroda Domercant’a da yer var.

#10 Gary Neal

Oynadığı sezon: 2007-2008

Size demiştim ama… Bu takımın son 20 yılında gerçekten büyük skorerler var.

Gary Neal’i konuşacağız ama öncesinde “Büyük Üçlü”‘ye değinmeden geçmek istemiyorum. Karşıyaka’nın 2015’teki şampiyonluğu gerçekten oldukça etkileyici bir hikaye ama bana sorarsanız Hosley-Marshall-Neal üçlüsünün hikayesi de en az o kadar etkileyici…

Sudan ucuz diyebileceğimiz paralara bu oyuncuları getirip, böyle büyük bir etki yaratmak gerçekten takdire şayan. Herhalde ligin ekonomik olarak tartışılmaz en iyi üçlüsü budur.

Gary Neal ise o büyük üçlünün kutup yıldızıydı.

Oyunu anlatmaya herhalde gerek yok. Kendisini NBA’de de bol bol izledik. Jefferson ve Domercant’ı küçük bir farkla geçerek 23.5 sayı ortalamasıyla sayı krallığını kaptı.

Fakat performansının çekiciliği bir yana ortaya koyduğu hikaye de çok özeldi.

Kolej sonrasında öğretmen olmaya hazırlanırken son anda aylık 4 bin 500 dolar gibi bir paraya buraya geldi ve buradan NBA’in yolunu açtı.

Tabii gitmek istememesine rağmen yönetimin Barcelona’dan aldığı 375 bin dolar bonservis ücreti için onu göndermesi de Karşıyaka taraftarının içinde hep bir ukte bırakacak.

Dışarıda kalan diğer önemli isimler: D.J Strawberry, Ryan Toolson, Ufuk Sarıca

Kısa Forvetler

#33 Jon Diebler

Oynadığı sezonlar: 2012-2015

3-6-9-12-15 ve hatta 18…

Ligimizin gördüğü büyük şutörlerden olan Jon Diebler, bu topraklarda birçok büyük takımın formasını giydi ama aynı Dixon gibi o bu takımın bir efsanesi…

2015’teki gelen şampiyonluk büyük bir olaydı elbette ama bence daha etkileyici olan Karşıyaka gibi kadro devamlılığıyla arası pek iyi olmayan bir kulüpte yaşanılan o 3 yıllık süreçti. Ufuk Sarıca bu sürecin saha dışı mimarı olurken Diebler ile Dixon ise saha içinde projeyi taşıdı.

Evet, Dixon takımın lideriydi ama Diebler da her başarılı takımın ihtiyacı olan o harika 2. adamdı.

İşler ne zaman zora girse sahne aldı. İmkansız denilen şutları soktu. Savunmalar ne zaman Dixon’a yoğunlaşsa oyunun ritmini değiştirecek işleri yaptı. Sonuç olarak ikisi saha içinde birlikte büyüdüler, birlikte öğrendiler ve bu hikayenin yazılmasını sağladılar.

Ayrıca Diebler, kişisel olarak benim salonda izleme şansı bulduğum en inanılmaz şutör performanslardan birini de o sergiledi. EuroCup’ta Rytas maçının rövanşında yaptıklarını unutabilmek gerçekten mümkün değil.