Nando De Colo Anlatıyor: Cholet’den Moskova ve İstanbul’a Anılar

13/May/20 02:32 Mayıs 13, 2020

Mehmet Bahadır Akgün

13/May/20 02:32

Eurohoops.net

Nando De Colo, hafıza kutusunun kilidini açtı.

by Nando De Colo – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 8 Ocak 2020 tarihinde LNB‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Şutörlere ayırdığımız programımızda üst düzey bir şutörü Nando De Colo’dan daha iyi kim temsil edebilir? Fenerbahçe Beko’nun yıldız guardı, her türlü şut konusunda uzman. EuroLeague kariyerindeki %43,1’lik üçlük isabet oranı ile son 10 yılda 11. sırada yer alıyor. De Colo, keza iki sayılık atışlarda ise %53,6’lık bir isabet oranı yakaladı. Serbest atış çizgisinde ise inanılması güç bir başarıya sahip. %94 ile isabet bulan Nando, EuroLeague tarihinin bu konuda 1 numarası.

Bunlara bir de bir doz yaratıcılık eklenince Avrupa’da 10 yılı aşkın süredir eşi benzeri olmayan bir basketbolcu ortaya çıkıyor. Böylesi sıra dışı bir yeteneği LNB de 2006-2009 yılları arasında Cholet Basket çatısı altında izleme şansı buldu. O çocuk Fransa’da tüm bireysel ödülleri kazanarak yoluna başladı. Sekiz yıl sonra kıtanın en büyük arenasında da bunu başardı.

Nando’dan Cholet yıllarından itibaren geçmişe dönüp kulüp kariyerinin özel anlarını bizimle paylaşmasını istedik. Eşi ve iki çocuğuyla yaşadığı İstanbul’daki hayatına kadar leziz anekdotlar paylaştığı harika bir parça sundu. Ayrıca Fransa milli takım kariyerinden de bahsetme şansımız olabilirdi. Nando, milli takımda 2008 yılından bu yana vazgeçilmez isimlerden biri olup 176 kez forma giydi ve dört madalya kazandı. Ancak çok daha uzun sürerdi bu görüşme. 13 yıllık kariyerinde yıldız isim, dev bir takım ödülleri ve bireysel ödüller koleksiyonu oluşturdu. Nando, harika bir Avrupalı basketbolcu oldu.

11 Kasım 2006, Cholet-Reims: Bir Yeteneğin Doğuşu

2006-2007 sezonunun başında Nando De Colo, yıldız olma ışığı gösteren iyi bir oyuncuydu. 19 yaşındaki oyuncu gözden kaçmış, genç takımlarda asla çağrılmamış ve hiçbir profesyonel bir maçta oynamamıştı. Erman Kunter‘in takımda göreve dönüşünde büyük bir kazanım olacaktı. Çünkü Boğaz’ın Dehası, ondaki cevheri hemen keşfetti.

“İlk sezonumda iki maça çıktım. Öncelikle 2006-2007 sezonunun başına oranla biraz daha istikrarlı süre aldığım bir maç vardı. Erman takımın başına geçtiğinde Reims karşısında iç sahadaki maçta bana şans verdi. (Ed. Notu: De Colo o maçta 22 dakika oynadı. 4 sayı, 5 ribaund, 3 asist, 4 top çalma üretti ve takımı maçı 83-52 kazandı.) Benden istenen şey savunmada iyi oynamak ve hücumda çok fazla hata yapmamaktı, ben de bunu epey iyi yaptım. İkinci maç da Le Havre karşısında yine içeride oynadığımız maçtı. Sabahtan genç takımın antrenmanına gittim. Sonra A takımın antrenmanı vardı. Erman, benim ilk antrenmana gitmemden memnun değildi çünkü akşamına genç takımda oynamamı istemiyordu. Teknik ekibe bu mesajı verdi. Akşam Le Havre karşısında çok süre aldım ve o yarım sezonda en iyi maçımı çıkardı. 20-21 sayı attım ve hem savunmada hem de hücumda benden isteneni istikrarlı bir şekilde yerine getirdim. (22 sayı, 5 ribaund, 9 asist, 29 verimlilik puanı.) Özel  bir performanstı çünkü hemen sonrasında Antoine Rigaudeau ile karşılaştırıldım.”

8 Temmuz 2007, Euro U20, Fransa-Sırbistan

Fransa genç milli takımıyla ilk ve tek macerasında Nando De Colo ortalığı kasıp kavurdu. Euro U20’de maç başına ortalama 17,9 sayı attı. Michel Gomez’in takımının en skorer oyuncusu oldu. Sırbistan karşısında oynadığı maçta 31 sayı ile en iyi performansını ortaya koydu.

“Evet, hatırlıyorum. Karşımda Milos Teodosic vardı. O dönemde uluslararası arenayı şimdi bildiğim gibi bilmiyordum tabii ki. Gençken milli takımlara çağrılmadım, dolayısıyla kendi jenerasyonumdaki büyük isimleri bilmiyordum. Hâli hazırda büyük takımlarda oynadıklarını ve büyük sorumlulukları olduğunu biliyordum. O turnuvada karşımda kim olacak bilmiyordum ama görünce yeteneği anlıyordunuz tabii. O Avrupa Şampiyonası’nda Gigi Datome ve fiziğiyle sahayı domine eden Türk Oğuz Savaş da vardı.”